Güncelleme Tarihi:
Erdoğan’ın HDP ağrı Milletvekili Leyla Zana’yı kabul edeceğini ifade ettiğini belirten Vural, “Çözüm sürecinin ısıtılma çabalarının bir yansıması. Türk milletini rededen bir zihniyetin 16 Türk devletinin forsunun yera aldığı makamda işi olamaz. Makama çağırıp ne görüşeceksiniz. Gelin bundan vazgeçin” dedi. MHP’de bugün farklı bir grup toplantısı yaşandı.
Geçirdiği operasyonun ardından iyileşme sürecinde olan Bahçeli, Grup Başkanvekili Vural’a talimat vererek grup toplantınısının yapılmasını istedi. Sorularımızı yanıtlayan Vural konuşma esnasında heyecanlanmadığını ifade ederek, metni de kendi hazırladığını kaydetti. Vural’ın da Bahçeli gibi konuşmasını yazılı metinden yapması dikkat çekti.
BİZZAT TALİMATIYLA
Toplantıyı Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Genel Başkan Bahçeli’nin tedavi gördüğünü hatırlatarak, sağlığına kavuştuğunu, iyi durumda ve istirahat halinde olduğunu belirterek açtı. Akçay’ın daha sonra kürsüye çağırdığı Grup Başkanvekili Vural, konuşmasında da özetle şunları kaydetti:“Genel Başkanımız çok şükür son derece başarılı bir operasyon geçirdi.
Kısa zaman içinde aramıza katılacak olan genel Başkanımızın istirahati şu an itibariyle devam etmektedir. Bu dönemde ülke gündemini takip etmekte ve parti çalışmaları sürdürülmektedir. Bizzat Genel Başkanımızın talimat ve tensipleriyle düzenlediğimiz grup toplantımızda Türkiye’yi yakından etkileyen ağır meselelerle ilgili kanaatlerimizi ifade edeceğim.
HÜKÜMET DİRENÇ GÖSTERMİŞ
İmralı tutanaklarının Avrupa Basımı yayınlandı. Bu tutanaklarda Kamu Güvenliği Müsteşarı’nın konuşmaları göstermektedir ki, PKK ile mücadele eden AKP hükümeti değil güvenlik bürokrasisidir. Güvenlik güçleri PKK’ya karşı operasyon yapmak istemiş ama hükümet buna direnç göstermiş. AKP hükümeti PKK’yla mücadele edelim diyen güvenlik bürokrasisinin elini kolunu bağlamış. Bir yandan hendekleri kapatmakla PKK’yla mücadele ettiklerini söyleyenler öbür yanda teröristbaşıyla İmralı’da demokratik özerkliği, kamu güvenliğini, yerel özerkliği, Kürt reformasyonunu pazarlık konusu yaptıkları ortaya çıkmıştır.
GELİN GÖRÜŞMEYİN
Sayın Cumhurbaşkanının ‘terör örgütü, uzantıları ile asla görüşme olmaz’ dedikten iki gün sonra terör örgütünün siyasi uzantısı, Leyla Zana’yı kabul edeceğini ifade etmesi çözüm sürecinin ısıtılma çabalarının bir yansıması olduğunu düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Türk Milleti dememek için ısrarla yemin etmekten kaçınan birini Türk milletinin birliğini temsil eden bir makama çağırıp ne görüşeceksiniz. Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Gelin bundan vazgeçin. Türk milletini reddeden bir zihniyetin 16 Türk devletinin forsunun yer aldığı makamda işi olamaz.
BİDEN’IN ZİYARETİ MANİDAR
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in bizimle bir görüşme talebi olmuştur.
Ancak bilahare bu talebin gerçekleştirileceği zemin, muhtemel konusu ve diğer siyasi partilerin temsil profili nedeniyle görüşmeye katılmayacağımız muhataplarına bildirilmiştir. Türkiye’nin meselelerinin yabancı bir devlet adamının etrafında, yapısı ve zihniyeti belli temsilcilerle konuşulmasını doğru bulmadığımızı söyledik. Eğer Biden’le birebir bir görüşmede bulunmuş olsaydık; kendisine şu can alıcı soruları soracağımız ifade etmiştim.
Terörle mücadelede Türkiye’nin yanında yer aldığını söyleyen bir ülkenin PKK’nın uzantısı PYD’ye silah yardımı yapması müttefiklik anlayışına uymakta mıdır? Sözde akademisyenlerin ihanet bildirisiyle ‘Kürt siyasi iradesinin taleplerinin müzakeresi için ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcileri’ davet etmesi üzerine Biden’ın bu ziyareti oldukça manidardı. PKK’nın arabuluculuk talebi üzerine bu vekillerle ‘sözde çözüm masası’ kurulmuş, Erdoğan’ın buzdolabından indirmek istediği çözüm süreci Biden’ın arabuluculuğunda derin dondurucundan çıkarılmıştır. Görünen o ki, Biden Başkanlık ve özerklik pazarlığının ön eskizlerini yapmış, PKK ile siyasal çözümcü AKP/CHP ve HDP arasında yeni bir kanal açmıştır. Biden Türkiye’deki taşeronlarla Ortadoğu’da İsrail’in çıkarları için kurulacak 4 Parçalı Kürdistan devletinin temellerini atmak için buluşmuştur.
YEGANE KALE MECLİS
Cumhurbaşkanının baş danışmanı parlamenter sistemi bir bataklık olarak nitelendirmekte. Sayın Cumhurbaşkanı da Başkanlık sistemine karşı çıkanların millet iradesine karşı çıktıklarını ifade etmektedir. Parlamenter sistemi bataklık olarak nitelendiren zat TBMM’ne ve millet iradesine adeta hakaret etmektedir. Ülkemizi bataklığa sokacak otoriter yapılara karşı milletimizin yegâne kalesi Meclistir. Parlamenter sisteme bataklık diyenler ülkemizi antidemokratik bir bataklığa sürüklemek isteyenlerdir. Sayın Cumhurbaşkanın Başkanlık sistemine karşı çıkanların milletten çekinenler olduğunu söylemesi de bir garabettir. TBMM milleti temsil etmiyor mu? Parlamenter sistemi güçlendiren, daha etkin ve hızlı çalışmasını, denge ve denetim mekanizmalarını ve daha kaliteli bir sistem bütünlüğünü sağlayan bir Anayasa’da uzlaşalım.”