Güncelleme Tarihi:
Sayın Bozdağ, sabah saatlerinde şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, ismini de vereceğim, Hürriyet Gazetesi’ne baktığınızda manşetinde ne var? Bambaşka bir olay var. Gazetenin içinde, dışında baktığınızda, Suriye’de yaşanan bu insanlık katliamına ilişkin tek bir satırı görme imkânınız yok (...) Bu haberi hangi vicdan görmezden gelme talimatı verdi? (...) Ben buradan soruyorum Hürriyet Gazetesi’nin yetkililerine soruyorum, köşelerine, haberlerine, sayfalarına bu en büyük vahşeti, en büyük insanlık suçunu almayan ve gazetelerinde yer vermeyenlere, size kim baskı yaptı? Esad yönetiminden mi bir baskı var, yoksa ‘Tuncay Güney haberini getirin’ diye başkalarından mı bir baskı var? Kim bir baskı yaptı? Hadi ilk sayfanızda görmediniz, ikinci, üçüncü sayfaya, dördüncü sayfaya, bir köşeye buna dair en ufacık bir satır koymama konusunda karar almanıza kim yol açtı? Bunu lütfen açıklasınlar. Böyle bir gazetecilik olabilir mi?”
Sayın Bozdağ’ın uzun açıklaması maalesef gerçeğe uygun değildir ve haksızdır.
Çünkü Suriye’ye ilişkin haber Hürriyet’in birinci sayfasında iki çarpıcı fotoğrafla ve “İnsanlığı öldürdüler” başlığı ile beş buçuk sütuna ikinci manşet olarak verilmişti. Haber, Dış Haberler sayfasında tam sayfaya yakın geniş bir şekilde işlenmiş, web sayfasında ise tam gün yayında kalmıştı.
Nitekim, kendisi gün içinde hatasını fark ederek bir “düzeltme” yaptı.
Sayın Bozdağ, Twitter hesabında şunları yazdı: “Hürriyet Gazetesi, ilk sayfasının altında haberi o kadar küçülterek vermiş ki, göremedim. Düzeltirim, birkaç satır vermişler...”
Bu gerekli ve hatta zorunlu açıklamadan sonra hatırlatmak isteriz ki, gazetelerin değerlendirmeleri dışarıdan bazı bakış açılarına göre hatalı görülebilir.
Kimse kusursuz ve eleştiriden muaf değildir. Ancak şu ilke de tartışılamaz: İleri demokrasilerde gazetelerin hangi haberi ne ölçüde kullanacağı kararı asla siyasi otoriteye bırakılmaz.
Sayın Bozdağ’ın, yarım gün içinde ve yoğun mesaisi sırasında iki kez Hürriyet gazetesinin birinci sayfasıyla ilgili yorumda bulunması demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğüne aykırıdır.
Sayın Bozdağ’ın Hürriyet’in haber seçimini “Bir baskı mı var, talimat mı var?” sözleriyle sorgulaması da, “Bu ülkede manşetler talimatla ve baskıyla mı atılıyor?” polemiğine yol açabilir.
Ayrıca, Suriye’deki hadisenin Hürriyet’in dahil olduğu grubun diğer gazetelerinde birinci sayfalarda manşetten verildiğini de hatırlatırız.
Hürriyet gazetesi, dış politikada ulusal hassasiyetlerin ve ahlaki ilkelerin bilincinde olan bir yayın organıdır. Başından beri Suriye’de halkına zulmeden Esad rejiminin karşısında durmuştur. Daha dün Mısır’da halkına ateş açan darbeci generallere “Nil kasabı” ve “Firavun” manşetleriyle seslenmiştir.
Hürriyet, çözüm sürecinde de “barış dilini” seçmiştir. Bu nedenle “düşman medya” gibi eleştirilmesi kimseye inandırıcı gelmez, sadece vicdanları yaralar.
Hürriyet Dünyası, Suriye’deki katliam iddiasıyla ilgili haberleri, çelişen kaynakları dikkate alarak ve mesleki sorumluluğunu gözeterek kamuoyu ile dün paylaştı. Bugün de gelişmeleri yandaki sütunlarda takip edebilirsiniz.
Hürriyet gazetesi, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de bağımsız, etik ve ulusal çıkarlar doğrultusunda yürüttüğü yayıncılığa devam edecektir.