Mersin’de dünyanın en eski mührü bulundu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2008 00:00
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Mersin Yumuktepe Höyüğü’nde, içinde insan iskeleti olan mezar ve mühür bulundu. Ayrıca tahıl ambarları ile şehir sur ve duvarları ortaya çıkarıldı.
Kazılar, İtalya’nın Lecce Üniversitesi’nden Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsabella Caneva başkanlığında, 30 kişilik ekiple üç alanda yürütülüyor.
Yaklaşık iki ay süren kazılarda, Milat’tan Önce’yi (M.Ö.) kapsayan geç neolitik döneme ait, içinde insan iskeleti ve süs eşyaları bulunan mezar, erken neolitik döneme ait olduğu belirlenen ve bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılarda "dünya genelinde en eski olma" özelliğini taşıyan mühür, çeşitli ebatlarda 6 tahıl ambarı ile çeşitli dönemlere ait şehir sur ve duvarları bulundu.
Bizans dönemine yönelik sürdürülen kazılarda, mimariye ışık tutan ve insan yerleşmelerine dair bilgiler verecek yapılara ilk kez ulaştıklarını belirten Prof. Dr. Caneva, "Hitit dönemine ait tabakada, en erken Hitit dönemine ait kerpiç duvar ve taş temellerden oluşan şehir suru ortaya çıktı. Hitit imparatorluğuna ait yerleşmelerde bu tür sur sistemi vardı. Ancak bulduğumuz surlar bunun daha geçmiş zamanlara kadar gittiğini ortaya koydu" diyor. "Bu yerleşmenin etrafında iyi korunmuş, çok yüksek taş temelli ve kerpiç surlar ortaya çıktı. Bugüne kadar ulaştığımız en yüksek duvar 50 santimetre kadardı. Ancak bu yıl sıvalı, 1 ile 1,5 metre arasında değişen yükseklikte, içinde değişik amaçlarda kullanmak için açıldığını tahmin ettiğimiz oyukların bulunduğu sur ve duvarlara ulaştık".
Ancak bu yılın önemli buluntusu, mezarda bulunan mühür. M.Ö. 6500-7000’li yıllara ait. Çok erken ve basit bir toplumda bulunmasına rağmen, üretimin varlığını gösteriyor. Uzmanlar özel mülkiyete geçişin başlangıcı olarak yorumluyor. Bu mühür, dünyadaki arkeolojik kazılarda şu ana kadar ele geçirilen en eski mühür.
Yaklaşık iki ay süren kazılarda, Milat’tan Önce’yi (M.Ö.) kapsayan geç neolitik döneme ait, içinde insan iskeleti ve süs eşyaları bulunan mezar, erken neolitik döneme ait olduğu belirlenen ve bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılarda "dünya genelinde en eski olma" özelliğini taşıyan mühür, çeşitli ebatlarda 6 tahıl ambarı ile çeşitli dönemlere ait şehir sur ve duvarları bulundu.
Bizans dönemine yönelik sürdürülen kazılarda, mimariye ışık tutan ve insan yerleşmelerine dair bilgiler verecek yapılara ilk kez ulaştıklarını belirten Prof. Dr. Caneva, "Hitit dönemine ait tabakada, en erken Hitit dönemine ait kerpiç duvar ve taş temellerden oluşan şehir suru ortaya çıktı. Hitit imparatorluğuna ait yerleşmelerde bu tür sur sistemi vardı. Ancak bulduğumuz surlar bunun daha geçmiş zamanlara kadar gittiğini ortaya koydu" diyor. "Bu yerleşmenin etrafında iyi korunmuş, çok yüksek taş temelli ve kerpiç surlar ortaya çıktı. Bugüne kadar ulaştığımız en yüksek duvar 50 santimetre kadardı. Ancak bu yıl sıvalı, 1 ile 1,5 metre arasında değişen yükseklikte, içinde değişik amaçlarda kullanmak için açıldığını tahmin ettiğimiz oyukların bulunduğu sur ve duvarlara ulaştık".
Ancak bu yılın önemli buluntusu, mezarda bulunan mühür. M.Ö. 6500-7000’li yıllara ait. Çok erken ve basit bir toplumda bulunmasına rağmen, üretimin varlığını gösteriyor. Uzmanlar özel mülkiyete geçişin başlangıcı olarak yorumluyor. Bu mühür, dünyadaki arkeolojik kazılarda şu ana kadar ele geçirilen en eski mühür.