Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2009 13:46
|
Uğur ERGAN YAZIYOR |
Siviller ile askerleri iki ayda bir araya getiren Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 2004 Ağustos'unda sivilleşti. MGK'nın ilk sivil genel sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan oldu. Alpogan'ın Londra'ya büyükelçi atanmasından sonra bu görevi Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu üstlendi. Her iki ismin de en önemli özelliği, Atina Büyükelçiliği'nden MGK Genel Sekreterliği'ne getirilmeleri oldu.
Burcuoğlu 2007 Eylül'ünden bu yana MGK Genel Sekreteri. Yani Türkiye'nin iç ve dış politika gelişmeleriyle ilgili gündemi belirleyip, hükümete tavsiye kararları alan kurulun başındaki isim.
Malumunuz Türkiye uzun bir aradan sonra ilk kez bir MGK toplantısına kilitlendi. Geçen salı yapılan ve 7.5 saat süren MGK'da neler konuşulduğunu, hemen her gazetede çıkan haberlerden okudunuz. Madem ki şu sıralar moda MGK'dan kulis vermek, bizim de çorbada tuzumuz eksik olmasın dedik.
Atina öncesi Bulgaristan'da Sofya Büyükelçisi olarak görev yaparken, Türk işadamlarına yönelik haksızlığa dayanamayarak “Sofya Hali”ni basan, bu nedenle adı Dışişleri koridorlarında "Bulgar Tahsin"e çıkan Burcuoğlu, bakanlıkta şu sıralar hazırlığı süren büyükelçi kararnamesinde yer alırsa hiç şaşmayın. Kulislerde Burcuoğlu için konuşulan yer ise Paris Büyükelçiliği.
Eğer Burcuoğlu Paris Büyükelçisi olursa, Ankara doğru bir
seçim yapmış olur. Bu durumda, AB sürecinde her defasında Türkiye'ye karşı ayak oyunlarını sürdüren Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin vay haline...
Gelelim Dışişleri koridorlarındaki diğer kulislere. Müsteşar Ertuğrul Apakan'ın New York'taki BM Daimi Temsilciliği'ne atanacağını artık sağır sultan bile duydu.
Apakan'ın boşaltacağı müsteşarlık için öne çıkan isim, Ortadoğu'dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Feridun Sinirlioğlu. Ancak aradan bir diğer müsteşar yardımcısı Ecvet Tezcan da çıkarsa bu sürpriz olmaz. İşte burada bir parantez açıp Tezcan'la ilgili şu notu düşelim: Tezcan'ın müsteşar yardımcılığı, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde veto yemişti. Nedeni ise Tezcan'ın, 1997 yılında vefat etmiş kayınpederi Prof. Dr. Ayhan Songar'ın Aydınlar Ocağı ile yakın ilişki içinde olmasıydı. Eğer Tezcan Dışişleri Müsteşarlığı koltuğuna oturursa, şimdiden söyleyelim "kayınpederinin rolü oldu" dedikodularından kurtulamaz.
Bir diğer kulis de Başbakan'ın yakın çevresinden. Roma'dan döneceği kesinleşen Uğur Ziyal'in yerine gidecek ismin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Dışpolitika Danışmanı Ali Yakıtal olduğu konuşuluyor. Ermenistan'la yakınlaşma sürecinde emeği gözardı edilemeyecek Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz'e ise Brüksel'deki NATO Daimi Temsilciliği yakıştırılıyor.
Başında söyledik, sonunda da söyleyelim. Bunların hepsi kulis. Olur mu, olmaz mı, fazla zaman almadan görürüz.