Güncelleme Tarihi:
MHP lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'yi mandacıların kontrolüne mahkum etmek amacıyla sömürgeci bir komplonun günbegün derinlik ve etkinlik kazandığını belirterek, "Bu doğrultuda milli varlığımızın dışarıdan kuşatılmasına, içeriden çökertilmesine ortam hazırlayan çok aktörlü bir saldırı mekaniği uzun zamandır terakki ve tedavül halindedir. Nitekim biteviye devam eden ağır tacizlerin cesamet ve cüreti sürekli mesafe almaktadır. 100 yıllık Cumhuriyetimizi değiştirip devirme planı yapan ve bunu da pervasızca açıklayan bölücülüğün ve terörün siyasi ayağı HDP, resmi nikahının zillet ittifakıyla kıyılmasına sonunda evet demiştir.
Irak ve Suriye'nin kuzeyinde son günlerde yaşanan, 15 Mart 2023 tarihinde Duhok'ta iki PKK helikopterinin düşmesiyle iyice gün yüzüne çıkan birbiriyle iç içe geçmiş karmaşık olay ve temas zincirinin HDP'nin kararında müessir bir rol oynadığı kuvvetli bir ihtimal olarak karşımızdadır. Görünen odur ki, PKK-YPG-PYD'yi himaye eden mahut ve malum ülkeler zillet ittifakına siyasi kan nakliyle meşguldür" dedi.
'KILIÇDAROĞLU'NA KUKLA GÖREVİ VERİLMİŞTİR'
Doğal felaketlerin gölgesinde yapılacak 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri'ni bir intikam sürecine, bir rövanş vesilesine, bir öç alma veçhesine dönüştürmek için pozisyon alan muhalefet partilerinin maalesef her yolu mubah kabul ettiğini ve bunun da ayan beyan ortada olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti: "Yeminli Türkiye düşmanları irtibat ve iş birliği yelpazesini milli ve manevi varlığımıza tehdit saçan ölçüde genişletmenin arayış ve arzusuna artan ölçüde heveslenmektedir. Küresel emperyalizm, nihai aşamada 7+2 formatında teşekkül eden zillet ittifakını avucuna alarak baskı, dayatma ve şantaj vasıtalarıyla Türkiye'nin milli birlik ve güvenliğini, toplumsal huzur ve dayanışma ahlakını tahrip etmenin gayesindedir.
Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında yapmış olduğu marazi ve mahsurlu açıklamalar sadece bir itiraf değil; aynı şekilde bir ihanet beyannamesidir. Bu şahsın terörist Demirtaş'ı, Sorosçu Kavala'yı, Gezi Parkı olaylarında tutuklananlarla birlikte FETÖ'yle iltisakları yargı kararıyla tespit edilip hüküm alanları serbest bırakma vaadini telaffuz etmesi devleti tanımayan, hukuku takmayan gayri milli bir zihniyete en bariz örnektir. Emek ve Özgürlük İttifakı maskesiyle yüzlerini kapatan TİP-TKP-EMEP-TÖP-EHP-SMF-HDP/PKK-YPG-PYD'nin dış tazyik ve telkinlerle aday çıkarmaktan vazgeçmeleri şirret bir emperyalist kurgudur. Kılıçdaroğlu'na bu kurgu ve kumpas içinde ipini başkalarının tuttuğu kukla görevi verilmiştir."
'PARAVAN CUMHURBAŞKANI ADAYIDIR'
CHP'nin İYİ Parti'yle eş güdüm halinde düştüğü durumun içler acısı olduğunu işaret eden Bahçeli, "Marjinal sol partilerin ve bölücülüğün odağı HDP'nin Kılıçdaroğlu'nun adaylığına destek olma kararı, buna da İYİ Parti'nin onay ve olur vermesi kumar masasının daha da çetrefil bir içeriğe bürünerek husumet ve hıyanetin kuluçka masasına dönüştüğünü belgelemiştir. Aynı karede poz veren irili ufaklı particikler, bölücü ve yıkıcı siyasi parçacıklar, bilumum örgüt ve oluşumlar sadece zillete gömülmemişler, aynı zamanda Türkiye'yi zehirlemek için nefretle devreye girmişlerdir. Karşımızdaki siyasi muhalefet tablosu hem karışık hem de karanlık bir mahiyettedir. Kılıçdaroğlu ülkemize düşmanlık besleyen, diş bileyen, tuzak kuran, öfkeyle bakan, aynı şer cephesinde birleşen, dönem dönem silah ve yumruk gösteren zalimlerin paravan Cumhurbaşkanı adayıdır. Hiçbir şeyin gizlenecek, üzeri örtülecek bir durumu kalmamıştır. Bilhassa AB ve ABD'nin ön siparişiyle, sinsi taktikleriyle, yabancı ajanların ve taşeronların tahrikleriyle HDP'nin Kılıçdaroğlu'na eklemlenmesi, bölücü terör örgütü PKK'nın kanlı elebaşlarının CHP ve İYİ Parti'ye sürekli hale getirdikleri destek mesajları çok vahim ve tehlike saçan bir senaryonun yürürlüğe konulduğunu göstermiştir. Türkiye'nin yanında olanlarla karşısında olanlar iyice somutlaşmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
'TERÖR ÖRGÜTÜYLE BAĞLANTISI YOK'
Cumhur İttifakı'nın ise yerli ve milli olduğunu, duruşunun ahlaklı ve soylu olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Son günlerde Hür Dava Partisi ekseninde temerküz ve tezahür eden sanal tartışmalar, maksatlı polemikler, Milliyetçi Hareket Partisi'ni hedef alan asılsız ve ahlaksız isnatlar tarafımızca dikkatle takip edilmektedir. Gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında ve siyasi mahfillerde sabıkalı müfterilerin partimizi töhmet altında bırakmak, Cumhur İttifakı'nı yıpratmak niyetiyle gerçekleri bağlamından koparma yarışına girdikleri anlaşılmaktadır. Ancak bu yarışın ne sonu ne de sonucu vardır. Zillet ittifakının HDP-PKK-FETÖ'yle kurduğu kesinleşmiş hain koalisyonu örtbas etmek için Hür Dava Partisi kanalından kara kampanya imal edenler utanmasını kaybetmiş yalancılar ve siyasi sapkınlardır.
Milliyetçi Hareket Partisi'ne haksız eleştiri oklarıyla saldıranlar, iftira atanlar, aleyhimize ileri geri konuşanlar, bilip bilmeden ahkam kesenler evvelemirde terör örgütlerinin zillet ittifakıyla kurduğu derin bağları ve sancılı ittifak yapısını izah ve ifade etmek zorundadır. Kaldı ki Hür Dava Partisi'nin hiçbir terör örgütüyle bağ ve bağlantısı olmadığı açıklanmış ve muhataplarınca da ifade edilmiştir. Sık sık gündeme taşınan Hizbullah terör örgütünün ise nasıl ve ne zaman çökertildiği malumdur, bu hususta da ara sıra vermiş olduğu beyanlarla 'emperyalist güçlere karşı oyunu bozacak Türk milletidir' görüşünü paylaşan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur."
'HDP'NİN PKK'YLA İLİŞKİSİNİ BİLMEYEN KALMADI'
57'inci Hükümet döneminde, 17 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah'a yapılan seri ve kapsamlı operasyonlarda hunhar militanlar ve örgüt liderinin etkisiz hale getirildiğini anımsatan Bahçeli, "Beykoz vakası sonrası, Türkiye çapında icra edilen arama, kurtarma, baskın ve yakalama süreçlerinde 200'ün üzerinde mezar Hizbullah terör örgütünün hücre evlerinde tespit edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Cumhur İttifakı'nı destekleme kararı alan Hür Dava Partisi'nin ise 19 Aralık 2012 tarihinde kurulduğu bilinen bir gerçektir. Hizbullah terör örgütüyle Hür Dava Partisi arasında berrak bir ilişkiye, bu çerçevede ikna ve tevsik edici bir bilgiye bu zamana kadar tesadüf edilmemiştir. Fakat HDP'nin PKK'yla ilişkisini bilmeyen, duymayan, şahit olmayan kalmamıştır.
CHP ile İYİ Parti'nin HDP'yle beraberliği eş zamanlı olarak PKK/YPG/PYD'yle birlikteliği demektir ve her şey meydandadır. HDP'nin bir defa da olsa terörü lanetlediği görülmüş şey değildir. HDP'nin bir kez de olsa PKK'yı kınadığına, aralarında hiçbir bağın olmadığını itiraf ettiğine hiç kimse, hiçbir millet evladı tanık olmamıştır. Ancak Hür Dava Partisi terörü tümden reddetmiş, hiçbir yasa dışı örgütle bağının olmadığını eğip bükmeden milletimizle paylaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı için bu tutum ve duruş yeterli ve değerlidir. HDP'nin PKK'yı lanetlediği, terör saldırılarını ön şartsız kınadığı, teröristlerle arasına kalın duvarlar çektiği, milli birlik ve kardeşliğe şevkle hizmet ettiği vaki olursa elbette Kılıçdaroğlu'yla ittifakı makul bir çerçevede değerlendirilebilecektir" dedi.