Güncelleme Tarihi:
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi ele alındı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, komisyonun üyelerinin sorularını cevaplandırdı. Dış politikanın nasıl olması gerektiğine yönelik yararlı önerilerin de geldiğini ifade eden Çavuşoğlu, Türkiye’nin terör örgütlerine destek verdiği eleştirilerini kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirtti.
Dış politikanın iç siyasetten uzak tutulması gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye’nin emperyalist bir politika izlemesinin söz konusu olmadığını anlattı. Türkiye’nin Suriye’de gözünün olmadığını belirten Çavuşoğlu, ekonomik gücünü kullanarak dünyada itibar sahibi olduklarını aktardı. Komşularla sıfır sorunlu bir dış politika izlediklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Sanki Arap Baharı’nı AK Parti başlattı. Sanki Tunus’ta kıvılcımı biz yaktık. Suriye’ye Arap Baharı’nın gelmesini sanki biz tetikledik. Sanki bunların hep suçlusu bizizmiş gibi...” ifadelerini kullanarak rejim ihraç gibi bir heveslerinin olmadığını kaydetti.
IŞİD’DEN SONRA DAEŞ’TE DE ‘İSLAM’ KELİMESİ GEÇİYOR
IŞİD’in 10 Ekim 2013 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile terör listesine alındığını ifade eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, IŞİD’e neden DAEŞ demeye başladıklarını şu sözlerle anlattı: “Bu Arapça bir kelimedir. Son adı ‘İslam Devleti’. Biz özellikle İslam kelimesini kullanmaması için gerek Araplarla gerek Batılılarla, onlar da DAEŞ’in İslam’ı temsil etmediğini sık sık vurguluyorlar. İslam’ı çağrıştırmayan bir terminoloji kullanalım, dolayısıyla İslam’la terörü özleştirmeyelim. Yoksa DAEŞ’i yumuşatmak için ya da terörist kabul etmediğimizi vurgulamak için yapmadık. Tek amacı budur.” Muhalefet sıraları buna karşın DAEŞ’in açılımı olan 'dawlat al-ıslamiyah f’al-ıraq wa belaad al-sham’de İslam kelimesinde de İslam’ın geçtiğini hatırlattı.
IŞİD’LE MÜCADELE KAPSAMINDA 7 BİN KİŞİYE TÜRKİYE’YE GİRİŞ YASAĞI KONDU
IŞİD’le mücadele kapsamında 7 bin kişiye Türkiye’ye giriş yasağı koyduklarını ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, aynı çerçevede bin 100 kişiyi sınır dışı ettiklerini vurguladı. Türkiye’den IŞİD ve benzeri radikal örgütlere katılımların olduğunu doğrulayan Çavuşoğlu, bu rakamın istihbarat birimlerine göre şu anda 600 civarında olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, “Yüzden fazla da insanın burada bu çatışmalarda öldüğü bilgisi bize ulaştı” dedi. Devlet olarak hem Türkiye’den IŞİD’e katılımın önüne geçmeye çalıştıklarını hem de başka ülkelerden Türkiye üzerinden radikal gruplara geçişlerini önlemeye çalıştıklarını söyledi. Çavuşoğlu şunları aktardı: “Ama bizimle bilgi paylaşımı lazım. Bizimle istihbarat paylaşımı lazım. Özellikle AB ülkelerine baktığımız zaman pasaport kontrollünde kimliğini gösteriyor, polis bakıyor ‘geç’ diyor. Orada durdurulamayan insanların Türkiye içinde bin km’ye yakın Suriye ve Irak’la sınırı olan bir ülkenin bununla tek başına mücadele etmesini beklemek haksızlıktır.”
‘BİDEN DAHA ÖNCE ÖZÜR DİLEMİŞTİ’
Mezhepçi bir yaklaşım sergilemediklerini ifade eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu İran, Suriye ve Irak’taki mezhepçi yaklaşımlara karşı olduklarını anlattı. Esad’ın gitmesi konusunda ABD ile herhangi bir görüş ayrılıklarının olmadığını savunan Çavuşoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Biden’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dileyip dilemediği sorusu içinse “Biden daha önce özür dilemişti. Dolayısıyla İstanbul’daki görüşmelerde bunlara değinmeye gerek kalmadı.” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun farklı sorulara verdiği cevaplar şu şekilde:
‘ONLAR SONDAJ YAPINCA BİZ DE BARBAROS HAYRETTİN PAŞA’YI GÖNDERİYORUZ’
“Kıbrıs’taki petrolde KKTC’nin de hakkı var, Rum halkının da hakkı var. Biz bunu söylüyoruz, aslında Rumlar da bunu söylüyor. Ama bir taraftan da müzakere yapıyoruz. Onlar araştırma ve sondaj çalışması yapınca biz de Barbaros Hayrettin Paşa’yı gönderiyoruz. Tek taraflı sondaj yapılmasına karşıyız.”
‘SHANGAY ÖRGÜTÜ'NE TAM ÜYE OLMAK İSTEMİYORUZ’
“Shangay İşbirliği Örgütü ile sadece diyalog ortağı olmak istiyoruz. Bu konudaki çalışma içinde olduğumuzu önceden beyan ettik. Tam üyelik gibi bir hedefimiz yoktur.”
‘YSK’NİN RANDEVU SİSTEMİ VATANDAŞA ZULÜM OLDU’
“Yurtdışında oy verme konusunda bakanlığımızın bir suçu yok. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir randevu sistemi kararı oldu. Bu randevu sistemi vatandaşa zulüm oldu. Gelin hep beraber vatandaşımızın özgürce oy kullanmasını sağlamasının önündeki engelleri hep beraber kaldıralım.”
‘ÇÖZÜM SÜRECİNDE BİZ ÇOK SAMİMİYİZ, AMA?’
“Çözüm sürecinde samimiyiz. Ama terörle mücadelede de samimiyiz. PKK silahlı eylemlerini sürdürdüğü sürece, özellikle PKK’ya para kaynağı sağlamak için yurtdışında yayın yapan kuruluşlarla elbette Dışişleri Bakanlığımız o ülkeler nezdinde girişim yapar.”
‘İSRAİL İLE TİCARETİMİZ NİYE ARTTI?’
“İsrail ile ticaretimiz niye arttı? Artar, çünkü o ülkeyle siyasi ilişkilerimiz iyi olmayabilir. Ama iş adamlarımızı cezalandırmak mümkün değil. Suriye ve Irak ile dış ticaret hacmimiz her şeye rağmen arttı.”
‘DIŞ POLİTİKAMIZ KESİNLİKLE PAN-İSLAMİST DEĞİLDİR’
“Kesinlikle bizim dış politikamız Pan-İslamist değildir. Biz dine ya da mezhebe dayalı bir politika izlemeyiz. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım. Emperyalist kesinlikle değiliz. Afrika ülkeleri ile bugün bu kadar işbirliği içinde olmamızın sebebi oralara sömürgecilik bir yaklaşım içinde olmamak, tam tersi insan odaklı bir yaklaşım sergilemek.”