Merkez tüketici harcamalarından memnun deÄŸil

Güncelleme Tarihi:

Merkez tüketici harcamalarından memnun değil
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 28, 2004 00:00

Merkez Bankası, önümüzdeki dönemde özel tüketim harcamalarındaki geliÅŸmelerin, enflasyondaki düşüş sürecine 2003 yılındaki kadar destek vermeyeceÄŸinin hatta talep kaynaklı enflasyonist baskı yaratacığının düşünüldüğünü bildirdi.Merkez Bankası tarafından hazırlanan, Para Politikası Raporu yayımlandı. Rapora göre, kriz sonrasında oldukça düşük düzeyde seyreden özel tüketim harcamalarının, 2000 yılındaki seviyesini ancak 2003 yılının son çeyreÄŸinde yakalayabilmiÅŸ olması, halihazırda tüketim harcamalarının milli gelire oranının düşük seviyelerde bulunması, 2004 yılında da belirgin bir talep kaynaklı enflasyonist baskı gözlenmeyeceÄŸine iÅŸaret ediyor.      Gerek istihdamın oldukça düşük düzeylerde olması gerekse ekonominin içinde bulunduÄŸu yapısal deÄŸiÅŸim süreci ve uygulanan gelirler politikasının, tüketim üzerinde sınırlayıcı bir etki yarattığı belirtilen raporda, şöyle denildi: "2004 yılında kamu kesiminde yapılan maaÅŸ ve ücret artışları, reel olarak oldukça sınırlı bir yükseliÅŸ öngörmektedir. Özel sektörün de kamu kesiminde yapılan ücret artışlarını dikkate aldığı düşünüldüğünde, 2004 yılında kısıtlı bir reel gelir artışının olacağı ve bunun da tüketim harcamalarındaki armtışı sınırlayıcı bir etki yaratacağı düşünülmektedir."Sürdürülmekte olan yapısal reformlar ve enflasyonun düşüş sürecinde olması nedeniyle, reel sektördeki rekabetçi yapının kuvvetlenmekte olduÄŸu ve dolayısıyla kar marjlarının daraldığı ifade edilen raporda, bununla birlikte reel faizlerin gerilemesi ve Türk Lirasının deÄŸer kazanmasının da tasarrufların reel olarak deÄŸer kaybetmesine neden olduÄŸu kaydedildi.  Bu durumun, önümüzdeki dönemde servetlerdeki reel kaybı telafi etmek için yeniden tasarrufa yönelmeyi teÅŸvik edecek bir olgu olduÄŸu belirtilen raporda, şöyle denildi: "Reel faizlerdeki gerileme, diÄŸer taraftan  tüketici kredilerinin artmasına yol açmıştır. Ancak içinde bulunduÄŸumuz dönemde kredilerdeki artış, önümüzdeki dönemlerde kredi geri ödemelerinin artmasını gerektireceÄŸinden, gelirler ve dolayısıyla harcamalar üzerinde kısıt oluÅŸturacaktır.''KAMU HARCAMALARINDAKÄ° ARTIÅž HIZI DÜŞÜK BEKLENÄ°YORRapora göre, özellikle rekabet ve piyasa koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesi ve güven ortamının tesis edilmesi fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme için gereken yatırımların devamını saÄŸlayabilecek unsurlar olarak ön plana çıkıyor.  2004 yılında da, kamu kesiminin daha verimli ve saÄŸlıklı bir yapıya kavuÅŸturulması amacıyla, uygulanmakta olan sıkı maliye politiklarına devam edeceÄŸi belirtilen raporda, bu nedenle 2004 yılında kamu harcamalarının artış hızının oldukça düşük olmasının beklendiÄŸi ifade edildi.  Tüketim ve yatırım harcamalarının 2004 yılında sırasıyla yüzde 2.8ve yüzde 5.9 oranlarında artacağının öngörüldüğü kaydedilen rapora göre, 2004 yılında iç talepte enflasyon hedefini tehlikeye sokacak bir geliÅŸme olması beklenmiyor.     Buna karşın üretim artışlarının ihracata yönelik olarak devam edeceÄŸi, ayrıca bu yıl üretime iliÅŸkin öngörülerin enflasyonun olumlu seyrine katkı yapmaya devam edeceÄŸi düşünülüyor. Raporda, kurlarla ilgili ise ÅŸu görüşlere yer verildi:         KURLARDAKÄ° DALGALANMALAR"2004 yılı içersinde gerek Avrupa BirliÄŸine adaylık süreci ile ilgili geliÅŸmeler gerekse ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımına dair beklentiler doÄŸrultusunda, dönem dönem dışsal faktörlerden kaynaklanan dalgalanmaların oluÅŸabileceÄŸi öngörülmektedir.   Ancak yapısal reformların hayata geçirileceÄŸi ve kamu kesimindeki mali disiplinin devamlılığın saÄŸlanacağı varsayımı altında, döviz kurlarının üzerinde uzun süreli ve kalıcı bir baskı oluÅŸmayacağı düşünülmektedir.''       PETROL FÄ°YATLARIAğır kış koÅŸulları nedeniyle, özellikle Åžubat ve Mart aylarında artan ham petrol stokunun, ham petrol fiyatlarında gözlenen artış eÄŸilimini yılın ikinci çeyreÄŸinde sınırlayabileceÄŸinin düşünüldüğü kaydedilen raporda, ayrıca Irak'taki belirsizliÄŸin 2004 yılı ikinci yarısında sona ermesi ve Irak ham petrol üretiminin savaÅŸ öncesi düzeye yükselmesi durumunda, ham petrol fiyatları üzerinde aÅŸağı yönlü bir baskının oluÅŸabileceÄŸi belirtildi. Raporda, şöyle denildi: "Ancak 2004 yılının ilk çeyreÄŸindeki yüksek oranlı asgari ücret artışları ve 2003 yılı gelir gerçekleÅŸmelerine baÄŸlı 2004 yılı gelir tahminlerinde ortaya çıkan sapmalardan doÄŸan finansman açığının kapatılabilmesi için, akaryakıt fiyat artışlarına gereksinim duyulma olasılığı, mali uyumun kalitesin fiyat istikrarı açısından önemini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Zira artışların 2004 yılının geri kalan döneminde de devam etmesi durumunda, ilerleyen aylarda enflasyon üzerinde genel olarak maliyet baskılar oluÅŸabilecektir."Raporda, dünya demir ve çelik fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretme olasılığının, 2004 yılı enflasyon hedefi açısından maliyet  yönlü bir baskı oluuÅŸturmakla birlikte, sanayi sektöründeki yüksek verimlilik ve düşük işçilik maliyetlerinin bu baskıyı telafi edebileceÄŸinin düşünüldüğü belirtildi.          DALGALI KUR REJÄ°MÄ°NE DEVAMDalgalı kur rejimine 2004 yılında da devam edileceÄŸinin ifade edildiÄŸi rapor uyarınca, dalgalı kur politikasının döviz kuru- enflasyon iliÅŸkisinde yapısal bir deÄŸiÅŸime yol açtığı düşünülüyor. Önemli olanın kamu fiyat ayarlamaları ve ek vergilerle gelir artırmak yerine, harcamaların kısılması yönünde politikaların geliÅŸtirilmesi olduÄŸu ifade edilen raporda, aksi takdirde mali disiplini saÄŸlamaya yönelik alınan tedbirlerin enflasyon hedefini tehlikeye sokabilecek sonuçlarının olabileceÄŸi üzerinde duruldu.       RÄ°SKLER VE SONUÇ2004 yılının kalan bölümünün, ilk çeyrek kadar olmasa da enflasyon açısından genelde olumlu bir görünüm sergilediÄŸi belirtilen raporda, gerek kısa vadede gerekse orta ve uzun vadede bazı önemli risklerin olduÄŸu kaydedildi.       İçinde bulunulan dönemde en büyük riskin rehavete kapılma riski olduÄŸu vurgulanan raporda, şöyle denildi: "Uluslararası finansal piyasalarda ortaya çıkabilecek farklı eÄŸilimler veya dışsal ÅŸoklar sonucu portföy tercihlerindeki yön deÄŸiÅŸimlerinin döviz kurlarında öngörülemeyen hareketlere yol açabileceÄŸi ve bunun da yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı enflasyon üzerinde bir risk oluÅŸturabileceÄŸi her dönemde göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.      ABD Merkez Bankasının önümüzdeki aylarda faiz artırımına gidebileceÄŸi yönünde sinyaller vermesi global likidite eÄŸilimlerinde farklılaÅŸmaya yol açarak geliÅŸmekte olan ülkelerin finansal piyasalarındaki dalgalanmaları artırmaktadır.''  Faiz artırımının hangi seviyeye kadar ve ne hızla gerçekleÅŸeceÄŸine dair belirsizliklerin söz konusu dalgalanmaların devam edebileceÄŸine iÅŸaret ettiÄŸi ifade edilen raporda, ''ancak burada altı çizilmesi gereken nokta, dalgalı kur rejimi altında bu tarz  hareketlerin olaÄŸan görülmesi gerektiÄŸidir. Parasal ve mali disiplin devam ettikçe ve ekonomik yapısal reformlarla güçlendirildikçe söz konusu ÅŸokların olumsuz etkilerinin geçici olmaya mahkum olduÄŸudur'' denildi.TÃœKETÄ°CÄ° KREDÄ°LERÄ° YAKINDAN TAKÄ°P EDÄ°LECEKRaporda, "tüketici kredilerindeki hızlı artış, iç talep ve enflasyon ve cari iÅŸlemler açığı açısından, mevcut koÅŸullarda bir risk unsuru olarak görülmemesine raÄŸmen yakından takip edilecektir" denildi.    Merkez Bankası, rekabeti geliÅŸtirmeyi ve verimliliÄŸi artırmayı hedefleyen yapısal reformların ise "kamuda verimlilik artırıcı önlemler, özel sektörün ekonomideki rolünün artırılması, yatırım ortamının iyileÅŸtirilmesi ve mali sektör düzenmelerini" içerdiÄŸini bildirdi.      ENFLASYON DÄ°NAMÄ°KLERÄ°NDE DEĞİŞİMTürkiye ekonomisinin yaÅŸadığı süreç içesinde, enflasyon dinamiklerinde meydana gelen deÄŸiÅŸimin de ele alındığı raporda, döviz kuru rejiminin deÄŸiÅŸimiyle, kura endeksleme davranışının gücünü kaybettiÄŸi, ancak döviz kurunun maliyetler ve ithal fiyatlar yoluyla enflasyon üzerinde etkili olmaya devam ettiÄŸi belirtildi. Rapora göre, borçlanmanın sürdürülebilirliÄŸine dair kaygıların azalması ve kamu fiyatlarının enflasyon hedefleri ile uyumlu oranda artırılması sonucu, kamu kesiminin enflasyon üzerindeki baskısı zayıfladı, ancak bu durumun devamını saÄŸlayacak düzenlemeler tam anlamıyla gerçekleÅŸtirilemedi. Enflasyonla mücadelede tarihsel anlamda önemli bir baÅŸarı saÄŸlanması nedeniyle, geçmiÅŸ enflasyona göre karar alma davranışı deÄŸiÅŸmeye baÅŸladığı ve hedeflenen enflasyonun bekleyiÅŸlerin oluÅŸmasında etkili oldu. Fiyatlama davranışları daha rasyonel hale gelirken, özellikle iç talebin geçmiÅŸe kıyasla enflasyonu belirlemedeki etkisinin artmaya baÅŸladığı görüldü.Raporda, devamla şöyle denildi: "Burada unutulmaması gereken, ekonomik birimlerin enflasyon hafızasının hala çok güçlü olduÄŸu ve herhangi bir olumsuzluk algıladıklarında tekrar eski eski davranış biçimine dönme eÄŸiliminde olabilecekleridir.     Dolayısıyla, enflasyon dinamiklerindeki olumlu deÄŸiÅŸimin kalıcı olabilmesi, saÄŸlanan istikararın orta ve uzun döneme taşınabilmesi ile mümkün olacaktır. Bunun da yolu kalıcı yapısal reformlardan geçmektedir."Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!