Güncelleme Tarihi:
MEŞRUİYETİ OLANLA GÖRÜŞÜYORUZ
“Türkiye’nin kontrolündeki yerlere Suriyeliler geri dönmeye başladı. Şu an itibarıyla 300 bini bulmuştur. Diğer bölgeler ya terör örgütlerinin ya da halkına güven vermeyen rejimin zulmü altındadır. DEAŞ’a ve PKK/YPG’ye karşı çıkmamızın tek sebebi, bunların terör örgütleri olmasıdır. Bunun dışında biz Suriye halkının gerçek temsilcisi olan hiçbir kesime karşı önyargılı değiliz, hepsiyle de yakın diyalog içindeyiz. Meşruiyeti olan Suriyeli muhaliflerin hepsiyle oturup görüşüyor, kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Güvenliğimizi sağlamanın tek yolu, Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de terör örgütlerinin kaynaklarını kurutmak, varlığını tamamen yok etmektir. Onun için Cudi’de varız, Gabar’da, Tendürek’te, hatta hatta Kandil’de varız ve olacağız.
DAYATILIRSA KASIT ARARIZ
Türkiye’nin kontrolünde, diğer ülkelerin ise sadece lojistik destek verdiği bir güvenli bölge modeli dışındaki hiçbir teklifi kabul edemeyiz. Güya uluslararası güçler tarafından kurulan hiçbir güvenli bölgenin başarılı olmadığı, kalıcı huzur getirmediği ortadayken, aynı formülün bize dayatılmasında kasıt ararız. Şimdilik ABD’nin verdiği sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. Münbiç (Menbiç) meselesi ortada bırakıldıkça rejimin bölgeye yönelik hevesleri de kabarıyor. Halbuki Münbiç’in ihtiyacı ve talebi, ne Amerika’nın kollamasındaki teröristlerdir ne de rejimin zulmüdür. Bu bölgenin halkı, Türkiye’nin güvencesinde kendi geleceklerine kendileri sahip çıkmak istiyor. Burada da bize güveniyorlar, Cerablus’ta, El Bab’da, Afrin’de güveniyorlar. Şimdi diğer bölgeler ki başta İdlib olmak üzere bize güveniyorlar. PKK/YPG’nin bölge halkına uyguladığı zulüm sebebiyle ülkemizdeki Suriyelilerin hiçbiri evlerine dönemiyor. Biz bir an önce burayı da bölge halkının kendi yönetimine geçirmeyi hedefliyoruz. Siyasi ve diplomatik mücadelemizin yanı sıra askeri hazırlıklarımızı da sürdürüyoruz. Şayet Amerika bize verdiği sözleri tutup bölgeyi teröristlerden temizlemez ve Türkiye’nin kontrolünde bir güvenli bölgenin tesisine katkı sağlamazsa, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.
TEHDİT YOLUMUZDAN ÇEVİREMEZ
ABD Başkanı Trump ile verimli görüşmeler yapıyoruz ama alt düzeydeki diplomatik ve askeri görüşmelerde aynı verim elde edilemiyor. Şu ana kadar önümüze konulan somut ve tatmin edici bir plan bulunmuyor. Anlaşmalarımıza elbette sadığız, sözümüz sözdür ama sabrımız da sınırsız değildir. Münbiç’teki teröristler birkaç hafta içerisinde buradan çıkartılmazsa bizim bekleme süremiz sona erer. Aynı şekilde Fırat’ın doğusunda, Türkiye’nin desteğiyle bölge halkının kendi yönetimini tesisi birkaç ay içinde sağlanmazsa bekleme süremiz yine sona erer. Bu durumda Türkiye, muhataplarına verdiği sözleri tutmuş ancak karşılığını bulamamış olacaktır. Bir başka ifadeyle kendi planlarımızı hayata geçirme hakkımız doğacaktır. Bıçak kemiğe dayandığında yapacağımız işler için ne kimseden izin almak ne de kimseye hesap vermek mecburiyetinde değiliz, bu böyle biline. Yaptırım listesi dahil, hiçbir tehdit bizi bu yoldan geri çeviremez. Türkiye, Suriye politikasındaki taahhütlerini ne pahasına olursa olsun yerine getirecektir. Zira bölgedeki tüm aşiretler ‘Ne zaman geliyorsunuz, ne zaman geleceksiniz’, bunu soruyorlar. Görüşmeleri yürüten arkadaşlarımıza da tüm bu talimatları açıkça verdim.
VENEZUELA SENİN EYALETİN Mİ
İşte şu anda Venezuela’da olanlar... Venezuela senin eyaletin mi? Seçimle işbaşına gelmiş bir insana nasıl olur da ‘Burayı terk et, git’ diyebilirsin? Hani demokrattınız. Bu ne iştir? Böyle bir anlayış olabilir mi? Bunu kabullenmek mümkün mü? AB’nin de ne olduğu ortaya çıktı. Hani demokrasi, nedir bu zillet? Bir taraftan demokrasi, demokrasi, demokrasi diyeceksiniz, sandık, sandık, sandık diyeceksiniz, ondan sonra da cebren ve hileyle kalkıp hükümet devireceksiniz. Güçlünün haklı olduğu bir dünyayı biz kabullenmiyoruz, haklının güçlü olduğu bir dünyayı kabulleniyoruz. Biz bu emperyalist yapılara kesinlikle karşıyız. Bunları da kabullenmemiz mümkün değildir.”
‘YAN DAİREDEKİ ÖLÜYOR HABERLERİ YOK’
50 kat, 60 kat, bu tür binalarda, soruyorum, yaşayanların birbirinden haberi var mı? Komşuluk hukuku diye bir şey var mı? İnanın yan dairedeki ölüyor, haberleri yok. Şimdi bu dev rezidanslarda veya dev binalarda, kulelerde, çocukların birbiriyle hukuku diye bir şey var mı? Hayır. Hepsi birer kibir abidesi. Birbirleriyle zaten görüşmek, tanışmak, konuşmak, böyle bir şey yok. Onun için özellikle TOKİ başta olmak üzere, yatay şehirleşme anlayışıyla, oluşan binalarda yaşayanların birbiriyle hukukunu zenginleştireceğiz, geliştireceğiz ve böylece bu kültür bize tarihimizi, medeniyetimizi de anlatacak.
İŞ BANKASI HAZİNE’NİN MALI OLACAK
Gazi Mustafa Kemal, İş Bankası’nı CHP’ye değil Hazine’ye tahsis etti. İş Bankası Allah’ın izniyle Hazine’nin malı olacaktır. Bu parlamento, bu tarihi kararı da Allah’ın izniyle alacaktır. Milletin hazinesine İş Bankası devredilecektir, buna inanıyorum. Niye? Milletin malı, Hazine’nin malı. Oraya gidecektir. CHP oradan para almıyormuş. 4 üyen oranın yönetiminde. O yönetimde onlar ne iş yapıyor? Sadece ellerini mi kaldırıp indiriyorlar? Biz hepsini biliyoruz ve onun için buradaki o tarihi yanlışı da yapılacak tüm yolsuzlukların önünü de biz keseceğiz. Partilerin bankacılık faaliyeti içinde bulunma hakkı ve yetkisi yoktur. Şimdi bu yasal olmayan süreci işleten CHP’yi biz böylece yasal bir zemine çekmiş olacağız. Nasıl? Bankadaki CHP hissesi olarak görülen yüzde 28 gibi bir oran, bu Hazine’nin malıdır. Hazine kimindir? Milletindir. Dolayısıyla bu hak Hazine’ye devredilmiş olacaktır. (‘Ne zaman devredilecek?’ sorusu üzerine) Parlamentoda olacak bir süreçtir o.
Gazi Mustafa Kemal, İş Bankası’nı CHP’ye değil Hazine’ye tahsis etti. İş Bankası Allah’ın izniyle Hazine’nin malı olacaktır. Bu parlamento, bu tarihi kararı da Allah’ın izniyle alacaktır. Milletin hazinesine İş Bankası devredilecektir, buna inanıyorum. Niye? Milletin malı, Hazine’nin malı. Oraya gidecektir. CHP oradan para almıyormuş. 4 üyen oranın yönetiminde. O yönetimde onlar ne iş yapıyor? Sadece ellerini mi kaldırıp indiriyorlar? Biz hepsini biliyoruz ve onun için buradaki o tarihi yanlışı da yapılacak tüm yolsuzlukların önünü de biz keseceğiz. Partilerin bankacılık faaliyeti içinde bulunma hakkı ve yetkisi yoktur. Şimdi bu yasal olmayan süreci işleten CHP’yi biz böylece yasal bir zemine çekmiş olacağız. Nasıl? Bankadaki CHP hissesi olarak görülen yüzde 28 gibi bir oran, bu Hazine’nin malıdır. Hazine kimindir? Milletindir. Dolayısıyla bu hak Hazine’ye devredilmiş olacaktır. (‘Ne zaman devredilecek?’ sorusu üzerine) Parlamentoda olacak bir süreçtir o.
ELEKTRİĞİ DEĞİL BİBERİ KONUŞUYOR
Bugün de milletimizin başta gelen sıkıntıları arasında ekonomik konuların geldiğini biliyoruz. Ekonomik dalgalanma ülkemizin kendi iç dinamiklerinden değil. Türkiye bir büyük saldırıya maruz kalmıştır. Türkiye bu saldırı dalgasını da kısa sürede etkisiz hale getirmiştir. Ekonomideki kayıplarımız terör gibi can kaybı değil para kaybıdır. Biz de ağustos ayından beri yaşadığımız ekonomik dalgalanmanın günlük hayattaki olumsuzluklarını azaltmak için çalışıyoruz. Fiyatı dövize bağlı olduğu için faturaları yükselten elektrik ve doğalgazda yılbaşından itibaren yüzde 10 indirime gittik. Muhataplarımız bunları konuşuyor mu? Neyi konuşuyor? Çarşıda pazardaki domatesi, biberi... Harcamaya baktığınız zaman hangisinin daha yüksek olduğu ortada. Asgari ücreti 2 bin 20 TL’ye yükselttik. Yatırımı ve istihdamı teşvik etmeye yönelik daha önce başlattığımız uygulamaları uzattık.
FİYATLARA AYAR ÇEKME KARARI ALDIK
Durum muhalefetin anlattığı gibi değil. Bu hafta sonu İstanbul Çengelköy’de Çınaraltı diye güzel bir yer var. Oturduk, resimler çektirdik, sohbetler yaptık falan yüzlerce kişi oraya yoğun şekilde geldiler. Kimsenin baktım ki hiç çarşıdan pazardan bahsettiği yok. Herkes orada halinden memnun. Şikâyetleriniz nedir dediğim zaman, o zaman biraz dökülüyorlar. Çok enteresan, bana ‘Marketlerin fiyatları birbirini tutmuyor. Bunlara biraz bağırdınız, çağırdınız ama biraz daha bağırın’ dediler. Kabine toplantısında tedbirler için Tarım ve Orman Bakanımız başta olmak üzere bazı görevler verdim. Ülkemizin tökezlemesini hatta yere kapaklanmasını bekleyenler bir kez daha hüsrana uğramıştır, uğrayacaktır. Üreticiden tüketiciye kadar aradaki bu komisyoncular var ya vurgunu bunlar vuruyor. Bu işte çok farklı adımlar atmak suretiyle üreticiden çıktığında, oradaki üretici halinden alıp tüketici haline kadar gelen bu süreçte daha farklı, aracı koymadan direkt tüketici haline gelip buradan da halka ulaşmasını sağlamak ve en uygun fiyatla vatandaşımıza bunu ulaştırma gayreti içinde olacağız. Buradan söylüyorum biberiydi, çarlistonuydu, patlıcanıydı, domatesiydi, her şeyde biz bu fiyatlara gerekirse ayar çekme kararını aldık, adımlarımızı atacağız. Borçluluk oranları, borç çevirme takvimi, mali disiplin başta olmak üzere tüm veriler Türkiye’nin herhangi bir dış teknik desteğe ihtiyacı olmadığına işaret ediyor.
IMF DEFTERİ KAPANDI
CHP ülkemizin yeniden IMF’ye gideceği yalanını söyleyecek kadar alçak bir fırsatçılık peşine düştü. IMF’ye gidenlerin kim olduğu belli. CHP zihniyeti ve diğerleri IMF’ye gittiler. Biz ise iktidara geldiğimizde kucağımızda bulduğumuz 23.5 milyar dolar borcu ödemiş bir iktidarız. Türkiye 2013 yılı mayıs ayında IMF defterini kapatmıştır ve bir daha da Allah’ın izniyle açmayacaktır. Bizi yeniden Afrika, Asya, Güney Amerika ülkeleri konumuna geriletecek böyle bir yolun sözünü dahi etmek Türkiye’ye ihanettir. CHP’nin iktidara gelmesi halinde yapacağı ilk iş Türkiye’yi IMF’ye teslim etmek olur.
AK PARTİ’NİN SANDALYE SAYISI 291 OLDU
YEREL seçimlerde ‘Millet İttifakı’ dolayısıyla birçok ilçenin CHP’ye bırakılmasına tepki göstererek İYİ Parti’den istifa eden Manisa Milletvekili Tamer Akkal, AK Parti’ye geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün grup toplantısında Akkal’a parti rozetini taktı. Tamer Akkal’ın katılımıyla AK Parti’nin TBMM’deki sandalye sayısı 291’e çıktı. İYİ Parti’nin sandalye sayısı da 39’a düştü. CHP’nin 142, HDP’nin 65, MHP’nin 50, Saadet Partisi’nin 2, Türkiye İşçi Partisi’nin 2, Demokrat Parti’nin 1, Büyük Birlik Partisi’nin 1 milletvekili bulunuyor. Meclis’te 2 de bağımsız milletvekili yer alıyor. (Selahattin SÖNMEZ / ANKARA)