Güncelleme Tarihi:
SAVAŞ LOBİSİ BARIŞI ENGELLEDİ
“Bu bayramda da dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizle ve dost ülkelerin liderleriyle bayramlaşma imkânı bulduk. Devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 21 ülkenin lideriyle görüşerek hem tebrikleri kabul ettik hem de ikili konuları ele aldık. Rusya-Ukrayna savaşından, Sudan’daki kardeş kavgasının sona erdirilmesine kadar küresel güvenliğe dair her mesele, Türkiye’nin katkısının daha fazla arandığını ortaya koyuyor. Ülkemiz krizlerin çözümünde dengeli, adaletli ve güven veren tavrıyla belirleyici rol oynuyor. Tam anlamıyla kilitlenme yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı bunun en açık ve maalesef en acı örneğidir. İstanbul süreci, bu acımasız savaşı sona erdirecek tarihi bir fırsattı. İstanbul süreci ile başlayan tahıl mutabakatı ve esir takaslarıyla devam eden diplomatik gayretler, maalesef savaş lobisi tarafından engellendi, yıpratıldı. Bunun bedelini de asker-sivil onbinlerce insan ödedi.
DENGELİ DURUŞUMUZU MUHAFAZA EDECEĞİZ
Hatta bir dönem Türkiye olarak bu savaş lobisinin hedefi olduk. Baskı aracı olarak bizler her zaman olduğu gibi muhalefet partilerini kullananlar karşısında dik durduk. Muhalefetin adayının Rusya ile aramızda kriz çıkarmayı amaçlayan asılsız ithamları bu senaryonun bir parçasıydı. Sadece Türkiye’nin çıkarlarına değil, Türk demokrasisine de zarar veren bu iddialarla ilgili ortaya tek bir somut delil konulmadı. Son 1.5 yılda bunun gibi sayısız örnekle, kışkırtmayla Türkiye’yi zorda bırakmayı hedefleyen art niyetli teşebbüsle karşı karşıya kaldık. Bundan sonra da dengeli duruşumuzu muhafaza edeceğiz.
KİRADA YÜZDE 25 SINIRI DEVAM EDECEK
Uluslararası alanda ülkemize verilen sözlerin takipçisi olurken ülkemizde milletimize meydanlarda verdiğimiz sözleri de inkar etmiyoruz. Asgari ücrete yüzde 34 gibi enflasyon üzerinde bir zam yaptık. Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize sahip çıkıyoruz. Toplumumuzun kırılgan kesimlerini hayat pahalılığının etkilerinden korumaya çalışıyoruz. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımızı üst sınır uygulaması bu tedbirlerden biriydi. Konut kira sözleşmelerinde artırım oranını yüzde 25 ile sınırlandırmıştık. Temmuz ayında yenilenecek konut kira sözleşmelerinde aynı sınır uygulanmaya devam edecek.
ARAÇ FİYATLARINDA OLUŞAN BALONLAR
Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonları da yakından takip ediyoruz. Tamahkâr ve açgözlülükten kaynaklanan bu meselenin üstüne gideceğiz. Ticaret Bakanlığı denetimlerini sıklaştıracak. Stokçuluk ve fırsatçılık yapanlara asla müsaade edilmeyecek. Milletin canını yakanlardan muhakkak hesap soracağız. Yeni ekonomi kadromuz enflasyonla mücadele yanında uluslararası yatırımların doğrudan artırma çalışmalarına hız verdi. 21 yılda 255 milyar dolar yatırım çeken Türkiye’nin salgın sonrasında yıldızının daha da parladığını görüyoruz.
TÜRKİYE YÜZYILI MENZİLİNE KOŞACAĞIZ
Dış ticaret rakamlarında yıl sonu hedefimiz olan 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim. Ciddi sınamalarla karşılaştık. Suriye krizini en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Depremin ekonomimize etkisi 104 milyar doları buluyor. Seçim döneminin tüm kesimi yorduğunu biliyoruz. 28 Mayıs gecesi itibarıyla en zor dönemi geride bıraktığımıza inanıyoruz. 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerini de suhuletle atlattıktan sonra Türkiye Yüzyılı menziline koşar adımlarla gideceğiz.”
DEPREM KONUTLARI EKİM-KASIMDA
- Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesinde inşa edilen konutlarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Kabine üyelerimizden milletvekillerimize, pek çok arkadaşımız bayramda deprem bölgesindeydi. Böylece depremzedelerimizin yalnız olmadıklarını bir kez daha kendilerine hissettirdik. Başta depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay, Adıyaman, Maraş olmak üzere 11 vilayetimizin tamamında ihya ve inşa çalışmaları şu anda devam ediyor. Yaptığı binalar 6 Şubat depremlerinden alnının akıyla çıkan TOKİ’miz, bölgenin yeniden ayağa kaldırılması sürecinde öncü rol oynuyor. Bir taraftan yeni deprem konutlarının temelleri atılırken, diğer taraftan inşasına başlanan binalar hızla yükseliyor. Ekim-kasım ayından itibaren yapımı tamamlanan konutlarının teslimatına başlıyoruz. Amacımız ilk bir sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir.
GELECEK BAYRAM YENİ YUVALARINDA
Bölgede inşa edeceğimiz konut sayısı ise 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bindir. Şimdiye kadar inşası başlayan konut, köyevi ve ahır sayısı 180 bini buldu. Evleri yıkılan vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümünün gelecek bayramı yeni yuvalarında karşılamasını hedefliyoruz. Sandıkta milletten yediği tokadın acısını afetzedelerden çıkaran faşist zihniyete rağmen, oylarının rengine ve siyasi tercihlerine bakmadan deprem bölgesinde yaşayan tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya devam edeceğiz.”
31 MART’TA GEÇİT YOK
- Erdoğan ulaşım yatırımlarını anlatırken “Her bayramda ulaştırma yatırımlarımızın ne kadar büyük bir hizmet olduğu daha net görülüyor. Daha önce trafikten, bozuk yollardan dolayı eziyete dönüşen seyahatler, yatırımlarımız sayesinde artık keyifle yapılıyor. Ulaştırma hamleleriyle ülkemize çağ atlattık” dedi:
“Osmangazi Köprüsü 24 Haziran Cumartesi günü 111 bin 770 araç geçişiyle bir rekora daha imza attı. Osmangazi Köprüsü 70 milyon araç geçişiyle zamandan, yakıttan ve çevreden toplam 1.7 milyar dolarlık tasarruf sağladı. 1915 Çanakkale Köprümüzde de önceki yıla göre araç geçiş sayısında yüzde 55 oranında artış yakalandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, günlük ortalama 100 binden fazla araç geçişi ile kamu özel işbirliğinin en güzel örneklerinden biri oldu. Ankara-Niğde otoyolu 24 Haziran günü toplam 83 bin 517 araç geçişiyle rekora koşan bir başka projemizdir. İstanbul Havalimanı’na bayram boyunca günde ortalama 1517 uçak iniş-kalkış yaparken, günde ortalama 238 bin yolcu bu havalimanını kullandı. 25 Haziran’da ise 1593 iniş-kalkış ile tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştı. Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı seçildi. Antalya Havalimanı’nda Kurban Bayramının 4. günü 1188 uçak trafiği ile yine rekor kırdık. CHP Genel Başkanının ‘buraya uçak mı iner’ dediği ‘millet yol mu yiyecek’ diyerek çamur attığı tüm ulaştırma projelerimizde benzer başarıları yakalamanın gururunu yaşıyoruz. Seçimlerde bu zihniyeti sandığa gömen insanımızın, 31 Mart 2024 seçimlerinde de bunlara geçit vermeyeceğine inanıyorum.”
ONAY İÇİN MECLİS’E SUNULACAK
- “Kur korumalı mevduatı devam ettiriyoruz. Bu mevduat için sağladığımız vergi istisnası süresini uzatıyoruz. Tasarruf sahiplerine olumsuzluk oluşturmayacak şekilde süreci yürütüyoruz. Memur maaşlarına yapılacak zam sürecini başlatıyoruz. 5 Temmuz’da 6 aylık enflasyon oranlarımız netleşecek. Memur ve emeklilere verilen sözleri yerine getireceğiz. Tatile girmeden Meclis onayı gerektiren tüm hususları Parlamento’nun takdirine sunacağız. Devlet olarak ihtiyaç sahiplerinin yanındayız. Türkiye aile, destek programından 3.7 milyon aile kardeşimiz istifade ediyor. Program kapsamında şimdiye kadar ailelere 35 milyar liralık ödeme yaptık. Türkiye aile destek programını devam ettirme kararı aldık.”
İSVEÇ’E TEPKİ: KURAN YAKMA ÖZGÜRLÜĞÜ OLAMAZ
İslam dünyası olarak, Kurban Bayramı’na ulaşmanın heyecanını yaşarken, İsveç’in başkenti Stokholm’de mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’e yönelik alçakça saldırı hepimizi öfkelendirmiştir. Bu nefret suçunun polis korumasında işlenebilmesi çok daha vahimdir. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, insanların kutsallarına yönelik saldırılar düşünce hürriyeti olarak nitelenemez. Nasıl kiliseyi, havrayı veya bir başka inancın mabedini ateşe vermek özgürlük değilse, Kuran-ı Kerim mushafı yakma diye bir özgürlük olamaz. Bizim nazarımızda camilerimizi hedef alan eylemler ile kutsal kitabımıza yapılan rezil saldırılar arasında hiçbir fark yoktur. Bu gerçeği aslında nefret suçlarına imza atanlar kadar buna izin verenler de çok iyi biliyor. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir hak, hukuk, ilke tanımayanlar, sıra Müslümanların kutsallarına gelince birden fikir özgürlüğünü hatırlıyorlar. Bu zihniyetin elinde fikir hürriyeti, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının tüm biçimlerini meşrulaştıran bir araç konumundadır.
GÖÇMEN FACİASI: TİTAN KADAR GÜNDEM OLAMADILAR
Günümüzde Müslümanlar için inançlarını özgürce yaşamak, dillerini sokakta özgürce konuşmak, dinlerinin emrettiği şekilde giyinmek, çalışmak, sosyal hayatta var olmak giderek zorlaşmaktadır. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanlara değil, Musevilere, Afrikalılara, Asya kökenlilere, Romanlara ve göçmenlere de yönelmektedir. Önceki hafta Mora yarımadası açıklarında batan ve yüzlerce mülteciye mezar olan gemi faciasında buna bir kez daha şahit olduk. İnsanları kurtarmak adına ciddi hiçbir emek harcanmadığı gibi yüzlerce kişinin ölümü Titanik gemisini görmeye giden 5 zengin kadar gündem olmadı. Bu mazlumlar da her yıl Akdeniz’in sularında kaybolan binlerce can gibi kısa sürede unutulup gitti. Bunlar asla istisnai hadiseler değildir. Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci, kibirli ve gayriinsani zihniyetin varlığının halen devam ettirdiğinin işaretidir.
FRANSA’DAKİ OLAYLAR: ŞİDDET SARMALI BÜYÜMEDEN SONA ERMESİNİ DİLİYORUZ
Pek çok Batı ülkesinden ayrımcılık toplumsal bir norm haline gelmiştir. Özellikle sömürgeci geçmişi ile bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık, kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Sistematik şekilde baskı gören, kamusal hayatın dışına itilen varoşlarda, gettolarda yaşamaya mahkum edilen göçmenlerin çoğu Müslümanlardır. Kamu malına zarar verilmesini, sokakların yakılıp yıkılmasını, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları meşru bir hak arama metodu olamaz. Ancak sosyal patlamadan otoritelerin de ders çıkarması gerektiği açıktır. Benzer vakalar ülkemizde yaşandığında bizlere hak, hukuk ve demokrasi dersi verenlerin meydanlarda kamp kurup, 24 saat canlı yayın yapanların, bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıca manidardır. Yurt dışında 7 milyon vatandaşı bulunan ülkemiz için Türk ve Müslüman düşmanlığı dış politika meselesinden öte bir milli güvenlik sorunudur.
EV ÖDEVLERİNİ İYİ YAPSINLAR
Fransa’daki olayları tüm boyutları ile incelerken, Stockholm’deki saldırı sonrasında tepkimizi çok net şekilde gösterdik. Teröre destek vererek, alan açarak sokakları caddelerin şehrin en merkezi meydanlarını teröristlere tahsis ederek Türkiye’nin dostluğunun kazanılmayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekir. Ülkemizin duruşu, beklentileri, bizlere verilen taahhütler bellidir. Geçen sene neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri savunuyoruz. Basın yayın organları üzerinden oynanan kirli oyunların neyi amaçladığını görüyoruz. Bu tarz bel altı vuruşlarla mesafe alacaklarını düşünenlerin ne bizi ne Türkiye’yi ne de Türk milletini tanımadıkları aşikâr. Kendilerine ince eleyip sık dokumalarını ev ödevlerini daha iyi yapmalarını tavsiye ediyorum. Tehdit siyasetine de tahrik siyasetine de aba altından sopa gösterme kurnazlığına da teslim olmayacağımızı tüm dünya bilir, bilmelidir.
BAE’Yİ ZİYARET EDECEK
- Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, Kurban Bayramı öncesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte yaptıkları BAE ziyaretinin verimli geçtiğini söyledi. Şimşek, “Gelecek hafta BAE’den Türkiye’ye bir heyet gelecek. 2 ülke heyetleri arasındaki çalışmalar somutlaştıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE’yi ziyaret edecek” dedi. Şimşek, ziyaretin 11-12 Temmuz’daki NATO Liderler Zirvesi’nin ardından yapılmasının planlandığını ifade etti.