Güncelleme Tarihi:
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Menderes ve arkadaşları daha adaya ayak basmadan darbeciler onların kalemlerini kırmışlardı. Darbeciliğini hakim cübbesi ile örtmüş olanlar Adnan Menderes ve arkadaşlarını idam sehpasına göndererek hukuk eliyle cinayet işlemişlerdir. Yassıada yargılamaları bir hukuk cinayetidir. Bu cinayet milletimizin vicdanında kapanmayan bir yara olarak hala sıcaklığını korumaktadır." dedi.
27 Mayıs Darbesi'nin ardından Yassıada yargılamaları sonrasında idam edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın ölümlerinin 55. yılında Anıt Mezar'da düzenlenen anma programında, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu ve Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı.
Törene katılan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Adnan Menderes ve dava arkadaşlarını saygı ve minnetle yad ettiklerini belirterek, "27 Mayıs başta olmak üzeren bütün darbeleri, bütün demokrasi dışı müdahaleleri bir kez daha telin ediyoruz. Rahmetli Adnan Menderes, Harici Vekili Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkın'ın suçu millete hizmet etmekti, cezaları darağacı oldu. Milletimiz de bu 3 demokrasi kahramanını asla unutmadı." diye konuştu.
'DARBECİLER TAKIMI MİLLETİN GÖZÜNDEN ÖYLE BİR DÜŞTÜ Kİ...'
Gül, milletin Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı daima minnetle andığını dile getirerek, milletin darbecileri de unutmadığını vurguladı. Milletin darbecileri asla iktidara çıkarmadığını belirten Gül, şunları kaydetti:
"Üzerinde darbeci izi, kokusu, darbecilerle teması olan siyasi hareketlere 17 Eylül 1961'den beri bir daha asla hayat hakkı tanımadı. Darbeciler, Demokrat Partililer için 'düşük' tabirini kullanıyorlar ama asıl düşük onlar oldu. Darbeciler takımı milletin gözünden, gönlünden öyle bir düştü ki bir daha belini doğrultamadı, bir daha meşru bir biçimde iktidara gelemedi. Tek yapabildikleri selefleri gibi milli iradeyi gasbetmekti. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, darbecilerin diğer hırsızlıklarıydı. Millet her seferinde darbeye müteakip ilk seçimde darbecilere dersini veriyordu."
Son darbe girişiminin de 15 Temmuz'da yaşandığını hatırlatan Gül, "Milletimiz bu defa darbecilere en ufak bir fırsat dahi vermedi. İnandığı, güvendiği, demokrasinin, milli iradenin yanında, devletinin yanında yer aldı, hukukun yanında yer aldı. 15 Temmuz'da darbeye niyetlenenlerin ne hale geldiklerini hep beraber gördük. 'Menderes'i yalnız bıraktık ama Erdoğan'ı yedirmeyiz, milli iradeyi, demokrasiyi yedirmeyiz' diyen bu kahraman vatan evlatlarını hep birlikte gördük. Bu demokrasi karşıtı güçler bugün yargıya teslim edilmiştir. Türk adaleti de bağımsız, tarafsız bir şekilde hukuk çerçevesinde bu yargılamayı yapmaya devam edecektir." ifadelerini kullandı. Gül, Demokrat Parti'nin 10 yıl boyunca, Türkiye'ye ekonomiden sağlığa, eğitimden ulaşıma gerçek bir kalkınma yaşattığını dile getirdi. Yassıada yargılamalarını tiyatro olarak değerlendiren Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu tiyatro, darbecilerin kontrollü mizansenleriyle sahnelendi. Fütursuz bir darbecinin söylediği, 'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' sözü, ortada sergilenen bir yargılama olmadığını, adaletin olmadığını gözler önüne seriyor. Menderes ve arkadaşları daha adaya ayak basmadan darbeciler onların kalemlerini kırmışlardı. Darbeciliğini hakim cübbesi ile örtmüş olanlar, Adnan Menderes ve arkadaşlarını idam sehpasına göndererek hukuk eliyle cinayet işlemişlerdir. Yassıada yargılamaları bir hukuk cinayetidir. Bu cinayet milletimizin vicdanında kapanmayan bir yara olarak hala sıcaklığını korumaktadır."
'ÜLKEYİ BÖLMEK İSTEYENLERE FIRSAT VERMEYELİM'
Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes de Menderes ve arkadaşlarının akıl almaz iftiralarla yargılanarak idam edildiklerini hatırlatarak, aslında ülkeye ve millete hizmet etmekten başka düşünceleri olmadığını vurguladı. Menderes, dış güçlerin Ortadoğu'daki emellerini hayata geçirmek üzere kendileri için elverişli olduğunu düşündükleri birilerini göreve getirdiklerini, bunu Türkiye'de de denemek istediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Aynı planı bizde de uygulamaya başlar gibi oldular. Biraz siyasi partileri dizayn etmeye başladılar ancak söz geçiremedikleri, dik duran bir lider onların oyunlarını bozdu, Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğunu hatırlattı. Onlar içerideki maşalarıyla hazırladıkları ülkeyi bölme planı, milletimizin duyarlılığı sayesinde engellenmiş oldu. Halkımız canı pahasına demokrasiye sahip çıkarak, bir büyük felaketi önlemiş oldu. 15 Temmuz demokrasi nöbetlerine katıldım. Programı sunan görevli beni anons etti. Demokrasi nöbetçileri bana 'Senden özür diliyoruz. 27 Mayıs'ta hiçbir şey yapamadık' dediler. Özür dilemelerine hiç gerek yoktu. O günkü şartlar çok farklıydı. Vatandaşımızın evinde telefon bile yoktu. Radyosu olup da dinleyenler ancak haberdar oldular bu büyük felaketten. Menderes'e, partisine oy verenler son derece üzgündü. Zaman birlik zamanıdır. Ülkeyi bölmek isteyenlere fırsat vermeyelim. Bu güzel ülkemizin üzerinde asırlardır oynanan oyunlara 'dur' diyelim."
Konuşmaların ardından dua okundu ve törene katılanlar anıt mezara karanfil bıraktı.