Güncelleme Tarihi:
FETÖ'ün siyasi ayağının tespit edilmesi gerektiğini belirten Akşener, Meclis'te verdikleri araştırma önergelerinin, AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildiğini aktardı. FETÖ'nün siyasi ayağının açığa çıkmasının istenmediğini öne süren Akşener, "Hain FETÖ örgütünün eğitim, yargı, emniyet ve ordudaki ayakları tespit edildi. Çaycısı, çorbacısı bulundu ama siyasi ayağı hala ortaya çıkarılmadı. Ahtapot gibi her tarafı sarmış bu örgütün siyasi ayağının olmaması mümkün mü? Bu ihanet şebekesinin hiç milletvekili yok muydu? Hiç grup başkanvekili yok muydu? Hiç bakanı yok muydu? Hiç genel başkan yardımcısı yok muydu? Milletimiz bu sorulara cevap istiyor. Bu yüzden, İYİ Parti olarak, 'örgütün siyasi ayağı araştırılsın' diye verdiğimiz önerge, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi." diye konuştu.
"Krizin çok daha ağırlaşacağı günlere doğru yol alıyoruz"
Akşener, AK Parti'nin ekonomi politikalarını eleştirerek, "Basiretsiz kararları ve tutarsız politikaları nedeniyle, krizin çok daha ağırlaşacağı günlere doğru yol alıyoruz." dedi.
Bankaların kredi vermediğini, verilen kredilerin geri dönmediğini ve sanayi üretiminin her geçen gün düştüğünü iddia eden Akşener, "Ekonomik güven endekslerinin tamamı geriliyor. Konkordatoların ardı arkası kesilmiyor. Fabrikalar yanıyor. 'Dünyanın ilk 10 ekonomisine gireceğiz' diyorlardı. İlk 20’deki yerimizi bile kaybetmek üzereyiz." değerlendirmesini yaptı.
Yıllardır üretmeden, dışarıdan borç alındığını savunan Akşener, "Parayı betona gömerek oluşturdukları yalancı baharın da sonuna geldik. Kredi faizleri, kurdaki artışlar ve firmaların nakit sıkıntısı nedeniyle, üretim tamamen durma noktasına geldi. Enflasyon canavarı yüzde 25.2 ile son 15 yılın zirvesini gördü. Enflasyondaki artış nedeniyle tüketim de durma noktasına geldi." diye konuştu. Havaalanı, hastane, köprü ve otoyolların dış borçla özel sektöre yaptırıldığını, bu yatırımların toplanan vergilerle yapılmış gibi gösterildiğini ve ihaleyi alan firmalara gelir garantisi verildiğini öne süren Akşener, "Tarlasına buğday eken çiftçiye, fındık, narenciye, domates, biber üreticisine gelir garantisi verdiniz mi? Sabah dükkanını açan esnafa gelir garantisi verdiniz mi? Küçük ve orta sanayiciye gelir garantisi verdiniz mi?" diye sordu.
"KDV'nin yüzde 18'den yüzde 10'a düşürülmesi gerekir"
Ekonomik sıkıntıların önüne geçmek için hükümete daha önce yaptıkları önerileri anımsatan Meral Akşener, asgari ücretten vergi alınmaması, lüks tüketim
hariç KDV'nin yüzde 18'den yüzde 10'a düşürülmesi gerektiğini bildirdi.
Akşener, üst düzey ekonomi bürokratlarının liyakat ilkesine uygun olarak değiştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"2019 yılı bütçesini revize ederek, gerçekçi hale getirin. 1 Aralık'tan itibaren uygulanmak üzere, yeni bir acil eylem planı hazırlayın. Mevcut veriler ışığında, bir orta vadeli plan hazırlayın. Sanayi ve tarımda 3 yıllık gerçekçi bir üretim reformu ve yatırım planı yapın. Yabancı tekeline girmiş üretim alanlarını yeniden düzenleyin. Bütçenin kıyısına köşesine sakladığınız ya da bütçe dışı bıraktığınız hastane, köprü, tünel, havaalanı ve enerji alanındaki kamu-özel işbirliği sözleşmelerini, kar marjlarını düşürerek, Türk lirasına çevirin. Varlık fonunu kapatıp, tüm kurumları Hazineye geri verin ve Sayıştay denetimine açın. Kamuda lüks tüketime ve israfa son verin. Tasarruf, yatırımları iptal etmek değil, savurganlığa son vermektir. Sanayi ve tarımda yatırımları devam ettirin. Çalışanlara kriz zammını bir an önce yapın. Elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 50’lik zammı iptal edin."
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini iktidara taşıyan ve yıllardır orada tutan vatandaşlara sırtını döndüğünü ileri süren Akşener, çocuğuna pantolon alamadığı için canına kıyan babaların, iş bulamadığı için kendini yakanların sorumlusunun iktidar olduğunu belirtti.
Akşener, "AK Parti ile HDP'nin birlikte yol yürüdüklerini" iddia ederek, "HDP sözcüleri iki haftadır, açık açık Erdoğan’a iş birliği çağrısında bulunuyor. İktidar da dünkü çözüm ortağı HDP'ye göz kırpıyor. Türklüğü hedef alarak, HDP'nin davetine örtülü onay veriyor. Aralarına girecek değiliz. Buyursunlar, beraber yürüsünler, anılarını tazelesinler. Varsın birileri de bu işi perdeleme pozları versin. Erdoğan, milliyetçiler ile PKK'yı aynı kefeye koyarken, varsın birileri de yana çekilip sussun." diye konuştu.
Öğrenci Andı tartışması
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Tek andımız var, o da İstiklal Marşı'mızdır." sözlerini de eleştirerek, ant ile İstiklal Marşı'nın karşı karşıya getirilmek istendiğini kaydetti.
Öğrenci Andı ile İstiklal Marşı'nın birbirinin karşıtı değil, tamamlayıcısı olduğunu anlatan Akşener, "Birinde, 'İman dolu göğsümüz gibi serhaddimiz var', diğerinde, o serhaddi korumaya yeminimiz var. Andımız ile İstiklal Marşı'mız nasıl karşı karşıya getirilir?" dedi.
Türkçe ezan tartışmalarına da değinen Akşener, "Durup dururken Türkçe ezan diye bir mesele varmış gibi yaygara yapıyorlar. Ne Türkçe ezanı kardeşim? Milletin böyle bir gündemi mi var? Namazda gözü, ezanda kulağı olmayan birilerinin içinde, böyle bir ukde kalmış olabilir? Onlardan biri iktidara pas atar gibi, bir tweet atıyor. İktidar da sanki böyle bir ihtimal varmış gibi dönüp dönüp, bunu gündeme getiriyor." değerlendirmesinde bulundu.