Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin haftalık olağan grup toplantısında konuştu. Bahçeli, hıyanetin, husumetin ve hizbin dışında huzurlu ve güvenli bir liman arayanlar için tek çarenin Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olduğunu belirterek, "Cumhuriyet'in yeni yüzyılında tam 5 yıldır mahalli idarelere düşen zillet gölgesini kaldırmak amacıyla insanüstü bir gayretle çalışıyor, çabalıyor ve hazırlık yapıyoruz. Milletimizi aydınlık iddiasıyla karanlığa çekmek isteyenlerin ipliğini pazara çıkarmak için sabırsızlanıyoruz. Bağımlı vicdanlarıyla, esir kafalarıyla, çer çöp siyasetleriyle, Türkiye'nin önünü kesmek isteyen siyaset kofluğunu mahalli idarelerden silip atmak hedefiyle yanıp tutuşuyoruz. Cumhur'un 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde tezahür eden başarısına yeni bir halka eklemek istiyoruz. Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında denge, uyum ve insicam olmasını amaçlıyoruz. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşabilmek için bunu mecburi addediyoruz. Karşımızdaki siyasi bariyeri, teslimiyetçi siyaset engelini, ahlak ve aidiyet kriziyle malul siyasetçi pürüzünü aşmak durumundayız. Bir karar vericinin değil, rehin altındaki bir protestocunun ruh haliyle siyaset yapanlara günlerini göstermenin, tarihin ve milletin gündeminden tamamen çıkarmanın anlayış ve arayışındayız. Bu maksatla hür bir irade kifayetiyle de devamlı çalışıyoruz" dedi.
'BİZİM ONURUMUZ DA, GURURUMUZ DA TÜRK MİLLETİDİR'
Bahçeli, Türk milletinin onuruna düşkün bir millet olduğunu ifade ederek, "Sözde ve bölücü bir sanatçının hürmetle elini öpüp ardından 'Onurum, gururum' diyen CHP Genel Başkanı'na hatırlatırım ki, bizim onurumuz da, gururumuz da Türk milletidir ve ona mensubiyet duygusuna sahip herkestir. Bizim anlayışımıza göre herkes eşittir, Türkiye'dir. Bir muamma, bir muvazaa, bir muazzep, bir mugalata olan CHP Genel Başkanı'nın; 'Türkiye'de herkes eşittir, fakat Kürtler daha az eşittir' açıklaması bölücü lügatin, terör üslubunun tıpkısının aynısıyla yansımasıdır. Kürt kökenli kardeşlerimizin daha az eşit olduğunu söylemek, hakikate alenen kıymak ve kastetmektir. Bu soysuz iddia, tümüyle bühtandır. Bu sefil iddia, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kesif bir saldırıdır ve suçtur. Kürt kökenli kardeşlerim eşit hak ve hukuka sahip vatandaşlarımızdır ve bizim can beraberimizdir. Hangi bir Kürt kökenli kardeşim herhangi bir imkandan bugüne kadar mahrum kalmıştır? Cumhuriyet Türkiye'sinde fırsat eşitliğini yok saymak mümkün müdür? Kürt kökenli kardeşlerim kaymakam, diplomat, vali, milletvekili, bakan, Meclis Başkanı ve hatta Cumhurbaşkanı olmadılar mı? İş adamı, akademisyen, medya mensubu, bürokrat, dahası CHP'ye genel başkan olarak toplum önüne çıkmadılar mı?" diye konuştu.
'HEDEP DEMEK CHP DEMEKTİR'
Bahçeli, "31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde, CHP'nin acemi Genel Başkanı, sözüm ona HEDEP'i tava getirmek, Kürt kökenli kardeşlerimi istismar emeliyle gemi azıya almıştır. Bunlar öyle karışıklar ki akıl, vicdan ve siyaset anlayışı çerçevesinde bin parçaya bölünmüş durumdalar. Atlas Okyanusu'ndaki Porto Riko çukuru kadar derin art niyetlilik içindeler. Kürt kökenli kardeşlerim bayağı siyasi taktiklere aldanmaz. Vatan ve millet muarızı siyasi üçkağıtçılara kesinlikle aldırış etmez. Bizim Kürt kökenli kardeşlerimize duyduğumuz sevginin kırıntısına sahip olmayan zevatın tedavüle soktuğu kara kampanya sonuçsuz kalmaya mahkum ve müstahaktır. CHP Genel Başkanı'na tavsiyem, uydur gaydır bir kurultay yapıp ya HEDEP'i içlerine almaları ya da derhal HEDEP'e katılmalarıdır. Bölücülük parkurunda CHP ile HEDEP'in yarışmasında öne çıkan olmaz. Çünkü HEDEP demek, CHP demektir. Artık CHP'yle PKK arasındaki teğet noktaları sayılamayacak kadar fazlalaşmıştır. Cumhur İttifakı, İstanbul'da zilleti sallayıp devirecektir. Cumhur İttifakı, Ankara'da zilleti savurup indirecektir. Cumhur İttifakı yerel yönetimlerdeki makus hale Allah'ın izniyle son verecektir. Cumhur İttifakı, Türk milletidir" değerlendirmesinde bulundu.
'TOPLUMSAL ARINMA YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZDÜR'
Bahçeli, milli ve insani değerlerin yıpratıldığını belirterek, şöyle dedi:
"Bir siyasi parti olarak bizden beklenen görev ve fonksiyonlardan biri ve belki de en önemlisi, her sorun ve beklentiye isabetli cevaplar üretmektir. Ancak milletin sesine kulak vermeyip makam, koltuk, şöhret ve servet ihtirasının tutsağı olanlar, siyasi partiden daha çok organize menfaat şebekesi, hatta suç örgütüne dönüş yapabilmektedir. Niyeti kötü olanların, namerde el avuç açanların, birbirinin kuyusunu kazanların, gülücükler eşliğinde fitne saçanların, ikiyüzlülüğün fenomeni olanların adı ne olursa olsun, akıbetleri her zaman mefluçtur. Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymayan kursaklarının tahrikiyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, kurulan saadet zincirleri, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. TikTok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır. Hakeza, siyasetin üzerine çöken taciz ve yolsuzluk iddiaları, sancılı ilişki ağlarını deşifre eden itiraflar, samimiyet ve sorumluluk anlayışıyla ifade etmeliyim ki yalnızca muhataplarına değil, Türkiye'mize haddinden fazla zarar vermektedir. Toplumsal arınma, siyasi aklanma ertelenmez yükümlülüğümüzdür. Aziz milletimiz, ucuz fırsatçılık ve takiye yapanlarla, geçmişinin kefaleti ve şahadeti altında dürüst ve ilkeli siyaset yapanları mutlaka tefrik edecektir. Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı'nın yeri ve konumu bellidir. Milli değerlerimize ve toplumsal ahlakımıza yönelik tehditlere karşı dik ve kararlı duruş sergileyen yegane siyasi irade Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'dır. Ne CHP, ne İP, ne HEDEP, ne de diğerleri karşımızda tutunamayacaktır.''