“İTALYA'DA 22 CIA..." />“İTALYA'DA 22 CIA..." />
Güncelleme Tarihi:
*
Star TV’de Pazar akşamı akan alt-yazı:
Okullar yarın tatil. Neden? Az sonra...
Star, 18 aralık
*
“Başımıza hayat tarzı yazarı kesilenler Porşe’ye Porş, Mercedes CLS’e Mercedes CLK demediği zaman” Fatih Altaylı, Sabah, 19 aralık
Galiba hedef Emre Aköz.
Öyleyse eğer, Aköz’den rica edelim, Porsche’yi ‘Porş’ diye değil ‘Porşe’ diye okuyuversin; madem iş bir iki kelimeye kaldı ‘malum şahıs’ adam oluversin artık! J
*
AVRUPA’DA DÜŞÜNCE SUÇU VARDIR!
Engin Ardıç, Orhan Pamuk davasından bahisle “Avrupa’da düşünce suçu yoktur” diyordu. (Akşam, 21 aralık)
Pek emin değilim, çünkü ‘negasyonizm’ Avrupa’nın birçok ülkesinde suçtur ve bir düşünce suçudur. Almanya’da (ve Fransa’da) ‘Yahudi soykırımına inanmıyorum’ diyemez, yazamazsınız. Fransa’da da hem Yahudi Soykırımı’nı, hem de bizim sözde Ermeni soykırımını tanımamak fikir suçudur.
*
YA CEZA ALMAK İÇİN KADINLARI DAHA ÇOK DÖVERLERSE...
Bursa’da AB uyum yasaları çerçevesinde hâkim önemli bir karar almış: eşini döven ve şiddet uygulayan 210 kocaya, aile mahkemeleri tarafından 6 ay boyunca ‘EVDEN UZAKLAŞTIRMA’ cezası verilmiş. (Gözcü, 21 aralık)
Umarım hâkimler böyle kararlar verirken ‘Türkiye’nin özel durumunu’ dikkate alıyorlardır. Yoksa istenenin aksi sonuç alınır. Eğer bizim magandalara ‘eşini döven erkeği 6 ay evden uzaklaştırıyoruz’ derseniz, 6 ay kafa dinlemek için ... karısını döven çok olur!
*
Meclis Sağlık Komisyonu araç sürücülerinin sigara içmesini yasaklamış. Cezası 50 milyon liraymış... (Hürriyet, 21 aralık)
Bu habere inanın çok güldüm. Sanki kırmızı ışıkta geçeni, emniyet şeridinde seyredeni, yasak yerden döneni, emniyet kemeri takmayanı, direksiyonda cep telefonuyla konuşanı yakalayıp ceza kesebildiniz de, sıra sigara içene geldi. Güldürmeyin adamı...
*
Ahmet Hakan “ORDU PEYGAMBER OCAĞI DEĞİLMİŞ” başlıklı yazısında şöyle diyordu:
TÜRKİYE Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Peygamber Ocağı’ olarak tanımlanmasını kabul etmediklerini söylemiş ve eklemiş: ‘TSK’nın askeri, Atatürk’ten sonra gelişmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin Mehmetçikleriyiz, Peygamber’in Mehmetçiği değil.’
Güzel...
Ancak bir mesele var...
O zaman bu emekli paşamızın, bundan böyle savaşta ölen askerler için ‘şehit’, savaşta yaralanan askerler için de ‘gazi’ dememesi gerekiyor.
Bakalım emekli paşa, ‘tutarlılık’ adına ‘şehit’ ve ‘gazi’den de vazgeçecek mi?” (Hürriyet, 21 aralık)
PKK’ya karşı savaşırken ölen Mehmetçik, ‘Allah için – Muhammed için’ değil, VATAN İÇİN canını veriyor. Bizim örfümüzde vatan için ölene ŞEHİT derler!
*
Ercan Sarıkaya’nın haberiydi:
“Eminönü'nde bulunan Yeni Cami'de vaaz veren eski milletvekili ve vaiz İhsan Toksarı (...) cami hoparlöründen çevre esnaf, camide namaz kılan kadın ve erkekler ile cami çevresindeki turistlerin de dinlediği şok vaazda şunları söylüyor: "Günümüzde birçok insan Alman, İngiliz Fransız, hatta Yunanlı'yla evleniyor. Dinimizde erkek yabancı bir kadınla evlenir ama kadın evlenemez. Yabancıyla evlenen kadının doğurduğu çocuk gayrimeşrudur. 40 tane imam da nikâh kıysa, zina olur." Kurtuluş Savaşı döneminde İzmir ve Aydın genelevinde hayat kadınlarının Yunanlılar gelince genelevin kapılarını kapattığını ileri süren Toksarı'nın zehir zemberek vaazı şöyle devam ediyor: "O kadınlar 'Biz müslümanların fahişesiyiz' demişlerdir. Şimdi bizim artislerimiz yabancı damat flimleri çekip insanları özendiriyor. Bu kişiler o fahişeler kadar milli ve dini duygulara bağlı değil." Yabancı icadı olarak tanımladığı dans etmeyi de eleştiren Toksarı, Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransızlar'a ferman yazarak 'Fuhuş olan bu oyunu yasaklayın yoksa ben ordularımla gelip yasaklarım' dediğini öne sürüyor.”
Sabah, 22 aralık
*
HAFTANIN EN İÇ ÜZEN HABERİYDİ.
İstanbul’daki bir alışveriş merkezinde Noel Baba kılığındaki görevli, çocuklara ‘Dile benden ne dilersen!’ diye soruyormuş. 6 yaşındaki Doğuhan cevap vermiş:
- Evimize odun, babama da bir iş istiyorum...
Noel Baba perişan olmuş, ağlamamak için kendini zor tutmuş!
Şok, 22 aralık
*
“12 Eylül döneminde Demirel'den "Bir Bilen", Ecevit'ten de "Bir Bölen" diye söz edilirdi. Herhalde artık Erdoğan'dan da "Neyi neden yaptığı bilinmeyen" diye söz edilecek.”
Mehmet Barlas – Sabah, 23 aralık
*
Tahran’a karşı PKK pazarlığı diyor haber. “CIA Başkanı Goss’un ABD’nin İran’a yapacağı hava harekâtı için Türkiye’den destek istediği ortaya çıktı. Buna karşılık PKK’ya operasyon sözü verdiği iddia edildi.” (Akşam, 24 aralık)
Acaba, daha ziyade, ABD, Türkiye’ye “İran’a karşı destek vermezseniz PKK’yı YİNE BAŞINIZA BELA EDERİZ” diye şantaj yapmış olmasın, daha ziyade?
*
ALINTI
Radikal’in manşetiydi:
Ondokuz Mayıs (Üniversitesi) Rektörü ‘tarafsızlık’ talep etti:
REKTÖR SORUYOR: BU NASIL KOMİSYON?
Bernay: “Benden şikayetçi olan milletvekili komisyon başkanlığı görevinde. Aleyhime yürüyüş yapan kişi de raportör. Bu komisyon tarafsız olabilir mi?”
Radikal, 24 aralık
*
ALINTI
Güneş gazetesi ekliyor:
Araştırma skandalı
Laik çizgisiyle tanınan samsın OMÜ Rektörü Ferit Bernay hakkındaki iddiaları araştırmakla görevli TBMM Komisyonu Başkanı Samsun Milletvekili Cemal Demir’in 11 Eylül 1994’te ‘Anayasa’nın laiklikle ilgili maddesi değişecek’ dediği için 6 ay hapis cezasına çarptırıldığı ortaya çıktı.
Güneş, 24 aralık
*
(K)ALINTI
“İstihdamın üzerindeki vergi yükünü hafifleteceğiz. Ancak vergi konusunda bana yamuk yapmayın!”
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ‘abisi’ – Takvim, 24 aralık
*
“Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 1 Kasım’da yürürlüğe giren yasayla hastanelere 175 şef ve şef yardımcısı atadı. 12 Aralık’ta yasanın yürütmesi durduruldu. Akdağ, bu arada yaptığı atamaların sınavla olması gerektiği yönündeki uyarıları da dikkate almadı.”
“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği ancak Meclis’te ’aynen’ benimsenerek yürürlüğe giren yasa hakkında Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvurusu üzerine ’yürütmeyi durdurma’ kararı verdi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da aradaki 41 günlük boşluktan yararlanarak tam 175 şef ve şef yardımcısı atadı.” (Hürriyet, 25 aralık)
Kesinlikle kötü niyetleri yok. Kim demiş devleti imamlaştırıyorlar diye...
*
SIĞIRLAR YARI YARIYA AZALDI, diyor başlık.
“1980 yılında 80,3 milyon olan sağır, koyun, keçi sayısı, 2004’te % 48 oranında azalarak 41,5 milyona düştü. Azalmada köyden kente göçün etkili olduğu bildirildi.” (Güneş, 25 aralık)
Doğrudur, son 25 senede İstanbul’ün nüfusu da aynı oranda arttı! J
*
MEVLANA’YA BİZDEN BAŞKA TÜRK DİYEN VAR MI?
Fatih Altaylı “Türkiye’nin uluslararası tanınan üç önemli markası var. Mevlana, Galatasaray ve Tarkan” diye iddia ediyordu. (Sabah, 25 aralık)
Fransızlar’ın en önemli ve yaygın kaynak kitabi Petit Larousse’ta Mevlana maddesi şöyle der:
DJALAL AL-DIN RUMI – İranlı Müslüman şair, derviş tarikatinin kurucusu ve sufiliğin önde gelen sözcüsü.
İnternetteki meşhur Wikipedia ise şöyle yazar:
JALAL AL-DİN MUHAMMAD RUMİ – was a Sufi , Persian poet , jurist, theologian and teacher of Sufism...
Bizden başka Mevlana’ya TÜRK diyen yok gibidir. Onun için Fatih, Galatasaray ve Tarkan’ın yanına daha sağlam bir üçüncü bulsun bence...