Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2004 21:09
Attalos sapık mı, değil mi? Heykeli dikilirse Antalya'nın delikanlılığına bir halel gelir mi, gelmez mi? Anadan üryan mı iyidir, yoksa münasip bir tesettür gerekir mi? Bu soruların cevapları tartışıladursun, son Antalya örneği de gösteriyor ki Türkiye'nin her zaman bir heykel meselesi var.
Neredeyse dikilen her heykele bir muhalefet yapan çıkıyor. Kimi kuşun poposuna takarken, kimi bıyığa, kimi çıplak memelere, kimi atın testislerinin boyutuna takılıyor. Bu yüzden belediye başkanları kapışıyor, zaman zaman cumhurbaşkanları devreye giriyor. Davalar açılıyor, tazminatlar ödeniyor, heykeller kaldırılıyor, tekrar konuyor. Haliyle mizaha da bol bol malzeme sunuyor heykel tartışmaları. En son Vizontele Tuuuba filminde , Demirel'e ayıp olmasın diye, Kırat'ın penisi törpüleniyor. Yakın tarihimizde halkı cinsiyet, renk, duruş, büyüklük açısından bölen heykellere birkaç örnek topladık. İşte Türkiye'nin heykel meselesi ve onun en çarpıcı örnekleri.
EDREMİT-Eylül 2000
Sarıkız'ın memeleriBalıkesir Edremit'te dört yıl önce Sarıkız Heykeli krizi çıktı. Yıllardır Barbaros Meydanı'nda duran ve ilçenin simgesi konumundaki heykelin göğsünün göründüğünü söyleyen Fazilet Partilililer konuyu belediye meclisine getirdi. 'Bu heykel Sarıkız'ı sembolize edemez diyen FP Balıkesir İl Sekreteri Cengiz Acar ve taraftarlarına cevap MHP'li Belediye Başkanı Tuncay Kılıç'tan geldi: ‘‘Haklısınız, Türk-İslam menkıbelerine sahip çıkmak bizim görevimiz.’’ Ancak Sarıkız'ın memeleri dört yıldır hálá ortada.
SAMSUN-Mart 2000
Müstehcen özgürlüğe 16 yıl
Atatürk'ün doğumunun 100. yılı dolayısıyla Samsun'a bir heykel yaptırılması kararlaştırıldı. 1981 yılında yaptırılan barış ve özgürlüğü simgeleyen iki bronz heykel, müstehcen bulununca dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e şikayet edildi. Bu şikayet sonucunda anıt depoyu boyladı. 16 yıl boyunca burada kalan heykellerin imdadına, Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu yetişti. Silahçıoğlu daha önce de diktirdiği Atatürk heykeli nedeniyle Sultanbeyli belediye başkanı ile tartışmaya girmişti. Komutanın emri ile heykeller 16 yıl sonra tekrar yerine dikildi. Şu anda Yaşar Doğu Spor Salonu'nun yanında duruyor.
BEYOĞLU-Ağustos 2001
Cihangir Güzeli çobanı nasıl tahrik etti!
Beyoğlu Cihangir Güzelleştirme Derneği tarafından belediye başkanının da katıldığı bir törenle Cihangir Parkı'na dikilen 'Cihangir Güzeli' adlı heykel de benzer bir kavganın kurbanı oldu. Bölgede otopark işleten ve beslediği kuzuyu parkta otlatırken dernek üyeleriyle tartışmaya giren Habip Muhammet Ali Çelik 'Bu heykel beni bile şehvete getiriyor. 15 yaşındaki çocuklar görünce kimbilir neler olur' diyerek heykeli arkadaşlarıyla birlikte kaidesinden söktü. Çelik, polis tarafından gözaltına alınırken, otoparkında alıkoyduğu heykel tekrar yerine dikildi.
İSTANBUL-Mayıs 1987
Nedir Bu Fatih'in atının çektiği?
29 Mayıs 1987 Cuma, Turgut Özal heykel açılışı yapıyor. Fatih Saraçhane'de, fethin anısına yaptırılan heykeli yaptıran kişi dönemin ANAP'lı Fatih belediye başkanı Yetkin Gündüz. Gündüz'e göre Bozdoğan Kemeri Bizans'ın ilmini ve fennini temsil ediyordu. At üstünde bu kemeri yırtan Fatih'in atı ise milletin gücünü. Bu gücün testislerinin büyüklüğü vatandaşların dikkatinden kaçmıyor. Gazetelerde parmaklarıyla testisleri gösteren vatandaş resimleri yayınlanıyor. Prof. Hüseyin Gezer imzalı heykelle ilgili ‘‘çok büyük-yok normal’’ tartışması uzun süre devam etmiş, Engin Ardıç'ın Nokta dergisinde yayınlanan yazısı komediyi bütün yönleriyle ortaya sermişti. Yetkin Gündüz şimdi tartışmaları 'O günün koşulları içinde olmuş bitmiş' diye değerlendiriyor.
KIRKLARELİ-Nisan 1999Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde çıkan heykel krizinin nedeni ise Fatih Sultan Mehmet'in atının cinsiyetiydi. Erkek mi dişi mi olduğunu çıkaramayanlar heykeltıraş Tülin Özdemir'i suçlu buldu. Seçimleri kazanan CHP'li başkan Haluk Tezsezer önce heykeli depoya kaldırttı. Sonra 'eksiklerinin' giderilmesi için heykelin heykeltıraşa geri gönderildiği açıklandı. Heykelden o günden beri
haber çıkmadı.
ERZURUM-Mart 2000
Nene Hatun'un çocuğu
Rus ordusuna karşı savaşan yerel kahraman Nene Hatun'un heykeli Erzurum'da tartışmalara neden oldu. Süleyman Demirel'in talimatıyla yapılan heykel son derece güzeldi. Heykel, Nene Hatun'un elinde silah, sırtında yavrusu ile cephede savaşan halini tasvir ediyordu. Ama Nene Hatun bekardı. Yani çocuğu olamazdı. Üstelik elinde tüfek vardı ve bunun satır olması gerekiyordu. Kültür eski bakanı İstemihan Talay'ın ziyareti sırasında Erzurumluluların sıkıntısı bakana aktarıldı. Bakan şikayetleri haklı buldu ve yeni bir heykel yapılması talimatını verdi. Yeni heykel gecikmeyle de olsa yerine kondu ve Erzurum'daki heykel tartışması böylece sona erdi.
ANKARA-Haziran 1994
Tükürülen heykel intikamını tazminatla aldı
Melih Gökçek belediye başkanı olduktan sonra Ankara Altınpark'taki heykeltıraş Mehmet Aksoy'un 'Periler Ülkesinde' adlı eserine tükürdü. Heykelin orgazmı anlattığını ileri sürdü, heykeli söktürdü. Bu tükürük pahalıya mal oldu. Mahkeme Aksoy'a o zamanın rakamıyla 1 milyar 342 milyon lira tazminat ödenmesine karar kıldı.
Yörük Ali'ye sonradan bıyık takıldı
Aydın'ın ulusal kahramanı Yörük Efe bıyıklı mıydı, köse miydi? Köseden efe olur mu, olmaz mı? Bu sorular sadece Aydın'ı değil, bütün Ege'yi ikiye böldü.
Kurtuluş Savaşı'nda Yunan ordusunu yıpratarak Türk ordusuna yardımcı olan Yörük Ali Efe'nin anısına, ölümünden 46 yıl sonra Aydın'da bir anıt dikilmesi kararlaştırıldı. Heykel şehrin kurtuluş yıldönümüne yetiştirildi ve dönemin Aydın milletvekili ve Milli Savunma bakanı İsmet Sezgin'in de katıldığı bir törenle açıldı.
Ama heykelin açılışıyla birlikte Efeler Derneği ayağa kalktı. Bıyıksız efe olmayacağını söyleyen dernek başkanı Cafer Sağdıç heykeli efeliğe hakaret olarak nitelendirdi ve kendi sanat anlayışını da konuşturdu: Heykel oturan değil, nişan alan bir efe olmalıydı.
Aydın'ın ANAP'lı belediye başkanına göre ise efeler sanattan anlamıyor ve kendi siyasi görüşleri doğrultusunda böyle konuşuyorlardı. Aydınlılar Vakfı'nın düzenlediği basın toplantısına rağmen tartışma bitmedi. Kimi köselerin de efe olabileceğini, kimi Yörük Ali'nin sarışın olduğunu o yüzden eski fotoğraflarda bıyığının belli olmadığını ileri sürüyordu.
Sonunda Yörük Ali'nin oğlu hikayeci-yazar Cengiz Yörük bulundu. Yörük'ün 'babam sarışındı, bu yüzden eski fotoğraflarında bıyığı seçilmiyor' demesi üzerine heykel söküldü, bıyık yapıldıktan sonra yerine kondu. Fakat tartışma yine bitmedi. Bu kez de bir grup folklorcü bıyıklı heykeli protesto etti. TRT'nin yerel sanatçısı Emin Tenekeci önderliğindeki grup 'bıyıklı efe heykelini istemeyiz' diyerek anıtın önünde sazlı-sözlü gösteri yaptı. Heykelin bıyıkları hálá tartışılıyor.
Martının tahsisatı, kartalın poposu
Türkiye'deki heykel tartışmalarında en az söz alanlar bu heykelleri yapan ve onları şehrin içinde konumlandıran mimar ve heykeltıraşlar. Oysa onların da perde arkasına ait anlatacakları çok şey var. İşte adı İstanbul'un birçok meydanının restorasyonu ile özdeşleşen Mimar Erhan İşözen bunlardan biri. İşözen'in kendi ağzından heykel krizlerine iki eğlenceli örnek:
BU YIL MARTI TAHSİSATI YOK
Adamın biri Sarıyer Belediyesi'ne bir dilekçe yazar: Orhan Veli'nin martısını yerine koyun. Söz konusu martı şairin 1992’de Rumelihisarı'na dikilen heykelinin omuzundaki martıdır. Belli ki heykelin martısı koparılmış. Sarıyer Belediyesi topu
Beşiktaş Belediyesi'ne atar, çünkü heykel Beşiktaş sınırları içindedir. Beşiktaş Belediyesi ‘‘orası ana arter’’ der ve Büyükşehir'e pas eder. Vatandaş oraya da bir dilekçe yazar ama cevap akıl kaçırtıcıdır: Bu yıl martı için tahsisatımız yok, önümüzdeki yılın programına alacağız. Vatandaş bu kez dönemin Şişli Belediye Başkanı Ayfer Atay'a mektup yazar. Atay heykelin tamir edilmesi talimatını verir. Ama heykeltıraş Kars'ta vatani görevini yapmaktadır. Heykeltıraştan habersiz yerine bir bronz martı konur. Tam vatandaş rahatlamıştır denirken yeni bir dilekçe ulaşır Şişli Belediyesi’ne: ‘Cenevre'de görev yaparken Leman Gölü'nün etrafında kara martılar gördüm. Heykele taktığınız bronz martı bu kara martılardan mıdır?’
KARTALIN POPOSU KİME BAKACAK
Yıl 1998. Beşiktaş Meydanı'na bir kara kartal heykeli yapılacak. Esnaf 'kanatları geniş ve haşmetli olsun' diyor. Bir kısım esnaf muhalefet ediyor: 'Kuş yapacağınıza Atatürk yapsanıza!' Derken heykele başlanıyor. Bir manav tutturuyor: 'Ben 50 yıllık BJK'lı esnafım, kartalın poposu bana dönük olmasın.' Ama ciğerci daha da kıdemlidir: 'Biz 150 yıldır buradayız, onlar daha 50 senelik, kartal bana bakacak.' Sonunda kartal biter. Ertesi gün Fanatik Gazetesi'nde bir haber: Kartal'ın boynu eğri, çünkü mimar GS'li. Kartal tartışması 4 yıl sürdü. Sonunda kaldırıldı, yerine yenisi konuldu.