Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2003 00:00
Devletin üst kademesi, üç gün sonra Konya'ya gidecek ve Hazreti Mevláná'nın ölüm yıldönümü olan ve 'düğün gecesi' anlamına gelen 'şeb-i arus' törenlerine katılacak. Bu yıl 730’uncusu kutlanacak olan şeb-i arus münasebetiyle, bu konuda en fazla söz sahibi olan kişiyle, Hazreti Mevláná'nın 22. göbekten torunu Faruk Hemdem Çelebi ile konuştuk. Dünya üzerindeki bütün Mevleviler'in lideri olan Çelebi, Mevleviliğin son zamanlarda bir 'ticari meta' haline getirildiğinden yakındı, şova dönüştüğünü' söyledi ve 'Devlet, bu işin ayağa düşmesine izin vermemeli' dedi.n Siz Hz. Mevláná'nın kaçıncı kuşak torunusunuz? - Şecerede 22. göbek torunuyum. Benden sonra oğlum Celál, 23. kuşak olacak.n Mevleviler size nasıl hitap ederler?- 'Çelebi Efendi' derler. 'Çelebi', Hz. Mevláná'nın soyundan gelenlerin unvanıdır.n Mevláná'nın torunu olduğunuza inanmayanlar oluyor mu?- Şaşırıyorlar ama inanmayan olmadı şimdiye kadar. Pop yıldızıymışım gibi, Hz. Mevláná'nın Mesnevi'sini imzalatmaya çalışanlar oluyor. Amerika ve Avrupa'da Mevlevilik, Türkiye'den daha ciddiye alınıyor. İlmini yapıyorlar. n Türkiye'de Mevlevilik ulvi bir yol olmaktan çıkıp, iyi bir ticaret kapısına dönüştü. Bundan rahatsız mısınız?- Bugün her şarkıcı, yanına iki semazen alıp sahneye çıkıyor. Çok güzel bir şey yaptıklarını zannediyorlar ama manevi değerleri yerle bir ediyorlar. Kültür Bakanlığı’na defalarca gidip 'Bu iş ulvi olmaktan çıkıp, şova dönüşüyor' dedim, kimseye anlatamadım. n Semazenlerin neredeyse folklor ekibi gibi her yere çıkarılıp gösteri yapmasına kızıyorsunuz galiba?- Şov programlarına iki semazen çıkartıp, 'Ayy ne güzel dönüyorlar' diyorlar. Kız Kulesi'nde bir yerde dansöz oynatılırken, başka bir yerde sema ediliyor. Konya'da halıcı dükkanlarında halıları gösterirken, bir taraftan çay ısmarlanıyor, diğer taraftan ‘‘gelin şurda sema yaptıralım' deniyor. İçim sızlıyor. Türkiye Cumhuriyeti 1925'te tekkeleri ve zaviyeleri kapatıp bunu bizim elimizden aldı. Devletin bu gibi şeylere engel olması lázım. Ayağa düşmesine izin vermesinler. n Türkiye'de şu anda çok sayıda Mevláná Vakfı var. Siz bu vakıflarla ilişki içerisinde misiniz?- Bildiğim kadarıyla, şu anda Hz. Mevláná'nın adını kullanan 6-7 adet vakıf var. Önüne gelen Mevláná Vakfı kurdu. Mesela İstanbul'da, 'Hz. Mevláná uzaydan gelmiştir' diyen birileri, bir hanım var. İstanbul'da birçok kişi bunlara inanıyor. Perde arkasında ne olduğunu bilmiyorum ve bundan büyük rahatsızlık duyuyorum. Bizim aile olarak kurduğumuz tek vakıf, merkezi Şişli'de olan 'Uluslararası Mevláná Vakfı'dır. Vakıf başkanı benim, ablam Esin Çelebi de vakfın yönetiminde. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden emekli olan Emin Işık, her hafta cuma günleri vakıfta Mesnevi dersleri verir. Tasavvuf müziği, hattatlık ve ebru öğretiliyor. Bütün arzumuz Yenikapı Mevlevihanesi'nde hizmet verebilmek. Bundan birkaç sene önce yanan binayı Kültür Bakanlığı'ndan istedik, 'En tabii hakkınız' dediler sonra da bir yazıyla, 'Müzeye çevirip bize teslim edin' diye cevap verdiler. Yenikapı Mevlevihanesi'nde dedem Bakır Çelebi ve Abdülhalim Çelebiler'in mezarları var. Eğer Yenikapı Mevlevihanesi bir başka kuruluşa verilirse, dedelerimin mezarını oradan alıp Konya'ya götüreceğim. n Siz nasıl Mevlevi oldunuz? Ne eğitimler aldınız?- Ailem dolayısıyla zaten Mesnevi'nin içinde doğdum ve Mevlevi dedeleriyle birlikte büyüdüm. Hz. Mevláná'nın Mesnevi'si evimizde her zaman konuşulur, açıklamaları yapılır, sema çıkartılırdı. Mevlevilik tarihinin en büyük üstadlarından olan Abdülbaki Gölpınarlı sürekli bizim evdeydi ve bu konular konuşulurdu.n Mevlevi olmak için zaruri bir eğitimden geçiliyor mu? - Eskiden tekkeler bir okulmuş. Mevlevi olmak isteyen kişi önce tekkenin mutfağında çalışmaya başlardı. Ondan sonra aşçı dedenin yanına verilirdi. Mevlevilerde aşçı dede çok mühim. Aşçı dede, o kişiyi bir süre sonra dürüstlüğünden emin olmak için alışverişe gönderir, parayı nasıl kullandığına bakar, yani dürüstlüğünü sınar. Bu sınavlardan geçerse, sofraya hizmet etmeye başlar. Mevleviler
yemek yerken hiç konuÅŸmazlar. Biri su içecekse herkes kaşığını bırakır, suyunu bitirmesini bekler, sebebi de o sırada onun lokmasına baÅŸkasının hakkının geçmemesi. Mevlevi olmak isteyen kiÅŸi, sofradaki hizmeti bittikten ve dürüstlüğüne inanıldıktan sonra, esnafın yanında çalıştırılmaya baÅŸlanır. AkÅŸamları iÅŸten döndükten sonra da yavaÅŸ yavaÅŸ semayı öğrenirler. EÄŸitimin son noktası ise hücrede geçirilen 18 günlük çile dönemidir. Buna 'sırlanmak' denir.n Hücrede ne yapılır?- Sadece Allah'ı düşünür ve namaz kılar. Hücreden çıktıktan sonra bir merasimle derviÅŸ olunur. Mutfakta hizmete baÅŸladığı zamanla, hücreden çıktığı zaman arasında 1001 gün geçer. Ama bu iÅŸler, bugün tabii ki hiçbir ÅŸekilde yapılmıyor. GeçmiÅŸte böyle yapılırmış.n 18 sayısının Mevlevilik'te özel bir anlamı mı var? 18 gün hücrede çile, 18 çark?- 18 sayısı Mevleviler için kutsaldır ve bu kutsallık konusunda çeÅŸitli efsaneler vardır. Meselá bunlardan birini anlatayım: Hz. Mevláná, halka hitaben konuÅŸup ÅŸiir okurken, en yakını olan Hüsameddin Çelebi 'bunların hepsini yazsak güzel olur' diyor ve yazmaya Mesnevi'nin ilk 18 beytinden baÅŸlıyor, daha sonra da Mesnevi ve Hazreti Mevláná'nın diÄŸer eserleri doÄŸuyor. n Bu 1001 günlük ritüeli ÅŸimdi uygulamanın mümkün olmadığını söylüyorsunuz. Peki, Mevlevi ÅŸeyhi olmak isteyene gerekli izni kim veriyor?- Bunu, tarikatlarda geçmiÅŸte varolan ÅŸeyhlik icazeti ÅŸeklinde yorumlamamanız gerekir. Bugün devir çok deÄŸiÅŸti, dolayısıyla kavramlar da deÄŸiÅŸti. Ama bir Mevlevi grubunun başına geçecek olan kiÅŸinin geleneklerimiz uyarınca benden yazılı bir izin alması gerekir ve benden izin alan kiÅŸi, bu izni baÅŸkasına veremez. O kiÅŸiyi uzun yıllar boyunca tanımış olmam ve kendisine güvenmem gerekiyor. Zaten terbiyesi ve Hz. Mevláná'ya baÄŸlılığı da çok önemli. Kuran-ı Kerim'i çok iyi bilmesi de zaten ÅŸart.BEÅž KİŞİYE Ä°CAZET n Siz bu izni ÅŸimdiye kadar kaç kiÅŸiye verdiniz?- BeÅŸ kiÅŸi var. Bir Ä°sviçreli, bir Alman ve üç Türk. Ä°sviçreli olan Peter Kuntz, bir papaz çocuÄŸu. Öğrenciyken Türkiye'ye gelmiÅŸ ve Konya'dan çok etkilenmiÅŸ. Sonra mühendis olmuÅŸ ve Arabistan'a gitmiÅŸ. Orada Kuran-ı Kerim'i incelemeye baÅŸlamış, derken benim yanıma geldi. Uzun süre beraberliÄŸimiz oldu. 1001 günlük çilede yapılacaklara tekabül eden iÅŸler yaptı. Gerçi 18 gün boyunca hücreye girmedi ama Konya'da 18 gün boyunca eline süpürge alıp mezarları, yerleri temizledi.n Verilen bu izinler yazılı mıdır? - Evet yazılıdır. 'Filanca kiÅŸi Mevlevi kültürünü ve bilgisini vermeye yetkilidir' gibi bir ÅŸey yazarız.SEMA MÄ°DEYÄ° DOLDURUP YAPILMAZÄ°lk semamı dokuz yaşındayken çıkardım. Yuvarlak bir tahtanın ortasında bir çivi vardı. Çivi, sabit bir ÅŸekilde sema etmeye alışmanız içindir. Çivinin olduÄŸu yere antiseptik görevi görsün diye tuz da dökülür. Sol ayak baÅŸparmağı ve ikinci parmak çivinin arasına sokulur ve ilk baÅŸlarda 18 çark atılır. Sema'ya ilk baÅŸlayan tennure giymez, normal kıyafetle döner. Atılan çarklar her gün fazlalaÅŸtırılır. Bu sırada ellerimiz çapraz ÅŸekilde omuzlarımıza kavuÅŸturulur. Bakıldığında '1' sayısı gibi gözükürsünüz. Öyle durulmasının amacı, 'Allah'ın birliÄŸine ÅŸahadet ediyorum' anlamına gelir. Atılan çarklar fazlalaÅŸtıkça, yavaÅŸ yavaÅŸ kollar açılır. Belli bir süre sonra tennure giyilir. Sema mideyi doldurup yapılmaz, aç karnına yapılır. Bir de mühim olan fıldır fıldır dönmek deÄŸil, dönerken Allah'ı düşünmektir.Ä°ZZETTÄ°N DOÄžAN DÄ°YE BÄ°R ZAT ÇIKTI KONUÅžMASI BENÄ° RAHATSIZ EDÄ°YOR, MEVLEVÄ°LER ADINA SADECE BEN KONUÅžURUMProf. Ä°zzettin DoÄŸan diye bir zat çıktı. Ben bu zatı hiç tanımıyorum. Yanında bir BektaÅŸi, bir de Mevlevi ÅŸeyhi olduÄŸunu söyleyen bir baÅŸkası var. Televizyonlara çıkıp Aleviler, BektaÅŸiler ve Mevleviler adına konuÅŸuyorlar. O kiÅŸinin Mevleviler adına konuÅŸması beni son derece rahatsız ediyor. Hz. Mevláná'nın torunu benim ve Mevleviler adına sadece ben konuÅŸurum. Bu iÅŸi yaparken, ayrı bir diyanet örgütü isteyip devletten devamlı olarak para istiyorlar. Bizim böyle bir talebimiz yok. Bu konuda ÅŸimdiye kadar sustum ama artık susamıyorum. Söylediklerim yanlış anlaşılmasın, Aleviler'e de, BektaÅŸiler'e de sonsuz saygım vardır ama iÅŸin içine Mevleviler'i de koyarak devletten para isteyip bunu 'Bize destek verirseniz, biz de size oy veririz' haline getirenlerin bizimle hiçbir ilgileri yoktur.TÖRENE GÄ°TMEKTENSE EVDE OTURUP YASÄ°N OKUYORUMEskiden Konya'ya Hz. Mevláná'nın türbesine gidip dua okur, sema törenlerine katılırdım. Ama artık sema törenlerine gitmiyorum. Bunlara 'tören' diyorum çünkü sema edenler devlet memurları ve aralarında gruplaÅŸmalar var. Orada olmaktansa evde oturup Yasin Sûresi'ni okuyorum.Â
button