Güncelleme Tarihi:
Sayın Zeliha Ulusal’ın Karadeniz Teknik Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı bünyesinde hazırladığı “Hat Sanatı Tarihi ve Medresetü’l- Hattatin” başlıklı tez çalışmasından yapacağımız alıntı “Hat sanatı- Hz. Muhammed dönemi” ilişkisine dair ayrıntılara yer veriyor:
‘İslam Yazısı’
adını aldı
Sözlükte “yazmak, çizmek, kazmak, alamet koymak” anlamlarındaki Arapça “hatt” mastarından türeyen hat kelimesi, terim itibariyle “Arap yazısını estetik ölçülere bağlı kalarak güzel bir şekilde yazma sanatı” anlamında kullanılmıştır. Arap yazısı, İslam dininin benimsenmesiyle birlikte estetik ve derunî bir boyut kazanarak kısa zamanda İslam ümmetinin bir değeri olarak “İslam Yazısı” adını almıştır...
Kökeninde Fenike Alfabesi var
İslamiyet’ten önce gerek Kuzey Arabistan’da gerek Güney Arabistan’da yaşayan Arap kavimlerinin kendilerine has yazıları olduğu bilinmektedir. Her iki yazının da kaynağının Fenike Alfabesi olması nedeniyle aralarında benzerlikler vardır. Fakat uzun süre Güney Arapları tarafından kullanılan Müsned adı verilen Himyeri yazısı muhtemelen gelişme imkanı bulamamış ve Güney Arabistan Medeniyeti’nin yıkılısından sonra ortadan kalkmıştır.
Arap yazısının
kökeni: Nabat
Kuzeyde kullanılan yazı ise zamanla bazı değişikliklere uğrayarak İslam yazısı haline gelmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Nabat yazısının Arap yazısına dönüşü ve Hicaz Bölgesi’ne intikal tarihine bakılınca yazının, muhtemelen Hz. Peygamber’in çocukluk veya gençlik yıllarına rastlayan tarihte Mekke’ye geldiği söylenilebilir.
Belazuri’nin iddiası
İslam’ın doğduğu sırada Mekke’de okuma yazma bilenlerin sayısı konusunda İslam kaynaklarından Belazûri’nin Fütûhu’l-Büldan adlı eserinde 17 kişinin varlığından bahsedilmekte ve isimleri verilmektedir. Fakat bu rivayetin doğruluğu konusuna şüpheyle yaklaşanlara göre okuma yazma bilenlerin sayısı daha fazla olmalıdır. Zira peygamberin inen ayetleri yazdırmak için asgari 5-10 vahiy katibi istihdam etmesi ve bir ticaret merkezi olan Mekke’de üzerine yazı yazmak için çeşitli malzemelerin kullanılmış olması, okuma yazma bilenlerin sayısının daha fazla olmasına delil olarak gösterilmektedir.
Kuran’da ‘okumak’ ve ‘yazmak’
İslamiyet’le birlikte Arap yazısı büyük bir gelişim ve yayılım alanı kazanmıştır. İslam’ın insanlığa ilk emrinin oku olması ve kalemle mürekkebin öğretim vasıtası olarak övülmesi, Kuran ayetlerinin vahiy kâtipleri tarafından yazıyla tespit edilmesi hatta Resulullah’ın (s.a.v) sözlerinin daha kendisi hayatta iken yazılmaya başlanması yazının büyük bir önem kazanarak gelişmesini ve yayılmasını sağlamıştır. Nitekim Kuran’da okumak fiili türevleriyle birlikte 87 defa geçerken, yazmak fiili türevleriyle birlikte 320 defa geçmektedir.
Hz. Muhammed’in tavsiyesi
Hızla öğrenilmesi ve öğretilmesine rağmen teşekkül tarihi beşinci asra kadar götürülen Arap yazısının, Hz. Peygamber zamanında henüz gelişim aşamasında bulunduğu, nokta ve harekelerden yoksun olduğu anlaşılmaktadır. Tabii ki İslam’dan sonra başta Kuran’ın doğru okunmasını sağlamak için Arap yazısında bazı ek düzenlemelere gidilmiştir. Öyle ki, Hz. Muhammed’in, Arap Alfabesi’nin yazılış ve okunuş kusurlarını giderme adına benzer harflerin birbirinden ayrılmalarını sağlamak üzere raksı tavsiye ettiği söylenmektedir.
Hattatların imzası
Hatta daha bu devirde hattatların yazdıkları yazıların altına imzalarını (ketebe) koyma adetinin, Resulullah’ın katiplerinden Übey b. Kaab tarafından başlatıldığını görmekteyiz.”
Listedeki kadınlar
? BELAZURİ’nin isimlerini verdiği bu kişiler arasında Ömer b. el- Hattab, Ali b. Ebi Talib, Osman b. Affan, Ebu Ubeyde b. el- Cerrah, Talha, Yezid b. Ebi Süfyan, Ebu Süfyan b. Harb ve Muaviye en tanınmış olanlardandır. Ayrıca Mekkeli kadınlar arasında ise şu önemli kişileri saymaktadır: Sifa bint Abdullah el- Adeviyye, Hafsa el-Adeviyye, Ummu Külsüm bint el-Ukbe, Aise bint Sa’d b. Ubade, Kerime bint el- Mikdad. Yine, Hz. Peygamber’in eşleri Ayşe bin Ebubekir’in ve Ümmü Seleme’nin Kuran okumayı bildiklerine ancak yazmayı bilmediklerine değinmektedir.
Ramazan Sözlüğü
? SİYER: Sire kelimesinin çoğulu olan siyer, sözlükte, iyi ya da kötü tutulan yol, hayat tarzı, gidişat anlamlarına gelir. Hz. Peygamber’in doğumundan vefatına kadar hayatını konu alan ilmin adı siyerdir. Tarihin belli bir bölümünden bahsettiği için tarih ilmiyle; Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirleriyle ilgilendiğinden dolayı da hadis ilmi ile alâkalıdır. Hadiste, Hz. Peygamber’in hayatı ile ilgili hadislere “siyer” dendiği gibi, bu hadisleri konu edinen hadis dalına da “siyer” denir. Ayrıca, fıkıh kaynaklarında, uluslar arası ilişkileri inceleyen bölüme de siyer ismi verilmiştir. (Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü)
Surelere isim veren ayetler
? SAFFAT SURESİ: Mushaftaki sıralamada 37’inci, iniş sırasına göre 56’ıncı suredir. Sure ismini “Sıra sıra dizilenler, saf tutanlar” anlamındaki “Saffat” sözcüğünden almaktadır. Sözcük, ağırlıklı yoruma göre meleklerden söz eden birinci ayette geçmektedir:
“Sıra sıra dizilmiş olanlara, engellemeye çalışanlara ve anmak için okuyanlara andolsun ki; Kuşkusuz tanrınız bir tekdir. O, göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi, güneşin doğuş yerlerinin Rabbidir. Biz yakın semayı yıldızların güzelliğiyle bezedik. Ve (onu) her türlü isyankâr şeytanî güce karşı koruduk. Onlar artık o yüce topluluğu dinleyemezler, (bölgeden) uzaklaştırmak için üzerlerine her yönden atış yapılır; ayrıca onlar (âhirette de) bitmez bir azaba çarptırılacaklardır. Ancak, (o yüce topluluktan) bir bilgi kırıntısı kapan olursa onu da delip geçen bir ışık topu kovalar.”
Soralım öğrenelim
Nihat HATİPOĞLU
1. Adetten kesilmek için hap kullanılabilir mi?
AYTÜL KÜÇÜKALİ / MERSİN
Adetten kesilmek veya adeti geciktirmek için hap kullanmakta sakınca yoktur.
2. Çocuklara isim verilirken nelere dikkat edilmelidir?
YALÇIN AVCI / EDİRNE
Çocuklara isim verirken toplumun örfüne, adetine uygun olan, anlamlı isimler vermek gerekir. Başka dinlere mensup kişilerin ismini bir Müslüman çocuğa vermek elbette doğru olmaz. İsim belirlendikten sonra sağ kulağa hafifçe ezan, sol kulağa ise yine hafifçe kamet okumak sünnettir.
3. Dua yaparken kıbleye yönelmek şart mıdır?
SANİYE SAYGILI / BURSA
Dua yaparken kıbleye yönelmek adabtandır. Yani usule uygun olandır. Ancak duanın şartlarından değildir.
4. Başka bir dine mensup iken Müslüman olan ve hemen sonrasında da ölen bir insanın durumu nedir?
HAYRİ ÇAKIR / ALMANYA
Başka dine mensupken Müslüman olan bir kişi hiçbir günahından sorgulanmaz. Akabinde ölürse cennete girer. Bu aslında baştan beri Müslüman olmayan bir kişiye verilen bir mükafat, bir nevi kredidir.
5. TV’de hatim takip ediyorum. Hatim duası için TV’yi takip etmem gerekiyor mu? Kendi başıma dua edebilir miyim?
HAYRİYE KOÇ / GAZİANTEP
Hatim duası yapmak için herhangi bir hocayı veya TV’yi takip etmeniz şart değildir. Hatminizi bitirdikten sonra kendi kendinize dua ederek, hatmi bağışlayabilirsiniz. Ayrıca TV’den hatim takip etmek de caizdir.