Medyadan – Muhtelif konular

BU LAF ÇOK SIK EDİLİR OLDU

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ‘Ortadoğu’da barış için en iyi yolunu gizli tuttum: Bunun yolu tümünü (Bütün Ortadoğu’yu) Türklere verip Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden yaratmak” demiş.

Geçenlerde, Erdoğan’ın gezisi sırasında Cezayir Başbakanı mıydı ‘Osmanlı’yı özlüyoruz, yeniden canlandırsak’ diyen?

Bu lafın son zamanlarda sık telaffuz edilmesi, Amerika’nın Türkiye’de AKP’yi iktidara itelemesi ve bölgede ‘ılımlı İslam’ tezini savunması üst üste gelince... doğrusu insanın midesini bulandırıyor.

Hürriyet, 18 nisan

*

KIZLARIMIZI KÖLELİKTEN KURTARALIM

Milliyet iyi ediyor, kendi başlattığı ‘Okumayan Kız Kalmasın’ kampanyasını ısrarla kovalıyor, duyuruyor, büyütüyor...

Güneydoğu’da bir köy imamıyla konuşmuşlar, diyor ki ‘YİBO’ya 10 erkek çocuk gönderiyoruz. Ama köyümüzde de okul olmazsa, kızları göndermeyiz”. Tutuculuk sanıyorsunuz, değil mi? İmam ilave ediyor: ‘Bu kızlar çeşmeye gidip su doldurur, keçi otlatır, sağar... Onları okula gönderirsek, işlerimiz aksar’ !

Milliyet, 19 nisan

*

ASIL ETNİK MİLLİYETÇİ SİZSİNİZ YAHU

Aynı gazete sayfasında, talihsizlik eseri, yan yana gelmiş iki haber:

Eski DEP Milletvekili Orhan Doğan (MHP Genel Başkanı’nın Ülkücüler artık silah kullanmamalı, Kürtler öz vatandaşlarımızdır gibi açıklamaları üzerine) ‘Bahçeli’nin, Ülkücülere yönelik sağduyu çağrısını olumlu buldum. MHP lideri ezberi bozdu. Artık etnik milliyetçiliğin zamanı geçti” demiş.

Hemen yanında aynı çizgiden DEHAP-SHP’li Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, PKK eşkiyası için ‘Silahlı Kürt muhalefeti’ diyor, teröristlerin gömülmesi için belediyeye ait ambülansların, ailelerinin taşınması için otobüslerin kullanılmasını savunuyor. İnsan hakkı diye.

ETNİK MİLLİYETÇİLİK nedir, böylece örnekleriyle anlıyoruz...

Milliyet, 19 nisan

Not: Şirinevler kavşağında bir bez afiş gözüme çarptı: BİZ NE KADAR TÜRKSEK, ONLAR DA O KADAR TÜRK – ONLAR NE KADAR KÜRTSE BİZ DE O KADAR KÜRDÜZ – Bakırköy Ülkü Ocakları.

*

ERKEN SEÇİM EKONOMİYİ YIKAR diyor ‘haber’ !

Bir siyasetçi, ‘Erken seçimin lafı bile ekonomiyi etkiliyor. Olması halinde ekonomi yıkılır’ demiş ve eklemiş, ‘Emin adımlarla iktidara gidiyoruz’ !

Ekonomi ve siyaset hakkında görüşleri Posta’ya haber olan bu siyasetçi kimmiş?

ANAP’ın İstanbul Büyükçekmece İlçe Başkanı...

Keşke gitmişken, İlçe başkanlığının çaycısının da görüşünü alsalarmış...

Posta, 20 nisan

*

BİZİM MİLLETTEN KORKULUR

Melih Aşık yazmış:

Eskişehir'de yerel gazetede bir ilan: Kent merkezinde satılık 3 + 1 sıfır kelepir daire 25 milyar lira. Altında da irtibat için bir cep telefonu.

Arayan arayana elbette. Ancak satıcı çelişkili şeyler söylüyor. Taliplerden biri adresi almış, gidip bakmış, o adreste konut yok.

Yapılan tahmin... GSM şirketlerinden birisi "Arandığınız kadar kontör kazanın" diye bir kampanya başlatmıştı... Bu kampanya çerçevesinde kontör kazanmak için bir numara olduğu sanılıyor ilanın.

Milliyet, 20 nisan

*

HER HÜKÜMETİN ‘BÖYLE’ EN AZ BİR BAKANI OLUR, NE HİKMETSE

Ecevit Hükümeti’nde Enis Öksüz, Osman Durmuş

Yılmaz Hükümeti’nde (kısmen) Eyüp Aşık

Erbakan Hükümeti’nde (kısmen) Şevket Kazan

Çiller Hükümeti’nde Ayvaz Gökdemir ve Esat Kıratlıoğlu

... ilk aklıma gelenler...

Son Hükümet’te yoktu, Kültür ve Turizm Bakanı olarak tayin ettiler. Daha göreve geldiği gün ‘Bize eğlence çıktı’ demiştim size hatırlar mısınız? Kırmadığı pot, yapmadığı ‘espri’ kalmadı üç günde.

Son olarak da çıktı ‘Az gelişmiş ülkelerde daha çok şiir, gelişmiş ülkelerde de daha çok roman yazılır’ dedi, vur-vur’cu medya sayesinde kıyamet koptu.

Halbuki adam, kırk yılda bir DOĞRU bir laf etmişti!

Hürriyet, 20 nisan

*

BİRGÜN’ÜN EVRENSELLEŞME EĞİLİMİNE KİRPİ’DEN TEPKİ

Birgün’ün Kirpi köşesi yine Birgün’ü, hem de sert şekilde eleştiriyor:

Birgün, Mazlumder’in başörtüsüne özgürlük eylemini ilk sayfadan elinde ‘yasaksız yarınlar için’ sloganlı balon taşıyan çocukların fotoğraflarıyla ‘Yine çocukları kullandılar’ başlığıyla vermiş. (18 nisan pazartesi) Birgün’e göre çocuklar her eylemde kullanılıyor mu, yoksa buradaki çocukların farkı ‘savaşa hayır’dan başka pankart taşımaları mı?

Demek ki Kirpi köşesini hazırlayan meslektaşlarım da, benim gibi, Birgün’ü Evrensel’leştiren ‘kürtçülük’ zaafından rahatsız!

Birgün, 20 nisan

*      �

SADECE GERİ KALMIŞLAR BU HIZLA BÜYÜYOR

% 9.9 büyüdük, dünya rekoru kırdık... diye Hükümet ve y... basınızımız yırtındı gönlerce. Sonra anlaşıldı ki, OECD birincisi olan Türkiye, dünyada ancak 16.sıradaymış, bu büyüme hızıyla.

1.Ekvador Ginesi % 34.2

2.Çad % 30.5

3.Venezuella % 17.3

filan diye gidiyor liste.

Kalkınma hızı listesindeki ilk 22 ülkeye bakıyorum da... ‘adam gibi kalkınmış’ tek bir memleket yok içlerinde, en gelişmişleri Venezuella, Uruguay, Arjantin gibi ‘sorunu bitmeyen’ Latin Amerika ülkeleri. Gerisi, Çin, Angola, Etiyopya, Kazakistan...

Yani böyle bir büyüme hızı, biraz da bizim geri kalmışlığımızı gösteriyor...

Vatan, 20 nisan

*

İSTANBUL’A VİZE İÇİN İLK HAZIRLIK BAŞLADI ! diyor Atilla Güner.

MGK toplantısında ‘iç göç limitinin aşıldığı’ ikazı geldiğinden beri, İstanbul’a göçenleri ‘kontrol edebilmek için’ bir elektronik sistem geliştiriliyormuş, bu çalışmalar da ‘İstanbul Vizesi’ne hazırlık olarak algılanıyormuş.

Acaba, İstanbul’a belediye başkanı olacaklar için de ‘vize uygulaması’ düşünülüyor mu?

Acaba İstanbul’da belediye başkanlığı yapan son belediye başkanı kimdi?

Vatan, 20 nisan

*

GELMİŞKENE YENGEYİ Bİ..

18 yaşındaki YÇ, Arapkir’de çobanlık yaparken İstanbul’a gelmiş, iki gün sonra cinayetten tutuklanmış. Diyor ki ‘Çobanlık yapıyordum, İstanbul’a geldim, gözüme kestirdiğim bir döviz büfesine daldım’.

Sonuç büfe sahibi ölmüş, YÇ cinayetten hapiste...

‘Acaba kapkaç, gasp, hırsızlık gibi olayları (yöneticileri harekete geçirmek ve halkı uyarmak için) duyuyurken biraz da REKLAM mı yapıyoruz’ diye endişemin sebebi buydu.

İstanbul’un taşı toprağı altın, gider bir soygun yaparım... diye düşündü zahin genç çoban!

Herkes yapıyor, ben niye yapmamayım?

(Bu haberi okurken ‘Heeeç, gelmişkene yengeyi bir şeedeydik’ diyen köylü fıkrası geldi aklıma! J)

Vatan, 20 nisan

*

KÖTÜ ÖRNEK

Sürmanşet: 8 yıldır Türkiye’de görev yapan İngiliz eğitimci Suzi Karsaran, ‘Öteki Türkiye’nin çocukları için yapılabilecekleri sıraladı.

Başlık: Bağış, diş fırçalamak gibi hayatın bir parçası olmalı

Suzi Hanım kötü bir örnek seçmiş, Türkler ‘diş fırçaladıkları kadar’ bağış yaparlarsa, yandık! J

Vatan, 21 nisan

*

NAMUSLU OLMAK ÇOK PAHALIDIR TÜRKİYE’DE

Didim’de emlak ofisi sahibi bir ‘İngiliz yenge’ vergi rekortmeni olduydu ya, Adapazarı’nda da ‘en yüksek vergi ödeyenler’ listesine bir ... büfeci girmiş, 66.sırada.

Adamcağız, ‘Benim gibi küçük çaplı bir işletmecinin sıralamada yer alması, birçok kişinin vergisini ödemediğini gösteriyor’ derken haklı!

Vatan, 21 nisan

*

VATAN’IN ‘BAŞALTI’ YAZARI RUHAT MENGİ’DEN

Sevgili okurlarım... Biliyorsunuz ki bu köşenin yazarı "çok zorunlu bir neden" olmadıkça sizden uzak kalamaz. Bayram demez, hafta sonu demez her daim yazar ve de düşünür... Canım Türkiye'sini, Türkiye'sinin insanını düşünür. O insanın bugün ve gelecekte daha iyi şartlarda, daha az haksızlıkla karşılaşarak yaşaması için tek bir dakika ziyan etmeden çalışmanın gerekliliğine inanır... Ama bazen bu beyinlerin de dinlenmesi elzem oluyor.

Vatan, 21 nisan

*

YALI SOYGUNU KÖRDÜĞÜM OLDU, diyor başlık.

Çillerler’in Yeniköy’deki yalısını soyan hırsızların kimler olduğu açıklığa kavuşmuşken, bulunan yeni kanıtlarla mahkemede olaylar tekrar karıştı, diyor spot.

Bu Yeniköy’de bir uğursuzluk var galiba, Çillerler’in evini soyanlar bulunamadı, tıpkı Sait Halim Paşa Yalısı’nı soyanlar ve hırsızlıkları meydana çıkmasın diye yakanlar gibi..

Vatan-34, 21 nisan

*

Alanya’nın 1800 nüfuslu Tepe mahallesinde, 352 KİŞİNİN SOYADI AKILLI İMİŞ.

(Tabii haberin başlığı... ‘En akıllı mahalle’)

1943’te Nüfus Müdürlüğü yanıp kayıtlar yok olunca, mahalle sakinlerinden ‘DELİ HASAN’ lakaplı Hasan Akışoğlu, soyadını AKILLI diye beyan edip, çaktırmadan değiştirmiş.

Bundan sonra, muhtarın anlattığına bakılırsa, birçok aile ‘Onlar akıllı da biz deli miyiz’ diye müracaat edip, Akıllı soyadını almış. Mahallenin bir kızını Gazipaşalı bir delikanlı ile evlendirmişler. Muhtar diyor ki ‘Sonunda mahalleye yerleşen eniştemiz de Akıllı soyadını almak için mahkemeye başvurdu.”

Bu arada, bu bilgileri veren muhtarın da adı Akıllı, Kerim Akıllı. Diyor ki ‘Son seçimde (benim gibi) Kerim Akıllı adlı rakibimle karışmayalım diye, babalarımızın adını kullandık” !

Hakikatin AKILLI bir mahalleymiş! J

Akşam, 21 nisan

*

SORUMLULUK GEREĞİ SÖYLEDİKLERİNİ UNUTMAK!

Yeni seçilen Papa, daha önce Türkiye aleyhine konuşmuştu ya, Başbakan’a bu konuyu sormuşlar, demiş ki:

“Siyasette bile bir makama gelmeden önce birçok açıklama yapılır. Makama gelince açıklamayı yapanlar bunları adeta söylenmemiş kabul ederler. Çünkü sorumluluk bunu gerektirir".

Yani Sayın Başbakan demek istiyor ki ‘İktidara gelmeden önce her türlü vaat, açıklama, atmak tutmak mubahtır. İktidara gelince bunları unutmak gerekir...”

Muhalefetteyken yahut adayken söylenenlere bakmayın, onlar yalan dolandır diyor, sözüne inanıyoruz da, Sayın Başbakan’ın SORUMLULUK anlayışı bizi endişeye gark ediyor!

Not: Bu arada, aynı Başbakan, ‘kapıcı çocuğu’ diye bir takım it köpeğin alaya kalkıştığı Beşiktaş’ın efendi teknik direktörü Rıza Çalımbay’a arka çıkmak için ‘Bizlere de çirkin yakıştırmalarda bulundular, ‘Bu ülkenin zencileri’ dediler’ buyurmuş. İyi ki zenci seçmeni yok Erdoğan’ın...

Milliyet. 21 nisan

*

DAHA ADAMIN ADINI BİLE BİLMİYORSUNUZ

Stalin bir zamanlar Sakarya’nın Taşburun köyünde saklanmışmış, hem de 2 sene boyunca. 1910’da, Çar’dan kaçarken...

Yeni çıkan Kırmızı Çizgi adlı derginin iddiası bu.

Haberinde diyor ki ‘Asıl adı Vissarion İvanoviç Cugaşvili olan Stalin...’

Vissarion İvanoviç Cugaşvili ... Stalin’in BABASIDIR.

Stalin 11 yaşındayken, 1890’da ölmüştür. (Yani Adapazarı’nda kalan babası da olamaz!)

Stalin’in adı İosif Vissarionoviç Cugaşvili’dir.

Haberin gerisi mi? Yahu adamın adını bilmeyenin yaptığı haberin gerisini ne yapacaksınız?

(Bu arada Kırmızı Çizgi adlı yeni meslektaşımıza da hoş geldin, hayırlı olsun diyor, başarı ve uzun ömür diliyorum!)

Kırmızı Çizgi, 15 Nisan-15 Mayıs (Ben 21 nisan tarihli Hürriyet’ten uyanıp da okudum...)

*

ADAM HAKLI BİRADER

Meclis Başkanı Bülent Arınç, İstanbul’da düzenledikleri Milli Egemenlik Konseri öncesinde ‘niye Taksim’e çelenk koymadınız’ diye eleştirenlere cevaben:

- Her konsere giden (Taksim’de) saygı duruşunda mı bulunuyor? Korkumuzdan her toplantıda Milli Marş okuyoruz, demiş.

İki yorum birden yapacağım: (1) Eee, korkutmasalar sizin de saygı duruşu yapacağınız, Milli Marş okuyacağınız, Anıtkabir’e gideceğiniz yok! (2) Bu arada Arınç da haklı...

Hürriyet, 21 nisan