Merkel’le Hafter atışması

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel dün İstanbul’daki görüşmelerinin ardından Vahdettin Köşkü’nde birlikte basının karşısına çıktı.

Erdoğan, Libya’da Hafter yönetiminin henüz ateşkesi kabul etmediğini vurgularken, “Yani bizim uluslararası diplomasi anlayışımız veyahut uluslararası anlaşmalarda böyle bir durum söz konusu değil. Hafter’in yarın ne yapacağı da belli olmaz. Onu da size buradan söylemiş olayım” dedi. Merkel bunun üzerine, “Bu 55 madde taraflarca kabul edildi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanacak. Sayın Sarrac da kabul etti. Hafter sadece ateşkesi kabul etti. Ve askeri komite için isim bildirdi. İlk hedef aslında şu ana kadar taraflardan birine destek verenlerin bir araya gelmesiydi. 5+1 toplantısının en kısa zamanda gerçekleşmesiydi hedef” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel’in bu açıklamasına Hafter’i kastederek, “Sayın Şansölye, kabul etti ama imza koydu mu?” sorusuyla karşılık verdi. Merkel ise yanıt olarak, “Belki bir yanlış anlama var. Hafter 55 maddeyi kabul ettiğini söylemedi gerçekten. Sadece ateşkesi kabul etti. Moskova’da olduğu gibi imzalamadı. Bu konuda haklısınız. Moskova’dan ayrıldı imzalamadan” dedi.

ARTIK YÜZ VERMEYİN

Hafter konusundaki eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu 55 maddeyi Hafter’in kabul ettiğine ben inanmadım. İnanmıyorum. Dün ve evvelsi gün Hafter havalimanını bombaladı. Yine bombalamaya devam ediyorlar. Bu ne demektir? ‘Ben ateşkesi kabul etmedim’ demektir. Güvenilir bir yanı yok. 11 füze attı. Bunların hepsi tespitli. Bunlar tespitli olduğuna göre Berlin sürecine gelen ülkelerin artık bu adama yüz vermemesi lazım. Ben görüşme yapmam” dedi.

SARRAC’IN YANINDAYIZ

Erdoğan Türkiye’nin Libya’ya asker gönderip göndermeyeceği sorusuna yanıt verirken de Türkiye’nin Sarrac yönetimini yalnız bırakmayacağını söyleyerek özetle şu ifadeleri kullandı:

“Biz oradaki askeri güçlere, özellikle de Sarrac yanlısı güçlere eğitim vermek, onları belli noktalarda yetiştirebilmek için TBMM’de süreci tamamladık. Çıkarmış olduğumuz yasal düzenlemeyle oraya heyetimizi gönderdik, gönderiyoruz. Biz Sarrac’ı yalnız bırakmayacağız. Kendilerine elimizden gelen desteği vermekte kararlıyız. Buraya da giderken, TBMM’den alınan kararla askerimizi gönderiyoruz. Askerimiz orada bu eğitim çalışmalarına gerekli desteği verecek. 500 yıllık bir geçmişi olan Türkiye’nin Libya’daki mazisi ve onların da Türkiye’ye yapmış oldukları bir davet herhalde böyle bir hakkı doğurur.

NASIL TANINIYOR

Biz herhangi bir tanınırlığı olmayan kişiye değil, Sarrac’a, BMGK’nın kendisini meşru olarak tanıdığı bir kişiye ve onun ordusuna böyle bir desteği veriyoruz. Hafter’in böyle bir tanınırlığı söz konusu değil. Ama Hafter nasıl bu şekilde bazı ülkeler tarafından tanınıyor? Bunu anlamakta da zorlanıyoruz. Nitekim Moskova’da oraya çağırmışlardır, oradan kaçmıştır adeta.

ABU DABİ, MISIR

Ondan sonra Berlin sürecine yine davet edilmiştir. Berlin sürecinde de yine ne yazık ki, 55 maddelik belirlenen metne de yine imzasını koymamış, daha sonra koyacağını söylemiştir. Sürekli olarak bu tür bir insan şımartılırsa, böyle bir insana bu tür destekler verilirse ki, bu desteklerin arkasında Abu Dabi yönetimi var. Mısır var. Bunlar ciddi manada her türlü silah desteğini sunuyorlar. Wagner yine bunun arkasında. Wagner’in arkasında da kimlerin olduğu malum. Bunun dışında Sudan’dan yine 5 bin, 6 bin civarında kara gücü söz konusu. Bütün bunlar olurken 500 yıllık bir maziye sahip olan bir Türkiye’yi Libya’ya davet eden bu dostlara, bizim ‘hayır’ dememiz zaten mümkün değildi. Bizler de buna bu şekilde cevabı verdik.”

KIRILGAN BİR DENGE VAR

Merkel de Libya’da ateşkesin yer yer ihlal edildiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Ben tabii ki bütün çatışmaların hemen sonlanacağını beklemiyordum. Şu anda çok kırılgan bir denge var. Tarafların 55 maddeyi kabul etmeleri çok önemliydi. Aslında bu maddelere uyulması zor bir süreç. Almanya olarak biz yoğun şekilde bu süreci takip ediyoruz ve toplantıdaki diğer ülkeler de gerginliğin tırmanmaması için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler. Bu 55 madde toplantıya katılanlar tarafından kabul edildi ve daha sonra BM Güvenlik Konseyi’nde onaylanacak. Sarrac ateşkesi de kabul etti. Hafter sadece ateşkesi kabul etti ve askeri komite için isim bildirdi. İlk hedef şu ana kadar taraflardan birine destek verenlerin bir araya gelmesiydi.”

AYNA AYNA SÖYLE BANA

Türk-Alman Üniversitesi’nin açılışında rektör tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a miğfer, Almanya Başbakanı Merkel’e ayna hediye edildi. İki lider hediyelerini gülümseyerek alırken objektiflere Merkel’in aynayla verdiği renkli pozlar yansıdı.

İSTANBUL’da Türk-Alman Üniversitesi’nin Beykoz’daki kampusu dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de katıldığı törenle açıldı. Açılışa Erdoğan ve Merkel’in yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Türk Alman Üniversitesi Rektörü Halil Akkanat, Türk Alman Üniversitesi Konsorsiyumu Başkanı Prof. Dr. Rita Süssmuth da katıldı. Erdoğan kurdeleyi kesmeden önce “Özellikle ev sahiplerinden biri olarak, sizlere ömür boyu başarılarla dolu bir süreç temenni ediyorum” dedi. Merkel de öğrencilere, öğretmenlere, fakülte üyelerine başarı dileyerek, “Nereden gelirlerse gelsinler, başarılı olmalarını temenni ederim” ifadelerini kullandı. Ardından kurdele kesildi. Merkel elinde kalan kurdele parçasını cebine koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merkel’e Türk-Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat tarafından ‘gülümseten’ hediyeler verildi. Merkel’in hediyesi sırçalı bir saray aynasıydı. Merkel aynayı alıp baktı ve gülümseyerek gösterdi. Akkanat’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediyesiyse bir Osmanlı savaş miğferiydi. Miğfer Merkel’in de ilgisini çekti. Ne olduğunu öğrendikten sonra elini başına götürürken Erdoğan da bu anları gülerek izledi. 

TÜRK-ALMAN ORTAKLIĞINI SİMGELİYOR

ALMANYA Başbakanı Angela Merkel, açılış törenindeki konuşmasında “Türkiye milyonlarca Suriyeli mülteciye sığınma imkânı sağlıyor. Bu çabalar bizim teşekkürümüzü ve takdirimizi hak ediyor” diyerek şöyle devam etti:. “Mülteciler için eğitim çok önemli çünkü daha iyi bir gelecek için umut veriyor. Ülkelerine döndüklerinde, bu ülkenin inşasına katkıda bulunabilir veya geldikleri ülkeye daha iyi uyum sağlayabilirler. Türk-Alman Üniversitesi, Türkiye ile Almanya arasındaki işbirliğinin olağanüstü bir örneğidir. Türk-Alman ortaklığını simgeliyor.”