Güncelleme Tarihi:
Kongreye girişler, 1. Meclis ile Ankara Garı arasındaki Cumhuriyet Caddesi’nden yapıldı. Güvenlik önlemlerinin had safhada olduğu, atlı polislerin devriye gezdiği cadde her kongrede olduğu gibi seyyar satıcıların istilasına uğramıştı. En çok Tayyip Erdoğan atkıları ile Binali Yıldırım ve Erdoğan’ın birlikte fotoğrafının olduğu bayraklar ilgi görüyordu. Tribünler tıklım tıklım dolarken dışarıda kalan kalabalık için de her önlem alınmıştı.
Yıldırım, saat 10’da evden çıkarak salona zamanında geldi. Yürüyüş yolunda eşi ile partililere karanfil atarken heyecanı her halinden anlaşılıyordu. Yıldırım selamlamayı bitirdikten sonra 15 dakika Davutoğlu’nun gelişi beklendi. Salona girerken moralsiz olduğu gözlenen Davutoğlu’nun partililerden gördüğü büyük ilgi ile heyecanlandığı, neşelendiği gözlerden kaçmadı. Binali Yıldırım partilileri selamlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında kullandığı, adının tekrarlandığı şarkı çaldı. Davutoğlu’na eşlik eden ise Kiziroğlu Ahmet Hoca şarkısıydı. Divan Başkanı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AK Parti Kadroları ile gönül bağının kopmayacağı” mesajını içeren mektubunu ayakta okuyunca, bütün salon da ayakta dinledi.
SESİNİN AZİZLİĞİ
Resmen aday ilan edildikten sonra sahnede yürüyerek konuşmak isteyen Yıldırım’ın, irticalen değil, metinden konuşması için sahneye 4 cam ekran yerleştirildi. Konuşmanın en heyecanlı yerlerinde sesinin azizliğine uğradı; ama “Bu ses beni konuşturmayacak” dedikten sonra kendi Genel Başkanlık dönemini özetleyen o cümleyi kurdu: “Aynesi iştir kişinin, lafa bakılmaz... Laf laf üstüne koymaya değil, taş taş üstüne koymaya geldik...”
AK Parti’nin kongresi ‘olağanüstü’ idi, ama yaşanan her şey, planlandığı gibi ‘olağan’dı.