Okan KONURALP - Bülent SARIOĞLU / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2011 00:00
Yemin krizi dün AK Parti ve CHP’lilerin 4 saatlik toplantısı sonucu, liderlerin de onayıyla imzalanan deklarasyonla aşıldı.
VE CHP'Lİ VEKİLLER YEMİN ETTİ / WEB TV
CHP'LİLER YAKALARINDA KOKARTLA GELDİLER / Foto Galeri
Ortak deklarasyonda, “Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin TBMM’de olmaları gerektiğine inanıyoruz” cümlesi yer aldı. Bunun üzerine CHP’liler yakalarında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazılı kokartlar takarak Genel Kurul’a geldiler ve yemin ettiler.
TBMM’de 13 gündür süren yemin krizi, dün 4 saat süren toplantıda AK Parti ve CHP’nin uzlaşmasıyla aşıldı. Liderlerin onayıyla parti kurmaylarının imza attığı deklarasyonda, “Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin TBMM’de olmaları gerektiğine inanıyoruz” denilince Mersin Milletvekili İsa Gök haricinde CHP’liler yemin için kürsüye çıktılar. CHP’liler yakalarında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazılı kokartlarla Genel Kurul salonuna gelerek, yemin ettiler.
Genel Kurul bildiriyi bekledi
AK Partililerle CHP’lilerin Meclis Başkanlık Divanı salonundaki toplantısı dün sabah saatlerinden Genel Kurul’un açıldığı ana kadar sürdü. Toplantıya AK Parti’den Grup Başkanvekilleri Nurettin Canikli, Ahmet Aydın, Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, CHP’den Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın ile Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek katıldı. Zaman zaman tansiyonun yükseldiği toplantılar 2 bölüm halinde yapıldı ve arada telefon molaları da verildi. 3 saatin sonunda parti temsilcileri, Meclis’te ve Başbakanlık’ta liderleriyle buluşarak son metinleri onaylattılar. 4 saat süren heyecanlı bekleyişin ardından Genel Kurul’un toplandığı dakikalarda ortak deklarasyon açıklandı. Genel Kurul da 5 dakika geç toplandı. Anlaşma üzerine CHP’liler, 28 Haziran’da AK Partililerin yaptığı gibi yakalarına TBMM kokartları taktılar.
Tutuklu vekil ısrarı
Uzlaşma görüşmelerinde zaman zaman tansiyon yükseldi. CHP tarafı, “tutuklu milletvekillerine” atıf yapan, ayrıca CHP’nin son tavrının “hukukun üstünlüğü ve demokratik meşruiyetin gereği olduğunu” vurgulayan iki ifadenin yer almasını istedi. AK Partililer ise “Adrese teslim bir ifadeyi kabul edemeyiz. Her şeyden önce bu metin yargıya doğrudan müdahale görüntüsü vermemeli. İkincisi parlamento çalışmalarının önünü açacak, süreci başlatacak bir metin olmalı” dediler.
Uçağı beklediler
CHP’liler “tutuklu milletvekilleri de dahil tüm milletvekillerinin parlamentoda bulunması” ifadesinde ısrar edince AK Partililer görüşmelere ara verdi. Başbakan uçakta olduğu için görüşemeyen AK Partililer, daha sonra Başbakanlık’a geçtiler. Başbakanlık dönüşünde AK Parti temsilcileri “Tüm siyasi partilerin TBMM’de olmaları gerektiğini” içeren cümleyi sundular. CHP’liler, bunun devamına “milletvekilleri” ifadesini de ekleyince AK Partililer bu kez telefon molası aldılar. Başbakan’ın telefonda verdiği onay üzerine, “Tüm siyasi partiler ve milletvekilleri” ifadesi metne eklendi. Son cümleyi de Başbakan onaylayınca 6 parti temsilcisi 4 saatin sonunda metne imza attı.
İşte ortak deklarasyon
Ortak deklarasyonda, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Meclis’in olağanüstü koşullarda dahi büyük sorunların üstesinden geldiği belirtilerek özetle şöyle denildi: “Halkın egemenliği ve milletin iradesi, seçilmiş ve vekalet verilmiş milletvekilleri aracılığı ile TBMM’de hayata geçirilir. Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM’de olmaları gerektiğine inanıyoruz. 12 Haziran seçimleri sonrasında bazı milletvekillerinin yemin etmeyerek yasama faaliyetlerine katılmamaları eksikliktir. Siyasi partiler sorunların çözümü için TBMM zemininde olmalıdır. Bu inançla, Anayasa dahil tüm mevzuatın, hukukun üstünlüğü çerçevesinde ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınarak, özgürlükleri genişletici bir anlayışla yorumlanması ve uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Sonuç olarak Meclis’in açılışından bugüne kadar, yasama faaliyetlerine katılmamış olan milletvekillerinin yemin ederek Meclis çalışmalarına iştirak etmelerini ve katkı sağlamalarını arzu ediyoruz.”
Gök yemin etmedi
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök ise dünkü oturumda yemin etmedi. Yemin krizi sürecinde, “Direneceğiz, AKP diz çökecek” çıkışı yapan Gök, “Bu bilinçli bir tavır. Tüm gerekçelerini basın toplantısıyla açıklayacağım. Şu anda daha fazla konuşmak istemiyorum” dedi.
AK Partililer alkışladı
CHP’lilerin ‘yemin töreni’ TBMM Genel Kurulu’nda ilk gün heyecanı yaşanmasına neden oldu. Krizin çözülmesine, CHP’liler sessiz, MHP ve AK Partililer ise sakin tavırlarıyla destek verdiler. Tam kadro gelen CHP’lilerden ilk kürsüye çıkan Adana Milletvekili Ali Demirçelik oldu. AK Partililer jest yaparak, yemin eden ilk milletvekilini alkışladılar. Tam bu sırada AK Parti sıralarında telefon sesi duyuldu. “Aynı yoldan geçmişiz biz/Aynı sudan içmisiz biz” melodisi salonda yankılandı. AK Partinin
seçim kampanyasında kullandığı birlik ve beraberlik şarkısı, gülüşmelere neden olurken, günün anlam ve önemine de denk düştü. Başbakan Erdoğan, Meclis’te olmasına karşın CHP’liler yemin ederken salona gelmedi. . Kılıçdaroğlu ve Bahçeli arasındaki buzlar da dün eridi. Meclis’in ilk günü iki lider tokalaşmamıştı. Dün Kılıçdaroğlu yemin ettikten sonra yerine dönerken Bahçeli ayağa kalkarak CHP Lideri’ni tebrik etti.
800 gündür içerideler insaf
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, da hükümet programı üzerine yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi: “800 gündür içerideler, insaf. Mahkûmiyet yok, seçime girmişler kazanmışlar, milli irade tecelli etmiş, yemin etmelerinin önünde hiçbir engel yok ama ‘Ben seni içeride tutacağım arkadaş’ deniliyor. Hepimizin şikayet ettiği bu konuda gelin hep beraber hareket edelim, sorunu çözelim. Türkiye’yi bu ayıptan kurtaralım. Biz, demokrasimizi yüceltmek istiyoruz, düşünce özgürlüğü olsun istiyoruz. ‘Eski alışkanlıklardan, eski değer yargılarından kurtulalım’ diyoruz ama tekrar tekrar kısır tartışmaların içine giriyoruz. Yazık oluyor Türkiye’ye. Biz bu sorunun çözümü için elimizden gelen katkıyı yapmaya hazırız. Sorun CHP’nin değil, Türkiye’nin sorunudur. Bir demokrasi eksikliği var, demokrasi ayıbı var Türkiye’de.”