Meşruiyet önce gelir...

Güncelleme Tarihi:

Meşruiyet önce gelir...
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2003 00:00

ŞİMDİ sıra geldi Yüksek Seçim Kurulu'na... Bakacağız. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) geçmişinde karşılaştığımız anıt karar türünden, gelecek kuşaklar tarafından da saygıyla anılacak bir karar mı verecek, yoksa siyasi konjonktüre göre mi hareket edecek?İkincisine bir örnek verelim:SODEP'in (Soysal Demokrasi Partisi) 1983 seçimlerine katılması, o tarihte ülkemizi yöneten 12 Eylül kadrosu tarafından keyfi bir kararla engellenmişti. Çünkü 12 Eylül'cülere göre seçime sadece Turgut Sunalp'in Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP), Turgut Özal'ın Anavatan Partisi (ANAP) ve Necdet Calp'ın Halkçı Parti'si (HP) girecek, neticede Sunalp kazanacak ötekiler muhalefette kalacaklardı. Oysa SODEP birdenbire kamuoyundan büyük bir destek almıştı. Bu yüzden sokulmayınca, Genel Sekreter merhum Ahmet Durakoğlu'nun kaleme aldığı, bir hukuk şaheseri denebilecek bir dilekçeyle SODEP, Yüksek Seçim Kurulu'na başvurmuş ama YSK, herhalde altını imzalayan üyelerin çocuklarına gösteremeyecekleri bir karar vererek, SODEP'in önünü kapatmıştı. Tahmin ettiğiniz gibi Demokratik Halk Partisi (DEHAP) yöneticilerinin ‘‘resmi belgede sahtecilik’’ suçu işlemeleri sonucu partilerinin 3 Kasım 2002 seçimlerine girmesinden doğan sorundan söz ediyoruz. Yöneticilerin suçu sabit oldu. Mahkumiyetleri dün Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından onandı. Geriye DEHAP'ın seçimde aldığı 1 milyon 900 bin oy yüzünden 3 Kasım seçim sonuçlarının ne ölçüde etkilenmesi gerektiği sorusunun yanıtlanması kaldı.Şimdi son yanıtı, Yüksek Seçim Kurulu verecek: Ya, ‘‘Bu iş bitmiş, yapacak bir şey yok’’ diyecek. Ama o zaman, suçun mağdurlarının (burada DEHAP oyları yüzünden seçim barajını aşamamış görünen, o nedenle de kazanmış sayılması gereken 66 sandalyeden mahrum kalan DYP'nin) hakkını kim verecek sorusu yanıtsız kalacak.Ya seçimlerin ulusal iradeyi usulüne göre yansıtamadığı sonucu ortaya çıktığı için ‘‘ortada tam kanunsuzluk hali var’’ diyecek, bu kararını TBMM'ne bildirecektir. Bu da TBMM'yi kaçınılmaz olarak seçimleri yenileme kararı almaya zorlayacaktır.Veya -bazıları öneriyorlar ama bizim aklımız pek almıyor- ‘‘Konu bizi değil TBMM'yi ilgilendirir’’ diyerek tarihi sorumluluğunu üstlenmekten kaçınacaktır.Türkiye eğer bir hukuk devleti olmak iddiasını taşıyorsa ve demokrasinin, özgür ve temiz seçimlerden yetki alan kadrolar tarafından yönetilmemizi öngördüğü doğru ise... Yapılacak olan ya seçim sonuçlarını DEHAP oylarını dikkate almadan tekrar hesaplamak veya seçimleri yenilemektir.Meclis'in meşruiyeti hepimiz için temel ilkedir. Çünkü o olmadan demokrasi başta olmak üzere hiçbir şeyimizi yaşatamayız.O halde alınacak karar öncelikle Meclis'in meşruiyetini korumalıdır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!