Güncelleme Tarihi:
Onlar Metro'nun kadin makinistleri. Bir ara sayilari 11'e cikmis ama Naciye Yildiz, Necla Horoz, Serpil Polat ve Zehra Karahasan, oldukca cesur davranarak mesleklerinde kalmislar.
Istanbul Ulasim'in 900 kisilik Cadde Tramvayi ve Hafif Metro kadrosunda, 150 makinist yeraliyor. Her bir gidis-gelisten sonra 25 dakika dinlenme molasi veriyorlar, Aksaray'daki odalarinda. Bes dakikada bir yeni bir makinist geliyor molaya. Ama aralarinda kadin yok, onlar nerede?
Ertesi gun konustugumuz kadin makinistlerden odalarin ayrilmis oldugunu ogreniyoruz. Ama klasik ‘‘haremlik-selamlik’’ anlayisindan degil, dort kadin, kendileri istemis ayri odayi; daha rahat olabilmek icin. Odalarina girince fark hemen goze carpiyor. Erkeklerin odasi sigara kokulu, daginik ve dumduz. Kadinlarinkine ise ‘‘kadin eli’’ degdigi, kanepelerin minderlerinden, masa ortusunden ve vazodaki cicekten hemen anlasiliyor.
Erkeklerden daha siklar
Erkek makinistler yazin kisa kollu sari gomlek, gri pantolon, kisin ise bunun ustune siyah deri mont giyip kravat takiyorlar. Kadinlar kendilerine verilen bu uniformaya da itiraz edip degistirmisler. Muthis sik gorunuyorlar: Gri pantolon-ceket ve ayni renkte fular.
Bir ara sayilari 11'e cikmis ama Naciye Yildiz, Necla Horoz, Serpil Polat ve Zehra Karahasan, oldukca cesur davranarak mesleklerinde kalmislar. En yaslilari 50 yasindaki Naciye Yildiz, ama en eskileri 29 yasindaki Necla Horoz. Nasil olur diyeceksiniz... Soyle: Naciye Yildiz, Bulgar gocmeni. Istanbul Ulasim'da 1992'den beri calisiyor ama Bulgaristan'da on yil vatmanlik yapmis. Turkiye'ye gocunce iki yil dikis atolyelerinde calistiktan sonra meslegini bulmus. ‘‘Bulgaristan'da vatmanlar daha cok kadinlardan olusur. Burada oyle degil. Metro ise benden sonra acildi Sofya'da, ben daha gormedim.’’
Necla Horoz ise Turkiye'nin ilk kadin tramvay makinisti. Demiryolculuk babadan kalma ve bilincli olarak sectigi bir meslek. Yildiz Universitesi Demiryollari Insaat ve Isletme Bolumu'nu bitiren Horoz, 11 yil once baslamis makinistlige. ‘‘Bedrettin Dalan metro ilk acilirken bizi reklam olsun diye istemisti. Benimle birlikte iki kadin daha basladi ama onlar pes ettiler’’ diyor.
Ay bunu ben mi suruyorum
Calisirken, ‘‘bu kadin isi, erkek isi’’ diye pek dusunmuyor ama bazen indiginde, aracin boyuna bakiyor ve ‘‘Ayy, bunu ben mi kullaniyorum’’ diye sasiriyor hala. Hepsi de araci kullanmanin gayet kolay oldugunu soyluyorlar. ‘‘Ama arizalarda da biz mudahale ediyoruz, makinistlik de orada ortaya cikiyor’’ diyor Serpil Polat. Yani araba bozulunca inip kaputu acmak gibi mi? ‘‘E tabii bazen aracin altina girmek de gerekiyor.’’ Eger yerinde halledilemeyecek bir problem varsa ‘‘vagonu oldurme’’ diye bir tabir edilen islemi devreye sokuyorlar: Arizali vagon butun elektrik baglantisi kesilip depoya goturuluyor. Soylediklerine gore en zoru da bu.
Otomobil kullanmaya, trenden cok sonra baslamis Necla Horoz. Oyle zorlanmis ki... ‘‘Tramvay tek pedal, araba uc. Tramvayda hersey elinde, arabada ayaklari da kullaniyorsun. Valla yolu ortalayamiyordum. Simdi iyi ama nerede tramvay! Trafik sorunu yok, stres yok, vites problemi yok...’’ Henuz otomobil kullanmaya cesaret edemedigini soyleyen 27 yasindaki Serpil Polat ise Endustri Meslek Lisesi Elektronik Bolumu'nden mezun. Alti yillik makinist. Onun bu meslegi secmesi ise tamamen tesaduf olmus. Istanbul Ulasim'a is basvurusunda bulunurken, kadinlarin tercih edildigi gise memurlugunu yazmis. Ancak tam o sirada bir guvenlik gorevlisi, ‘‘Bak, makinist de oluyor kadinlar, onu da yazsana’’ deyince o sikki da doldurmus. Makinistligi cok sevmis sonradan.
Imza isteyenler var
Peki yolcularla aralari nasil? Son duraga gelip kabin degistirirken karsilasiyorlar onlarla en cok. Kimisi tesekkur ediyor, kimisi de sarilip opuyormus. Ama cogunluk hala alisamamis. Bazisi iniyor, kosa kosa kabine gelip bakiyor, yine de emin olamiyormus. Bazilari ileri gidip ‘‘Aaa kari kullaniyor’’ diye belli ediyormus tepkisini. Ariza oldugunda da gunah kecisi yapilan kadin makinistler oluyormus. Serpil Polat, ‘‘Arizanin makinistle hic alakasi olmamasina ragmen, hemen iste kadina verirsen boyle olur, sesleri yukseliyor. Ustelik bunu en cok soyleyenler de bizzat kadinlar!’’ diye anlatiyor, biraz kizgin.
Kent trafigi cok etkiledigi ve sik sik problem ciktigi icin Tramvay'da calismiyorlar genellikle. Gece de pek calismadiklarini, cunku amirlerinin ‘‘zaten erkek isi, bari gunduz calisin’’ anlayisinda oldugunu soyluyorlar. Gerci Necla Horoz dokuz yil gece de calismis ve hicbir sikayeti olmamis, cunku kendine guveniyor, ‘‘Kizdigim iri yari bir adamin yakasina yapistigimi bile hatirliyorum.’’
Serpil Polat ise aksam saatlerinde calisirken sarhos bir adamin yanindan gecip trene binerken ‘‘Simdi biz buna mi binecegiz’’ diyerek kendisini taciz ettigini hatirliyor. Bu tur seyler ara sira oluyormus. Erkek makinistler arasinda bile ‘‘Kadinin burada isi ne’’ diye dusunenlerin oldugunu ekliyorlar. Haa bir de kadin olduklari icin ellerini sikmayan yoneticiler var ama buna alismislar artik.
Ama yine de birakmayi dusunmuyorlar. Tabii ki bunun nedeni, ayni zamanda arkadaslik etmek isteyenler, evlenme teklif edenler, mektup gonderen hatta imza isteyenlerin bile olmasi degil, mesleklerini sevmeleri. Necla Horoz, kar yagdiginda, yagmurda manzaranin cok guzel oldugunu soyluyor. Serpil Polat ‘‘kalabalik bir yerdesin ama kendinlesin. Masa basi gibi sikici degil, kafan rahat’’ diyor.
Butun tramvaylar anne!
Treni cok rahat kullandigini, otomobile ise hala cesaret edemedigini belirten 27 yasindaki Serpil Polat'in basina en ilginc olaylar, hamileyken gelmis: ‘‘7,5-8 aya kadar calistim. Kadin oldugum icin zaten bakiyorlardi, hamileyken daha saskinlikla baktilar. Kizim simdi uc yasinda, amirlerim ‘artik senin kizi sinavsiz aliriz, isi ogrendi’ diyorlar. Konusmaya ilk basladiginda butun tramvaylara ‘anne’ diyordu.’’