Güncelleme Tarihi:
MELEK'İN TÜYLER ÜRPERTEN ÖLÜMÜ/ FOTO GALERİ
Adana’da annesi 43 yaşındaki İrep D. tarafından yasak aşk yaşadığı iddiasıyla öldürüldüğü öne sürülen 18 yaşındaki Melek D.’yi, öldürülmeden önce saçını kesip, çıplak fotoğraflarını çekerek ölüme sürükledikleri iddia edilen 2’si kadın 3 kişi hakkında 15’er yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Denizli Mahallesi’ndeki bir tuhafiye mağazasında tezgahtar olarak çalışan Melek D., ablasının çalıştığı giyim mağazasının sahibi, soyadı aynı olan 2 çocuk babası 30 yaşındaki Mehmet D. ile aşk yaşadığını öğrenen annesi İrep D. tarafından, 3 Şubat’ta önce fare zehri ve kalp ilacı içirilip, ardından yüzüne yastık basılıp boğularak öldürüldü.
Melek’i ölüme, yasak aşk yaşadığı tuhafiyeci Mehmet D.’nin eşi 27 yaşındaki Ebru D., kardeşi 22 yaşındaki Eda K. ve arkadaşı konfeksiyoncu 28 yaşındaki Hamdullah S.’nin sürüklediği ortaya çıktı. Melek’in cep telefonunda eşinin genç kıza gönderdiği 107 aşk mesajını görünce çılgına dönen giyim mağazası sahibi Ebru D.’nin Melek D.’yi işyerinde rehin tuttuğu, saçını kesip, otele götürerek bir yatağa uzanmış 7 çıplak fotoğrafını çektiği ortaya çıktı
SAVCILIK İDDİANAMESİNDE YER ALDI
Bu deliller üzerine Cumhuriyet Savcısı, Ebru D., kızkardeşi Eda K. ve Hamdullah S. hakkında ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj’ suçundan 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Savcı, iddianamesinde Melek’in nasıl rehin salınıp öldürüldüğünü şöyle anlattı:
“...Melek D., mağaza sahibi Mehmet D. ile duygusal arkadaşlık kurdu. Bunu öğrenen Mehmet D.’nin eşi Ebru D. ve kardeşi Eda K., Melek’i 2 Şubat’ta işyerinde tehdit edip, cebir kullanarak ayrılmasına izin vermedi. İşyerindeki kabinde alıkoyarak kötü muamelede bulunup saçını kestiler. Aynı gün, Melek’e ‘Kendi irademle bu açıklamayı yapıyorum. Mehmet D. ile olan birlikteliğimi eşi öğrenmiştir. O yüzden boşanacaklar ve mahkemede her türlü şahitliği yaparım. Telefonum da zaten kendisinde’ dedirterek bu sözleri kameraya kaydettiler. Ardından Hamdullah S.’nin otomobili ile Melek’i alıp götürerek 7 adet çıplak fotoğraflarını çektiler. Daha sonra işyerine getirip bir süre daha burada tuttuktan sonra saat 20.00’de evine gönderdiler. Aynı gece bu olayları öğrenen anne İrep D., 3 Şubat sabahı kızı Melek’i boğarak öldürmüştür.”
Savcı, tutuksuz yargılanacak olan her 3 sanık hakkında da 15’er yıl hapis cezası istedi. Melek’i öldürdüğü iddia edilen ve halen cinayet suçundan tutuklu olan annesi İrep D. hakkında ise soruşturma sürüyor.
KORKUNÇ CİNAYETİN PERDE ARKASI
‘İntihar et’ dedim
Kızı Melek’i boğarak öldürdüğü öne sürülen anne İrep D., polisteki ifadesinde, kızını namus için öldürdüğünü itiraf etti. Evlat katili İrep D., kızını nasıl öldürdüğünü şöyle anlatmıştı:
“Kızım, Ebru D.’nin eşi Mehmet ile cep telefonundan mesajlaşmaya başlamış. Ebru, eşini evden kovup durumu bana anlattı. ‘Baban senin ölmeni kabullenebilir ama bu durumu kabullenemez’ dedim. Kendisine intihar etmesini söyledim. O da kabul etti. Bana, ‘Anne kendimi suya atayım mı?’ diye sordu. Ben de kendisine ‘cenazeni bulmamız zor olur, fare zehri ve ilaç iç yat’ dedim. Teklifimi kabul etti. Kendisine babasının kalp ilaçları ve zehir vererek içmesini istedim. Kızım da içti. Gece bir kaç kez kendisini kontrol ettim. Kendisi kusmuştu ancak baygındı. Sabah saatlerinde babası işe gittikten sonra tekrar kontrol ettim. Hala yaşadığı için bir elimle boynunu sıkarken yüzüne de yastıkla bastırıp boğup öldürdüm. Daha sonra da polise, ‘kızım cansız bir şekilde yatıyor’ diye haber verdim. Ancak, kızımı öldürdüğüm ortaya çıktı.”
107 aşk mesajı
Bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Ebru D. de, Melek’i ölüme götüren olaylar zincirini şöyle anlattı:
“Melek’in ablası 2.5 aydır benim yanımda çalışır. Kızkardeşi Melek ise bir kaç dükkan ilerimizdeki tuhafiyecide çalışıyordu. 2 Şubat’ta Melek işe gitmeyince, patronu işyerinde unuttuğu cep telefonunu bize gönderdi. Telefonu irtibat kurmak için açtığımızda ‘ablam’, ‘canım’ ve ‘Mahmut’ isimli numaraları gördük. Ben ‘Canım’ yazılı numaraya girdiğimde eşimin numarasını gördüm. Mesajlar hanesini açtığımda 108 tane mesaj vardı. Bunların 107’si eşimin Melek’e gönderdiği mesajlardı. Bu mesajlar aşk ve sevgi sözleri içeriyordu. O anda sinir krizi geçirdim. Daha sonra Melek’i gidip işyerime getirdim. Telefondaki mesajları Melek’e gösterip, ‘Sen evli bir adamla bu şekilde mesajlaşmaya utanmıyor musun?’ diyerek bağırdım. Daha sonra eve gidip eşimle kavga edip kovdum. Ardından işyerine döndüğümde Melek’in annesiyle karşılaştım. Annesi olaydan haberdar olmuş, ‘alın kızınızı gidin, akşam evinize gelip babasına anlatacağım’ dedim. Ablası, ağlayıp babasının kalp ve şeker hastası olduğunu ölebileceğini söyledi. Onun üzerine ‘Ne haliniz varsa görün’ diyerek o sinirle, ‘Ben utanıyorum sen de utan’ dedikten sonra Melek’in saçının ön kısmını kestim. O sırada mal alıp verdiğimiz Hamdullah bey geldi. Konu açılınca, konuşmak için ben, Melek ve kız kardeşim Eda, Hamdullah’ın otomobiline binerek dolaştık. 15 dakika araçla dolaşarak konuştuk. İddia edildiği gibi Melek’i işyerine kapatmadım. Otele götürüp itiraflarının yer aldığı görüntüsünü çekmedik.”
Ebru D.’nin kızkardeşi Eda K. de, ablasının ifadelerine katılırken, Hamdullah S. ise tahsilat için Ebru D.’nin işyerine gittiğinde mesajlaşma tartışması yaşandığını belirterek, “Olayın aslını öğrendikten sonra işi büyütmemelerini istedim. Araçta Ebru, Melek’e eşini rahat bırakmasını, açacağı boşanma davasında çocukların velayeti için tanıklık yapmasını istedi” dedi.