“ERDOĞAN'IN AB ÇABASI..." />“ERDOĞAN'IN AB ÇABASI..." />
Güncelleme Tarihi:
*
KÜLTÜRE ‘BAKAN’ BAKAN
Yener Süsoy’un suallerine cevap veren Maalesef Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç “Devlet müzeciliği anlayışı iflas etti” diyor. (Hürriyet, 26 haziran)
Hem içine edip, batırdılar, hem de suçu ‘devlet müzeciliği’ne atıyorlar. Adam gibi adamların yönettiği ülkelerde, devlet müzeciliği hiç de iflas etmiş değil...
Aynı ‘bakan’ müzelerinde 700 arkeolog eksiği olduğunu söylüyor. Müze müdürü veya arkeolog olarak tayin edecek imam da mı kalmadı memlekette? J
*
SONUNDA PROFESÖRE YEŞİL KART ALDIRTTIK
Azerbaycan’da 32 yıl görev yaptıktan sonra, Prof.Dr.Alifettah Şahbazoğlu, 19 Mayıs Üniversitesi’nin daveti üzerine Türkiye’ye gelmiş ve 1993-2003 yılları arasında 10 sene sözleşmeli olarak görev yapmış. 2001 yılında TC vatandaşı olmuş, 2003-2006 yılında bu kez de ‘kadrolu’ olarak çalışmış. 2006’da yaş haddinden emekliliği olmak üzere müracaat etmiş. Emekli Sandığı’nın cevabını beklemeksizim üniversite tarafından emekli edilmiş. Ancak Emekli Sandığı “18 yaşından sonra yaş tashihi yaptığı” gerekçesiyle emekliliğini reddedince... Prof.Şahbazoğlu beş kuruşsuz kalmış. Bu arada kanser de olunca... Samsun Valiliği’nden ‘YEŞİL KART’ talebinde bulunmak zorunda kalmış.
Hürriyet’in başlığı her şeyi izah ediyordu: Sonunda profesöre yeşil kart aldırttık
Hürriyet, 26 haziran
*
Star’da Hadi Özışık yazdı:
İŞSİZ ESKİ BİR MİLLETVEKİLİ!
“Samil Ayrım siyasete bulaşınca, İstanbul’da nesi var nesi yok sattı ve Ankara’ya yerleşti. Ayrım, Ankara’ya gittiğine, gideceğine bin pişman:
-Ne iş yapıyorsunuz?
-Hiç!
Gemi İnşaat Yüksek Mühendisi, eski Türkiye Gemi Sanayi A.Ş Genel Müdürü Şamil Ayrım, işsizler ordusunun bir ferdi şimdi. Üstelik sıkıntılı:
-Eski milletvekiliyiz ama davetlerin ardı arkası gelmiyor. Çok masrafımız oluyor, vallahi geçinemiyoruz. Kimseye de bir şey söyleyemiyoruz, ama uygun bir iş olursa çalışacağım.
Duyurulur! (Star, 26 haziran)
Nasıl üzüldüm biliyor musunuz! Sadece davetlere katılmak ve ara sıra Meclis’te genel merkezin emri doğrultusunda sağ elini kaldırıp indirmek için 6-7 milyar lira maaş alan ve ölene kadar da 3,5-4 milyar emekli maaşı alacak olan bu milletvekili için ne yapabiliriz acaba?
*
DÜRDANE KİM GIZ?
Anadolu Ajansı’nın 27 haziran saat 15.29’da hizmete soktuğu haberin girişi:
Dürdane Hanımın dikkatine
-DENKTAŞ'A “20. YÜZYILDA İZ BIRAKAN HALK ÖNDERİ” ÖDÜLÜ...
-KKTC 1. CUMHURBAŞKANI RAUF DENKTAŞ'A, 164 SİVİL TOPLUM
ÖRGÜTÜ ADINA YAPILAN BİR ARAŞTIRMA SONUCUNDA “20. YÜZYILDA
İZ BIRAKAN HALK ÖNDERİ ÖDÜLÜ” VERİLDİ
Anadolu Ajansı’nın 27 haziran saat 15.37’de uyanıp geçtiği haberin girişi:
DÜZELTME
“Denktaş'a 20. Yüzyılda İz Bırakan Halk Önderi Ödülü” başlıklı haberimizin üzerinde “Dürdane hanımın dikkatine” ibaresi sehven yer almıştır.
Haberimizi düzelterek yeniden yayınlıyoruz.
Saygılarımızla.
27.06.2006
(A.A)
*
AMAN HA!
Star’’da ANKARA ANALİZİ yazan Zülfikâr Doğan çok büyük bir tehlikeye dikkat çekiyordu: Yılmaz’ın hedefi Çankaya
Star, 27 haziran
*
NE ZAMAN ADAM OLUR?
Amerika’nın en zengin adamlarından Warren Buffet, servetinin % 85’ini ki ceman 37 milyar dolarcık ediyor, dünyanın en zengin adamı Amerikalı işadamı Bill Gates’in kurduğu vakfa bağışlayacağını açıkladı.
Bu muhteşem bağıştan bahisle Fatih Altaylı:
“Gerçekten de çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras iyi bir eğitim, adam gibi adam olma kültürü. Çünkü benim tanımıma göre kültür "Her şeyinizi kaybedip, size öğretilen her şeyi unuttuğunuz zaman elinizde kalan tek şey" diye yazdı.
“Adam olmaya” başladık galiba…
Sabah, 27 haziran
*
BELEDİYESİ BÖYLE OLANIN BURNU…
Milliyet’in arka manşetiydi, KÖPRÜ İŞKENCESİ diyordu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün gişelerinde kilit olmuş TIR’ları, kamyonları, otobüsleri ve diğer araçları gösteren bir de fotoğraf kullanmışlardı. (28 haziran)
Ben bu habere hiç şaşmadım çünkü (1) günde iki kere bu karışıklığın içinden geçiyorum (2) köprü geçişlerinde nakit ödemeyi kaldırdık, bundan sonra trafik tıkanmayacak diyen AKP’li yöneticilerin ne kadar beceriksiz ve zavallı olduklarını 3 senedir söylüyorum.
*
MEDYASI BÖYLE OLANIN BURNU…
AKP’nin kıçını yalamayı adet edinmiş gazetelerimiz İsrail’in Hamas tarafından kaçırılan askerini kurtarmak üzere, AKP Hükümeti’nden yardım istediği haberini ‘marifetmiş’ gibi verdiler. ‘Bak biz ne önemli bir memleketiz, İsrail bile bizden yardım istiyor...’
Halbuki, Hamas gibi islamcı bir terör örgütünün Ortadoğu’daki tek muhatabının Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı’nı yaptığı AKP Hükümeti ve Türkiye’nin islamcı partisi olduğu tescillenmiş oldu böylece İsrail.
Bununla da övünebiliriz tabii ki!
Hürriyet mesela, 28 haziran
*
TAKVİM İYİ GAZETECİLİK YAPTI...
Bütün gazeteler, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın Rize’ye kadar gidip Recep Tayyip Erdoğan’ın abisinin cenazesinde hazır bulunduğunu ve tabutun altına Başbakan’la birlikte girdiğini koca koca haber yaptılar.
Başta gazetelerde de, haberin içinde vardı ama, bir tek Takvim fotoğraf kullanmış ve büyütmüştü. 1997’de, Ağar’ın kızcağızının cenazesinde dönemin İstanbul Belediye Başkanı Erdoğan da bulunmuş ve tabutu birlikte taşımışlar. Fotoğraflı manşetti: VEFANIN RESMİ
Takvim, 28 haziran
*
MİLLİYET DE GAZETECİLİK YAPIYOR!
Florya Atatürk Ormanı’ndaki binaların kaçak olduğu Yargıtay tarafından onaylanmış. Ancak ormanın içinde kaçak lojmanlar var, hatta bu kaçak binalara bu arada kat bile çıkılmış.
Belediyenin derhal gereğini yapması gerekiyor.
Ama küçük bir sorun var, SİT alanı içindeki bu kaçak lojmanlarda yaşayanlar ve kat çıkıp duble duble suç işleyenler... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, başkan vekili ile 11 ilçe belediyesinin (gayet tabii ki AKP’li) belediye başkanı.
Eee, kurda kuzuyu emanet etmeden önce düşünecektiniz!
Milliyet, 30 haziran
*
DOSTLAR, TAHA KIVANÇ KOMPLOCU BASINDAN YAKINIYOR!!!
Taha Kıvanç “Komplocu var, 'komplocu' var...” başlıklı makalesinde son günlerde basında sıkça dile getirilen komplo teorilerine değiniyor ve “Gerçekten de, Türk basını, şu sıralarda, kısa süre öncesine kadar hiç rastlanmamış derecede 'komplo kokan' değerlendirmelerle dolu. İletişim profesörü de olan Radikal yazarı Haluk Şahin'in son yazısını okurken, içimde bir yerlerde ‘Haluk Hoca, sen de mi?’ nidası koptu. Radikal yazarı siyasette yeni oluşum arayışlarında adı geçen Yılmaz Büyükerşen'i çok beğenirmiş. Bunu anlattığı yazısının bir yerinde, ‘Niye adının yıpranmış isimler tarafından eskitilmesine izin veriliyor? Bu da bir oyunun parçası mı?’ diye soruvermiş... Komplocu' bir yaklaşım... Hayret!” diye yazıyor.
Taha Kıvanç basındaki komploculardan şikayet ediyor. Kara mizah!
Yeni Şafak, 30 haziran
*
MEZHEP AYRIMCISI BİR PARTİ
Ulaştırma Bakanı (Pamukova’daki ölümlü ‘hızlandırılmış’ tren kazasını ne gülzel baktığını hatırlarsınız) Binali Yıldırım “AKP’de de Alevi milletvekili olması lazım” demiş. (Sabah, 30 haziran)
Bunu kendi partisi içinde bir ilericilik, bir tarafsızlık olarak söylüyor elbet. Ama itiraf ettiği korkunç gerçeğe bir bakar mısınız:
Demek ki iktidar partisi hem kendi içinde hem de devlet idaresinde Sünni-Alevi ayrımı yapıyor, “Sünni bizdendir, işe alın; Alevi bizden değildir, aranıza almayın” diye ayrımcılık yapıyor.
2006 senesinde Türkiye’yi yöneten zihniyete bakar mısınız!
*
DAHA ÇOK ESNAF BATACAK
500 bin esnaf sizlere ömür, diyor popülist ve popüler gazetelerimizden Takvim’in manşeti.
“Ekonominin bel kemiği esnaf kan ağlıyor. Son 17 yılda siftahsız kepenk kapatan yarım milyon esnaf işini bıraktı, sicilden düştü…”
Köşecazımda yırtınıyorum yıllardır: yeni ekonomik düzende küçük bakkallara, manavlara, kasaplara, ayakkabıcılara, butiklere, mobilyacılara filan YER YOK! Tedbidinizi alın…
Takvim, 1 temmuz
*
KİMİNİN ŞARAP PARASI, KİMİNİN HAVANA PUROSU
Biliyorsunuz, ben üç kuruş borç için kendini öldürenlere çok acırım. Kimisine birkaç milyon lira öyle büyük bir para gibi gelir ki…
Adapazarı’nda evlendiremeye hazırlandıkları oğulları için alışverişe çıkan Ahmet Bey’le Emine Hanım, satın aldıkları altınlarla paralarını dolandırıcının birine kaptırmışlar. Fotoğrafları vardı, kaldırımın ortasında yere yatmışlar, birbirlerine sarılmışlar, bağıra bağıra ağlıyorlar. Çocuklar gibi…
Kaptırdıkları ne biliyor musunuz? 5 altın bilezikle 420 milyon lira…
Yani taş çatlasa 1-2 milyar lira, ama belli ki onlar için dünyanın sonu…
Kiminin bir şişe Arjantin şarabı, kiminin bir Havana purosu!
Vatan, 1 temmuz
*
PEŞKEŞ PARTİSİ
Bursa Belediyesi 1.700 dönümlük araziyi Torunlar Holding’e 18 milyon YTL’ye satmış.
Başvurudan 11 gün sonra, söz konusu kamu arazisi Bursa Belediyesi tarafından imara açılınca, Holding üzerine 1.260 daire inşa etmiş ve ortalama 263.000 dolardan satışa çıkarmış. Temiz kazanç: 500 milyon dolar!
Torunlar Holding niyen nesidir bilmiyorum, ama sormanıza gerek yok, Bursa Belediyesi elbette AKP’li!
Sabah, 1 temmuz
*
KOMPLEKS
Tuzla’daki Yıldız Tersanesi’nde inşa edilen dünyanın en büyük yelkenlilerinden Malta Şahini sahibine teslim edilmiş. Hürriyet bu haberi ‘Türkiye’nin gururu veda ediyor’ diye veriyor.
Bitmedi bu zavallılığımız, tükenmedi aşağılık kompleksimiz…
Hürriyet, 1 temmuz
*
TÜRKER BEY BİR TANE…
Karısını hediye paketi gibi giydiren, genç kızların ‘poşet’ misali kara çarşaflara bürünmesini özgürlük ve medeniyet diye savunan Tayyip Bey, ‘Türkiye’de kadınların siyaset yapmasını erkekler engelliyor’ demiş. Hürriyet yazdı.
Türken Alkan tiye alıyordu:
“Demokrasi güzel şey. Ama 'Haydi kadınlar siyasete' demenin dışında Erdoğan'ın ve AKP'nin bu konuda yaptığı bir icraat yok.
Tam tersine, birden fazla kadınla evli erkekleri Meclis'e taşıyan parti AKP. Karısına dayak atan milletvekillerini saflarında barındıran parti AKP. Kadınlara ikinci sınıf vatandaş rolünü layık gören yayınları destekleyenler AKP belediyeleri.
Ve Erdoğan bir taraftan kadınları siyasete çağırıp demokrasi gösterisi yaparken, bir taraftan da AKP'nin il kongrelerine müdahale ederek demokrasiden ne anladığını gösteriyor. 'Tek aday olsun, tek liste olsun, benim adamlarım olsun!'
Bu ortamda siyasete girenler kadın olsa ne yazar, erkek olsa ne yazar?”
Radikal, 1 temmuz
*
HONOR BOUND TO DEFEND FREEDOM
Faşist ABD yönetiminin faşist Küba’daki Guantanamo toplama kampının en acımasız bölümü Camp Delta 1. Burada ‘Amerikalı faşistlerle işbirliğini kabul etmeyen mahkûmlar’ cebren, uluslararası yasalara rağmen ve zorla tutuluyor ve işkence ediliyor.
Bu nazi kampının kapısında ne yazıyor biliyor musunuz?
‘Honor bound to defend freedom’
Auchswitz’in kapısındaki ‘Arbeit nach frei’ misali…
Yani bir de alay ediyor aşağılık köpekler!
Milliyet’teki bir fotoğraftan, 1 temmuz
*
BUNLARIN SALAKLIĞINDAN PAYIMA 5.000 YTL DÜŞTÜ
Ankara Ticaret Odası arasıra üstüne vazife olan işler de yapıyor demek ki…
Hazırladıklara bir rapora göre, dolardaki son dalgalanmanın Türkiye’ye maliyeti 33.8 milyar dolar imiş.
Benim 4 kişilik çekirdek aileme düşen pay 5.000 YTL demektir.
İmamların “Merkez Bankası’nın başındaki de bizden olsun” inadının bedeli...
Not: Bu arada, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan da “Merkez (doların yükselişine) prostatlı gibi müdahale etti” demiş. Türk siyaseti yeteri kadar seviyesiz, ekonomik takviyeye gerek yok...
Milliyet, 2 temmuz
*
BAŞLIKTA VAR, HABERDE YOK, SONRA DA KIZIYORSUNUZ
Sonra da ‘niçin bizim gazeteciliğimizi eleştiriyorsun’ diye alınganlık yapıyorsunuz!
Haberin başlığı EN KÜÇÜK YELKENLİ İLE DÜNYA TURUNA ÇIKTI
Karşıyakalı bir deniz sevdalısı elektronik cihaz kullanmadan, küçük ahşap yelkenlisiyle dünya turu yapacakmış.
İyi de… ‘en küçük yelkenli’ dediğinize göre, şu bok yiyen kaç metredir yazsanıza!
Haberi muhabir yapıyor, bölgedeki şefi görüyor, merkezdeki şefi görüyor, merkezdeki müdürü görüyor, haber merkezi görüyor, yazı işleri görüyor, sayfa editörü görüyor, düzeltmenler görüyor… kimsenin aklına gelmiyor mu yahu?
Hürriyet, 2 temmuz