Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2005 00:00
SPD Milletvekili Vural Öger, Almanya’dan telefonla arıyor; CDU lideri Merkel’in çirkin
seçim oyunlarına kalkıştığını söylüyor. Almanya Başbakanı Schröder’in Frankfurt’ta Hürriyet’i ziyaretinde ’Bild’ gazetesinin sadece Türk bayrağının önünde gözüken fotoğrafını ve ‘Schröder, 600 bin Türk oyu için koşturuyor. Seçim sonucunu Türkler mi belirleyecek?’ başlığını, maksatlı bir şekilde afiş yaparak bunu halka dağıtmalarının, Merkel’in Türkiye karşıtı olduğunun göstergesi sayıldığını bildiriyor.Öger, Dortmunt’ta az sonra büyük bir mitinge katılacağını ancak son gelişmeler karşısında ‘çok duygulu’ olduğunu söylerken şunları anlatıyor:‘CDU’nun (Ertuğrul Özkök’ün dünkü, ’İki bayrak teke inince’ yazısında anlattığı) konuyu istismar ettiğini söylemek istiyorum. Türk düşmanlığını körükleyen bu afişe karşı tepkimizi bir bildiri ile SPD’li parlamenterler olarak Alman Meclisi’ne ve Avrupa Parlamentosu’na imzalı olarak bildireceğiz.Almanları Türk toplumu ile karşı karşıya getirmek istiyorlar.Eskiden kendi çevresinde bulunan bazı kişilerin, CDU’yu desteklerken kullanıldıklarının farkında olmadıklarını öne süren Öger, ‘Hüseyin Baraner imzalı yazıda, Merkel Türk düşmanı değildir, deniyor. Ancak bu görüşleri hiç doğru değildir. Baraner, sempatik bir çocuktur ama gerçekleri yazmamaktadır. Türklerin aşağılandığını, Müslüman ve ikinci sınıf insan olduğunu, kültürsüz ve geri kalmış olduğunu söyleyenin kim olduğunu bilmiyor mu? Ne yazık ki, bazı Türkler CDU tarafından seçim malzemesi olarak kullanılmaktadır. Almanlara, Türk korkusu yaratılmaktadır. En basit anlatımıyla, Hıristiyan Demokratlar, Romanya ve Bulgaristan’a 1. lig muamelesi yaparken, Türkleri 2. lige uygun görmektedirler. Bu da nasıl bir ‘Türk düşmanlığı’ yapıldığını göstermektedir.’Pazar günkü seçim gerçekten çok ilginç geçecek; bir anlamda Almanlar’ın olduğu kadar Türklerin de kaderini çizecek.Türkiye’nin en büyük Mevlevihanesi açılıyor ÇANAKKALE’de bir grup Çanakkalesever’in üç yıldır düzenlediği ve Çanakkale’nin sorunlarının tartışıldığı Sokak Şenlikleri’ne katıldıktan sonra Gelibolu’nun ünlü peynir tatlısından tadarken, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt’ın Gelibolu Mevlevihanesi açılış davetiyesini anımsadık hemen. Gelibolu’da esnafa ‘Nerede bu yer’ diye sorduk; Gelibolu’nun ’Alaaddin’ sardalyelerinin satıldığı dükkanın karşısındaki yoldan bir kilometre kadar gittiğinizde görürsünüz, dediler.Geniş bir alanla karşılaştık, 12 Eylül’de bazı siyasileri ağırlayan ünlü ’Hamzaköy askeri bölgesi’nin üstü sayılabilir... Son yıllarda yerleşim alanı olmuş... Az ilerde karşımıza heybetli bir yapı çıktı; restorasyonu tamamlanmış, bahçesi tanzim ediliyordu. Selçuk Üniversitesi’nden gelen bazı öğretim üyeleri araştırma yapıyor ve fotoğraf çekiyorlardı.Geçmişi 400 yıl öncesine gidiyor Mevlevihane’nin... Osmanlı’da Yeniçeriler’in Mevlevi oldukları biliniyor. Osmanlı, Rumeli’ye ayak bastıktan sonra onlar için yapılmış... Yapanın adı Yeniçeri ağalarından Kara Hasan Ağa’nın oğlu Ağazede Mehmet Hakiki Dede diye geçiyor. Yapım tarihi 1674 deniyor ama bazı tarihçiler bunun 1621 olduğunu söylüyorlar. ASKER KORUMUŞFakat sonradan yıkılarak, geç devir özelliğinde yeniden inşa edilmiş. Orada söylendiğine göre, Türkiye’de bulunan 30 Mevlevihaneden, özellikle de Konya’dakinden bile daha büyük, dikdörtgen planlı bir yapı... ‘Kırık çatı’ mimarisiyle yapılmış; ana kubbesinin yanında altı kubbesi var. İçeride kalem işleri süslü kubbeleri mermer taklidi sütunlar ve ayaklar taşıyor, iki adet mihrabı bulunuyor.33 dönümlük bir araziye ve kagir bir semahaneye sahip olan Mevlevihane, bulunduğu stratejik ve müstahkem mevkiinden dolayı 1. Dünya Savaşı’ndan sonra askeri garnizon olarak kullanılmış. Yıkılan mescitle müştemilatının yerine bir askeri hastane ve ek hizmet binaları inşa edilmiş. 1980’lere kadar çatı ve cephe onarımı yapılmış, böylece yapının ayakta kalması sağlanmış; günümüze kadar korunmuş. 1994’te de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmiş ve üç yıl önce başlayan restorasyonu için 1 trilyona yakın harcama yapılmış. Ziyaretçiler, kum ve midye karışımı falez taşlardan yapılmış binanın merdivenlerinin güzelliğine de dikkat etmeliler.‘Dani sema çe büved’ (Sema nedir, bilir misin?) mısrasıyla başlayan Farsça beyitler de dikkat çekiyor.Dr. Barihüda Tanrıkorur, İslam Ansiklopedisi’nde bu konuda ayrıntılı bilgi veriyor.Mevlevihane’nin, 2. Mahmud ve Abdülhamid dönemlerinde onarımdan geçirildiği belirtiliyor.Bu muhteşem yapı iyi ki bugünlere kadar Silahlı Kuvvetlerimiz’in elinde kalmış; yoksa o da kaybolup giderdi.TöREN YARINDoğa İnşaat tarafından restore edilen ve ilk görünüşünde ‘olumlu’ izlenim alan Gelibolu Mevlevihanesi’nin (semahanesi 18.8x26 m.) açılışı törenle yarın Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin tarafından yapılacak. Gelibolu Belediye Başkanı ANAP’lı Cihat Bingöl, Mevlevihane’nin ayağa kaldırılması için büyük çaba göstermiş... 10 ay önce gelen Kaymakam Adnan Çakıroğlu ile el ele verip, çevre düzenini tamamlamışlar. Burası Türk ve dünya turizmi açısından önemli bir kültür hazinesi olmaya aday şimdiden... Turizm acenteleri ve rehberler burasını programına almalılar. Törene, Türkiye’deki öteki din temsilcileri davet edilirse doğru bir şey yapılmış olur.GELİBOLU; KÜLTÜR KENTİ OLUYORBaşkan Bingöl, ‘Burası Gelibolu’yu ekonomik yönden ayağa kaldıracaktır. Böyle bir Mevlevihane Türkiye’de yok. 2007 yılında Mevláná’nın 700. doğum yılı anma törenlerini yapacağız. Mevlevihane’nin yurtiçi ve yurtdışından ciddi bir ziyaretçisi olacağını düşünüyoruz’ diyor.Vakıflar kadar 2. Kolordu Komutanı Korgeneral Dursun Bak’a da teşekkür ediyor Belediye Başkanı Bingöl... Mevlevihane’nin külliyesinin de boşaltılmasıyla, bu bölgeye bir kültür müzesi ve küçük bir amfitiyatro yapabileceklerini anlatıyor.Gelibolu Savaşları’nı anlatan Onur Akmanlar’ın koleksiyonu da getirilebilirse, Gelibolu gelecekte tam bir kültür kenti olacak.
button