Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2007 00:37
GENELKURMAY Başkanlığı
, dinci gazetecilerin "Kubilay’ın şehit edilmesi dinci değil esrarkeş işi" iddialarına arşivlerini açarak yanıt verdi.
Genelkurmay’ın
www.tsk.mil.tr adresinde ana sayfadan yayınlanan Türkçe ve Osmanlıca arşiv belgelerinde Yedek Subay Mustafa Kubilay’ın ölümüne ilşkin keşif raporu, olayların elebaşından İbrahim Hoca’nın ifadeleri, eylemcilere yardım eden Yunus oğlu Kamil’in ifadesi, Menemen telgraf memuru Nail Bey’in olaya ilişkin tanık ifadesi, eylemcilerin bağlı oldukları tarikat mensuplarına dair belge, Şeyh Esat’ın İbrahim Hoca’yla ilişkisini ifade ettiği mektupları yer aldı.
CESET CAMİ ÖNÜNDE
Olayın gerçekleştiği 23 Aralık 1930 tarihinde hazırlanan ve Menemen Kaymakam’ının ağzından, "Hükümet doktor vekili"nin imzalarıyla belgelenen ilk rapora göre, Şehit Kubilay’ın cansız bedeni Gazez Camii’nde şöyle bulundu:
"Asiler tarafından kurşunla cerh ve başı kesilmek suretiyle şehit edildiği ve cesedin Gazez Camii önünde bulunduğu
haber verilmesi üzerine bir hükümet tabibi, askeri tabib birinci mülazım Necati Beyle birlikte mahalli mezkure varıldıkda: ölü Gazez Cami’i metalinin sol tarafında bahçede arkası üstü yatık sağ tarafında kasaturası mahfazasından çekik bir halde elbiseleri kanlı, başı boynundan ayrılmış ve etrafındaki toprakta mebzul kan lekeleri görünen ve tahminen 25 yaşlarında üzerinde haki renkde askeri elbise bulunan orta boylu, kumral benizli saçları az ağarmış matruş bir cesedin yatmakta olduğu görüldü
."
6 ŞAKİ GÖRDÜM Menemen telgraf memuru Nail Bey ise gördüklerini şu sözlerle ifade etti:
"Saat 07.45’te vazifem başına geldiğim zaman karşıda üçü silahlı, üçü silahsız altı şakinin ’inna fetahnaleke’ yazılı bayrağın etrafında, ’lahavle’ diyerek dolaşmakda olduklarını gördüm. Halka hitaben ’bu bayrağın altına giriniz, girmeyenleri keseceğiz’ demekte olan şimdiki yaralı olan şahısdır. Telleri kesdik diye bağırmakdalardı. Bendeniz derhal telleri muayane ettim. Teller iyi ve İzmir’e malumat verdim."