Merhamet duygusu unutulur ama kaybolmaz

Güncelleme Tarihi:

Merhamet duygusu unutulur ama kaybolmaz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2013 00:00

Bir süre ekranlardan uzak kaldı, derken Kanal D’nin iddialı dizisi “Merhamet”le setlere döndü, molaya son noktayı koydu. Biz de “Merhamet”in Atıf’ı Ahmet Rıfat Şungar’la buluştuk, hem projeye nasıl dahil olduğunu, hem canlandırdığı karakterin özelliklerini ve hikayedeki yerini, hem de üstüne hasır çekilen, zamana yenik düşen duyguları konuştuk.

Haberin Devamı

* Televizyonlardan bir süredir uzaksınız. En son “Karadağlar”da rol almıştınız. Sebep neydi? Bilinçli bir uzaklaşma mıydı bu yoksa istediğiniz gibi bir proje mi bulamadınız?                          

- Aslına bakarsanız, geçtiğimiz 1,5 sene içinde iki farklı proje için anlaştım, fakat iki dizi de hazırlık aşamasında kaldı, bazı sebeplerden ötürü çekilemedi.

* Ne tür projelerde bunlar?     

- Biri Galip Tekin’in “Profesyonel” adlı, fazlası ile özel olduğunu düşündüğüm projesiydi. Diğeri ise Uğur Yücel’in çekeceği dizi... “Sopranos”un uyarlaması olacaktı o... Fakat dediğim gibi kısmet olmadı.

* Peki o 1,5 senelik sessiz sakin süreçte neler yaptınız?

- O sözünü ettiğim iki projenin şöyle bir yararı oldu; işler hayata geçirilememiş olsa dahi iki farklı role çalışmak durumunda kaldım. Bu açıdan bakıldığında, mesleğim adına verimli bir dönem geçirdiğimi düşünüyorum. Televizyondan uzak kalınan zamanlar, mesleğim için çalışabilecek sağlıklı zamanı bulmak anlamında çok değerli...

BU İŞ ÇOK ANİ GELİŞTİ KENDİMİ SETTE BULDUM

* Peki... Gelelim “Merhamet”e... Nasıl dahil oldunuz ekibe?


- Biraz hızlı oldu aslında... Birkaç gün içinde karar vermem gerekiyordu. O süreçte yönetmenimiz Çağatay Tosun ile bir telefon konuşmamız oldu. Hızlı gelişen o sürecin yarattığı telaşı üzerimden alan bir konuşmaydı ve ardından kendimi sette buldum.

* Siz “Merhamet”in Atıf’ısınız... Senaryoyu ilk okuduğunuzda Atıf karakteri sizde nasıl bir intiba bıraktı?

- Enerjik ve sevimli bir çocuğa benziyordu. Hikayeye çok hızlı dâhil oluşu, benim de diziye dahil oluş şeklimle örtüşüyordu. O sıralar ben üzerimdeki telaşı atmanın peşindeydim, o sebeple karakterin bende yarattığı etki neydi pek net hatırlamıyorum...

* Narin, Fırat’a hâlâ âşık gördüğümüz kadarıyla. Sizce Atıf, Fırat’a rakip olabilir mi?

- Açıkçası bir fikrim yok. Senaryo geliyor, anlamaya ve oynamaya çalışıyorum, ötesini düşünmüyorum. Fakat yadsıyamayacağımız şöyle bir gerçek var; dizilerdeki erkekler yahut kadınlar hep rekabet içerisinde olmak zorundaymış gibi bir algı var.

* Dizideki rol arkadaşlarınız, yaptığımız röportajlarda merhametin artık yok olmaya yüz tutan bir duygu olduğunu iddia etti. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

- Bu telaşlı büyük şehir koşturmacası içinde, her geçen gün daha da kötüye gittiğini düşündüğüm bir şehirde, bazı duyguların nerede olduğunu, nereye kaçtığını, kaybolup kaybolmadığını algılamak fazlasıyla zor. Daha doğrusu bu şehrin birçok duyguyu göz ardı etmeye sebep olduğunu düşünüyorum, kimsenin merhamet duygusunu düşünecek yahut uygulayabilecek vakti ve güveni yok. Öte yandan ben hiçbir duygunun tamamen kaybolacağına inanmıyorum; unutulma oranı her ne kadar yüksek olsa da...

Haberin Devamı

UĞUR YÜCEL’LE ÇALIŞMANIN MOTİVASYONU ÇOK FARKLI

* Sizi beyazperdede ne zaman göreceğiz?


- Melisa Önel’in yönetmenliğini yaptığı, Feride Çiçekoğlu ile senaryosunu yazdıkları “Kumun Tadı” adlı sinema filminde, ayrıca Uğur Yücel’in “Soğuk”unda oynama şansı buldum. “Soğuk” Berlin’de galasını yaptı ve ardından İstanbul Film Festivali’nde gösterildi. Uğur Yücel’le çalışmanın farklı bir motivasyonu olduğunu yadsıyamam. Melisa’nın filmini de büyük bir heyecanla bekliyorum. İlk uzun metrajını çeken bir yönetmenin heyecanına ortak olmak inanılmaz güzel bir deneyimdi. “Kumun Tadı”nın vizyon tarihi ile ilgili kesin bir fikrim yok, ama yakında belli olur diye tahmin ediyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!