Güncelleme Tarihi:
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan haftalık İngilizce ANKA Review Dergisinde yer alan söyleşisinde, yasadışı çoğaltma ve korsan yayının, sadece bilişim sektörünün sorunu olmayıp edebiyat, yayıncılık, müzik, eğlence ve entelektüel sermaye ile ilgili tüm alanlarda kanayan çok büyük bir yara olduğunu söyleyerek “Bu, sadece Microsoft’un sorunu değil, bütün yazılım firmalarının sorunu, yerel ve yabancı. Dolayısıyla, burada, herkes kaybediyor, farkında olmaksızın” diye konuştu.
"KORSANIN BİR UCUNDA TERÖR VAR"
Çağlayan Arkan Türkiye’de hukuksal altyapı olarak hiçbir eksiğin olmadığını ancak uygulamada çok büyük boşluklar olduğunu hatırlatarak” Hiçbir şekilde, ne emniyet teşkilatında ne de belediyeler veya yerel yönetimler düzeyinde bu konunun arkasında durulduğunu, konuya sahip çıkıldığını görmüyoruz. Bu, tamamen suç ve ceza bağlamında ele alınması gereken, bir ucu terörle, bir ucu da vergi tahsilatı ve buradaki kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye giden ve sonuçta, her türlü olumsuz etkiyi doğuran bir konu“ dedi.
"KORSAN 10 PUAN AZALIRSA 1 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜRÜZ"
Uluslararası araştırma kuruluşu IDC’nin korsan yazılımla ilgili araştırmasına değinen Arkan “ Rapor genel yazılımda korsan kullanımının yüzde 65 olduğunu gösteriyor. Rapora göre korsan yazılımı 10 puan azaltabilirsek, yani yüzde 55’ler düzeyine çekebilirsek, Türkiye için, yazılım alanında yaklaşık 1 milyar dolarlık büyüme sağlamış oluruz ve 30-35 bin civarında da yeni istihdam yaratmış oluruz. Yaklaşık 300 milyon dolar yeni vergi tahsilatı da yapılmış olur” değerlendirmesinde bulundu.
"İNSAN BEYNİNİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"
“Bilgisayarın mı beyni gelişiyor yoksa insan beyni mi zayıflıyor” şeklindeki soruya Microsoft Genel Müdürü “ Bilgisayarlar tabii ki gelişiyor. Hesaplama yetenekleri, hafızaları ve süratleri müthiş bir şekilde artıyor. Ancak, henüz insan beyniyle karşılaştırma yapmak bence mümkün değil. Microsoft’un Harvard Üniversitesi’yle yaptığı yeni bir araştırma çalışması, insan beyninin keşfine yönelik teknoloji destekli önemli adımlar atılabilir mi sorusuna yanıt arıyor. İnsan beyninden bir santimetre küp, üç boyutlu bir kesit alıp da bunu mikron düzeyinde dilimlere ayırıp, beyindeki hücrelerin ve oradaki elektrik akımlarının hangi durumlarda, nasıl birbiriyle bağlantı yaptığını, insan beyninin nasıl çalıştığını anlamak için gerekli bilgisayar gücü, o bir santimetrelik kısmı için bile bugün söz konusu değil. Bu araştırma, insan beyni üzerinde bu yüzden yapılamıyor. Bu işi bugün ancak çok daha basit çalışan, dolayısıyla daha az, daha kalın kesitlerle iş yapabildiğiniz ve daha az veri değerlendirmenizi gerektirecek fare beyniyle ve çok daha küçük bir hacim için yapmak mümkün oluyor. Dolayısıyla insan beynini anlamaktan hala çok uzağız. Şu anda da, çok yakın gelecekte de olabilir şeyler değil“ yanıtını verdi.
"BİLGİSAYAR KULLANICI SAYISINI 2 MİLYARA ÇIKARMAK"
Dünyada mevcut durumda 1 milyar bilgisayar kullanıcısı olduğunu Microsoft olarak geriye kalan 5 milyar insanın da bilgiye, internete erişmesi ve fırsat eşitliği sahibi olmasına katkı sağlamak gibi bir vizyonu olduğunu ifade eden Çağlayan Arkan “Internet’e erişen insanla, erişmeyen insanın fırsat eşitliği açısından, farklı noktalarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, yine lider firma olarak kendimize biçtiğimiz görev, bu 1 milyarın aslında 6 milyara çıkması, bu bağlamda önümüzdeki 5 yıllık perspektifte, 1 milyarın 2 milyara ulaşması ve yavaş yavaş bu artışın devam etmesi, Türkiye’nin de tüm kişi ve kurumlarıyla beraber, bilgi ve teknolojiyi kucaklaması bizim için çok önemli” dedi.
"TÜRKİYE BİLİŞİM SEKTÖRÜ KÜÇÜK"
Microsoft Genel Müdürü Arkan, donanım ve yazılım dengesi açısından değerlendirildiğinde Türkiye’nin bilişim sektörünün küçük bir sektör olduğunu, gelişmiş ülkelerdeki bilişim sektörlerinin, aşağı yukarı yüzde 50’sinin hizmetten, yüzde 30’unun yazılımdan, yüzde 20’sinin donanımdan oluştuğunu söyleyerek “Türkiye’de bu oran, yüzde 70 donanım lehine. Yani, Türkiye’de yazılım ve hizmet adına yerel katma değer üretilmiyor.Bu, daha vahim bir görüntü, bilişim sektörünün kendini geliştirmesi açısından da vahim. Demek ki, bilişim sektörü çok önemli ölçüde bir kutuyu, bir yerden alıp, başka bir yere koyuyor ve bunun üzerine katma değer adına bir şey koyamıyor. Ancak biz Türkiye’de, hem yapılacak çok işin olduğunu, hem pazarın çok büyük büyüme potansiyeli taşıdığını ve bizim de alınacak çok yolumuz olduğunu gösteriyor. Türkiye, bu yönüyle bizim açımızdan en heyecan verici pazarlardan biri” diye konuştu.
“TÜRKİYE MSN KULLANIMINDA DÜNYADA İKİNCİ"
Microsoft Türkiye olarak, buradaki kullanıcılara bir takım müjdeleriniz var mı” şeklindeki soruya yanıt verirken de Çağlayan Arkan “ Bir hayli yeni ürünümüz var. Versiyon farkları, yerelleştirme farkları, bunlarla çok inanılmaz rakamlara gidiyoruz , ama 3 bin civarında daha böyle tekil gibi duran ürün olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de herkesin beklediği ürünlerde müjdeler vermeyi planlıyoruz. Ama bunlar önümüzdeki yıl ancak bizim üzerinde çalışabileceğimiz konular olacak. Bu arada İnternet alanında çok olumlu gelişmeler oluyor. Yakın zamanda orada da çok farklı hizmetlerin de devreye gireceğini görüyoruz. Türkiye, enteresan bir şekilde, dünyada, hep ilk üçün, ilk beşin, ilk onun içerisinde, bizim bu “live” dediğimiz hizmetlerde. MSN Messenger kullanımı açısından dünyada ikinciliğe çıkmışız. Hotmail’de 19 milyonun üstünde abonemiz var. Windows Live Spaces’te 9 milyonun üzerinde blog sahibi var. Toplam 22 milyon kişi Messenger kullanıyor. Bunlar, inanılmaz büyüklükler ve burada bir hayli yeni hizmetimiz, yeni işbirliklerimiz var” şeklinde konuştu.
"MICROSOFT’A HER GÜN BİNLERCE SALDIRI"
Arkan “Bilişim dünyasında ne kadar korunaklıyız” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Herhalde, dünyada en çok saldırılan yerlerden bir tanesi Microsoft’un kendi sistemi ve ağı’dır. Şu ana kadar, bizim sitelerimizin hack edildiği hiç duyuldu mu? Hayır. Bizim, kendi güvenliğimizi kendi teknolojimiz ve kendi ürünlerimizle sağladığımızı kabul edersek, sorunuza da ikna edici bir yanıt vermiş oluruz. Biz, Microsoft sistemleri olarak, “yüzde 100 korunaklıyız” diyebiliriz. Güncellik desteği veren ürünler, lisanslı ürün kullanacağız. Şifrelerinizi de kimseye söylemediğiniz sürece, sizin sistemleriniz, yüzde 100 korunaklı demektir. Sadece, teknoloji değil, işin tümüne bakıp, risklerin ve operasyonların tamamını doğru yönetmek ve sıfır hata üzerinde korunmak lazım.”
"HERKES BİR BLOG AÇSIN"
Kendisi de bir blog sahibi olan Çağlayan Arkan blogger olmayı sadece genç kuşaklara değil, genç, yaşlı, kadın, erkek herkese tavsiye ettiğini belirterek Türkiye’de, özellikle liderlik müessesine baktığınızda, bu makamlarla, liderlere ihtiyaç duyan kesimin etkileşim ve iletişimin çok etkin olmadığı açıkça görünüyor. Blog, tam anlamıyla, burada çıplak ve samimi bir iletişim imkanı sağlıyor. Blogları, geleceğin liderliği açısından, demokratik, açık, eşit, katılımcı olması yönüyle çok önemsiyorum” dedi.
"CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN E-MAIL İLE HABERLEŞMELİ"
T.C. Cumhurbaşkanı’nın, Başbakanı’nın ve bakanlarının, temel iletişim biçimi olarak, e-postayı benimsemelerini ve kullanmalarını önerdiğini belirten Arkan “Bence her liderin bir blogu olmalı ve buradan, direkt etkileşim içinde olmalı. Sadece Sayın Başbakanın, “bundan sonra benimle sadece e-posta marifetiyle haberleşecekseniz” demesi, siyasetteki arkadaşları, bürokratlar, bakanlar, hükümet ve vatandaş için Türkiye’de devrim yaratır ve açık toplum açısından bu devrime de ihtiyaç vardır. Yöneten ve yönetilenler açısından ulaşamama sorunu da, böylece ortadan kalkmış olur” görüşünü dile getirdi.