Mehdi tartışması

Güncelleme Tarihi:

Mehdi tartışması
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 1999 00:00

Haberin Devamı

Yılmaz'ın dünkü ANAP Grubu'nda kullandığı ‘‘Sahte mehdiler (kurtarıcılar) çıktı’’ ifadesi, Çevik Bir'i kastettiği yorumlarına yol açtı. Yılmaz, kimi kastettiği sorusuna, ‘‘Mesajı gönderdiğim kişiler anlasın, yeter’’ karşılığını verdi.

BÜTÜN dinler Mehdi'yi beklerken, Mehdi dün ANAP grubunda Türk siyasetinde uzun süreceği anlaşılan bir tartışmanın öznesi olarak ortaya çıktı.

Tartışmayı başlatan ANAP lideri Mesut Yılmaz oldu.

Yılmaz, dünkü grup toplantısında son zamanların en soyut konuşmalarından birini yaparak, şöyle dedi:

‘‘Kendini Mehdi sananlar var. Kendini kurtarıcı gibi gösterenler var... Türkiye'nin bu sahte Mehdi'lere ihtiyacı yoktur.’’

Bu mistik açıklamayla birlikte, dün Ankara'daki siyaset kulislerinde ‘‘Yılmaz'ın kastettiği Mehdi kim?’’ tartışması başladı ve tahminler birbirini izledi.

Bu soru ilk olarak gazeteciler tarafından Yılmaz'a yöneltildi:

‘‘Bu mesajların hedefi anlaşılmıyor, kimleri kasdediyorsunuz?’’

Yılmaz, şu karşılığı verdi:

‘‘Mesajı gönderdiğim kişiler anlasın yeter...’’

ANAP lideri, topu ortaya atıp geriye çekilirken, muhatap konusunda siyasi kulislerde en çok üzerinde durulan isim emekli Orgeneral Çevik Bir oldu.

Bunun başlıca nedeni, Yılmaz'ın ‘‘Kendini Mehdi zannedenler var’’ şeklindeki açıklamasının, Çevik Bir'in ‘‘Cumhurbaşkanlığı'na aday olabileceği, gerekirse parti kurabileceği’’ şeklindeki çıkışın hemen ertesine rastlamış olması.

Bu yakıştırmanın yapılmasının bir diğer nedeni, Yılmaz'ın konuşmasında ‘‘Mehdicilikle’’ suçladığı kişilerin ‘‘otoriter’’ kimliklerinden söz etmesi.

Sanki bir asker tarif ediliyor. Yılmaz, bu tarifi yaparken, oldukça sert bir tonda şunları söyledi:

‘‘Bu dönem hálá otoriter devletçi anlaşıyı savunanlar var. 21. yüzyıla sayılı günlerin kaldığı bu dönemde, bu anlayışta ısrar edenler var. Demokrasi ve özgürlüğe inanmadan hedefimize ulaşamayız. Böyle olursa uyuşmuş, kurtarıcı bekleyen, mistik bir topluma dönüşürüz. Türkiye'de medhi bekleyenler ve kendini mehdi sananlar var. Kendini kurtarıcı gibi gösterenler var. Türkiye'nin ne bu sahte mehdilere, ne de kendini mehdi gibi gösterenlere ihtiyacı vardır. Türkiye'nin samimi çalışkan ve bilinçli insanlara ihtiyacı vardır.’’

ANAP'sız senaryo tutmayacak

ANAP lideri Mesut Yılmaz, partisini siyasi arenadan silme çabasında olanların bulunduğunu ileri sürdü. Yılmaz, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada şöyle dedi: ‘‘Canhıraş ANAP'ı yıkmaya çalışanlar, bununla birlikte bu ülkenin ve milletin geleceğini de yıktılar. Toplumda yeni gerilimler ürettiler. Ülkedeki tüm sorunları siyasi amaçları için istismar ettiler. Bütün bunlar ANAP'ı siyasi arenadan silmek için uygulandı. Bu kişilerin ANAP'sız Türkiye senaryoları tutmayacaktır.’’

Kurum adına konuşmuyorsa söylediği birşey ifade etmiyor

BİR-YILMAZ ilişkisinde ikinci raund, 1998 yılı Haziran ayı sonunda yaşandı.

Orgeneral Bir, Orduevi'ndeki bir kokteylde gazetecilere ‘‘İrtica tehlikesi sürüyor. Elimizde anketler var. Bu anketlerde Fazilet Partisi hala birinci’’ deyip, iç politika analizleri yapınca, sessiz sinema krizini unutmamış olan Yılmaz, ANAP grup toplantısında Bir'e hemen sert bir yanıt verdi: ‘‘Türkiye'de bu tespitleri yapması gereken kişiler var, yapmaması gereken kişiler var. Yapmaması gereken kişiler böyle bir tespitte bulunurlarsa ben böyle bir yorumda bulunamam...’’

Başbakan, Genelkurmay İkinci Başkanı'na ‘‘Yetkini aştın. Sen askersin, bu konularda konuşamazsın’’ mesajını veriyordu.

Kriz öylesine büyüdü ki, Genelkurmay bir açıklama yaparak orta yolu bulmaya çalıştı. Açıklamada, Bir'in bir sosyal ortamdaki sözlerinin istismar edildiği vurgulandı.

Bu açıklama, hükümet ile Ordu arasında bir tür moratoryum oldu.

Ardından Ecevit'in Başbakanlığı üstlenmesi ile birlikte Bir-Yılmaz ilişkisinde bir yatışma dönemi yaşandı.

Ta ki, Bir'in emekliliğine kadar...

Kriz, bu kez ANAP liderinin ‘‘Darbeyi ben önledim’’ şeklindeki sözleri oldu.

Bir, Yılmaz'a şu karşılığı verdi:

‘‘Laik Cumhuriyet tehlike altındaydı. Şeriat sistemi getirilmek isteniyordu. İki kere iki dört... Darbe önlemekle bunun ne ilgisi var. Bunlar modası geçmiş Bizans taktikleridir...’’

Yılmaz, Bir'in ‘‘Bizans taktiği!’’ suçlamasına şu karşılığı verdi: ‘‘Kendisi artık sivil bir vatandaştır. Bir kurum adına konuşmadıkça söyledikleri birşey ifade etmez...’’

Yılmaz, Bir'e ‘‘Artık istediğin kadar konuşabilirsiniz’’ mesajını veriyordu.

Ancak Yılmaz, Bir'e asıl darbeyi dünkü grup toplantısında indirecek ve isim vermeden onu ‘‘sahte Mehdi’’ olmakla suçlayacaktı. Sessiz sinema oyununda olduğu gibi bu kez de suçlamanın öznesi yoktu.

Ama ilişkinin geçmişteki bakıldığında bu suçlamanın adresini tahmin etmek hiç de zor değildi.

Ne Nedir?

Mehdi: Kuran'da olmayan kurtarıcı

İslamiyet'te, kıyametten önce gelerek dünyayı adaletle dolduracağına inanılan kurtarıcı. Başta Yahudilik ve Hıristiyanlık olmak üzere hemen bütün din ve kültürlerde bulunan mesih inancının İslam halk kültüründeki uzantısıdır. Mehdi konusunda Kuran'da hiçbir bilgi, işaret veya ima yoktur. Sünni ve Şii hadis kitaplarında bulunan bazı hadisler, bağlayıcı kabul edilmemesine karşın halk kültüründe Mehdi inancının yaşamasına yol açmıştır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!