Güncelleme Tarihi:
21’inci Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Strateji Kurulu Üyesi Doç.Dr. Kürşad Zorlu’nun 3 bin MHP seçmeni ile temas kurarak yaptığı araştırmada, katılımcıların yüzde 89.2’sinin başkanlık sistemine destek konusunda olumsuz kanaate sahip olduğu, yüzde 92,8’inin de “partili cumhurbaşkanlığını” desteklemediği aktarıldı. Zorlu, “Araştırmadan elde edilen bulgular, MHP seçmeninin ezici bir çoğunluğunun, başkanlık sistemine ve partili cumhurbaşkanlığı önerisine destek vermediğini ortaya koyuyor” değerlendirmesini yaptı.
Zorlu, MHP’li seçmenin “başkanlık ve partili cumhurbaşkanlığı” önerilerine nasıl baktığını ve partinin bu konudaki politikalarını nasıl değerlendirdiklerini ölçmek amacıyla bir araştırma yaptı. Bugüne kadar MHP’ye oy vermiş ve/veya parti üyesi olan yaklaşık 3 bin kişi ile sosyal medya üzerinden görüşerek yapılan araştırma sonucunda şunlar aktarıldı:
YÜZDE 89.2 HAYIR DEDİ
* Katılımcıların yüzde 25,4’ünün “Alparslan Türkeş’in vaktiyle başkanlık sistemini istediği” ve yalnızca yüzde 6,4’ünün ‘bugün olsaydı desteklemeye devam ederdi’ düşüncesine sahip olduğu anlaşılıyor. Katılımcıların yüzde 87,9 ise Alparslan Türkeş’in hayatta olsa, başkanlığı desteklemeyeceği görüşünde.
* Katılımcıların genel olarak başkanlık sistemine desteklerini ölçmeyi amaçlayan soruya verilen yanıtlardan, MHP’ye oy vermiş seçmen/katılımcıların yüzde 89.2’sinin bu konuda olumsuz kanaate sahip olduğu görülüyor. Başkanlığı destekleyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 8.3.
* Katılımcıların sadece yüzde 8.5’i başkanlık sistemininin, yüzde yüzde 3.3’ü yarı başkanlık sisteminin Türk kültürü ve yönetim geleneğine en uygun olan hükümet sistemi olduğu kanısında. Yüzde 84.3 oranındaki yüksek seçmen grubu ise parlamenter sistemi daha uygun buluyor.
* MHP’deki sistem tartışmaları ve özellikle partinin başkanlık sistemi konusundaki yaklaşımı ise katılımcıları adeta ikiye bölen bir konu. Partisinin başkanlık sistemine büyük ölçüde destek vermeyeceğini ifade eden MHP seçmeninin yarısı partinin genel yaklaşımını doğru bulurken, diğer yarısı yanlış buluyor. Peki bu ilginç ikiye bölünme tablosunun ardında ne var? Katılımcıların yüzde 69,1’i başkanlık konusunda partinin merkez ve taşra teşkilatları arasında uyum bulunmadığını, yüzde 72,9’u üst yönetimin yaklaşımının tatmin edici olmadığını belirtiyor.
* Aksi yönde düşünenler de elbette var. Partinin açıklayıcı bir iletişim dili yöntemi kullandığını savunanların oranı, yüzde 13,4. yüzde15.6’sı ise tutarlı bir yaklaşım sergilendiği kanısında.
DEMOKRATİK TARTIŞMA OLUMSUZ
* Katılımcılara sorulan “MHP içerisinde özgür ve demokratik bir tartışma süreci yaşandığını düşünüyor musunuz?” sorusuna, verilen yanıtlar, üzerinde düşünülmesi gereken bir tabloya işaret ediyor olabilir. Zira katılımcıların yüzde 80,8’i bu konuda olumsuz bir algıya sahip.
* Partili Cumhurbaşkanlğı konusunda MHP tabanının net bir tavrı olduğu açıkça anlaşılıyor. Çalışmaya göre, katılımcıların yüzde 92,8’i “partili cumhurbaşkanlığını” desteklemiyor. Yüzde 5,1’i desteklerken, yüzde 2.1’i kararsız. Başkanlık sisteminde olduğu gibi son iki seçimde MHP’ye oy vermeyenlerde partili cumhurbaşkanlığına destek daha yüksek (oy verenlere göre yüzde 62) oranında.
* Bir diğer önemli bulgu ise gerek başkanlık sistemi, gerekse partili cumhurbaşkanlığı konusunda MHP seçmeninin partisinin muhtemel tavrına ilişkin algısı hakkında. Bu çerçevede katılımcıların yüzde 70.4’ü ‘Başkanlık sistemine ve partili cumhurbaşkanlığına kesinlikle destek verilmeyecektir’ görüşüne katılırken, sadece partili cumhurbaşkanlığına destek verileceğini düşünenlerin oranı yüzde 8,5. “Her ikisine de destek verilebilir” diyenler ise yüzde 11.9 düzeyinde.
* Başkanlık sistemine destek verenlerin oranının MHP seçmeninin yüzde 10’nunu aşmayacağı araştırmadan anlaşılıyor. Buna karşın MHP’li seçmenin yüzde 25’lik bir kısmının (kararsızlar dahil edildiğinde) partinin bu iki konuda ya da herhangi birisinde destek verebileceğini düşünmesi dikkat çekici.
* MHP seçmenlerinin Türk kültürü ve yönetim geleneğine en uygun sistem olarak parlamenter sistemi görmesi, bu seçmen grubunda başkanlık sistemine yönelik olumsuz algının bir neticesi şeklinde düşünülebilir.
* Dolayısıyla olası bir referandumda bu iki konuda MHP seçmeni ikna edilmek istenirse söz konusu kitlede geçerli ve hayli güçlü bir set oluşturan endişelerin varlığı belirgin biçimde görülüyor.”