Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, 31 Mayıs 2011'de Hopa mitingi öncesi ve sonrası çıkan olaylarda kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olayla ilgili Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında dönemin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan'ın da bulunduğu 13 polis hakkında 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Hopa Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Lokumcu'nun ölümüyle ilgili 10 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması, Trabzon 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Ancak mahkemenin mevcut delil durumu göz önünde bulundurularak, görevsizlik kararı verdiği dosya, Trabzon 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. 28 Haziran 2021'de verilen görevsizlik kararı sonrası 20 Aralık 2021'de, Trabzon 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde davanın ilk duruşması görüldü. Dün ve bugün görülen duruşma öncesinde ise adliye binası çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Duruşmaya Metin Lokumcu'nun yakınları ile sanık ve şikayetçi avukatları katıldı.
2 SANIK POLİS DURUŞMAYA KATILMADI
Haklarında 'taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuksuz sanıklardan Bayram Ali Kaş, Mehmet Seyfettin Uzun, İlhami Çalı, Haktan Yakıcı, Fatih Ünlü, Erol Darcan, Tayfun Vardarlı, Taner Ballı, Sinan Eyyupoğlu, Saim Baktimur ve Recep Aydın duruşmada hazır bulundu. Diğer sanıklar Muhsin Armağan ve Muhammet Ulaşlı ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.
'TEK GÖREVİMİZ DEVLET BÜYÜĞÜNÜ KORUMAKTI'
Dünkü duruşmada olay anına ait videoları seyreden polislere, bugün çekilen fotoğraf kareleri de gösterildi. Duruşmada savunma veren polis İlhami Çalı, bahse konu fotoğraflarda bulunmadığını belirterek, beraatını talep etti. Çalı, savunmasında "Tek görevimiz; kamu düzenini ve devlet büyüğünü korumaktı. Kars çevik kuvvette görev yapıyorduk, miting için Hopa'ya gittik. Olay yeri ile bulunduğumuz yerler tamamen farklı yerleridir" dedi.
'LOKUMCU HASTANEDEYKEN GAZ KULLANDIM'
Tutuksuz sanıklardan polis Bayram Ali Kaş, savunmasında alanda Metin Lokumcu'nun hastanede olduğu yönde yapılan anonslar sonrasında gaz kullandığını anlatarak "Görev için Bayburt'tan Hopa'ya geldik. Olanları karşı taraftan görüyorduk. 'Metin Lokumcu hastanede' şeklinde anons yaptılar, ortalık iyice karıştı. Ben de bu esnada gaz kullandım. Alanda karşı tarafın taşlı sopalı saldırıları devam ettiği için kolumdan ve bacağımdan yaralandım. Geri çekilmek durumunda kaldım. İlk görev alanına geri döndüm. Daha sonra da hastaneye tedavi için götürüldüm. Davadan beraatımı istiyorum" diye konuştu.
'GAZI BAŞKA BİR ARKADAŞIMA DEVRETTİM'
Sanık polis Mehmet Seyfettin Uzun da savunmasında, sadece görev belgesinde 'gazcı' olarak gözüktüğünü, yaşananlarda gaz kullanmadığını ifade ederek, beraat talebinde bulundu. Olay tarihinde Erzurum Çevik Kuvvet'te görevli olduğunu belirten Uzun "İnşaat alanında pankartların kaldırılmasıyla ilgili alana sevk edildim. Burada yaralandığım için gaz, başka bir arkadaşıma devrettim. Gaz kullanmadım. Sadece görev belgesinde gazcı olarak gözüküyordum. Bağlı bulunduğumuz timde sevk ve idare talimatlarını amirimiz Erol Darcan veriyordu. Görev bilinci ile yaralandığım halde görevime devam ettim. Birçok çalışma arkadaşım da yaralı olduğu halde görevine devam ediyordu. Alanda gaz kullanmadım. Daha sonra elimdeki gaz tüfeğini talimat doğrultusunda arkadaşım Taner Ballı'ya teslim edip, göreve tim memuru olarak devam ettim. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. Taraf avukatların beyanlarıyla süren duruşmaya ara verildi.
‘TALİMATLA 4-5 TÜP GAZ KULLANDIM’
Duruşmanın ikinci bölümünde tutuksuz yargılanan diğer polisler dinlendi.
Duruşmada beraat talebinde bulunan polis memuru Sinan Eyüboğlu, “İkaz anonsları yapılıyordu. Kalabalık dağılmayınca TOMA ile müdahale edildiğini gördüm. İkazdan sonra meydan alanında bulunan inşaattan emniyet güçlerine karşı kalaslar falan atılıyordu. Daha sonra Cumhuriyet Meydanı'nda ambulansların geçtiğini gördüm sonra başbakan geldi miting alanına. Daha sonra Cumhuriyet alanında Metin Lokumcu ile ilgili anonslar yapıldı. Anons sonrası kalabalık daha da arttı. Daha sonra biz çevik kuvvet grubuna dahil olduk. Orada bulunan amirin talimatı ile 4-5 kapsül gaz kullandım sonra miting alanına geri döndüm. Olaylar olurken miting alanında ve Cumhuriyet alanındaki müdahalelerde Metin Lokumcu'yu görmedim. Zaten Metin Lokumcu hastaneye kaldırıldıktan sonra olay yerine müdahale için gittim” dedi.
‘KALABALIK SALDIRINCA GAZ KULLANMA TALİMATI VERİLDİ’
Polis memuru Recep Aydın da suçsuz olduğunu savunarak, "Görevlendirmem bankanın karşısındaki yerdi. Daha sonra inşaat alanına asılan pankartın indirilmesi için talimat verildi. Pankartları indirmeye çalışan arkadaşlarımız yaralandı. Basın açıklaması yapmak istedi karşı grup. Basın açıklamasını yaptıktan sonra dağılmaları bekleniyordu ama dağılmadılar. Kalabalık saldırıya geçince gaz kullanmamız için talimat verildi. Ben de gaz kullandım. Bize karşı sürekli taş ve cisimler atıldı, bunun için gaz kullandık” diye konuştu.
METİN LOKUMCU’NUN OĞLU: SANIKLARDAN ŞİKAYETÇİYİM
Duruşmada Lokumcu ailesi fertleri ise mahkeme heyetine daha sonra ayrıntılı beyanda bulunacaklarını bildirdi. Duruşmada söz verilen Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu, "Ben bu duruşmada beyanda bulunmak istemiyorum. Sanıklardan şikayetçiyim. Sanıkların hangisi suçluysa yargılansın isterim. Beni öyle bir baba yetiştirdi, suçsuz kimse yargılansın istemem. Bir sonraki duruşmada beyanda bulunmak istiyorum” dedi.
Taraf avukatlarının beyanının ardından mahkeme heyeti, mazeret bildirerek katılmayan diğer sanıklarının dinlenmesine karar verip, duruşmayı 18 Şubat’a erteledi.