Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, 'MHP'ye Kurultay Tarihi Belirleme Çabaları' başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yalçın, olağanüstü kurultay çabaları lehinde algı oluşturmanın MHP camiasını tehlikeli bir kavga sürecine sokacağını belirtti.
Bu durumun Yargıtay sürecine de etki ettiğini savunan Yalçın, "Kendilerini kamuoyuna MHP genel başkan adayı olarak lanse eden isimler, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararını gerekçe göstererek olağanüstü kurultay tarihi belirlediklerini açıklamıştır. Söz konusu zevat; bu son teşebbüsleriyle durumdan vazife çıkarmakta, kendi kendilerine gelin güvey olmaktadır. Hem mahkemeden kayyum kararı çıkartıp hem de oturup sözde kongre tarihi tespiti yapmak hangi ölçüye sığmaktadır. Şurası muhakkak ki genel başkan adaylığını açıklamakla aday olunmayacağı gibi, delege dahi olmayan malum isimlerin toplanıp kurultay tarihi belirlemesiyle kurultay da gerçekleşmeyecektir. Ayrıca bunların kurultay tarihi tespit etmeye ne hakları ne de yetkileri vardır. Başka isimlerde bir araya gelerek farklı bir tarih talebinde bulunduklarında nasıl bir yol takip edilecektir? Kamuoyuna hayalî kurultay tarihi açıklayarak bir yere varamayacaklarını aslında onlar da bilmektedir. Ancak, camiamızı tehlikeli bir iç çekişme ve kavga sürecine sokacak bu girişimin sebebi; olağanüstü kurultay çabaları lehinde algı oluşturarak kamuoyunun desteğini kazanmak, bu arada da konuyla ilgili Yargıtay sürecine etki etmektir" ifadelerini kullandı.
"KENDİNİ GENEL BAŞKAN ADAYI SAYAN KİMSELERİN KURULTAY İÇİN TARİH BELİRLEMELERİNİN HÜKMÜ YOK"
MHP'li Yalçın, genel başkan adaylarının kurultay için tarih belirlemelerinin bir değeri ve hükmü olmadığını vurgulayarak, açıklamasını şöyle sürdürdü: "MHP'de kurultay kararı alınmış olmasına rağmen başlatılan olağanüstü kurultay teşebbüsleri, ne yazık ki adı geçen sulh hukuk mahkemesinin kararıyla Türkiye'de siyasi partilerin faaliyetlerini yargıya ipotek eden bir sürece dönüşmüştür. Bundan böyle, siyasi partilerin işleyiş ve faaliyetlerinin yargı süreçlerine takılması geleneği yerleşmiş olacaktır. Oysa siyasi partiler dernek veya şirket değildir. Devleti yönetmeye talip, milyonların oyu ve çabasıyla varlığını sürdüren millet kurumlarıdır. Birtakım kişisel siyasi hesapların politika yapmak yerine mahkeme koridorlarında görülmesi, siyasi partilerin önünü tıkamakla kalmayacak, karmaşaya da yol açacaktır. Buna bir takım kararlarla çanak tutulmasıysa siyaset kurumunu baltalayarak millet hukukunun tecellisine engel oluşturacaktır. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 367. maddesi uyarınca, mahkeme kararı kesinleşmedikçe yerine getirilemez. O bakımdan, Yargıtay süreci tamamlanmadan Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin kurultay hakkındaki kararının uygulanması mümkün değildir. Özetle, kendini genel başkan adayı sayan kimselerin kurultay için tarih belirlemelerinin bir değeri ve hükmü yoktur. Ayrıca yapılan iş bir suçtur. Haklı olarak başından beri karşı çıktığımız ve giderek büyüyen bir yanlışın, üst mahkeme tarafından düzeltileceğine inanıyoruz"