Melvana'nın kayıp eseni yayınlandı

Güncelleme Tarihi:

Melvananın kayıp eseni yayınlandı
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2008 16:20

Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin, “Şems-i Rumi” olarak imza attığı için dikkat çekmeyen, içerisinde 100 civarında beste olduğu için 170 bin kadar eser barındıran Süleymaniye Kütüphanesi'nde müzikle ilgili el yazmaları arasında kalan eseri “Külli Külliyat”, Araştırmacı-Yazar Emine Şeyma Usta tarafından bulunarak, Türkçe'ye kazandırıldı.

Haberin Devamı

 “Külli Külliyat-ı Şemsi Rumi Mecmua-i Karnakkaş” adıyla sınırlı sayıda  basılan esere ilişkin AA muhabirine bilgi veren araştırmacı Emine Şeyma  Usta, böyle bir eserin varlığının daha önce batı tarafından bilindiğini,  Eva de Vitray Meyerovitch'in, “İçeridekinin Kitabı” adlı kitabında 172  sayfalık bu eserden bahsettiğini söyledi.

Yabancı araştırmacıların Türkiye'ye gelip eseri aradıklarını, ancak  Türkiye'nin de, İslam ülkelerinin de bundan hiç haberi olmadığını  belirten Usta, kendisinden “Müzikle tedavi” konusunda TRT'de  yayınlanacak bir yapım için bilgi istenmesiyle Süleymaniye  Kütüphanesi'nde araştırmaya başladığını, esere bu kaynak araştırmaları  sırasında rastladığını bildirdi.

Emine Şeyma Usta, eseri bulmasına ilişkin yaşadıklarını şöyle anlattı:  “Süleymaniye Kütüphanesi'nde bana yardım eden görevli, 'Mevlana Şems'in  eseri var' dedi. Aldım, inceledim, şaşırdım. Böyle bir eseri yoktu,  bilmiyordum. O ara Ankara'ya gittim. 6,5 sene önce... Orada bir  büyükelçimiz vardı, ona danıştım. O, 'Bu eser Mevlana'nın. Bir an önce  bu eseri çevirmeye başlayın' dedi.”

Mevlana'nın aşk, ölüme özlem, kişiyi olgunlaştıran acılar, hoşgörü  temalarının bolca geçtiği “Külli Külliyat” eserinde, Mevlana'nın  yanında sazendelerin ve dönemin 60'ın üzerinde bestekarının birçok güfte  ve bestesinin yer aldığını dile getiren Usta, Mevlana'nın ölümünden 79  yıl sonra 1350 yılında kaleme alınan eserin, Derviş Muhammed isimli bir  hattat tarafından temize çekildiğini bildirdi. Usta, eser temize  çekilirken dönemin ünlülerinin sözlerinin de içine konulduğunu söyledi.

Emine Şeyma Usta, eseri günümüz Türkçesine çevirmek için 5 kez baştan  yazdığını anlatarak, “Yine de kusurlar var. Arka bölümüne de kolay  anlaşılsın diye sözlüğünü koydum. Terennümler bir tarafa alındı. En az  25 kişinin emeği var bu eserde” diye konuştu.
         
 MEVLANA'YA AİT OLMADIĞI İDDİALARI
         
“Külli Külliyat” için Mevlana'nın olmadığını, Mevlana'dan sonra  yetişmiş bir kişinin yazmış olabileceğini söyleyenler de çıktığını ifade  eden Usta, kendisinin buna karşılık eserde kanıtlar aradığını,  “Vuslat” temasını bulunca tam olarak eserin Mevlana'ya ait olduğuna  kanaat getirdiğini bildirdi.

Usta, “Özlem var, ateş var... Bu kadarını ancak mutasavvıflar,  müzisyenler anlar. Eserde o kadar hasret var ki, kendini bir yerde ipek  böceğine benzetiyor. İpek böceği sarar sarar da, sonra ondan  faydalanılır. İpek böceğine benzetiyor 'Ben yandım, yandıktan sonra ak  oldum' diyor. Bunu da bilmemiz lazım ki, insan pişmeden bir şekil  alamaz, yoksa insan bir çamur. Ne kadar çok çile çekiliyorsa o kadar çok  aşama geçiriyor. Her ilerlemenin altında acılar duyma var.”

“Mevlana yolun sonunu söylemiyor ama yolu gösteriyor. Bütün kainatın  mayası sevgidir. Sevmek idrakten doğar” diyen usta, sözlerine şöyle  devam etti:   “Bu eseri kaleme alırken adeta depresyona girdim. İnsanoğlu bu kadar  yoğun sevgiden, şimdi ne hale geldi diye. Kitabın içinde ifade  edemediğim bir şey var... Kültürümüzü de anlatıyor. O günkü hayatla  şimdiye bakıyorsun, görüşmeler sahte, gülüşmeler sahte.”

“Bugün artık insanlar çok sevgisiz” görüşünü savunan Usta, eserde yer  alan, “Aşk tutsağı oldu canım, ne diyeyim/ Ben köle oldum sen ise  şahsın, ne diyeyim/ Gözyaşlarımın mimarısın, taç yaptın, ne diyeyim/  Sabır mektebini okudum, kurbanım, ne diyeyim/ Dost yerin ayrılı aklımı  aldı, ne diyeyim/ Dert törpüsü oldum, ne diyeyim” şiiri okuyarak,  “Mevlana'nın hiçbir çıkarı yok, bir beklentisi de kalmadığını  anlatıyor” dedi.
         
SÜLEYMANİYE BİR HAZİNE
         
1927 Rize Pazarköy doğumlu olan Araştırmacı-Yazar Emine Şeyma Usta,  İngilizce, Arapça, Farsça ve Osmanlıca biliyor.

Çocukluğundan beri dil öğrenme arzusu olduğunu anlatan Usta, İstanbul'a  geldikten sonra Arap Dili Edebiyatı ile ilgili 4 yıl eğitim aldı. Cidde  Üniversitesi'nden uzmanlık alan Usta, İslam Hukuku tahsili gördü. Mezun  olunca Cidde Üniversitesi ve ABD'den de birçok teklif alan Usta,  çalışmalarına Süleymaniye Kütüphanesi'nde devam etmeyi seçti.

Usta, bu seçimiyle ilgili, “Süleymaniye gibi bir hazineyi bulunca ben  artık her şeyi unuttum. Orada Farsça ve Osmanlıca'yı öğrendim. 11 sene  hiç kimseyle doğru dürüst konuşmadım. Buna psikiyatr arkadaşlar ilim  sendromu dediler” görüşünü dile getirdi.

Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki çalışmaları sırasında Abdülkadir Geylani,  Fahreddin Razi, Akşemseddin, Hacı Bayram Veli gibi din bilginlerinin el  yazma eserlerinin de çevirisini yapan Usta'nın, 25'e yakın çevirisinden  4'ü basıldı.

Emine Şeyma Usta'nın çevirilerinin yanı sıra “Fıkıhta Güncel Sorulara  Cevaplar”, “İnsanlık tarihinde Dualar”, “Kur'an'da kadın”,  “Ecdadımızdan Tıp Nasihatleri”, “Türkçe bölümlerine göre Kur'an-ı  Kerim”, “Atatürk'ün hazırlattığı Cuma Hutbeleri” gibi kitapları  bulunuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!