MHP’li Yahnici Küba’ya bayıldı

Güncelleme Tarihi:

MHP’li Yahnici Küba’ya bayıldı
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

Sosyalist kale Küba’nın hayranı sol siyasilere beklenmedik bir rakip çıktı.

Son yıllarda özellikle solcular arasında bir Küba seyahati modasıdır gidiyor. Turlar, uygun fiyatlarla sosyalizmin son iki kalesinden biri (diğeri Kuzey Kore) olan bu ülkeye, özellikle de gençlik hayallerini hálá diri tutanları taşıyor da taşıyor. Bir de puro meraklıları var tabii müdavim! Ama son olarak bu rüzgara kapılan bir isim var ki, seyahatten döndüğünde Fidel Castro'nun ülkesini yerin dibine batıracağı kuşkusuz diye umduk! Heyhat, sapına kadar milliyetçi Şevket Bülent Yahnici bizi yanılttı. Bu bize ders olsun, yargılarımızın önündekinden de sonundakinden de kurtulalım... Sizi de Yahnici'nin Küba izlenimleriyle başbaşa bırakalım. Öyle objektif, hakkını teslim eder bir üslupta ki Yahnici, bu tutumu iyice anlaşılsın diye sol siyasilerin Küba hatıralarına göz atın. Siz de bizim gibi Yahnici'nin önünde şapka çıkaracaksınız!

Sosyalist Küba'da yargılarınız ve gerçekler çatıştı mı?

-Sosyalist veya komünist blokta olmalarıyla ilgili tahlilleri şöyle: Büyük paraları, büyük yolsuzlukları, büyük ahlaksızlıkları olan, üstüne üstlük zalim Batista yönetimine kul olarak ABD'nin şubesi olmak ya da kulluğa isyan ve şube olmayı reddetmek. Biz ikinci yolu seçtik, bir devrim başlattık. Küba devriminin başlangıcı, sebebi, temeli bu' diyorlar. Hiçbir Allah'ın kulu çıkıp da bu işte haksızsınız diyemez herhalde. İster kapitalist, ister antikomünist pencereden bakın, manzara bu.

Küba'ya eskiden beri bir merakınız var mıydı?

- Sadece Küba'yı merak etmezdim gençliğimde. Keşke imkanım olsaydı da Sovyet komünizmini de, Çin komünizmini de görseydim. Her olguyu yerinde görmek, değerlendirmek gibi bir merakım hep vardır. İmkan olmadığı için oralara gidememişimdir. Doğu Bloku rejimlerinin yıkılma günlerinde Macaristan ve Çekoslavakya'ya gitme fırsatım oldu. Küba'yı kafa çatlatan her entelektüel merak eder. İthal mi yoksa milli bir direnişin sosyalizme dönüşmesi mi? Bana göre Batista va ABD'nin şubesi olmasına karşı milli direniş yapmışlar. Batista kaçmış. ABD ablukaya almış, başlamış ambargo ve abluka uygulamaya. ABD, düşmanlığını devam niyetini sergilemiş. Seni boğacağım demiş. Orada yaşanan tarih bu.

Geçmişiniz ve partiniz açısından size nasıl davrandılar?

- İlişkiyi, buradaki büyükelçi Hugo Castro'yla kurduk. Çok zarif kişilikli ve entelektüel bir adam. Eski devrimci. Dağdan inmiş, diplomat olmuş. Oradaki insanların hemen hepsi öyle. Avrupa Araştırmaları Merkezi diye akademik- uzman çalışması yapan think-tank kuruluşu var. Beni bu kuruluş davet etti. Bunun direktörü Eloy Valdes, Türkiye'de de büyükelçi olarak bulunmuş. İlk resmi Küba yöneticisi olarak bu zatla karşılaştım. Zaten davet sahibiydi ve büyükelçinin de kendilerine verdiği referans doğrultusunda büyük saygı, itibar gösterdi. Orada olmamdan büyük memnuniyet duyuyorlardı. Türkiye'ye çok önem veriyorlar. Yalnız ve dışlanmışlar. Sovyetler yıkılmış, Rusya dönüp bakmamış bile. Bütün ümitlerini Avrupa'ya yöneltmiş durumdalar. Belki de Türkiye gibi bir ülkeyi kendi yanlarında bulmayı ve görmeyi bu anlamda da istiyor olabilirler.

SİZ NASYONALİSTTİNİZ!

Çok ilginç sorularla karşılaştınız mı?

- Bize geriye doğru bir tahlil irdeleme veya sorgulama hiç yapılmadı. Sadece bir iki görüşmede 'Siz de anti-komünisttiniz, siz de nasyonalisttiniz'le başladı ama konu, duruma ilişkin görüşmeye getirilmeye çalışıldı. Ama Genç Komünistler Birliği'ni ziyaret ettiğimde bir bayan vardı, faaliyetleri anlatıyordu. Ben de sosyalizm adına ne anlatıyorsunuz? Beynelmilel ideolojiydi, devam ediyor mu, dedim. Küba sosyalizminin kendine özgü bir sosyalizm olduğunu, işin beynelmilel tarafının kendilerini çok fazla ilgilendirmediğini, söyledi.

İkili görüşmelerde ve toplantılarda hangi konular görüşüldü?

- Asya Afrika ve Latin Halkları Komitesi Genel Sekreteri, Milli Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Vekili Büyükelçi Ramontes Ferro ile görüştük. Fidel'in eski arkadaşlarından. Çok ilgili ve saygılı davranış içindeydi bana karşı. 21 yaşında bir master öğrencisi kız, bana MHP nin eskiden fikirleri itibariyle AB konusunda karşıtlıkları olduğunu, 18 Nisan seçimleri öncesinde ve sonrasında bunların tartışıldığını, hatta MHP hükümet ortağı olduğunda AB ilişkilerinde tersleşme olabileceğinin tahmin edildiğini sordu. Bir başka öğretim üyesi profesör, Türkiye'deki dinsel güçlerin konumunu ve durumunu sordu. Bunu sormakla kalmadı, Erbakan Hoca'nın 312'den ceza aldığını da biliyordu. Kübalılar Türkiye'yi çok sıkı takipteler.

Kübalıları nasıl buldunuz?

- Sokakta bir komünizm yaşanmıyor. Eski Havana'yı yeni yeni restore etmeye çalışıyorlar. Yeni Havana çok yıkık dökük ama sokakta pırıl pırıl insanlar yürüyor. Müthiş kültürlü, bilge, giyimine dikkat eden şık, temiz insanlar. Zencilerde beyaz düşkünlüğü var. Çoraplarında ufak leke yok. Bizim temizlik reklamlarındakinden daha temiz ve beyaz. Fuhuşu toplumu körelten, zarar veren, değerlerini, devrim kurallarını yıkmaya çalışan bir unsur olarak niteliyorlar. Fahişelere büyük cezalar veriliyor.

OĞLUMA DEVRİM TİŞÖRTÜ

Che ile ilgili hediyelik eşya aldınız mı?

- Bir iki bardak getirdim. Birini kendime alıkoydum. Diğerlerini eski komünist arkadaşlara hediye ettim. Süs diye koyduk evde. Dünyanın her yerinden aldığım eşyaların arasına koydum. Ahşap bira bardağı. Üzerinde Che'nin resmi var. Otantik enstrümanlardan getirdim. Devrim Koruma Komiteleri'nde Devrimin 40. yıldönümü için t-shirt verdiler. Ben giymem de esprili oğlum var. Evde ‘‘Yeni Türkiyenin Genç Lideri Tuğrul Türkeş’’ yazılı tişörtüyle geziyor. Şimdi herhalde bunu da giyip gezer.

Çelişkili manzaralara tanık oldunuz mu?

- Kendi paraları piyasada yok. ABD doları geçerli. Bir yanda sosyalizm, bir yanda dolar. Kendi ekonomilerini kurtaran bir unsur olduğunu düşünüyorlar doların. Ama bir yanda sosyalizm ve sosyalizmi korumak için savaşıp bir yandan dolara teslim olmak tuhaf bir gerçek. Bizim 12 Eylül öncesinde MHP olarak kullandığımız bir slogan vardı: Türkiye aç hürler tok esirler ülkesi olmamalıdır, diye. Küba'da maalesef biraz bunu yaşıyorsunuz. Esaret yok ama özgürlük var denilen bir ortamda, yokluğu tespit ediyorsunuz. Yokluğun içinde asaletiyle gezen halkı görüyorsunuz. Yoksul bir mahalleden asaletli, bilge kültürlü ve güleç insanlar çıkıyor. Samimiyetle söylüyorum, bu insanlar güzel şeylere layık.

MHP'Lİ GÖZÜNDEN KÜBALILAR

İnsanlar siyah-beyaz-sarı hiçbir ayırım gözetmeden yaşıyorlar. Ne bir inkar var ne de bir çatışma. Son derece huzur içindeler. Hepsi sulh-sükun içinde.

MHP'Lİ YORUMUYLA KÜBA DEVRİMİ

Efendim bunlar komünist. Komünistlikleri kendileriyle ilgili. Kendi komünistliklerinin tabanında çok ciddi bir kan pahasına alınmış özgürlüğün de tabii bir neticesi olan vatanseverlik görülüyor.

KÜBA SEYAHATİ YAPAN SOLCULAR

Mimarlar Odası İstanbul Şubesi eski Başkanı-Yazar

Oktay Ekinci

ABD'ye inat samba

Kasım 1994'te, Küba'nın başkenti Havana'da ‘‘Uluslararası Küba'yla Dayanışma Konferansı’’ yapıldı. 100'e yakın ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kişi katıldı. Türkiye grubu, Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan'ın başkanlığındaki 20 kişiden oluşuyordu. Sokaklarda, caddelerde dünyanın belki de en neşeli, güleryüzlü, en cana yakın ve hemen tümünün yüzünden sevgi ve insanlık duyguları okunan insanları dolaşıyor. Onca yoksulluğa ve yokluğa karşın hemen tümünün giysileri öyle hırpani ve döküntü değil. Ucuz ama temiz giyimli insanlar, zencisi beyazı ve meleziyle yine elden geldiğince temiz tutmaya çalıştıkları güzel ve tarihi kentlerinin parklarında ve meydanlarında ABD'ye inat şarkı söylüyor, samba yapıyorlar.

Heykel ve bayrak

Eski Dev-Gençliyim. Ekim Devrimini ve onu izleyen devrimleri yapan ülkeleri merak ettim, dolaştım. Devrim yapan liderlerin metrelerce yükseklikteki heykellerini gördüm. Bu sosyalist blokta liderinin heykeli olmayan tek ülke Küba'dır. Fidel'in heykeli yok Küba'da. Bayrağı değişmeyen tek ülke de Küba. İspanyol sömürgecilerine karşı açtıkları bayrak, bugünkü bayrakları. Heykel ve bayrak konusu beni çok etkiledi. Kim İl Sung, Kuzey Kore'de 'Bu ülkenin kralları çocuklardır' demişti. Küba'da ise yazısız kral çocuklar.

1994'te, Küba'da ambargoyo kınamak için uluslararası bir toplantıya katıldım. Karl Marks Salonu'nun önünde Ortega'yla Fidel konuşuyordu. Bir köylü pazar çantasıyla gidiyordu. Geldi, eliyle Fidel'in omuzuna vurdu, 'Hey, Fidel nasılsın?' dedi. Fidel de köylünün omuzuna vurdu. İlişki bu. 'Hey, Fidel' diyor. Herkes için Fidel. Bu çok önemli. Biz de Kastro deniyor. Mustafa Kemal devrimini anlatmak istedim Fidel'e. O da bildiğini söyledi. 'Kurtuluş Savaşınız, emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık savaşının miladıdır' dedi. 'Aslolan bağımsızlıktır. Sosyalizm ikincildir.' Havana Belediye başkanıyla nasıl köprü kuralım diye konuşurken Mustafa Kemal'in heykelini teklif ettim. Ertesi gün, İspanyol sömürgecilerine karşı savaşırken öldürülen Jose Marti'nin heykelini verebiliriz dedi. Esenyurt Abdullah Baştürk parkında ki heykelinde şiiri de var. Havana'ya gönderdiğimiz Mustafa Kemal heykeline 'Bağımsızlık ve Özgürlük Benim Karakterimdir' sözünü yazdık.

İki özel slogan

Siz, Türkiye dışında Atatürk'ün heykelinin başkentinin ana caddelerinden birine dikmiş bir başka ülke biliyor musunuz? Biz biliyoruz. Müttefikimiz ABD'nin başdüşman bildiği ve kırk yıldır ablukaya alarak dize getirmek istediği, Komünist Parti'nin yönettiği Fidel Castro'nun sosyalist Kübası. Küba devrimi ile bizim Kurtuluş Savaşımız arasında paralellikler var. Küba'da temel slogan ‘‘Ya Vatan Ya Ölüm’’ idi, hala da öyledir. Bizde de temel slogan artık pek hatırlamadığımız ‘‘Ya İstiklal Ya Ölüm’’ idi. Fidel Castro'nun Kübası'nın Anadolu devriminin başkumandanına saygı göstermesinde şaşılacak bir şey yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!