A.A
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2010 14:14
Bir avuç mercimekte 3 bardak siyah çaya eşit antioksidan bulunuyor. Soyada ise ancak 1,5 bardak antioksidan var.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) bünyesinde kurulan Biyoteknoloji ve Biyomühendislik Laboratuvarı'nda yapılan araştırmada, mercimek proteininin ülkenin en büyük tarımsal ithalat kalemleri arasında yer alan soya proteininden iki kat daha yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğu ortaya konuldu.
İYTE Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu, özellikle son yıllarda gıdaların insan sağlığına etkileri konusunda çok sayıda çalışma yürütüldüğünü, doğru bilinen bir çok konunun tam tersi sonuçlar verebildiğini söyledi.
Bölüm bünyesinde 3 yıl önce kurulan Biyoteknoloji ve Biyomühendislik Laboratuvarının dünyanın en gelişmiş laboratuvarları arasında yer aldığını belirten Yemenicioğlu, bu laboratuvarda geniş araştırma imkanlarına sahip olduklarını kaydetti.
Yemenicioğlu, halkın kanser ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkileri bulunan antioksidan aktiviteye sahip gıdalarla ilgili geleneksel bilgilere sahip olduğunu, bunu bilimsel olarak analiz etmek amacıyla bir çalışma yaptıklarını dile getirerek, şu bilgileri verdi:
ÇAY BİLİNEN EN ÖNEMLİ ANTİOKSİDAN KAYNAĞI
“Bir gıdanın antioksidan aktivitesi sağlık üzerindeki etkileri konusunda en çok incelenen etkidir. Çeşitli birimler var, ama bunlar halk için bir şey ifade etmiyor. Biz de halkın anlayacağı birimle ifade ettik. Çay bilinen en önemli antioksidan kaynağıdır. Biz de çayı birim alarak karşılaştırma yaptık. Örneğin bir avuç yani yaklaşık 40 gram taze veya kuru cevizin antioksidan aktivitesinin 2 bardak siyah çaya eşit olduğunu, 1 avuç kuru fındığın ya da Antep fıstığının 1 bardak siyah çaya eşit olduğunu saptadık. Taze fındığın ise antioksidan aktivitesinin yarım bardak çaya eşit olduğu ortaya çıktı.”
Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu, sebzeler arasında yaptıkları araştırmada da, aktioksidan etkisi bilinen biber çeşitleri arasında en fazla sivri biberin koruyucu etkiye sahip olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.
Araştırmaya göre sivri biberi, süs biberi, dolmalık biber, çarliston biber ve salçalık biber izliyor. Patlıcan türleri arasında yapılan araştırmada ise, topan ve uzun patlıcan türleri arasında bir farklılık saptanmadı. Organik ürünlerle, konvansiyonel gıdalar arasında yapılan araştırmada ise fındık ve ceviz için bir farklılık belirlenmedi.
AMERİKA'NIN SOYASINA KARŞI TÜRK MERCİMEĞİ
ABD'nin en büyük soya üreticisi olması nedeniyle, bu ülkedeki laboratuvarların sürekli soya ile ilgili araştırmalar yürüttüğünü, bulguların reklam niteliğinde tüm dünyaya geçildiğini ifade eden Yemenicioğlu, kendilerinin de mercimek ve nohut üzerine araştırma yaptıklarını bildirdi.
Yemenicioğlu, “Türkiye'nin üretiminde dünyada ilk üçte yer aldığı mercimek ve nohut, mucize gıda olarak tanıtılan soya proteininden daha yüksek antioksidan değere sahip” dedi. Bir avuç mercimek proteininde 3 bardak siyah çaya eşit antioksidan aktivite tespit edildiğini belirten Yemenicioğlu, aynı miktarda soyada ise ancak 1,5 bardak antioksidanın bulunduğunu, nohudun soyayı biraz aşan bir aktiviteye sahip olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Yemenicioğlu, soya proteininin milyarlarca dolarlık bir pazarı olduğuna, soyanın Türkiye'nin en fazla ithal ettiği tarım ürünleri arasında yer aldığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Halbuki Türkiye nohut ve mercimek üretiminde yıllara göre değişmek üzere ikinci veya üçüncü sırada yer alıyor. Kendi endüstrimizde kullandığımız proteini, soya yerine mercimek ve nohudumuzdan elde edebiliriz. Biz tüm çalışmaları tamamladık. Fonksiyonel ve moleküler karakterizasyonu ortaya koyduk. Literatürde ilk kez nohut proteinlerinin antioksidan aktiviteye sahip olduğunu dünyaya duyurduk. Bu çok ilgi gördü. Uluslararası yayınlar arasında en çok okunan üçüncü yayın oldu. Hindistan, Pakistan ve ABD'den araştırmacılar bu araştırmayı yoğun biçimde talep ediyor.
Bu araştırmayla ortaya konulan bilgiler büyük değişimler yaratacak. Türkiye'nin elindeki ürününün ne kadar güçlü olduğu ilk kez ortaya konuldu. Biz mercimek ve nohudu sadece sofrada tüketiyoruz. Oysa ki tüm köpüklü kozmetik ürünlerinde protein kullanılıyor. Bu bilgileri, sanayinin kullanımına çok yakında sunacağız. İyi kullanırsak ülke olarak milyonlarca dolar kazancımız olacak.”
ANTİOKSİDAN NEDİR?
Antioksidan veya yükseltgeme önleyici, yağların otoksidasyonunu yavaşlatan maddedir. Canlılarda, kimyasal süreçler, özellikle oksitlenme, serbest radikallerin oluşmasına neden olur. Yüksek derecede reaktif olan serbest radikaller, farklı moleküller ile kolayca reaksiyona girebilir ve böylece hücrelere, canlıya zarar verebilir. Antioksidanlar serbest radikallerle reaksiyona girerek (onlarla bağ kurarak) hücrelere zarar vermelerini önler. Bu özellikleriyle hücrelerin anomalileşme ve sonuç olarak tümör oluşturma risklerini azalttıkları gibi, hücre yıkımını da azalttıkları için, daha sağlıklı ve yaşlılık etkilerinin minimum olduğu bir yaşam şansını yükseltir.