Menderes Türel: Cumhurbaşkanı Erdoğan Obama ile görüştükten sonra arayıp Antalya'nın arıtmasını sordu

Güncelleme Tarihi:

Menderes Türel: Cumhurbaşkanı Erdoğan Obama ile görüştükten sonra arayıp Antalyanın arıtmasını sordu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2014 15:08

ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, nisanda göreve geldiğinde Belek, Serik, Kumköy, Manavgat ve Alanya’daki arıtmaların hiçbirinin çalışamaz durumda olduğunu, Serik’te pis suyun derelere ve denize verildiğini ve acil önlem olarak pompa sayılarının artırıldığını söyledi. Türel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Obama’yla görüşmesi sonrası yaptığı telefon görüşmesinde ilk sorduğu konunun da arıtmaların durumu olduğunu anlattı.

Haberin Devamı

Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) ilkini düzenlediği ’Kent Buluşmaları’ toplantısının ilk konuğu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel oldu. ATB Başkanı Ali Çandır, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan ve meclis üyelerinin katıldığı toplantıda kent sorunları ve yatırım planları dile getirildi.

ANTALYA’NIN ANAYASA TALEBİ

Herkesin bir belediye başkanı, idareci gördüğünde çuvaldızı eline alıp ’şu-bu derdimiz var’ diye sitem ettiğini kaydeden ATB Başkanı Ali Çandır, birazcık iğneyi kendilerine batırmaları gerektiğini söyledi. Şehirdeki kirlilikten çatılardaki günısılara, apartmanlardaki çirkinliklere dile getirilen sorunları bizlerin oluşturduğunu unuttuğumuzu belirten Çandır, "Kent bilincini geliştirmemiz gerekiyor. Birçok gelişmiş kentte kurallar vardır ve o kurallar uygulanır. Kafamıza göre hareket etmeyi biraz alışkanlık haline getirdik. Antalya Allah’ın bize bir lütfu. Allah’ın verdiği tabiatın üzerine çok fazla bir şey koyamamışız. Güzel oteller, binalar yapıyoruz ama onun dışında çok fazla bir şey ürettiğimiz söylenemez. Son yıllarda giderek artan, özellikle ekolojik dengeyi tehdit altına alan taş ve maden ocaklarıyla da doğaya ciddi zarar verme noktasında azimli şekilde çalışıyoruz. Bunların bir an önce bitmesi lazım, duyarlı olmamız gerekiyor. Dolayısıyla bu çevre, deniz olmadığı sürece Antalya yok. Bu kentin geleceği için turist sayısından çok niteliği önemli. Bu nedenle ekolojik dengenin önemi ortaya çıkıyor. Birçok gelişmiş ülkede bir kentin anayasası var. Başkanımızdan talebemiz bu kente bir anayasa yazmalıyız. Bu kentin gerçekten bir anayasaya ihtiyacı var" diye konuştu.

EXPO ELEŞTİRİSİ

Antalya’da tarım yapılabilir arazi miktarının yüzde 17.5-18 olduğuna dikkat çeken Çandır, son 10 yılda 267 bin dönüm tarım arazisini kaybettiğimizi ve bundan sonra dünyada tüm sorunların temelinde gıda ve suya ulaşım olacağından tarım topraklarını korumanın herkesin boynunun borcu olduğunu vurguladı. Expo 2016’nın Antalya’ya kazandırılmasında Menderes Türel’in de çok büyük emeği olduğunu hatırlatan Çandır, "Expo için çalışırken bu kentin 10-20 yıl sonraki ihtiyaçlarını karşılayacak, yatırımlar gelecek ve ihtiyaçları daha erken görecek diye çabalamıştık. Ama maalesef şu anda başkanın çabasıyla raylı sistemin dışında somut bir yatırım göremiyoruz. Bu yatırımları Antalya hak ediyor diye düşünüyoruz. Hala biz çevre yollarını konuşuyoruz. Expo alanında yapılacak mükemmel bir yatırım hepimizi mutlu edecek ama kentin yaşantısına, estetiği, görüntüsüne, hayatı kolaylaştırıcı etkilerin olmasını bekliyoruz" dedi.

ÇEVRE DUYARLILIĞI

Antalya’nın önemli bir turizm ve tarım kenti olduğu, ancak sanayi ve ticaretini de çevreye duyarlı şekilde geliştirmesi gerektiğini söyleyen Menderes Türel ise çevre duyarlılığını olmazsa olmaz olarak gösterdi. Bunun sadece maden-mermer ocaklarına karşı çıkmak değil, yolda yürürken elinizdeki çekirdek kabuğunu yola atmamanın da bir çevre duyarlılığı olduğunu kaydeden Türel, şöyle dedi:

"Çevreye zararlı olabilecek her türlü yatırımın, sadece maden ocağı değil bu. Turistik tesisten HES’e kadar, çevre söz konusu olduğu zaman bunun karşısında ilk duracak kişi Menderes Türel’dir. Ama bu ülkenin zenginliklerini kullanmamak da olmaz. Çevreye duyarlı her türlü tesisi bu ülkeye kazandırmak durumundayız. Aksi taktirde bir nostaljik yaşam biçimi içerisinde burada ben çevresel duyarlılığımla yaşamak istiyorum ama bu ülke batarsa batar demek bir mantıktır. Biz sadece çevre duyarlılıklarıyla yaşayıp da geçmişi bir tarafa koyup kendi nostaljik dünyamız içinde bir romantizm yaşayabiliriz. O da bir seçim. Ama çevre hassasiyetiyle atılması gereken adımların atılmasını da sağlamak gibi bir sorumluluğu yaşamak durumundayız. O yüzden sivil toplum örgütlerimiz bu gibi konuları değerlendiriyorken çevreye zarar verecek bir tesis hususunda bir tablo ortadaysa onların yanında bir çevre aktivisti olarak Menderes Türel hazır."

KALEİÇİ VE ÇEVRESİ DEĞİŞECEK

’Marka şehir Antalya’, ’Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi’ terimlerinin içinin ne kadar doldurulduğu konusunun hep birlikte tartışıldığını anlatan Türel, Antalya’nın turizmde marka şehir olmayı yakalamasının kent merkezindeki esnafın artık şikayet etmemesi, vizyon projeleriyle dünyada konuşulan bir şehir olması demek olduğunu söyledi. Tarihi Kaleiçi’nin bu konudaki önemine değinen Türel, şöyle konuştu:

"Sadece Kaleiçi yeterli değil, Balbey, Cumhuriyet Meydanı civarı aynı şekilde turizm cazibelerini ortaya koyacak bir şehir demektir. Kaleiçi ve Cumhuriyet meydanında yapılan çevre düzenlemeleri ve altyapı çalışmalarının dışında maalesef son 40-50 seneye baktığımızda doğru düzgün bir çalışma bulmak zor. ’O turist bu dükkana girecek’ diye iddialı bir söz söylemiştik. Bugün hala iddialıyız. Ama 5 sene sonra Antalya kent merkezinde yapacağımız düzenlemelerle Doğu Garajı’ndan Balbey’e, Karaalioğlu Parkı’ndan Atatürk stadına, Kaleiçi’nden Yat Limanı’na kadar 360 derecelik çember içerisinde her noktasında cazibe, çekim alanlarının olduğu bir kent merkezi olması için gayret göstereceğiz. 5 sene sonra buralardaki fotoğrafların çok farklı olacağını söyleyebilirim. Geçmişte de söylemiştim. O zamanki valilik binasının önünde Antalyalılar gitsin hatıra fotoğrafı çektirsin, bir daha oralarda aynı fotoğrafları görebilme şansları olmayacak. Buralar çok farklı projelerle Antalya’nın kent merkezinde çok farklı imaja sahip olacak demiştim. Bugün de yeniden Antalyalılar Antalya’nın kent merkezine gidip Doğu Garajı’na, Balbey’e, Kaleiçi’ne hatta Yat Limanı, Atatürk stadında bol bol hatıra fotoğrafı çektirsin. Oralar değiştiğinde, cazibe merkezi olduğunda çocuklarına, torunlarına ’eskiden böyleydi’ diye gösterecekler."

ARITMA TESİSLERİ ÇALIŞMIYORMUŞ

Altyapının turizmin en önemli sorunu olduğunu belirten Menderes Türel, göreve geldiğinde Belek, Serik, Kumköy, Manavgat ve Alanya’daki arıtmaların hiçbirinin çalışamaz durumda olduğunu söyledi. Mevcudu bile çalıştırmaktan yoksun bir anlayışın söz konusu olduğunu söyleyen Türel, "Hepsi kapasitesini doldurmuştu. Bunları turizm hassasiyetleri içerisinde çok fazla dile getiremiyoruz. Ama size bir şey söylüyorum, isim de veriyorum. Serik Belediyesi kendisine ait olan arıtma tesisini elektrik faturası yüksek geliyor diye çalıştırmadan Serik’in bütün pis suyunu derelere ve denizine döküyordu. Biz bunları tespit ettik. Bunu nasıl izah edebilirsiniz, nasıl bir turizm hassasiyetiyle yan yana koyabilirsiniz. Kapasiteler dolmuş, arıtmalar çalışmıyor. Nisan ayı turizm sezonunun başlangıcı. Kriz yönetimini en iyi şekilde yaptık. Pompaların sayısını artırdık. Derin deniz deşarjına yüklendik ama denizimizi kurtarmaya çalıştık. Kemer dahil turizm bölgelerinde yeni tevzi arıtmaları iyileştirme çalışmaları yapmazsak Antalya’da seneye kimse denize giremez. İyi ki büyükşehir yasası çıkarılmış. İyi ki göreve gelmişiz. Bunlar olmasaydı Antalya sahilleri pislikten geçilmeyecekti" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ARITMAYI SORDU

Bu arıtma tesislerine ilişkin 50 milyon liralık yatırımın ihalelerinin önümüzdeki ay tamamlanacağı ve Mart ayında bütün projelerin hizmete gireceğini dile getiren Türel, turizmin ve Antalya’nın kurtulacağını, çok ciddi bir problemin ortadan kalkacağını söyledi. Türel, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesini de anlattı. Çin gezisinden dönüşünde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda telefonunu açtığında ’Sayın Cumhurbaşkanımız sizden telefon bekliyor’ şeklinde SMS gördüğünü ve gece 01.00’de telefon ettiğini anlatan Türel, "Ben de uluslararası bir problem mi var diye düşündüm. Çünkü Obama ile görüşecekti. Kendilerini aradım. Hal hatır faslından sonra bana ilk sorduğu Serik, Manavgat ve Alanya arıtmaları oldu. Gecenin 1’i. ’Şimdi yoldan da gelmişindir, ama yarın bir çalış da bana bilgi ver’ deyince, 'Bunlarla ilgili bütün çalışmaları tamamladım. Projeleri tamamladıktan sonra ihaleleri yapacağız, gelecek yıl mart ayında bu problem Antalya’da konuşulmayacak’ dedim. Anladığım kadarıyla memnun oldu. O meselede attığımız adımları detaylı bir şekilde attıktan sonra, ’Size teşekkürü borç biliyoruz, iyiki zatıalinizin başbakanlığında büyükşehir yasası çıkmış, yoksa Antalya’yı pislik götürecekmiş’ dedim. Obama ile toplantıdan çıkıyor, Antalya’nın arıtmalarını sormak için beni arıyor. Antalya’ya bu kadar hassasiyeti olan bir cumhurbaşkanımız var" dedi.

Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı, Torosların öbür tarafından Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı ve Karaman’dan Lütfi Elvan’ın Ulaştırma Bakanlığı görevlerinin Antalya için büyük şans olduğunu da kaydeden Türel, "Gelin bu fırsatları değerlendirelim, hep birlikte yapalım. Antalya’nın böylesine şanslı bir dönemde alacağı hizmetin en iyisini alması hepimizin hedefi olmalıdır" dedi.

AKAYDIN’A GÖNDERME

Antalya’yı inanılmaz bir hızla yukarı çıkartırken ara katta birisinin binip stop düğmesine bastığını belirten Türel, "Antalya 5 sene o katta bekledi. Antalya o katta bekliyorken ötekiler zirveye çıktı. O yüzden 5 senede 15 sene kaybettik diyorum. Keşke 5 senede 5 sene kaybetseydik. Ne oldu, olan bana olmadı, olan Antalya’ya oldu, benim üzüntüm bu. Sonuçta azmettikten sonra bir yerlerde kendinize bir yer bulursunuz. Antalya’nın hizmetten nasip alamaması en çok beni üzüyor. Antalya’da muhalefetiyle iktidarıyla bütün ilçe belediyelerine destek olacağımı söylüyorum. Çünkü hizmetin hasedi olmaz. Ama biz hizmet ettikçe bazı kesimlerin hasedinden çatlayacağını görüyorum" diye konuştu.

HAYVAN BORSASI 1 YILDA BİTECEK

Antalya’ya Organize Sanayi’nin içinde kalmaması gereken bir modern mezbaha ve hayvan borsası ihtiyaç olduğunu hatırlatan Türel, ATB’nin hayvan borsasını, belediyenin de mezbahayı yapacağını kaydetti. Türel, her iki yatırımın da 1 yıl içinde Antalya’ya kazandırılacağını söyledi.

Tarımın Antalya’nın bir başka vazgeçilmezi olduğunu söyleyen Türel, Büyükşehir Belediyesi olarak Tarımsal Hizmetler ve Kırsal Hizmetler daire başkanlıklarının kurulacağını ve konunun önümüzdeki meclis gündemine geleceğini ifade etti.

ÇİFTÇİYE ÜCRETSİZ ELEKTRİK

Tarım sektöründeki maliyetlerin en aza indirilmesi noktasında bir çalışma başlatılacağını belirten Türel, büyükşehir belediyesi olarak yeni güneş tarlaları kurulacağı ve bu sayede sulama kooperatiflerinin hem elektrik borçlarının ödeneceği hem de çok cüzi ya da tamamen ücretsiz çiftçiye tarımsal sulamada kullandığı elektriğin sağlanacağını dile getirdi. Türel, bu çalışmanın da 1- 1.5 senelik bir çalışma olduğunu sözlerine ekledi.

İLÇELERE 6 TOPTANCI HAL

Bütün ilçeleri kapsayacak 6 tane bölgesel toptancı halin kurulacağını ve şu an bir ilçede 4 toptancı hal olduğu ve hepsinin de döküldüğünü vurgulayan Türel, "Bunları birleştirip Antalya’nın 19 ilçesine hitap edecek ilçelere yönelik 6 toptancı hali ve 6 mezbaha kazandıracağız" dedi.

TURİZM VE TRAFİK ZABITASI GELİYOR

Toplantıda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Türel, denetimlerin etkinleştirilmesi için turizm ve trafik zabıtaları birimlerinin oluşturulacağını söyledi. Türel, Halkkart şikayetlerine ilişkin de 5-6 aydır Büyükşehir belediye başkanı olmasına rağmen, konunun muhataplarına kendisinin de bir türlü ulaşamadığını dile getirdi.

ANSAN YARGI KARARI

Antalya Sanatçılar Derneği’nin (ANSAN) Kaleiçi’ndeki tahsis edilen alanıyla ilgili "Yargı kararı karşısında boynumuz kıldan incedir" diyen Türel, şunları söyledi:

"ANSAN’la ilgili tahliye nedenimizi de gayet net şekilde ifade etmiştik. ANSAN’ın benden önce yaptığı protokol çok önemli, Antalya’nın kültürel ve sanatsal hayatına önem kazandırılması. Bizim ANSAN’dan beklentimiz kültürel ve sanatsal etkinlikleri yapmasıdır. Antalya Büyükşehir Belediyesi kayıtlarında ANSAN’ın yaptığı bir kültürel sanatsal faaliyet yok. Bu tahsisi alanlar en ufak bir sanatsal etkinliği yapmadan orayı bir lokal haline dönüştürüyor. O amaçla verilseydi o amaçla kullanılmasında da bir sakınca yoktu. Sanatçılarımızın bir araya geleceği bir lokal noktasında. Ancak ’Biz burada direniyoruz, buradan çıkmayız’ yaklaşımı devlete karşı çıkmaktır. Her türlü düzenlemenin yapıldığı bir hukuk içerisinde kabul edilebilir bir durum değildir. Şehit ailelerimizin çocuklarına bir burs temenni gereklidir. Bu katkıyı sağlamak için burada bir tercihte bulunduk. Sanatçı sanatla meşgul olan kişidir, devlete karşı gelen, direnen kişi değildir. Antalya’ya sanatsal olarak bir katkısı yoktur" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!