Güncelleme Tarihi:
Ülkücü arkadaşlarının “Abdullah Reis” diye tanıştırdığı Çatlı, ona tam olarak güvendikten sonra, şu istekte bulundu: “Yurtiçi ve yurtdışında rahat dolaşabilmem için çok temiz bir kimliğe ihtiyacım var. Devletin senin kimliğini bana vermesinde sakınca var mı?”
Çatlı’nın Ermeni terörüne karşı eylemlerde parmağı olabileceğini belirten Özbay, yanıtını da şöyle anlattı: “Ben de ‘Devlet böyle uygun görüyorsa hay hay, kullanabilirsin’ dedim. Bu bana yüzde yüz devletin isteği gibi geldi. Çok ketumdu. Yaptıklarını hiç anlatmadı. Vücut dilinden bu işlere karıştığını anladım. Üzerinde, açıkta bir Uzi silahı vardı. Yanından hiç ayırmazdı.”
1 KASIM 1996’da yaşanan Susurluk Kazası’ya birlikte anılmaya başlanan Abdullah Çatlı’nın kimliğini kullandığı Mehmet Özbay, Hürriyet’in Londra temsilcisi Faruk Zabcı’ya Çatlı ile nasıl tanıştığını, sonrasında yollarının nasıl kesiştiğini anlattı. Atlanta kenti yakınlarındaki Jefferson’da Zabcı’ya albümlerini ve hayatını açan Özbay’a sorularımız ve verdiği yanıtlar şöyle:
Hiç saklanmadım, isteyen iki dakikada bana ulaşır
Bugüne kadar hiçbir resmi makam ifadenizi aldı mı? İlk defa bana mı konuşacaksınız?
? Ben hiçbir zaman saklanmadım. Bana isteyen iki dakikada ulaşabilir. ABD’de bile 13 yıldır telefonumu hiç değiştirmedim. Ben Londra’dayken, Susurluk’tan 4 veya 6 ay sonra, büyükelçilikten Yalçın Bey diye biri beni aradı. ‘Uygun gününüzde ifade verir misiniz? İş saati dışında buluşalım kimse rahatsız etmesin’ dedi. Saat 18.00’de, Londra Başkonsolosluğu’nda buluştuk. Bildiğim her doğruyu tam söyledim. Ne bir fazla ne bir eksik.
Kürt’üm, orta 1’de ülkücü oldum
Uzi’sini yanından hiç ayırmazdı
MEHMET Özbay, tanıdığı ‘Abdullah Reis’i şöyle anlattı:
“Benle tanışmasından sekiz ay kadar sonra, (1990 yılı Kasım ayı) dostluğumuz gelişmişti. 2 çocuğu olduğunu, Bahçelievler’de oturduğunu söylemişti. Ne ticareti yapmasını önerdiğimi, ticari fikirlerimi sordu. Birlikte sinemaya gittik, tiyatroya gittik, yemeğe gittik. Çatlı genelde yalnız gelirdi, ama resmi polislerle de geldiği olurdu. Korumalarıyla, zaman zaman sivil polislerle gelirdi. Üzerinde her zaman açıkta Uzi marka silahı vardı.
Bu işlere karıştığını
vücut dilinden anladım
Beyaz minibüsle 7-8 polisle geldiği de oldu, 5-6 polisle geldiği de oldu. Benim için 10 polisle gelmesi önemli değildi. Onun insanlığı, kişiliği, şahsiyeti, karakteri beni etkiledi. 1973-1984’de birçok diplomatımızın Ermeni terörüne kurban gitmesi beni o yıllarda çok rahatsız etmişti. Los Angeles’da iki yaşlı Ermeni’nin otele çağırdıkları yetkili başkonsolos ve yardımcısını katletmesi, 1980 yılında Atina’da büyükelçilikte görevli idari memur ve 14 yaşındaki kızını taramaları unutamayacağım olaylar. Çatlı’nın Ermeni teröristlere karşı yapılan bazı operasyonlarda parmağı olduğunu tahmin ediyorum. Bana hiçbir zaman neler yaptığını anlatmadı. Çok ketum bir insandı. Az konuşurdu. Sohbetleri sırasında vücut lisanıyla bu işlerde görev aldığını anladım.”
Maddi durumu hayli kötüydü
? TANIDIĞI Abdullah Çatlı’nın maddi durumunun hiç iyi olmadığını anlatan Mehmet Özbay, en iyi arkadaşının çektiği maddi sıkıntıları şöyle anlattı:
“O devletin verdiği görevi gönül rızasıyla bazı inandığı değerler için kabul etti. Devlet, Çatlı’yı zorla kullanmazdı. Çatlı yaptıkları için devletten hiç para, maaş almadı. Oysa örtülü ödenekten çok büyük paralar alındığını duymuştuk. Ben Çatlı’ya yaptıkları için örtülü ödenekten bir dolar bile verildiğini sanmıyorum. Bazıları bu paraları hiç etmiştir. Çatlı da bana şikayet etti. ‘Devlet için bu kadar geziyoruz, gidiyoruz, devletten bir kuruş aldığımız yok’ şeklinde bir sohbetimiz oldu.”
Faruk Zabcı’nın izlenimleri
MOBİLYA ticareti yapan Mehmet Özbay’ın ABD’de yaşayan 3 tane daha Mehmet Özbay adında yeğeni varmış. Biri, “İsmim yüzünden İstanbul’da havaalanında polis şüphelendi, gözaltında altı” dedi.
? Jefferson’da, onun mağazası olan Real Deals’ın ışıklı billboardları dikkatimi çekti. Londra’da bulaşıkçılık yapan Mehmet Özbay’ın ABD’de işleri büyüttüğü anlaşılıyordu.
Kapıları açık
? 6 bin 500 nüfuslu Jefferson’da, Old Swimming Pool Road’da 7 yıl önce 138 bin dolara aldığı evinin kapılarının kilitli olmadığı dikkatimi çekti.
? Bahçede tuz torbaları vardı. Özbay, geyikleri çok sevdiğinden onları evinin bahçesine çekmek için bahçeye tuz koymuş.
? Geceleri Türk TV’lerinin haberlerini hiç kaçırmıyor; “Eve girdiğimde Türkiye, dışarı çıktığımda Amerika” diyor.
? Mehmet Özbay ile ortağı Göksel Bulat, mobilya işi yapıyorlar. South Carolina’da, Fort Lawn’da milyoner işadamı Stanley Atkins’den satın aldıkları ‘Wow Home Furnishing’ adlı dükkanlarına gittik. Stok çok büyüktü. Ucuza kaliteli mobilya ve halı satıyorlardı.
‘Tam gariban babası’
? Mehmet Özbay ile röportajı, Kuzey ve Güney Carolina, New York ve Jefferson’da yaptık.
? Herkes Özbay’ı çok iyi bir patron olarak şöyle anlatıyordu: “Bizle patron gibi değil arkadaş gibi ilgileniyor. Gecede 3 saat uyuyarak deliler gibi çalışıyor. Tam bir gariban babası.”
? Belki 20 kadar işçisiyle yalnız konuştum. Kimse en ufak şikayet etmedi. Wow’nun müdürü, parası çıkmayınca Mehmet Özbay ona para yardımı yapmış ve bir ev sahibi olmasını bile sağlamış.
YARIN: Çatlı’yı hangi ülke, “Turist olduğunuza inanmıyoruz” diyerek sınırdan geri gönderdi?