Güncelleme Tarihi:
Engelli bakım merkezinde kalan otizmli Mehmet Eres, 24 Temmuz 2022'de vefat etti. Kurum yetkilileri tarafından ölümün doğal ölüm olduğu bildirildi. Mehmet Eres'in cenazesi Ayazağa Mezarlığı'na defnedildi. Definden bir gün sonra gizli bir numaradan aranan Mehmet Eres'in halası Emel Şen'e bakımevinin kamera görüntülerinin izlenmesi söylendi.
İŞKENCE KAMERA KAYITLARINDA
Aile, görüntüleri bakımevinden istedi. Ancak bakımevi makam kararı olmadan görüntü verilemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine aile, ölümde şüpheleri olduğunu belirterek Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Savcılığın soruşturma başlatması üzerine Mehmet Eres'in mezarı, 10 gün sonra otopsi için açıldı. Kamera görüntülerini inceleyen aile, gördükleri karşısında şoka uğradı. Aile, görüntülerde hasta bakıcı Abdülaziz I., engelli olan ve kurumda hizmet alan Tekin O. ve bir hemşirenin gözü önünde Mehmet Eres'i sandalyeye oturttukları, elleri ve ayaklarını bağladıkları, kafasının ve göğsünün yumruklandığı, boğazının havluyla sıkıldığını iddia etti. Görüntülerde yarı baygın halde banyoya götürülüp getirildiği, yatağa yatırıldığı, hasta bakıcının diziyle Eres'in karnına bastırıp boğazını sıktığı görüldü. Bunun üzerine Mehmet Eres'in halası Emel Şen, otopsi raporu henüz çıkmasa da kamera kayıtlarına göre kötü muamele ve işkenceye uğradığını iddia ederek avukatı aracılığıyla söz konusu bakımevi yetkililerine 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı.
HALASI: ÇOCUĞU GÖMENE KADAR ŞÜPHELENMEDİK
Küçüklüğünden beri Mehmet Eres'in bakımıyla ilgilenen halası Emel Şen, İstanbul Adalet Sarayı önünde olayı anlattı. Şen, "Küçük yaşta annesi bırakıp gittiğinden dolayı ben bakıyordum. Bize ayın 23’ünde bir telefon geliyor, 23'ünü 24'üne bağlayan gecede. Babasını arıyorlar ve vefat haberini alıyor. Bize doğal ölüm olduğu söylendi ve doğal ölüm raporunu verdiler" dedi.
Çocuğu gömene kadar olaydan şüphe duymadıklarını belirten Şen, şunları söyledi:
"Üç kişinin eziyetler sonucu çocuğun kriz geçirip vefatını görüyoruz. Biz cenazeyi gömene kadar şüphelenmedik çünkü kurum bize bununla ilgili açıklama yaptı, şöyle söylendi: 'çocuk kriz esnasında uykusunda gülerek vefat etti' dedi. Biz de hastaydı zaten diye düşünerek vefatına inandık. Bize bir telefon geliyor, kurumun eski hemşiresi beni arıyor, 'Abla bu ölümden hiç şüphelenmediniz mi, narkotik ilaçlar veriliyordu' dedi. Biz bunu pek kaale almadık çünkü eski çalışandı, inanmadık. Batuhan bey bizi aradı. Bize '1 ile 3 arasında kamerayı izleyin, biz bu ölümü şüpheli görüyoruz’ dedi ve kapattı. Akşamında aradık kurumu, sadece gece 1 ile 3 arasını izlemek istediğimizi söylüyoruz, özellikle saat aralığını söylüyoruz. İzlediğimizde görüyoruz ki, hasta bakıcısı 15 saniye boyunca çocuğun boğazını sıkıyor. Bu sorduğumuzda bana ilk önce 'kalp masajı yapıyorum' dedi, sonra 'panik yaptım yastık düzeltiyordum' dedi. Özel olarak izlediğimi, yakınlaştırdığımı ve böyle bir şey olmadığını söylediğimde ise çocuğun kriz geçirdiğini ve kafasını tuttuğunu söyledi" diye konuştu.
"BU GÖRÜNTÜLERE KİM SESSİZ KALIR"
Emel Şen, "Olay anına şahit değilim ama kamera görüntülerde gördüklerimi anlatıyorum. Dehşet verici eziyetleri var. Görüntülerde gördüğümüzde plastik sandalyeye iplerle sağ elini, sol elini ve ayaklarını ayrı ayrı bağlıyorlar. Oturtuyorlar çocuğu ve nöbetlerinin rahat geçmeleri adına sürekli bunu uyguladıklarını söylüyorlar. Kurumun verdiği eğitimde gördüklerini söylüyorlar. Bu karşı tarafın iddiası. Ben dilekçelerimi verdim, hemen hemen her gün Büyükçekmece Adliyesi’ne gidiyorum. En son otopsiyi neden bekliyoruz diye dilekçe verdim. Eziyet sonucu ölüm haberi var. Size vereceğim görüntülerde yerde sürükleme anları var. Bir anne olarak soruyorum, engelli birey olmasına gerek yok, kimin çocuğu saatlerce bağlanıp orada saatlerce kalabilir? Tek istediği koltukta oturmaktı. Otizmli çocukları bilirsiniz ki takıntılıdır. Çocuk sadece çekyatta oturmak istiyordu. Yatağına yatırılırken bile ters kelepçe yapılmıştı. Bunların hepsi iple bağlanmıştı. Bu görüntülere kim sessiz kalır?" şeklinde konuştu.
Olayla ilgili 1 milyonluk tazminat davası açtıklarını anlatan Şen, buradan tazminat alınırsa SMA'lı ailelere vereceklerini de belirtti.
"TUTUKLAMA İSTİYORUM"
Hasta bakıcının ölüm olayından iki saat sonra işten çıkartıldığını da belirten Şen, "Biz cenazeyi 1 hafta sonra mezarından çıkardık. Otopsi için savcılığa başvurdum, gelen telefonların hepsinin kayıtlarını aldım. Hepsi için başvurdum. Olayı şu an cinayet büro aldı ama şu an hiçbir tutuklama yok. Ben her türlü hakkımı arayacağım. Devletten yardım istiyorum, artık sesimi duyun. Tutuklama istiyorum. Eziyet sonucu ölüm var, uykuda ölüm yalan" dedi.
BAKANLIK'TAN AÇIKLAMA: SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Bugün bir medya organında "Bakımevinde kan donduran vahşet" başlıklı habere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur. 24.07.2022 tarihinde özel bir bakım merkezinde meydana gelen olayın hemen ardından Bakanımız Sn. Derya Yanık'ın talimatı ile idari soruşturma başlatılmıştır." denildi.
Açıklamada, "Habere konu olan özel bakım merkezinden yaşanan hadise ile ilgili tüm bilgi ve belgeler istenmiş, konunun
yerinde ve ivedi bir şekilde araştırılması için Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzden bir şube müdürü ve bir meslek elemanı görevlendirilmiştir. Olayla ilgili otopsi raporu beklenmekte olup, Bakanlığımız tarafından adli süreç yakından takip edilmektedir. İhmali bulunanların en ağır cezayı alması için olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz." ifadelerine yer verildi.