Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasının önemli bölümünü meslek örgütlerine, özellikle de Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) ayırdı. Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:
DEMOKRATİK DEĞİL
“Terör örgütünden birisini getirip Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) başına koyuyorlar. Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar TTB gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor? Bunun adı, demokratik bir yaklaşım değil, terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına adeta el koyması hadisesidir. Bütün fiziki altyapısıyla tarihinde görmediği yatırımları gerçekleştirmiş olan bu hükümete kalkıp da hâlâ çirkin yaklaşımlar içinde bulunmak kabul edilebilir değildir. Bütün hastaneler ile çok farklı bir dönem yaşandı. Bunlar, buralarda yapmaları gereken görevlerini yerine getirmiyor ama hakaretse, hakareti yapıyorlar. Biz bunlara hastalarımızı nasıl teslim edeceğiz? Teröristten bu beklenir mi? TTB başta olmak üzere diğer meslek kuruluşlarındaki sorunlar da artık tahammül edilemez seviyeye ulaşmıştır.
25-28 KURULUŞ VAR
TTB, bunun gibi kimi meslek kuruluşları açıkça anayasaya aykırı faaliyet içindedir. Çoklu Baro Sistemi’nde yapıldığı gibi aynı çalışmayı TTB ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız. Bu kuruluşların bir kısmının yönetim organları, ideolojik sapkınlıkların veya dar grupların çıkarlarının kalesi haline dönüşmüştür. Terör örgütünü savunup yüceltmek, devletinin sınırlarını güvenlik altına almaya yönelik harekâtlarını itibarsızlaştırmaya çalışmak, vatan topraklarını kurtarma mücadelesi veren Azerbaycan devletini hedef almak, bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Mimarlar var; 25-28 tane bu şekilde kuruluş var. Bunların hepsi için bu çalışmaların yapılması lazım. Bütçenin hemen ardından Meclisimizin ilk işlerinden biri bu konu olmalıdır.
‘TÜRK’ İFADESİ
Türk ve Türkiye ismini hak etmeyen meslek kuruluşlarından, bu imtiyazlarını derhal almalıyız. Türk Tabipleri Birliği’nin başındaki ‘Türk’ ifadesi, zaten bunlara yakışmıyor. Ondan nefret ediyorlar. Onun için bir an önce bizim onların elinden bunu almamız lazım. Kimsenin patırtısına, gürültüsüne aldırmadan, ülkemiz ve milletimiz için en doğrusu neyse onu kararlılıkla hayata geçireceğiz. Gelişmiş ülkelerde sivil toplum örgütlenmelerinin bu derece yaygınlaşıp güçlendiği bir dönemde, belki Türkiye’nin de artık yeni modeller geliştirmesi gerekir.”
SEÇİMİN VAKTİ SAATİ BELLİ, HAZİRAN 2023
Erdoğan, erken seçim tartışmalarına ilişkin de, “Bunlar, affedersin, çocuksu şeyler. Bunlar halen daha siyaseti anlamadılar. İlan edilen bir tarih var. Gelişmiş ülkelerde ilan edilen tarihin dışında hiç erken seçim, şu bu dedikodusu duyar mısınız? Bu, kabile devletlerinin işidir. Kabile devletlerinde bu olur. Bunun için de bizim gündemimizde böyle bir şey kesinlikle yok. Cumhur ittifakı olarak Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi böyle bir şey söz konusu değil. Bunun vakti saati bellidir, Haziran 2023” diye konuştu.
Erdoğan, KKTC’ye seçim mesajı da vererek şunları söyledi: “Kapalı Maraş bölgesi Kuzey Kıbrıs Türkü’nündür. Bunun üzerinde spekülasyonlar yapmaya gerek yok. Bugüne kadar hep kapanın elinde kaldı. Güney Kıbrıs’ın AB’ye girişi öyle olmadı mı? Şimdi Kapalı Maraş ile ilgili de, ‘Burası bizimdir’ havasına giriyorlar. Ben de Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımıza, Türk kardeşlerime sesleniyorum: Bu topraklar sizin. Bu topraklara sahip çıkmanız lazım. Bu topraklara sahip çıkan siyasi iradeye de sahip çıkmanız lazım. Eğer bunu tam anlamıyla ortaya koyacak olursak inanıyorum ki Kıbrıs’ta gelecek çok daha farklı olacaktır.”
VERSENİZE İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARINI
Erdoğan Dağlık Karabağ konusunda da şunları söyledi: “Minsk üçlüsü oyalama taktikleriyle bu işi geçiştiriyor. Versenize işgal altındaki topraklarını. Bir müzakere 30 yıl sürer mi? 30 yıldır oyalama. Verin, vermediler. Bizi arayanlar, ‘Siz, Suriye’den mücahitleri oraya gönderdiniz’ diyor. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz, Azeri kardeşlerimize her türlü desteği vereceğiz. Minsk üçlüsünün içerisinde olanların verdiği desteği niye konuşmuyorsunuz? Rusya’dan, Fransa’dan bu kadar silahlar geliyor. Bunca besleme karşısında sessiz kalıyorsunuz.”
PUTİN’LE KRİZ SONRASI İLK TEMAS
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışmaların başladığı 27 Eylül’ün ardından ilk kez Rusya Lideri Vladimir Putin ile telefonda görüştü. Erdoğan görüşmede, Ermenistan’ın yaklaşık 30 yıldır süren işgalini kalıcı hale getirmeye çalıştığını belirterek, Türkiye’nin gerek Minsk Grubu içindeki statüsü, gerekse ikili ilişkileri çerçevesinde bu meselenin kalıcı bir çözüme kavuşturulmasından yana olduğunu ifade etti. Kremlin’den yapılan açıklamada ise “Türkiye’nin, AGİT Minsk Grubu üye ülkesi olarak ihtilafın çözümüne yapıcı katkıda bulunacağının beklendiği dile getirildi” denildi. (◊ Nerdun HACIOĞLU-ANKARA)