“İSRAİL 1 MİLYON DA..." />“İSRAİL 1 MİLYON DA..." />
Güncelleme Tarihi:
*
Parada gözümüz yok ama…
Beyoğlu’ndaki yasağa rağmen, Ramazan’ın ilk gecesi davulcular gece 2.30’da Tomtom Mahallesi’nde (e herhalde!) davul çalıp, imza toplamışlar ve ‘Gürültüden rahatsız oluyorlarsa gitsinler Beyoğlu’ndaki eğlence yerlerini kapatsınlar’ türünden popülo-demagoji bile attırmışlar. (Hürriyet, 25 eylül)
Beni, davulcu Sakıp Çelikiş’in şu sözü bitirdi: “Parada pulda gözümüz yok ama biz bu işten ekmek yiyoruz...” !!!
*
Vahap Munyar, yaktın bizi…
Hürriyet’in ekonominin manşet yaptığı, daha da kötüsü birinci sayfadan anons edilen bir haber, tüm Hürriyet çalışanlarının soğuk terler dökmesine sebep oldu:
Ford Otosan, yazın klimayı kapattı ve 500.000 Avro tasarruf etti! (Hürriyet, 25 eylül)
Eyvah evyah eyvah... Hürriyet’te 2007 yazı çok sıcak olacak! J
*
İslami DOSTLUK’a bak, süngüye davran…
Avustralya Hazine Bakanı Peter Costello, bir toplantıda ‘Müslüman dünyasında laik bir devlet kuran’ Atatürk’ün 20.yy’ın en büyük liderlerinden biri olduğunu ve ‘İslam dünyası için bir liderlik modeli olarak görülmesi gerektiği’ sözleri... Avustralyalı bazı islami çevreleri kızdırmış, haliyle.
Mesela Keysar Trad, bakan için ‘Cahil bir budaladır ve ne söylediğini bilmiyor. O ekonomiyi yönetmeye baksın...’ demiş. (Hürriyet, 25 eylül)
Kimmiş bu Keysar Trad biliyor musunuz?
İslami DOSTLUK Derneği Başkanı...
İslamcıların ‘DOSTLUK’ anlayışı böyle faşizan mıdır?
Not: Takvim bu haberi ‘Anzaklar angutlar’ başlığıyla ve ‘Anzak Bakan ‘Atatürk islam dünyası için liderlik modeli’ dedi. Anlamayan angutlar ayağa kalktı” diye veriyor. Sanki ‘Anzak bakan’ demek angutluk değilmiş gibi!
*
Valiyi halka verelim, halkı anlasın!
Bir cümleye bakarak insanı yorumlama, diyeceksiniz ama, ben Aydın Valisi Mustafa Malay’ın sözlerini okuyunca, inanın dehşete kapıldım; Vali Bey, Fatih Çekirge’nin Kuşadası’ndaki yangınlarla ilgili bir sualine cevap verirken diyor ki:
- Bakın ben diyorum ki, bu ormanları halka verelim, o zaman gözü gibi bakar! (Hürriyet, 25 mayıs)
Böyle dediyse eğer, gözü gibi bakması için Vali Bey’i de halka vermeyi teklif ediyorum! J
*
Dikkat Başbakan trafikte!
Başbakan sık sık korumaların gölgesinde yaşamaktan sıkıntı duyduğunu anlatıyor. Bu yüzden ara sıra korumalarını 'atlatıp' gönlünce dolaşmak istiyormuş. Ancak ne zaman bir korumasına ağzını sıkı tutmasını istediğinde korumalar, Erdoğan'a sezdirmeden yine önlem alıyormuş.
Radikal Gazetesi'nin Başbakan'ın çevresinden aldığı habere göre Başbakan yine böyle bir gün, korumaları yanına almadan ailesiyle birlikte İstanbul turuna çıkmış. Ortaköy'de çay bahçelerine giden Başbakan, dönüşte Barbaros Bulvarı'na yönelmiş. Ancak burada bir minibüs kendisini sıkıştırmaya başlamış. Erdoğan da minibüsçüye yanıt verince sinirlenen şoför Erdoğan'ın aracını durmaya zorlayıp bir hışımla aşağı inmiş. Şoför Erdoğan'ı tanıyınca neye uğradığını şaşırmış. Hemen arabasına binip oradan uzaklaşmış.
Hürriyet, 25 eylül
*
Bu Papa XVI.Benedictus ya çok pinti ya çok uyanık...
25 eylülde Vatikan’ın yazlık sarayı Castel Gandolfi’de bir davet verdi ve Vatikan’da akredite 20 Müslüman ülke büyükelçisiyle 16 resmî İslam örgütü temsilcisini ağırladı.
Uyanık Papa, bu daveti Ramazan’ın ikinci gününe denk getirerek kuru pasta, çay, kahve masrafından kurtuldu!
*
Gerçekleri görmesek daha iyi…
Hani Çetin Altan ‘Türk’ün Türk’e propagandası’ der ya, bizim gazetelerimiz de kendi okurlarına kendi reklamlarını yapıyorlar. Sabah da tam sayfa bir oto-ilan yayımlıyor: ‘Gerçekleri göstermek cesaret ister – Gerçek her sabah senindir’ sloganıyla.
Bu ilanın çıktığı günkü Sabah’tan birkaç haber alacağım ve size 21.yy’ın ilk yıllarında, 2006 yılının 25 eylül günkü laik ve modern Türkiye’sinden bir ‘gerçek’ kesit sunacağım. Manzara pek iç açıcı değil...
- Ramazan’ı kutlamak için havaya ateş açan bir hayvan iki çocuk annesi bir kadını öldürdü. Yer İzmir. Çemiş nereli, bilmiyorum…
- Sahurda elinde bira kutusuyla yürüyen bir çifti, Ramazan magandaları sille tokat dövdü. Yer Ankara. Saldırgan hayvanlar nereli, bilmiyorum…
- Kuran Kurslarında patlama: Güneydoğu’da Kuran kursuna giden çocuk sayısı 2005’ten 2006’ya % 80 arttı. Yer Diyarbakır.
- Milyonlarca dolara mal olan İstanbulPark’ı su bastı. Yağmur yağdı böyle oldu. İstanbul. Çemiş nereli biliyorum.
- Prof.Beyza Bilgin Ramazan’da sorularınızı cevaplayor. İlk soru: Maç izlerken küfretmek orucu bozar mı? Yer Afga... pardon Türkiye.
- Kendinden 30 (Bir habere göre de 40) yaş büyük bir adamla zorla evlendirilmek istenen 22 yaşındaki Saliha elektrik kablosuyla kendini asıp öldü. Yer Batman. Bu 2000’den bu yana Batman’da 60’ıncı vaka. (Not: Babası çemiş ‘Kader’ dedi…)
- Yıllardır yaşlıların ve mahallelinin buluştuğu Kocamustafapaşa Parkı ‘gece fuhuş yapılıyor’ söylentileri üzerine yerlebir edildi. Ağaçlar kesildi, banklar kaldırıldı, zemine beton dökülüp geniş bir alan haline getirildi. Cani AKP’li Fatih Belediyesi. Yer İstanbul.
- Bir grup subay, astsubay ve asker, ‘sivillerini’ giyerek ellerinde poşet, süpürge sokaklardaki çöpleri topladı. Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı da aralarındaydı. Sivil eskerler ve onlara eşlik eden çocuklar ellerinde siyasi pankartlar taşıyordu. Mesela bir tanesi Belediye’yi bölücüklük yapmak yerine çöpleri kaldırmaya çağırıyordu. Yer Hakkâri.
*
Bitmedi
Yukarıdaki haberlere iki tane de (25 eylül tarihli) Takvim’den ilave...
- Elmalı Vergi Dairesi’ni SSK müfettişleri bastı, ‘KAÇAK İŞÇİ ÇALIŞTIRILDIĞI’ ortaya çıkan vergi dairesine 50.000 lira ceza kesildi! (Takvim “Buna ‘Ninemizi kadı öptü, kime şikayet edelim’ derler” diye tiye alıyor...)
- Eşinin akşam saatinde banyo yapmasından şüphelenen çemiş karısını vurdu.
*
Devlet memursuz çete, çete değildir!
O çete İstanbul’da, diyor Hürriyet’in manşeti.
“İstanbul’un lüks semtlerinde hırsızlık yapan Tuzcuoğlu Çetesi 5 aylık titiz bir çalışmayla çökertildi. Operasyon sonucunda, polis polisi yakaladı. Üsküdar’da görevli bir emniyet amiri, Kadıköy’den 8 polis, Asayiş Şube Gasp Bürosu’ndan 1 polis, İnfaz Büro’dan 1 polis çeteyle ilgili oldukları gerekçesiyle sorguya alındı”. (Hürriyet, 26 eylül)
Aynı gazetede bir diğer haber: Sahte pasaport çetesinin lideri de polis çıktı.
Aaah, ah, sakalımız yok ki, burada yıllardır yırtınıyoruz ‘Türkiye’de içinde güvenlik güçleri veya devlet memurları olmayan çete ku-ru-la-maaaaz!’
*
İşte Şeriat yanlılarının ağzının suyunu akıtan bir haber:
“Pakistan’da Ziya Ül Hak döneminden kalma yasalar yüzünden, tecavüz kurbanı kadınlar, bunu doktor raporuyla kanıtlasalar bile zina suçundan hapse giren kendileri oluyor. Çünkü, Hudut Yasası olarak da bilinen şeriat yasasına göre, tecavüz kurbanı bir kadının dört (hem de erkek) tanık getirmesi gerekiyor. 3 bini aşkın kadının haksız yere cezaevinde tutulmasına yol açan bu mantık dışı yasayı protesto etmek için sık sık gösteriler yapılıyor...” (Hürriyet, 26 eylül)
İnşallah bizde de yakındır…
*
Cami duvarında gezen Dallabani
Kabahat Celal Talabani’de değil, elin eşkiyasını kukla bir devlete ‘DEVLET BAŞKANI’ yapanda. Talabani’ye kızmaya hakkımız yok! Talabani’nin kim olduğu, ne olduğu belli, belli de...
Önce “PKK’yı ikna ettik, birkaç gün içinde ateşkes ilan edecek” dedi. (Hürriyet, 26 eylül) Türkiye tepki verdi hemen: PKK muhatap mı ki ateşkes ilan ediyor, Irak Cumhurbaşkanı tarafından ikna ediliyor? Bu, PKK ile Ankara arasında ‘arabuluculuk’ numarasıyla PKK’yı meşrulaştırma girişimi. PKK’yı Irak’tan atmak yerine... vs
Aynı Celal, ertesi gün Türkiye’yi tehdit etti: iç işlerimize karışma, senin (Kürt) azınlığın var, kışkırtırız, kaos yaratırız! (Hürriyet-internet, 26 eylül)
Tamam, bu herifin ne mal olduğu belli de... cami duvarına çok yanaşmasa diyorum!
*
Adamın ağzı alışmış
Melih Aşık yazdı:
“Türk Hava Yolları'nın geçen cuma günkü 10.30 İzmir - İstanbul seferinde uçak piste ilerliyor. Kabin amiri klasik anonsu yapıyor:
- Kaptanınız, İzmir - İstanbul için 45 dakika süre veriyor... Türk Hava Yolları'nı seçtiğiniz için teşekkür eder, geç kalkışımızdan ötürü özür dileriz...
Kimi yolcular bu anonsu duyunca kıkır kıkır gülüyor... Neden mi? Çünkü rötar yok. Uçak tam vaktinde kalkıyor. Ne var ki kabin amirinin ağzı alışmış. O yüzden rötar nedeniyle özür diliyor. Gülmezsiniz de ne yaparsınız...” (Milliyet, 26 eylül)
*
Bir teyit de Serdar garibinin ‘Ölümlü trafik kazaları ilkellik göstergesidir’ tezine geldi.
WHO’nun 2004 yılı raporuna göre “Ölümlü trafik kazalarının % 90’ı düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geliyor”. (Milliyet, 26 eylül)
Bu arada, her sene 25 milyon kişi ölüyormuş yollarda!
*
Devlet Baba b…yı alır!
Devlet Baba takıların peşinde, diyor Akşam’ın sürmanşeti.
“Gösterişli düğünlere Maliye takibi. Gelin ve damat, düğünde takılan tüm altın ve paraları beyan edecek.” (26 eylül)
Maliye böyle göstermelik işleri bıraksın da önce kaçak işçi çalıştıran, gelirinin % 120’sini beyan etmeyen koca şirketleri, tüccarları, belediyeleri denetlesin.
Zaten, Allah aşkına çarşının orta yerinde dükkan açıp da, Maliye’ye kayıt yaptırmayacak kadar gözü kara bir millet, düğünde yakasına takılan paranın vergisini öder mi?
Not: Merak ettim, acaba kanun geriye dönerek de işleyecek mi? Oğlunun düğününde takılan altınlarla zengin olan başbakanlara filan?
*
Eyvah, ikiydiler üç oldular!
Taha Kıvanç, 26 eylül tarihli yazısının başlığını ALTER EGOM KONUŞTU diye atmıştı. ‘Son zamanlarda dünyanın bir yerlerinde görüşmeler” yapan ve bunların bir kısmını ‘yazan’ bir alter ego’su varmış Taha Kıvanç’ın, o aramış, bazı ipuçları vermiş... (Yeni Şafak, 26 eylül)
Yeni Şafak yönetimini uyarıyorum: Taha Kıvanç & Co.’nun kişilik ikilemesi vardı, üçlemeye dönüştü, durum vahâmet kesbetmekte... J
*
11 ayın dindarı
Olmadı Rektör Bey, demiş Vatan manşetinde. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Emin Alıcı ‘Matbaayı Müslüman olmayanlar kullandı, gelişti.Keşke o zamanlar Anadolu Müslüman olmasaydı!’ demiş. (Üstelik, rektörün ciddi bir handikapı da var, Süryani! Yerler adamı...)
Laik gazeteler bile – paranın gözü kör olsun – ramazanda dindarlaşıyor!
Vatan, 27 eylül
*
Linç girişimini alkışlamak da mı okur kazandırıyor?
Aynı gazetenin birinci sayfasında bir haber: Meksika’da polis kapkaççılarla başa çıkamıyormuş, vatandaş Halk Konseyi kurmuş, yaşlı bir kadının cep telefonunu çalanları yakalayıp dövmüşler sonra bir direğe bağlayarak teşhir etmişler. Vatan haberi “... iki kapkaççıyı yakalayan konsey üyeleri önce bir güzel dövdü” diye veriyor.
O zaman, linç girişimlerine de AFERİN diyeceksin!
Vatan, 27 eylül
*
Kimin aklına gelmiş Müftü ziyareti?
Berlin’deki Protestan ‘Zum Grauen Kloster’ Lisesi öğrencileri ‘Modern Türkiye içinden antik izler peşinde’ temalı bir geziye çıkmışlar, tabii ki Bursa’ya da uğramışlar.
Peki Bursa’da, Alman lise öğrencilerini Bursa Müftüsü’nü ziyarete götürmek kimin fikriydi acaba? Gerçi Mahmut Gündüz son derece akılcı şeyler söylemiş ama... kimin fikriydi, lise yöneticilerinin mi, buradaki muhataplarının mı, kimin?
Sonra ‘Modern Türkiye içinden antik izler peşinde’ temalı bir gezide, müftülük ziyareti ‘modern Türkiye’ kalemine mi giriyor, ‘antik izler’e mi?
Hürriyet, 27 eylül
*
Milletvekilinin maaş artışı bile memur maaşı kadar
İşte AKP adlı partinin ADALET anlayışı:
1 Ocak 2007’de en düşük memur maaşı 814 YTL’ye yükselecek yani 66 lira zam alacaklar.
1 Ocak 2007’de milletvekili maaşı 8.137 liraya yükselecek yani 702 lira zam alacaklar.
Milletvekillerinin alacağı zam... bir memur maaşı kadar!
Hürriyet, 27 eylül
Not: Hükümet partisi AKP’nin ADALET’i yerlerde sürünüyor ama, KALKINMA’ları yerinde maşallah! CHP ne oy verdi dersiniz?
*
El Kayseri Habibullah!
Kayserispor, UEFA Kupası’nda önemli bir maça çıkıyor. İlk maçta 3-2 yenildiği Alkmaar’ı yenip, tura kalmak için oynayacak. Kayseri’nin AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Kayserililer’e bir çağrı yaptı:
“Maç, teravih namazına denk geliyor, ama taraftarlarımız namazı maçtan sonra evlerinde de kılabilirler. Herkes maça gelsin!”
Türkiye’nin en tutucu kentlerinden birinin AKP’yi belediye başkanı!
Kayserili menfaatini iyi bilir...
Milliyet, 27 eylül
*
Allah niye 275 kere söyledi acaba?
Abdest suyunun kandaki alyuvar sayısını arttırdığını savunan M.E.Bakanı (Maalesef Eğitim Bakanı ) Hüseyin Çelik, laf arasında Papa’nın sözlerine de atıfta bulunarak Kuran’ın 275 yerinde Allah’ın insanlara ‘Hiç akıl etmiyor musunuz? Hiç düşünmüyor musunuz?” dediğini söylüyor. (Milliyet, 27 eylül)
Kuran’da 275 kere geçen bu ifade, Kuran’ın ve İslam’ın akla ve düşünceye verdiği önem kadar... hitap ettiği insanların laf anlamazlığının, akla saygısızlığının da ispatı olabilir mi?
Yoksa Allah kullarına niye 275 kere bu ikazda bulunmak ihtiyacı duysun?
*
Benim alım gücüm düştü Sayın Başbakan’ın!
Başbakan’ın dört yıllık iktidarından sarılacağı tek dal düşük enflasyon kaldı.
“Dört sene öncesine bakın. O gün bir asgari ücretle kaç tane ekmek alıyorduk, ne kadar süt alıyorduk, bugün ne kadar alıyoruz? Eğer eksiliyorsa partime sakın oy vermeyin” demiş.
Zaten oy vermedim, vermem ama... benim alım gücüm düştü, Sayın Başbakanım!
Hürriyet, 28 eylül
*
Kartvizit çorap fecaati
Ahmet Hakan açıp Maalesef Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e sormuş, çorabındaki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yazısı ne oluyor diye? Laga luga... (Hürriyet, 28 eylül)
3 Mayıs 1920’den bugüne kadar 59 Hükümet ve yanılmıyorsam 60 Milli Eğitim Bakanı gördü bu memleket.
Milli Eğitim Bakanlığı hiç böyle ‘ayağa’ düşmemişti!
Not-1: Reha Muhtar da bu konuda uzun ve mizahi olmaya çalışan acıklı bir yazı attırdı ama daha ilk satırlarde vazgeçtim, okumadım. Koyu gri pantalonun altındaki kahverengi ayakkabılara bakıp bakıp, ‘lacivert çizgili pantolonun altında, siyah ayakkabının içinde...’ diyen yazarı niye okuyayım!
Not-2: Bu haberi Takvim patlattı. Diğer bütün gazeteler de aldı. Cuma günü Takvim, birinci sayfadan bir habercik yapıyor ve “Takvim modası – Bakan modası manşetimiz gündem oldu. Başta Hürriyet olmak üzere, pek çok gazete habere ilk sayfadan yer verdi” diye yazıyordu. (29 eylül) Türk basınında bu aşağılık kompleksinin sonu gelmez!
*
Daha gerçekçi bir yoksayım
Ertuğrul Özkök yazısında “Bunu şu varsayım üzerine yapıyoruz: ‘Demokrasi bugüne kadar bulunmuş en iyi yönetim biçimidir. En iyileri iktidara getiren sistemdir.’ (Hürriyet, 28 eylül)
Her iki cümleye de itirazım var:
(1) “Demokrasi bugüne kadar bulunmuş en iyi yönetim biçimir” yerine W.C. gibi düşünüyorum: “Diğerlerinin hepsini hariç tutarsanız, demokrasi bilinen en kötü siyasal rejimdir!”
(2) “Demokrasi en iyileri iktidara getiren sistemdir” sözünü tartışmaya bile değmez, iktidara gelenler ortada! J
*
Engin Ardıç
İdolüm Engin Ardıç’ın ‘ulaşım sorununu irdelediği’ (benden!) Gazeteci yazısı’ndan bir iki alıntı:
- Herkesin evinin önünde 'fiberglass' beyaz bir kulübede uyuklayan bıyıklı köylü de yok, sanki güvenliği korurmuş gibi...
- Peki ne yapacaklardır bu insanlar arabalarını, bir yerlerine mi sokacaklardır geceleri?
- Peki şu Deniz Baykal da partinin başından ne zaman ayrılacak? Vallahi bu da bir sorundur yani. Üstelik aşk da nedir, hüzünlü bir kelebeğin ıssız kumsallarda yapayalnız kanat çırpmasından başka? (Yazı fena olmadı lan, acaba Vatan Gazetesi'ne mi geçsem?)
Akşam, 28 eylül
*
Cem Yılmaz neden apolitik takılıyor?
Aynı gazetede yazan Oray Eğin de ‘öteki Türkiye’ üzerine yazısında, aydınların, gazetecilerin (iki farklı kategori olarak zikreden benim, Eğin değil) hatta komedyenlerin bu meselelere eğilmesini ve kamuoyu oluşturmasını isterken, şöyle diyor:
“Türkiye'nin en komik adamı Cem Yılmaz'sa, en başta ona ihtiyacımız var. Hayatta çok para kazanmak, milyon dolarlarla oynamak, Levent Kebapçısı'ndan sövürme siparişi verip sabaha kadar kuzenle PS2 başında takılmak, mankenler, Porsche almak da var. Ama bir de kapının önünde Türkiye var. Cem Yılmaz'ın neden apolitik olduğunu yakın çevresine hangi cümleyle izah ettiğini biliyor musunuz? 'Böyle işlere bulaşınca Porsche taksitimi inceliyorlar' diyormuş.”
Akşam, 28 eylül
*
Breh breh breh!
TCK’nın 301.Maddesi’nin kaldırılması için her türlü gerekçeyi (veya bakış açısına göre bahaneyi) duydum ama, bu sonuncusu mevzuyu bitirdi. Bu laftan sonra artık ne TCK 301 kalır ne SLK 301...
“Açıkçası Türklük, bir maddenin arkasına sığınmayacak kadar büyük ve kudretli!..”
Mehmet Ali Ilıcak – Bugün, 28 eylül
*
Yapmazlar, Müslümandır bunlar!
Şanlıurfa Ceylanpınar Tarım Çiftliği’nde iş garantili kurs açılmış. Binlerce kişi başvurmuş. 30 kişiyi almışlar. Bu 30 şanslıdan 27’si Bismilli’ymiş. Tarım Bakanı gibi...
Tesadüftür ayol, bunlar Müslüman’dır, Allah’tan korkarlar. Sonra partilerinin adı ADALET ! (ve … KALKINMA diyeceksiniz. Doğru!)
Takvim, 28 eylül
*
Haber spotu değil bilmece
Anadolu Ajansı’nın abonelerine geçtiği haberin spotu. Dikkatli okuyun sonunda imtihan edeceğim:
-TÜPRAŞ'IN DEVİR SÖZLEŞMESİ...
-DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU, TÜPRAŞ'IN
DEVRİNE İLİŞKİN ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞI
İŞLEMİNİN YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI İSTEMİNİN
REDDİNE YÖNELİK KARARA YAPILAN İTİRAZI REDDETTİ
Evet, şimdi söyleyin bakalım bu haberden ne anladınız?
Siz gazeteciliği, siz ‘haber merkezi editörlüğü’nü kolay mı zannettiniz? Günde böyle yüz tane ‘Da Vinci Şifresi’ çözmek gerekiyor...
AA, 28 eylül
*
Zavallılar!
Emin Çölaşan yazdı, AKP yandaşlarının elindeki İstanbul Ticaret Odası’nın yazılarında Atatürk Havalimanı yerine, ısrarla ve inatla Yeşilköy Havalimanı deniyormuş. (Hürriyet, 29 eylül)
Bu kadar küçülebilirler mi gerçekten?
*
Yapmazlar, Müslümandır bunlar!
Yine Emin Çölaşan yazdı:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ihale açarak 110.000 adet fotoğraf albümü ve 110.000 adet anahtarlık almış. İhale bedeli 2,4 milyon YENİ Türk Lirası. Yani bizim eski 2,5 TRİLYON. (Hürriyet, 29 eylül)
Fotoğraf albümü ve anahtarlık alımı için!
Hani vergilerimiz, paramız nereye gidiyor diye merak eden olursa...
Not: Bu arada ihaleye tek şirket katılmış ve haliyle kazanmış. Artık günahı boynuna!
*
Ahmet Hakan, Erbakan’dan kız istedi mi?
Soru: “Kızmayın ama size bir şey soracağım. Siz Erbakan’ın kızına talip olmuş muydunuz?”
Cevap: “Hem ant içerim... Hem yemin ederim... Hem de kasem ederim ki: Adına ister "isteme", ister "talep etme", isterse "görücü gönderme" deyin... Söz konusu olay, asla ve kat’a vuku bulmamıştır. Bırakın vuku bulmasını... Aklın ucundan dahi geçmemiştir.”
Ahmet Hakan – Hürriyet, 29 eylül
*
Tutarlı…
Feminist filandır ya Ruhat Mengi, sokakta kızkardeşini tokatlayan davarı evire çevire döven gençlerin haberini okuyunça, ‘Adanalı damarı’ tutmuş da ‘Hay elinize sağlık!’ deyivermiş, filan...
Bu yazı şu temenniyle bitiyor: Yeter artık bu saldırganlık!
Vatan, 29 eylül
*
Laf kime?
“Gazeteci haber yapmadığı için ne yapsın? Kimisi hayatı beş yıldızlı tatile çevirdi, kimisi sülün gibi kızların satışından mesul oldu. Kimisi ‘Kral giyinik’ nakaratları üstünden varlık geliştirdi…”
Ayşe Önal - Star, 30 eylül
Hepsini anladık da… ‘sülün gibi kızların satışından mesul’ gazeteci (ler) kim?
*
Kimdi o CHP muhalefet yapmıyor diyen kendini bilmez?
Al sana, CHP İzmir Milletveliki Erdal Karademir’in tokat gibi soru önergesi.
CHP Milletvekili sordu: “Başbakan’ın çocuklara dağıttığı oyuncaklar Çin malı mı? Fiyatları ne? Hijyenik mi?”
Nasıl da sahip çıkıyorlar memleket meselelerine be… helal olsun!
Güneş, 30 eylül
*
Serdar Turgut’tan Milliyet tarifi
“Arka sayfa güzeli kalkarsa bunalıma girmeyecek tek yayın yönetmeni Sedat Ergin'dir. Çünkü o Milliyet'in yayın yönetmenidir ve bildiğiniz gibi Milliyet dünyanın ve de belki tüm evrenin en sıkıcı gazetesidir. Okuyan üzerinde xanax etkisi yapan bir gazetedir o.”
Serdar Turgut, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Akşam, 30 eylül
*
Ağır bir soru…
Yukarıda, CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir’in soru önergesini tiye aldım ama…
CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğlu son derece manidar bir soru yöneltmiş Maalesef Eğitim Bakanı’na:
- Siz en son hangi kitabı, ne zaman okudunuz? (Ben olsam ‘Hiç kitap okudunuz mu?’ diye sorardım…)
- … Çok fazla kitap okumadığını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a öğrencilere örnek olması için yılda 10 kitap okumalarını önerecek misiniz? (Gerçekten merak ediyorum, acaba Başbakan, hayatında hiç kitap okudum mu acaba?)
Bir Başbakan’ın, bir Maalesef Eğitim Bakanı’nın bu sorulara muhatap olması ne utanç verici!
Hürriyet, 30 eylül
*
Sabah’ın hain manşeti : Yapmazlar, Müslümandır bunlar!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 25 Temmuz’da, Kadıköy Salı Pazarı ve Bahçelievler’deki Çobançeşme Fidan Borsası için ihale açacağını duyurmuş. İnşaatçı Emrullah Turanlı 15 ağustosta ihaleye çıkarılan yerlerin ismiyle iki şirket kurmuş.
15 ağustosta kurulan şirketler 22 ağustosta yeterlilik belgesi almış ve 29 ağustosta da 51 milyon YTL’lik iki ihaleyi birden kazanmış.
Sabah gazetesi utanmadın ‘İki haftada iki jet ihale’ diyor sanki işin içinde bir Ali Dilbo muydu neydi, ondan varmış gibi…
Utanmazlar! Bilmez misiniz ki bunlar Müslüman’dır, Allah korkusu vardır, böyle şeyler yapmazlar! (… diye oy vermediniz mi siz bunlara?)
Sabah, 30 eylül
*
Sabah ısrar ediyor adamları karalamakta : Yapmazlar, Müslümandır bunlar!
Turizm Bakanlığı, Park Otel için hazırladığı yeni imar planıyla, sadece otel yapılabilecek olan arsada rezidans yapımının da yolunu açtı. Geçen yıl Kutman-Ofer ikilisinin satın aldığı otelin değeri böylece 20’ye katlanmış olacak… (Sabah, 30 eylül)
Müslüman AKP!
*
Var mı cevap verecek?
New York Times’in en ciddi kalemlerinden, gazeteci Thomas Frienman, Batı - İslam dünyası - Türkiye üzerine bir yazısında, Ramazan’ın ilk gününde Irak’ta bir Sünni intihar komandosunun bir Şii camiini havaya uçurarak 25 Müslüman’ı öldürdüğünü, yine aynı gün bir Şii saldırganın benzin kuyruğunda bekleyen insanların arasına karışıp pimi çektiğini ve 35 Şii Müslüman’ı öldürdüğünü hatırlatarak çok vahim bir sual soruyor:
“Danimarka’da karikatürler ya da Papa’nın konuşması şiddet gösterilerine neden olabilirken, İslam dünyasından buna nasıl tepki gelmez?” (Vatan, 30 eylül)
Cevabı olan var mı?
*
İlahi vatandaş : Yapmazlar, Müslümandır bunlar!
Melih Aşık yazıyordu, Erdek-Narlı’da bir kaçak yapılaşmayı ihbar etmek isteyen sorumluluk sahibi vatandaş, Erdek Belediyesi’ni aramış ‘Bir dilekeçe vereceksiniz, ayrıca 35 lira ödeyeceksiniz’ demişler.
İhbar için niye para ödemesi gerektiğini sorduğunda aldığı cevap:
- Denetimi yapacak kişilerin araç giderleri için… (Milliyet, 30 eylül)
Engelleme nasıl amat? Muhteşem…
İlahi vatandaş, kimi kime şikayet ediyorsun?
*
Haberi yapılmamış şehit cenazesi sorun olmaktan çıkar!
Terörle mücadele konusunu muhalefetin siyasal malmeze yaptığından şikayet ederken Başbakan diyor ki: “Medyamızdan da beklediğimiz desteği alamıyoruz. Cenazeleri, o duygusal anları göstermek suretiyle tahrikler oluşturuluyor…” (Milliyet, 30 eylül)
Biz şehit cenazelerini haber yapmasak, kimse duymayacak, mesele kalmayacak…
Haklı adamcağız, münasebetsizlik bizde!
*
GEÇEN HAFTANIN HABERİ BUYDU…
Avrupa Birliği adına, Ankara’da düzenlenen ‘Gıda ve Hijyen Sempozyumu’ için gelen 5 Avrupalı gıda mühendisi, Başbakanlık AB Sekreterliği binasında verilen yemekte… zehirlenerek hastaneye kaldırıldı! (Hürriyet, 30 eylül)