Güncelleme Tarihi:
Saldırıya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen koordinesinde devam soruşturma tamamlandı. Anayasal Suçları Soruşturma Bürosunda görevli savcılar Ali Alper Saylan, Selda Kurtuluş Binboğa ve Meriç Dede’nin hazırladığı iddianamede, Mustafa Karasu, Murat Karayılan, PYD lideri Salih Müslim’in de aralarında bulunduğu PKK/KCK Yürütme Konseyi üyesi 34 şüpheliye “örgüt yöneticisi olma”, 34 şüpheliye de “eyleme iştirak etme” suçlaması yöneltildi.
30’AR KEZ MÜEBBET
İddianamede, şüpheliler hakkında, “Devletin Birliğini ve Ülke bütünlüğünü bozma, Silahlı Terör Örgütüne Yardım etme, Nitelikli Kasten Öldürme” suçlarından 30’ar kez müebbet hapis cezası talep edildi.
İddianamede 15 temmuz darbe girişiminin firari şüphelisi olarak aranan Tuğgeneral Ali Kalyoncu ile birlikte 140 kişi ve Devlet Malzeme Ofisi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Kara Yolları Genel Müdürlüğü, EGO Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da müşteki olarak yer aldı.
İLK DEFA UYGULANDI
İddianamede, örgüt yöneticilerin eylem öncesinde yaptıkları basın açıklamalarına dikkat çekilerek, “PKK/KCK yöneticilerinin tamamı Ankara’da 17 Şubat 2016 tarihinde gerçekleştirilen bombalama eyleminden cezai anlamda sorumludurlar. Eylem çağrıları örgütün sözde konsey ve birimlerinde alınan kararlara dayanmaktadır. Örgüt üst yönetimince alınan eylem kararı ve eylem çağrıları olmadan örgüt üyelerinin bireysel olarak eylem planlaması ve uygulaması mümkün değildir” değerlendirilmesi yapıldı.
İddianamede Ankara savcılığı, TCK 220/5 maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde de işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmünün de bu olayda ilk defa uygulandığının da altı çizildi.
PAROLA 'PORSİPİNİN SELAMI VAR'
İddianamede inşaatlarda taşeron olarak çalışan şüpheli Kutbettin Onur’un eylemden 6-7 ay önce PKK’nın Lice kırsalı sorumlularıyla görüştüğü, örgüt yöneticilerin kendisine bu görüşmede “Porsipinin selamı” parolasıyla gönderecekleri canlı bomba eylemini gerçekleştirecek örgüt üyesinin yanında barındırılması, yardımcı olmasını ve gönderecekleri bomba yapımında kullanılacak malzemeleri teslim alarak muhafaza etmesi talimatını verdikleri iddia edildi. Onur’un bu görüşmeden 10 gün sonra Ankara’ya geri dönerek kaldığı inşatta çalışmaya devam ettiği ifade edildi.
ÖNCE MALZEME SONRA ARAÇ GELDİ
İddianame, şüpheli Ahmet Kahraman ve Muharrem Canikli’nin söz konusu inşaatta “bomba yapımında kullanılmak” 3 çuval gübreyi getirdikleri anlatıldı. Patlamadan yaklaşık 1-1,5 ay kadar önce de şüpheli Metin Onur’un eylemde kullanılan 34 KK 0340 plakalı aracı getirdiği, daha sonra araca 06 FB 3157 sayılı sahte plakanın takıldığı belirtildi.
MERASİM SOKAK 15 ŞUBAT'TA HEDEF SEÇİLDİ
Daha sonra Abdulbaki Sömer’in Ankara’ya geldiği, çevresindekilere kendisini, “Suriyeli Ali” olarak tanıtıp inşatta çalışıyor görüntüsü vererek, patlatılan aracın bomba ve ateşleme düzeneğini yerleştirmek için çalışmalar yaptığı ifade edildi. Şüphelilerin önce Hacettepe Hastanesi ve Mamak Tuzluçayır’da bulunan cemevi çevresinde, Kara ve Deniz Komutanlıkları çevresinde keşif yaptıkları ancak eylem yapılacak noktanın şüpheli Bahri Deniz’in katıldığı 15 Şubat günü yapılan toplantıda kararlaştırıldığı, 17 Şubat tarihinde ise eylemin yapıldığı belirtildi.
MARDİN EMNİYETİNE KAYDOLDU
İddianamede, canlı bombanın kimliğinin olaydan oldukça uzak mesafede bilekli bir el parçası bulunduğu, parmak izi incelemesinden bu kişinin ilk olarak Suriye’den yurda kaçak yollarla giriş yapan Salih Necar olduğunun tespit ifade edildi. PKK’nın silahlı kanadı TAK’ın eylemi üstlenip olayı örgüt mensubu Abdulbaki Sömer’in yaptığını açıklamasından sonra Sömer’in babası Musa Sömer’den alınan DNA örneğinin eşleştiği anlatıldı. Sömer’in, 2005 yılında Van’da oturan ailesinin yanından ayrılarak PKK’nın kırsal kadrosuna katıldığı, Ankara’ya gelmeden önce 8 Temmuz 2014’te kendisini Suriyeli Salih Necar ismiyle tanıtarak Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne başvurduğu kaydedildi.
ÖZEL KUVVETLER MENSUBU
İddianamede, Sömer’in örgütün özel kuvvetler mensubu olduğu, başka bir operasyonda bir örgüt üyesinde ele geçirilen fotoğraflarda “en az üç tanesinin canlı bomba eylemcisi oldukları belirlenmiştir. Bunlarda ilki kendisine veda töreni yapılan Ankara’daki patlama olayının faili Zinar-Raperin kod Abdülbaki Sömer’dir” denildi.
11 OCAK'TAN BERİ ARANIYORMUŞ
İddianamede, Plaka Tanıma Sistemi’nden (PTS) yapılan araştırmada, eylemde kullanılan aracın, 6 Şubat-11 Şubat arasında Ankara’ya giriş yaptıktan sonra sahte plaka takılarak kullanıldığı anlatıldı. İddianamede, aracın, İzmir’den kiralandıktan bir süre sonra internet üzerinden satışa çıkarıldığı, bunun üzerine 11 Ocak 2016’da arama kaydı şerhi konulduğu kaydedildi.
AYNI DÜZENEK
İddianamede, TNT ve RDX türü patlayıcıların 42 kiloluk sanayi tüpü ve 12 kiloluk mutfak tüpü içerisine yerleştirildiği, elektronik radyo frekanslı (RF) devre elemanı ile uzaktan kumandalı anahtar sistemi yapıldığı, parça tesiri yapmak için çivi ve vidaların kullanıldığı ifade edildi. Merasim sokakta kullanılan bomba düzeneği ve patlayıcıların, 1 polisin şehit olduğu, 3’ü çocuk 5 kişinin öldüğü 14 Ocak’taki Diyarbakır Çınar saldırısı, 27 Ocak’ta İstanbul Boğaziçi Üniversitesi otoparkında park halinde bulunan Citroen C3 Picasso marka bombalı araç ile 24 Kasım 2015’te Adana’da Denizli Polis Merkezi önünde fark edilip kontrollü olarak patlatılan bomba yüklü araçtakilerle aynı olduğu vurgulandı