Güncelleme Tarihi:
İkizdere’nin Güneyce köyünde yaşayan Hamit Karataş, geçen hafta cuma günü arabasıyla ilerlerken yol üstünde büyükçe bir taş gördü. Arabadan inip baktığında ise dehşete kapıldı. Taş zannettiği şey aslında bir insan kafasıydı.
Beti benzi atmış bir şekilde köy muhtarı İsmail Hakkı Taşdelen’in yanına gidip gördüğü manzarayı anlattı. Muhtar, hemen topladığı köylülerle birlikte olay yerine gitti.
Yolun ortasında duran kafayı bir poşete koydular. Ardından mezarları tek tek kontrol etmeye başladılar. Coğrafi koşullar gereği toplu mezarlığın bulunmadığı, herkesin cenazesini bahçesine gömdüğü köydeki evleri bir bir gezdiler.
İki yıl önce yaşamını yitiren köy imamının evine yaklaştıklarında, dev ayak izlerini fark ettiler. İzler bir ayıya aitti. Bahçeye girdiklerinde ise korkunç manzarayla karşılaştılar. İmamın mezarı açılmış ve darmadağın edilmişti.
Güneyce köyü sakinleri o günden bu yana ayı nöbetinde. Tıpkı üç ay önce ölen bir gencin mezarının talan edildiği Şimşirli köyündeki komşuları gibi.
HERKES KENDİNCE ÖNLEMİNİ ALIYOR
İkizdereli gazeteci İsmet Kösoğlu, yaşadıkları dehşeti şöyle anlatıyor: “Şimşirli’deki saldırı sonrası ayıların mezarından çıkardığı maktulün bedeni, ailesi tarafından başka bir yere taşındı. Fakat rahmetli imamın yakınlarda kimi kimsesi kalmamıştı. Olayın ertesi sabahında rahmetlinin naaşının 150-200 metre sürüklenmiş olduğunu gördük. Gerçekten de korkunç bir görüntüydü.”
Güneyce’de toplu mezar olmadığı için, ayılara karşı herkes kendi bahçesindeki mezar için önlemini almaya başlamış. Muhtar İsmail Hakkı Taşdelen, “Mezarların etrafında dev ayak izleri gördük. Herkes kendi mezarlarının derdine düştü” diyor.
Kimi köylü mezarı başında ateş yakıp nöbet tutarken, kimi de ayıları caydırabilmek için mezarların etrafını tel örgüyle çevirmiş vaziyette. Altı ay önce vefat eden yaşlı bir kadına ait mezarı korumak için çocukları, beton döküp, üstünü kapıyla kapatmayı tercih etmiş.
Köyde dört ay önce yaşamını yitiren iki erkek kardeşe ait mezarların etrafı da dikenli tellerle çevrilmiş. Ancak köylüler, ayıların tıpkı imam olayındaki gibi kimsesi olmayan evlerdeki mezarları hedef aldığını söylüyorlar. Tedirginlikten doğru dürüst kimselerin uyuyamadığı köyde, gönüllü bir nöbet sistemi de başlamış. Güneyceli Fahri Algül, gönüllü olarak tüfeğiyle sahipsiz mezarların başında ateş yakıp, nöbet tutuyor.
HES’LERİN ETKİSİ
Nesİllerdİr, doğayla, ayılarla iç içe yaşayan köy halkı bu durumun olağandışı olduğu görüşünde. Muhtar Taşdelen, “Doğma büyüme buralıyım. Böyle bir olayı ne bizde ne de komşu köylerde duydum” diyor. Köylülere göre ayıların mezarlara saldırmasının temel nedeni, su yollarını değiştiren HES’ler ve doğadaki kirlenme. Kış uykusundan uyanan ayıların değişen doğa koşullarına adapte olamayınca açlıktan mezarlara saldırdığını söylüyorlar. 50 yıldır Güneyce köyünde yaşayan Halim Çankaya, “Kimse ayılara zarar vermek istemiyor. Zaten zarar verirsek 15 ila 18 bin liralık bir ceza söz konusu” diyor.