Güncelleme Tarihi:
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Muhammet Metin Kaplan ile avukatları Mustafa Halit Çelik ve İsmet Koç katıldı. Avukat Koç, müvekkilinin sadece düşüncelerini açıkça dile getirdiğini belirterek, "Müvekkilim uzun süredir tutukludur. Kendisinin toplum içinde tehlike yaratacak bir kişiliği bulunmamaktadır. İsteyen istediği gibi İslam’ı yaşasın. Bu suç değildir" dedi.
Son sözleri sorulan Muhammet Metin Kaplan da tahliyesini ve beraatini istedi.
Davayı karara bağlayan Mahkeme Heyeti, dosya kapsamı ve delil durumu gözönüne alındığında Muhammet Metin Kaplan’ın anayasal düzeni yıkıp yerine teokratik esaslara dayalı bir devlet kurmak amacıyla oluşturup yönettiği Anadolu Federe İslam Devleti adlı örgütün silahlanması ve amaca yönelik vahim eylemler planlamasının suça hazırlık niteliğinde olduğunu belirtti.
Eylemin icra hareketine dönüşmediğinin ve bu aşamada eylemlerin anayasayı ihlal suçunu oluşmadığının kaydedildiği kararda, sanık Kaplan’ın esasen suç oluşturan eyleminin silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçunu oluşturduğu ifade edildi.
YENİ TCK KAPLAN’IN LEHİNE
Kararda yeni TCK'nın sanık Muhammet Metin Kaplan'ın lehine olduğu belirtilerek, “suçun işleniş biçimi, hukuksal önemi, tehlikenin ağırlığı karşısından suç ve verilecek ceza arasında adaletli ve mantıksal bir oran sağlanarak temel cezanın alt sınırın üzerinden verilmesi" gerektiği anlatıldı.
Bu nedenle Kaplan'a ’terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçundan 21 yıl hapis cezası verildi. Ancak mahkeme, Kaplan'ın fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini sanık yararına hafifletici neden kabul etti. Mahkeme, bu nedenle Kaplan'ı ’terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçundan 17,5 yıl hapisle cezalandırdı. Mahkeme ayrıca Kaplan'ın tutukluluk halinin devamına da karar verdi.
YARGITAY İKİ KEZ BOZMUŞTU
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bu dava Yargıtay tarafından daha önce iki kez bozuldu. 20 Haziran 2005 tarihli duruşmada Kaplan, lehine olduğu gerekçesiyle eski TCK’nın 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, kararı bozmasının ardından tekrar hakim karşısına çıkan Kaplan, 15 Ekim 2008'de yasadışı silahlı terör örgütü AFİD-İCCB’nin amaçlarına uygun olarak sübuta eren suçlardan dolayı anayasal düzenin tamamını ya da bir kısmını silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek suçundan müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
Bu karar da Yargıtay tarafından ‘Kaplan'ın suçunun teşebbüs aşamasında kaldığını ve Kaplan'a terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan ceza verilmesi gerektiği" denilerek bozulmuştu.