Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2003 00:00
TURAN Kılınç adlı okurdan bir mektup aldım. Olduğu gibi aktarıyorum:‘‘özdemir bey merhaba,ben meslek liselerine giden öğrenciler sivil üniversitelere gidemez fikrinize karşıyım. meslek lisesi mezunlarının üniversitelerde istediği bölüme girme hakkı olmalıdır. bir motor meslek, tekstil meslek lisesi mezunu çocuk neden doktor-mühendis-avukat-iktisatçı olmak istemesin. öyle bir niyeti varsa meslek liselerine gitmesin diyeceksiniz. neden? çoçuğun 14 yaşında algıladığı hayatla 18 yaşında algıladığı hayat aynı mı? hayır tabii ki değil.hem üniversiteler sınavla öğrenci alıyor. eğer çocuk fen derslerini yeterince okulda almadığı halde kendini yetiştirip zekasını ve kapasitesini kullanarak sınavı kazanabiliyorsa çocuğun istediği bölümü okuması neden yanlış olsun. insanın her an istediğini seçebilme özgürlüğü olmalı bence. ortaokuldan sonra meslek lisesine gitmek isteyen öğrenci hoşuna gitmediyse yada fikirleri değiştiyse liseden sonra üniversitede istediği bölüme gidebilmeli. az oranda fen dersleri alsa da.saygılarımla.’’* * *Turan Kılınç'ı hemen yanıtlıyorum: Meslek lisesi mezunlarının üniversitelere girmelerine karşı değilim. Karşı değilim, çünkü ömrüm boyunca savunduğum ‘‘Hayatta ve öğrenimde fırsat eşitliği’’ düşünceme her zaman sadık kaldım.Klasik liselerde türlü nedenlerle okuyamayan ya da bu liselerden mezun olmayan gençlere Avrupa ülkelerinin eğitim sisteminde türlü haklar tanınmıştır. Bildiğim kadarıyla, Fransa'da pedagojik nedenlerle yetersiz bulunarak klasik liselerde okuma hakkı verilmeyenlere bile hem ortaöğretimde hem de daha sonra çeşitli haklar tanınmıştır.* * *Kuşkusuz ‘‘Bir şeye’’ karşıyım. Nedir o? İmam-Hatip Okulları'nın meslek okulu sayılmasına ve bu taktik ile Eğitim Birliği Yasası'nın (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) ortadan kaldırılmasına karşıyım. Öteki mesleklerin öğrenildiği Meslek Okulları'nın İmam-Hatip Okulları'na paravan edilmesine karşıyım. Çünkü imamlık ile elektrikçilik aynı meslek düzleminde değerlendirilemez. İmamın öğretisi ideolojiktir, referans niteliklidir.Cumhuriyet düzenini benimsemeyenler, kendilerine uygun kadrolar yetiştirmek için Cumhuriyet'in liselerine karşı İmam-Hatip Okulları'nı kullanmışlar ve bu okulları üniversitelere öğrenci yetiştiren ikinci kaynak haline getirmişlerdir.Özellikle, 1970'ten sonra bu programlarında başarılı olmuşlardır. Ancak 28 Şubat'tan sonra Eğitim Birliği yasası doğru eksenine oturtulmaya çalışıldı ve İmam-Hatip Okulları gerçek işlevlerine döndürülür gibi oldu.Mevcut AKP iktidarı, İmam-Hatip Okulları'nı yeniden ikinci üniversite kaynağı haline getirmek için aslında bir meslek okulu olmaması gereken bu okulların Meslek Okulu statüsünden yararlanıyor. Bu nedenle gerçek Meslek Okulları'nın kendilerine oynanan bu oyunu görmeleri gerekmektedir.
button