Güncelleme Tarihi:
Hopa'da, 31 Mayıs 2011’de meydana gelen olayların ardından yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ailesinin İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı 415 bin liralık maddi-manevi tazminat davasında sıra karara geldi. Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin temyiz duruşmasının ardından yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmaması veya ek delil istenmemesi halinde bir ay içinde karar vermesi bekleniyor.
HOPA'DA BAŞBAKAN'IN MİTİNGİ ÖNCESİNDE ARBEDE ÇIKMIŞTI / Foto Galeri
MAHKEME NE KARAR VERECEK
Mahkemenin vereceği karar Lokumcu ailesi kadar yasadışı eylemlerde ölen ve yaralananlar ve ailelerinin açacağı tazminat davaları için kritik önem taşıyor. Mahkeme, davalı İçişleri Bakanlığı'nın savunduğu gibi "Yasadışı eyleme katılıp kamu düzenini bozanın tazminat hakkı olmaz, ailesi de bundan faydalanamaz. Polisin eylemcileri dağıtmak için gaz kullanmasında sakınca ve hukuken engel yok" şeklinde karar vermesi halinde, yasadışı eylemlerle ilgili davalarda yeni bir dönem başlayacak.
Mahkeme "İçişlerinin ağır hizmet kusuru yok. Lokumcu da kusurlu" diye tazminat davasını reddederse, dava Danıştay'a temyize gidecek. Danıştay da mahkemenin bu yöndeki kararını onarsa bu yönde yeni bir ve farklı bir içtihat kararı alınmış olacak. Artık eylemde ölen ya da yaralananlar için tazminat yolu kapanacak. Mahkeme, İçişleri'nin Lokumcu ailesinin savunduğu gibi "ağır hizmet kusurunu" kabul ederse ise aile lehine tazminata hükmedecek.
DÜNKÜ DURUŞMA
Lokumcu ailesi, İçişleri Bakanlığı aleyhine 115 bin lira maddi, 300 bin lira manevi tazminat talebiyle dava açtı. Davanın temyiz duruşması dün Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya İçişleri'nin 12 sayfalık davanın "hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olarak açıldığı" iddiasıyla reddi talepli dilekçesi dikkat çekti.
Bakanlık savunmasında özetle şunları vurgulandı:
KAMU DÜZENİNİ BOZUP ÖLENE TAZMİNAT OLMAZ
"Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunulup hem de yaralanınca ya da vefat edince devletten tazminat talebinde bulunulması hukuk sisteminin koruduğu bir hak olmamalıdır. Hiç kimse kendi hukuka aykırı eylemine veya tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği gibi onun yakınlarının da bundan faydalanması kabul edilemez.. Zararlı olayın meydana gelmesinde zarar görenin de mütefarik (birlikte kusur) kusuru bulunmaktadır.
LOKUMCU EL KOL HAREKETİ YAPTI
Lokumcu, ''Hopa’da ekmek yiyen emniyetçilere sesleniyorum. Bundan sonra Hopa’da çocuklarınızı okutmayacağız. Eşlerinize saygı göstermeyeceğiz. Esnaf olarak size saygı göstermeyeceğiz'' dedi. Yanına gelen polislere, “Yeter be yeter artık” diye bağırdı. Kendisini görüntüleyen emniyet kamera görevlisini işaret parmağıyla ve sözleriyle tehdit etti. Belediye otoparkında toplanan grubun önüne geçerek, el hareketleri ve sözle hareketlerle grubu yönlendirmeye çalıştı ve “Susma sustukça sıra sana gelecek” diye bağırdı.
HİZMET KUSURU YOK
Kusur sorumluluğu, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olmasına bağlıdır. Oysa ki dava konusu olayda idarenin hizmet kusuru, hele ki ağır hizmet kusuru söz konusu değildir. Güvenlik güçleri kamu düzenini sağlamak ve daha büyük hadiselerin oluşumuna engel olmak için yasaların kendilerine vermiş olduğu her türlü yetkiyi kullanarak gerekli her türlü tedbirleri almışlardır İdaremizin hizmet kusuru yoktur. Hopa olaylarında idare, yürütmekle yükümlü olduğu hizmete elverişli ve yasal olan her türlü araç ve gereci personeline tahsis etmiş ve gereken her türlü tedbiri almış olduğundan, idareye atfı kabil bir kusurdan bahsedilmesi de mümkün değildir.
HAK OLMAZ
Burada asıl tartışılması gereken konu; güvenlik güçleri kamu düzenini sağlarken, yasa dışı bir eylemi yatıştırırken oluşacak zararın, zarara uğrayanın kusurunun bulunması halinde idarenin tazmin sorumluluğunun ortadan kalkacağı ya da kusur ölçüsünde azalacağı hususudur. Unutulmaması gerekir ki; hukuka aykırı davranmanın mazereti olamaz. Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunulup hem de yaralanınca ya da vefat edince devletten tazminat talebinde bulunulması hukuk sisteminin koruduğu bir hak olmamalıdır. Hiç kimse kendi hukuka aykırı eylemine veya tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği gibi onun yakınlarının da bundan faydalanması kabul edilemez.”
GÖZ YAŞARTICI GAZ SAKINCALI DEĞİLMİŞ
“Güvenlik güçlerince kullanılan göz yaşartıcı gazlar (OC ve CS), kanun uyarınca toplumsal olayların denetim altında tutulması ve iç karışıklıkların bastırılması da dahil olmak üzere asayişin sağlanması ile ilgili yasaklanmamış amaçlar arasında yer almaktadır. Bu kapsamda geçici etki meydana getiren göz yaşartıcı mühimmatların toplumsal olayları denetim altına alınmak amacıyla kullanılmasında herhangi bir sakınca ve hukuki engel bulunmamaktadır” denildi.