Güncelleme Tarihi:
“Terörün arkasında gizli servisler var... İngiltere'de iktidardaki Yeni İşçi Partisi milletvekili Michael Meacher, batıdaki terör saldırılarından gizli servisleri sorumlu tuttu.”www.acikgazete.com adresinden yayın yapan AÇIK GAZETE'dendi. (YANDA)
*
ÇELİKKAN KURTULDU
Radikal İki, eski yazarı Murat Çelikkan'ın dönüşünü şöyle anons etti:
“Çelikkan kurtuldu. Murat Çelikkan dört yıla yakın bir süredir ana gazetede yazıyordu. Onu İsmet Berkan'ın baskısından kurtararak İki'ye transfer ettik. Farkı göreceksiniz..”
Çelikkan da “Tekrar merhaba” yazısına şöyle giriyordu:
“Gördüğünüz gibi taşındım. (...) Bu durumu önce ana gazeteden Ek'e sürgün olarak nitelediysem de, Tuğrul Eryılmaz'ın 'Oğlum pazarları daha çok satıyoruz, daha çok okunursun' sözleriyle tesellli buldum. (...) Burada da olmazsa, Cumartesi Eki'ne giderim. O da fena satmıyor!”
Radikal İki, 4 eylül
*
İKTİDARIN 3 SORUNU
Prof.Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesinde “iktidarın üç mesele imtihanı” diye yazdı.
Karaman’a göre, AKP Hükümeti’nin süratle vermesi gereken 3 imtihan şunlar:
1-İmam-hatipler
2-Genel olarak din eğitimi sorunu
3-Türban
Memleketin, milletin başka derdi kalmamış çok şükür...
Milliyet, 5 eylül
*
MEHMET ALİ ILICAK'A GÜVENİYORUM
Son kez bu isimle yayımlanan DÜNDEN BUGÜNE TERCÜMAN gazetesinin birinci sayfasında şöyle bir anons yed aldı:
Mehmet Ali Ilıcak'a güveniyorum
Bugün, son defa "TERCÜMAN"da yazıyorum. Yarın bütün okurlarımla "BUGÜN" gazetesinde buluşmayı umut ediyorum.
Her vedada bir nebze burukluk vardır; hayâl kırıklıkları da... Ama biz bir yandan veda ederken, bir yandan da taze bir başlangıca, sizlere BUGÜN'de "Merhaba" demeye hazırlanıyoruz.
İmza?
İmza, Nazlı Ilıcak... Mehmet Ali’nin bi’tanecik anneciği, Allah ayırmasın!
DB Tercüman, 5 eylül
*
DOMUZDAN YANA OLMAK
Abdullah Öcalan’ın siyasi muhatap kabul edilmesini isteyen PKK yandaşı bir grup çapulcu, Gemlik’te bir gösteri yapmak istedi, polis engelledi.
Birgün gazetesi bu haberi manşetten şöyle verdi:
Gerginlik sokakta
Öcalan’a destek amacıyla Gemlik’te yapmak istedikleri eyleme izin verilmemesi, polisle göstericilerin çatışmasına sebep oldu
Yani:
- PKK’lıların amacı gayet barışçı ve meşru imiş
- Ama demokratik eylem haklarını gasp eden polis izin vermemiş
- ‘Göstericiler’ olay çıkarmamış, ‘polisle göstericiler çatışmış’ ...
Haber de aynı kafada. Mesela ‘polis havaya ateş açınca, göstericiler molotof kokteyli ve taşlarla KARŞILIK vermiş...’
Birgün’e göre bu da demokratik hak!
Birgün, 5 eylül
*
GÖRSEL MALZEME
Aynı Birgün gazetesinin haberini tamamlama gayretine bayıldım.
Tunceli’de ‘amipli dizanteri’ salgını, haberine ne fotoğraf kullanmış gazete, bilin bakalım!
... Büyüteç altında bir AMİP FOTOĞRAFI!
Tunceli’de hastalığa sebep olan amip bu muydu acaba? J
Birgün, 6 eylül
*
GAK GUK...
Hani Cuma namazından çıkan Hizb-ut Tahrir adlı dandik örgütün provokatörleri İstanbul’un göbeğinde gösteri yaptılar da, meşru haklarını savunan emeklileri, memurları, kayıp annelerini filan büyük bir keyifle coplayan kahraman polis bir güzel seyretti...
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek “Polis belki de Cuma saati olduğundan bilemem, bir olay çıkmasın diye belki de sonra yakalarız adalete teslim ederiz diye düşünmüş olabilir” demiş. Gak guk vaziyetleri, keşke hiç konuşmasaymış!
Hürriyet, 6 eylül
*
SAĞDUYU SAHİBİ LİNÇÇİLER
Aynı olay hakkında Yalçın Bayer’e yazan bir okur şöyle diyor:
FATİH Cami’nin avlusunda kürsü kurup toplanan kalabalığın önünde Atatürk’e hakaret eden, devlet büyüklerini aşağılayan ve Şeriat bayrağı açarak cihat çağrısını yapan Yılmaz Çelik adındaki yobaz bozuntusunu polis görmemiş, eylemi engellememiş İki gün sonra Bilecik Bozüyük’te içlerinde DEHAP’lıların bulunduğu, camlarında APO posterleri asılı otobüsler, sağduyu sahibi Bozüyüklü vatandaşlar tarafından önleri kesilerek durdurulmuş, slogan atanlar linç edilmek istenmiş... VS.
Otobüsleri durdurup, slogan atanları LİNÇ etmek isteyen SAĞDUYU SAHİBİ vatandaşlar ha!..
Hürriyet, 6 eylül
*
HÜRRİYET’TE ÇIKMAMIŞ HABER, HABER DEĞİLDİR
Bütün gazetelerin 7 eylül Çarşamba günü verdiği Avusturya’daki korkunç teleferik kazasını Hürriyet’in 24 saat gecikmeyle arka sayfaya manşet yapmasını eleştiren okurlar oldu.
Haksızlık ediyorsunuz. Hürriyet’te çıkmamış haber, haber değildir! J
Hürriyet, 8 eylül
*
UZMAN GÖZÜYLE
Star Grubu’nun talan edildiğinden yakınan Cem Uzan, Cumhurbaşkanı Sezer’e bir mektup yazmış, “Star Grubu’nda çalışan müzik sunucuları bile soygundan pay almak için yarışıyorlar” demiş ve bir de dilekte bulunmuş: “Sayın Cumhurbaşkanım soygun ayağa düştü. Lütfen müdahale ediniz!”
Eskiden bir tek Uzan soyuyordu ne güzel...
Akşam, 8 eylül
*
ARŞİVLERİN KÖTÜ HUYU SÖYLENENLERİ MUHAFAZA ETMEKTİR
Cengiz Semercioğlu ‘Hangisi doğru Fatih Altaylı?’ diye soruyordu:
Dün Sabah’ta Fatih Altaylı’nın ‘Mehmet Ali Birand neden olmadı’ yazısını okuyunca kafam karıştı.
Altaylı diyor ki;
‘Mehmet Ali Birand’ın Kanal D Haber’de umulduğu kadar başarılı olamayacağını, adı gündeme ilk geldiği zaman söylemiştim. Ancak Arzuhan Yalçındağ ve Ertuğrul Özkök ‘Olur’ demişlerdi’.
Yani buradan öğreniyoruz ki Altaylı, Kanal D’deyken Birand’a muhalefet etmiş, buna rağmen Yalçındağ ve Özkök, Birand’ı göreve getirmiş.
Oysa biz olayı nasıl biliyorduk.
Hani Birand’ı öneren Fatih Altaylı’ydı?
Bunu ben söylemiyorum.
İşte Altaylı’nın 20 Mayıs 2005 tarihinde Hürriyet’te yazdıkları:
‘Kanal D yönetimi olarak uzun uzun düşündük, eledik, tarttık. Sonunda Mehmet Ali Birand üzerinde mutabık kalındı.
Birand’la önce ben görüştüm ve teklifimizi ilettim.
Mehmet Ali Yalçındağ, Ertuğrul Özkök ve ben bir hayli ısrar edince, ‘Yeni yayın dönemine kadar düşüneyim’ dedi.
İnşallah Sevgili Mehmet Ali Birand bu teklifimi kabul edecek ve eylül ayında Kanal D Haberi, yepyeni kimliğiyle izleyeceksiniz.’
(www.hurriyetim.com.tr)
19 Mayıs 2005’te yine aynı Altaylı, Medyatava adlı internet sitesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
‘Haberin daha ağırlıklı olması için Mehmet Ali Yalçındağ, Ertuğrul Özkök ve ben Mehmet Ali Birand’a öneride bulunduk.
Birand’ın iyi bir ekran yüzü var. Halka da sempatik geliyor.
Biliyorsunuz ABD’de filan yaşı altmışın üzerinde isimler ekrana çıkıyor.’
(http://www.medyatava.com/haber.asp?id=20386)
Şimdi Fatih Altaylı’nın 19 ve 20 Mayıs’ta söyledikleri mi yoksa dün Sabah’ta yazdıkları mı doğru?
Hani Birand ekranda iki-üç haftasını doldursa diyeceğim ki Altaylı fikrini değiştirdi. Ama yok!
Birand’ın iki günlük performansına bakıp ‘Mehmet Ali Birand neden olmadı’ demek hiç centilmence değil.
Kaldı ki Altaylı, Kanal D Haber’i dördüncülükte bıraktı, yani Birand bir anlamda ‘enkaz devraldı’.
Kaldı ki Birand’ın ilk üç gün sonrasında hep yükseliş trendinde.
Bir ay sonra Birand başarılı olursa, Altaylı yeniden ‘Kanal D haber’e ben önermiştim’ der mi acaba?
Küçük bir not;
Fatih Altaylı, Kaya Çilingiroğlu’nun Feraye Tanyolaç’la yemek yemesini haber yapan magazincilere ‘Siz sapık mısınız’ demişti.
‘Sizin karşı cinsten bir arkadaşınız, sırdaşınız olamaz mı, her yemek yediğiniz kadınla yatıyor musunuz?’ diye sormuştu.
Kaya-Feraye-Hülya üçgeninde olayın nereye geldiğini görünce anladı mı acaba?
Birand’a enkaz devretmesinin, bu ilişkileri çözememesiyle ilgisi olabilir mi acaba? (Kelebek, 9 eylül)
Altaylı hemen ertesi gün (ağır haraketler ederek) cevap verdi. Onun yönettiği devirde Kanal D Haber’in 4. değil (magazini azalttıkları için) 2.olduğunu söyledi. Birand’ın göreve getirilişiyle ilgili iddialaraysa ‘Ertuğrul Abi’ne sor!’ demekle yetindi. (Sabah, 10 eylül)
*
MANEVİ ELİ BUYSA...
Kasımpaşaspor son iki senede 10 bin kişilik kapalı bir çim sahaya ve muhteşem tesislere kavuşmuş. Ayrıca üç büyük otoparkın geliri de kulübe bırakılmış.
Kasımpaşalılar bu mucizeyi şu sözlerle özetliyorlarmış: Başbakan’ın manevi eli değdi!
Büyük bir tesis, büyük bir stadyum, üç tane otopark... başbakanın bir de ‘maddi eli’ değse neler olacaktı kim bilir!
Vatan, 10 eylül
*
HADİ CANIM SEN DE!
Avrupa Komisyonu’nın yaptırdığı kamuoyu araştırmasına göre Türkiye’nin en güvenilir kurumu (% 76) HÜKÜMET imiş.
Suallere bakıyorum (gazetelerin yarım yamalak verdiği kadarıyla) cevapların arasında ne TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ var, ne de CUMHURBAŞKANLIĞI...
Avrupa Komisyonu ‘duymak istediği cevabı’ almanın yolunu bulmuş galiba....
Gazeteler, 10 eylül
*
UZMANINDAN CİNAYET DERSİ
Hürriyet gazetesi yeni bir köşe yazarı anons etti: İstanbul Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü’nün eski başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy...
Sevil Hanım ‘MÜKEMMEL CİNAYETİ KİM İŞLEYEBİLİR’ başlığı altında, şunları yazacakmış mesela:
- Türk katiller, en çok hangi delili bırakır, neyi saklamak ister?
- Cinayet yerine giden dedektifler önce hangi delilleri arar?
- Cinayetlerde silahlı katil mi bıçaklı katil mi daha çabuk bulunur?
Hürriyet yönetimi haklı, Türkiye’de her sene binlerce cinayet işleniyor. Katiller ve potansiyel katiller iyi bir okur kitlesi oluşturabilir! Ayrıca Sevil Hoca’nın tüyoları sayesinde ‘MÜKEMMEL CİNAYET’ işlemeyi de öğrenebilirler! J
Hürriyet, 10 eylül
*
UYANIK TÜRKLER
Melih Aşık yazdı:
Okurumuz Tekirdağ'da Tuğlacılar Lisesi'nde ehliyet sınavına giriyor... Emir var. Cep telefonları sınav salonuna sokulmuyor. Peki ne olacak? Kapıda bir vatandaş 1 YTL karşılığı telefonları emanete alıyor. Yaklaşık 500 telefona 3 saat bakan bu vatandaş 500 YTL kazanıyor. Bizim milletin girişimcilik ruhu bazen her türlü takdirin üzerine çıkıyor!
Milliyet, 10 eylül
*
BİRAND’A BİLİMSEL SAVUNMA
Ali Atıf Bir, Mehmet Ali Birand’ın lehine ne yazacak diye merak ediyordum, yazması lazım ya...
“Galiba (televizyonların reytingini ölçen) AGB panelini sorgumalanın zamanı geldi...” diye yazdı.
Yani ‘Maçı kaybettik çünkü hââkem inbeydi’ demeye getiriyor!
Hürriyet, 10 eylül