MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Gökçek'in, iddialarına cevap vermediğini, işi parmak hesabıyla geçiştirmeye çalıştığını öne sürdü. Bu tutumu nedeniyle kınadığı Gökçek'e, Turan Güneş Bulvarında 895 bin liraya aldığı evin parasını nasıl ödediğini soran Vural, şöyle devam etti:
“Parmak hesabı, bir koyundan birkaç post çıkarmaya çalışan yaklaşım tarzıdır. 895 bin liraya bu villayı satın aldınız. Şu parmak hesabını bırak. Villanın parasını nasıl ödedin? Çantada mı götürdün? Bunun teslim belgesi, bankayla yaptıysan, bunun dekontunu kamuoyuna açıklamaya davet ediyorum. 895 bin liralık ödemeyi nasıl yaptığını belgeleriyle ortaya koysun. Kimse bu hesaplara inanmıyor. Melih Gökçek, Turan Güneş Bulvarındaki villasını almıştır ama halka açıkladığı mal beyanında bunu açıklamamıştır, kaynağına belirtmemiştir. Gökçek'i doğru bilgi vermeye davet ediyorum.”
Vural, parmak hesabı devrinin geçtiğini belirterek, “Sayın Başkan, bakkal dükkanı değil, belediye işletiyorsun. Bundan vazgeç” dedi.
Gökçek'in aldığı yerin emlak vergilerini ödediğini söylediğine dikkati çeken Oktay Vural, “Sayın Melih Gökçek, yeni aldığınız villanın emlak vergilerini niye ödemedin? Vergiler ödendi mi? 4.6 bin liralık vergi ödendi mi ödenmedi mi?” diye sordu.
DOĞALGAZ SAYAÇLARIYLA İLGİLİ İDDİADoğalgaz sayaçları ihalesi konusunda kurulan komisyonun kararını gazetecilere okuyan Vural, komisyonun, ihalenin iptal edilmesine karar verdiğini belirtti.
Vural, buna rağmen Gökçek'in, Elektrik Makine ve Malzemeleri İkmal Daire Başkanı Mehmet Acar ve Başkan Yardımcısı Orhan Ekinci, Bütçe ve Mali İşler Dairesi Başkanı Aydın Şahin, Abone İşleri Dairesi Başkanı Atilla Türkyılmaz ve Bilgi İşlem Daire Başkan Vekili Yusuf Sipahi'den oluşan 5 kişilik bir ikinci komisyon kurduğunu öne sürerek, bu komisyonun ise ihalenin devam etmesi yönünde karar aldığını söyledi.
“Hukuk garabetiyle karşı karşıyayız” diyen Vural, şöyle devam etti:
“Başkent Doğalgaz'ın ihalesi, 1.6 milyar dolarlık bedelle 14 Mart 2008 tarihinde yapılıyor. Bunun 50 milyon dolarlık geçici teminat mektubu var. Şartnameye göre, 45 gün içinde anonim şirketi kurulmazsa, bu teminat irat kaydedilecekti. Melih Gökçek'e soruyorum, ne oldu 50 milyon dolar? Aradan 11 ay geçti, daha anonim şirket kurulmadı. Bu 50 milyon doları neden irat kaydetmediniz? Neyi bekliyorsunuz, kimi bekliyorsunuz? Bu konuyu kamuoyuna açıklamaya davet ediyorum. Elinizi kolunuzu bağlayan nedir? Melih Gökçek, bunu anlatırken, 'İstanbul Ticaret Mahkemesinden tedbir kararı var' diyor. Tedbir kararını gösterin. Sizin elinizi kolunuzu bağlayan mahkeme kararı mıdır, yoksa başka bir şey mi? Bununla ilgili firmayla görüşme yaptınız mı yapmadınız mı?”
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, bu hafta içinde ASKİ ile ilgili birkaç iddiayı daha kamuoyuyla paylaşacağını bildirdi.
“ÇAMURUN İÇİNDE DEBELENİYOR”Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, açıklanan dosyalarla ilgili “çamur atıyorlar” dediğini hatırlatan gazeteciye Vural, yaptıkları açıklamaların basın savcıları tarafından takip edildiğini söyledi.
“Biz savcı, hakim değiliz. Savcıları bunları takip etmeye davet ediyoruz. Çamura batmışlara çamur atmaya gerek yok. Zaten çamurun içinde debeleniyorlar” diyen Vural, Başbakan Erdoğan'ın sözlerine “pes” dediğini belirtti.
Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi hazırladığını ifade eden Vural, Elazığ'da bir belediye başkanlığı ile ilgili rüşvet istendiğine ilişkin bir kaset yayınlandığını belirtti. Bu kaydın, Başbakan Erdoğan'a iletildiğinin söylendiğini öne süren Vural, “Sayın Başbakan, bunu savcıya ilettiniz mi? 'Hortumları kestik' diyenlerin nasıl boru hatları döşediğini, vatandaşa soğan patates dağıtanların aslında nasıl pırlanta ortaklığı oluşturduğunu, bütün yönleriyle ortaya koyuyoruz” şeklinde konuştu.
ADALET BAKANI ŞAHİN'E TEPTİBir gazetecinin, “Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, kendilerinden olmayan belediye başkanlarının işlerinin Ankara'dan geçmeyeceğini söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Adalet Bakanını, taşıdığı sıfatla bağdaşır görmüyorum. Bir Adalet Bakanı, bu kadar tehdidi ve şantajı, makul görüyorsa, adaletin düştüğü durum hazindir. Yüz karası bir durumla karşı karşıyayız. Bir de partinin adı Adalet ve Kalkınma. Sizin nereniz adalet? 'Her belediye bizim için eşittir, her belediyeye hizmet götürüyoruz' diyordunuz. Belediyelerde ayrımcılık yaptıkları ortaya çıktı. Bu bir ayrımcılık, itirafıdır. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı genel seçimlerde istifa eder. Görülüyor ki Adalet ve İçişleri Bakanı, güçlerini yerel yönetimler üzerine baskı yapmak için kullanıyorlar. Baskı, tehdit şantaj ve rüşvetle seçimlerde, seçmen takdirini etkilemek istemektedirler. Bu, demokrasi suçu ve ayıbıdır. Hükümet, elindeki imkanları, basını, iş adamlarını, sivil toplum örgütlerini tehdit etmek amacıyla kullanmaktadır.”
Başbakan Erdoğan'ın kamu araçlarıyla
seçim gezilerine katılmasını da eleştiren Vural, Erdoğan'ın kamu imkanlarını siyasi amaçla kullanmaktan çekinmediğini söyledi.
Vural, Başbakan Erdoğan'ın bu konuda hiçbir etik ölçütünün bulunmadığını savunarak, “Bu Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı. AKP ilçe kongrelerinin Başbakanı değil” dedi.
Başbakan Erdoğan'ın gittiği yerlerde oyuncak dağıtmasını da eleştiren Vural, “Bir zamanlar benim balonlarım vardı diye bir şey vardı. Oyuncakçı. Oyuncakçı başbakan, milletin oylarıyla oyun oynuyor” diye konuştu.