Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'da, aralarında Uyum Zirvesi'ne katılan derneklerin de yer aldığı çok sayıda göçmen derneği, Başbakan Angela Merkel'e mektup yazarak, Göç ve Vatandaşlık Yasalarında sertleşmeyi öngören yasa taslağının, uyum konusunda yapılan olumlu gelişmeleri baltaladığı belirtildi.
Çok sayıda Türk dernek ve çatı örgütünün yanısıra, Rus, Polonya, İspanyol, Arap, Vietnam göçmen derneğinin de yer aldığı 21 göçmen derneği yöneticisinin imzaladığı ortak bildiride, “AB hukukunun ülke yasalarına uyum çerçevesinde hazırlanan yasa taslağı, aile birleşimi hukukunda kısıtlamalar, uyum kursları için yaptırımlar ve Alman vatandaşlığına geçişlerde katı uygulamaları içermektir” denildi.
Başbakan Merkel'e yazılan mektupta, “Yasa taslağındaki sertleşmeler, sizin tarafınızdan haya geçirilen uyum zirvesinin tam karşıtıdır. Uyum, fiili ve duygusal bir aidiyet varsaymaktır. Planlanan yasa değişikliği uyuma kaktı sağlamamaktadır. Öngörülen sertleştirmeler, Uyum Zirvesi'nin hedef ve anlamını sorgulamaktadır. Sizden, yetki hakkınızı kullanarak, hepimiz tarafından olumlu karşılanan ve desteklenen Uyum Zirvesi'nin, yabancılar yasasında yapılarak sertleşmelerin gölgesinde kalmasına izin vermemenizi talep ediyoruz” denildi.
GEREKİRSE ÇEKİLİRİZ
Almanya Türk Toplumu (ATT) Genel Başkanı Kenan Kolat, “Bu yasa uyum Zirvesi'ni baltalıyor” derken, Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Yaşar Bilgin, “Biz Alman devletinin göstermelik piyonu olmayız. Eğer bu yasa böyle çıkarsa uyum zirvesinden çekilebiliriz” dedi. DİTİB adına Uyum Zirvesi'ne katılan Bekir Alboğa ise, “Bu yasa taslağı bu haliyle onaylanırsa, o zaman uyum zirvesine katılan bir kişi olarak bu yasada benim de onayım olacak. Bunu kabul edemem” dedi.
NE TEPKİ VERDİLER
Kenan Kolat (ATT Genel Başkanı): Bu metne imza atan örgütler, uyum Zirvesi'ne ya doğrudan katıldılar ya da uyum çalışma gruplarına katıldı. Alman hükümeti, bir taraftan olumlu şeyler yaparken, öte yandan da olumsuz ve göçmen topluma yönelik mesajı çök kötü yasa taslağı hazırlıyor. Bunun mesajı çok açık: Birincisi, “Biz artık Türkiye'den aile birleşimi istemiyoruz”, ikincisi, “Biz artık çok kişinin Alman vatandaşlığına geçmesini istemiyoruz”, üçüncü mesaj ise “Ya uyum sağlarsınız ya da cezalandırılırsınız”. Bu mesajlar uyum zirvesindeki içeriklerle hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Bu yasa Uyum Zirvesi'ne aykırı ve Uyum Zirvesi'ni baltalıyor. Yaptırımlar yerine teşvik edici olsun. Örneğin Türkiye'de Almanca öğrenecekse öğrensin ama o zaman da kolay oturum verilisin.
Bekir Alboğa (DİTİB): DİTİB adına uyum zirvesine katılan tek kişiydim. Uyum Zirvesi'ne diyalog ve uyum eksperi olarak davet edildim. İçişleri Bakanı Dr. Schaeuble herhangi bir karar alırsa , o kararda benim de endirekt olarak adım yer alacak. Çünkü, uyum Zirvesi'ne katılanların görüşü alındı denilecek. Bu sertleştirmelerin uyuma bir katkısı olmayacağı kanaatindeyim daha tersine uyumu zorlaştıracağını düşünüyorum. Uyumu destekleyen bir insan olarak uyumun önünde çıkartılan engellere onay veremem.
Yasa böyle çıkarsa, o zaman uyum zirvesine katılan derneklerle biraraya gelip yola devam edip etmeyeceğimize karar vereceğiz. Bundan sonra uyum zirvesine katılımımız, uyumun geleceğine olumlu anlamda ne kadar katkı sağlar bunu konuşup karar veririz.
Yaşar Bilgin (Türk-alman sağlık Vakfı):
Bu metin Uyum Zİrvesi'ne katılanların müşterek kararı. Uyum zirvesine katıldık diye her yapılana da evet demeyeceğiz. Biz Alman devletinin göstermelik piyonu olmak istemiyoruz. Devlet istedi diye her türlü şeye evet diyecek değiliz. Uyum Zirvesi, Alman devletinin göstermelik bir ürünü mü? Çalışma gruplarında konuşulanların tam tersi bir yasa taslağı. Anayasa insanları bağlıyorsa devleti de bağlaması gerekiyor. Ben Uyum Zirvesi'ne toplumunu sesi olarak katıldım. Toplumun sesini hükümete iletiyorum ve ciddiyle alınmıyorsam orada yerim yok. Bu yasa taslağı hükümetin göçmenleri ciddiye almadığını gösteriyor.
Eğer kendi kafana göre yasa çıkaracaksan neden bizi çağırıp çalışma grupları oluşturuyorsun.
Ortak metne imza atan dernekler şu 4 noktaya dikkat çekti:
1-Alman vatandaşı olanların da, yabancılarla evlenmeleri durumunda ekonomik durumlarının kontrol edilmesi öngörülüyor. Bununla birlikte bugün uygulanmakta olan, yabancı eşlerin, ekonomik kazançtan bağımsız olarak oturma izni almasına olanak sağlayan yasadaki 28. Paragraf iptalediliyor. Bize göre, bu değişiklik anayasaya aykırıdır.
2-Eşlerin aile birleşimiyle Almanya'ya gelebilmeleri, Almanca bilmeleri şartına bağlanıyor. Bize göre, eşler Almanya'ya geldikten sonra Almanca öğrenmeli ve topluma uyum sağlamalıdır. Bunun aile birleşimi için şart koşulması kabul edilebilir değil. Burada da çok açık şekilde anayasaya aykırılık görüyoruz. AB hukuku da ülkeye girişten önce bir kursa katılmayı şart koşmamaktadır.
3-Uyum süreci, cezalandırmaya tabi veya oturma izni için şart olarak şekillendirilmemeli, tam tersine içerik olarak ikna edici olmalıdır. Uyum kursları bir yaptırım mekanizmasına dönüştürülmemelidir. Yaptırımlarla tehdit yerine, kursu başarıyla bitirenler daha çabuk oturma izni ve Alman vatandaşlığını almalıdır.
4-Şu andaki vatandaşlık yasası, 16 ile 23 yaşları arasındakilerden, yeterli gelir ispatı istememektedir. Planlanan yasa taslağında bunun talep edilmesi bir geri adımdır ve vatandaşlığa geçişin zorlaştırılması anlamına gelmektedir. Özelikle bu gençleri kazanmamız gerekmektedir. Planlanan Vatandaşlık testi, vatandaşlığa geçişlerin gerilemesine neden olmamalıdır.
METNE KİMLER İMZA ATTI
-Ali Ertan Toprak (Almanya Alevi Birilikleri Federasyonu genel Sekreteri)
-Bekir Alboğa (DİTİB Dinler arası Diyalog Sorumlusu)
-Berrin Alpbek (Almanya Türk veli Dernekleri Federasyonu İkinci Başkanı)
-Bosiljka Schedlich (Güneydoğu Avrupa Kültürü Genel Müdürü)
-Cornelia Spohn (Karma Evlilikler ve Birliktelikler Derneği Başkanı)
-Eren Ünsal (Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu)
-Erika Theissen (Müslüman Kadınlar Buluşma ve eğitim Merkezi Yöneticisi)
-Franco Marincola (CGIL Eğitim Merkezi Genel Müdürü)
-Irina Bernstein (Almanya Rus-Alman İşadamları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi)
-Izabela Ebertowska (Berlin Polonya Sosyal Konseyi Başkanı)
-Jale Yoldaş (Stuttgart Türk-Alman Forumu Genel Müdürü)
-Kenan Kolat (Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı)
-Lamya Kaddor (NRW İslam Dersi öğretmenleri Derneği)
-Nashaat Elfar (Almanya Arap-Alman Dernekleri Birliği Başkanı)
-Phuong Kollath (Dien Hong Derneği Yönetim Kurulu üyesi)
-Ramazan Salman (Etno-Sağlık Merkezi Genel Müdürü)
-Prof.Dr.Recep Keskin (Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Birliği Başkanı)
-Tayfun Keltek (NRW Yerel göçmen temsilcilikleri Çalışma Grubu Başkanı)
-Vincente Riesgo (Federal İspanyol Veliler Birliği Başkanı)
-Virginia Wangare Greiner ( Maisha Proje Koordinatörü)
-Dr. Yaşar Bilgin (Türk-Alman Sağlık Vakfı ve Almanya Türk kökenli Yurttaşlar Konseyi Başkanı)