Güncelleme Tarihi:
Avusturya'nın Tirol eyaletinde yapılan Alpbach Avrupa Forumu'na katılan Yılmaz, Avusturya'nın “liberal eğilimli” Der Standard gazetesine verdiği demeçte, böyle bir tutumun İslam dünyasınca da olumsuz değerlendirileceğini ve AB'nin inandırıcılığını yitireceğini belirtti. Yılmaz “AB'nin 1999 Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin şartları yerine getirmesi halinde müzakerelerin yapılacağı yolunda bir karar aldığını ve bunun izleyen diğer zirvelerde de bu kararın perçinlendiğini” anımsattı.
Gazete, Yılmaz'ın forumda yaptığı konuşmada da “Avrupa'daki muhafazakar politikacıların ekonomik ya da coğrafi nedenlerden dolayı değil, bir nevi haçlı zihniyetiyle birliğin 'Hıristiyan kulübü' niteliğini muhafaza etmek için Türkiye ile müzakereleri sabote ettikleri” tezini savunduğuna işaret etti.
Yılmaz, gazeteye demecinde, “Hristiyan Birliği CDU ve CSU ile çok ilişkilerim oldu. Bu yüzden bu zihniyeti tanıyorum” şeklindeki sözlerine yer verdi.
Demecinde, AB içinde şimdiye kadar hep din farklılığının katılım için engel teşkil etmediğinin söylendiğini anımsatan Yılmaz, “Ama aynı zamanda da hep engel çıkaracak yeni argümanlar bulundu” dedi.
Almanya eski şansölyesi Helmut Kohl'ün 1997 yılında “Türkiye farklı bir kültüre dahil” şeklindeki sözünü anımsatan Yılmaz, “O zamandan beri çok önemli değişiklikler oldu. Türkiye AB'ye giriş şartlarını yerine getirebilmek için dört önemli anayasa reformu gerçekleştirdi. Şimdilik kağıt üzerinde olan bu reformların tabii ki pratikte de uygulanması gerekiyor” dedi.
Yılmaz, AB'den beklentilerini ise “Biz yalnız Slovakya, Polonya, Kıbrıs ve Malta'ya tanınan hakların bize de tanınmasını ve müzakerelere başlanmasını istiyoruz. Katılım söz konusu değil” diye özetledi.
“SCHÜSSEL, HELSİNKİ KARARINI KAMUOYUNDA SAVUNMALI”
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri sırasında Avusturya'daki tüm siyasi partilerin Türkiye'nin AB'ye katılımına karşı olmalarını ”anlamakta zorluk çektiğini ve bunun kendisini düş kırıklığına uğrattığını” belirten Yılmaz, özellikle aşırı sağ eğilimli Özgürlükçüler Partisi (FPÖ) adayının, “Türkiye, benimle asla” şeklindeki sloganının dikkati çektiğini söyledi.
Yılmaz, Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel'e de çağrıda bulunarak, “Başbakan Schüssel'in Dışişleri Bakanı iken Helsinki'de onayladığı görüşü kamuoyunda savunmasını beklediğini” kaydetti.
Mesut Yılmaz, politikacıların popülizm peşinde koşmak yerine halkı evrensel sonuçlar konusunda bilgilendirmeleri gerektiğini de ifade etti.