Güncelleme Tarihi:
“EL CEZİRE BOMBASINI BUSH'UN ELİNDE PATLAYACAK... El Cezire bombası ABD Başkanı George W. Bush'u terletiyor. Bush'un, CIA işkence uçaklarını dost ülkelerin havalimanınlarını (ya da hava alanlarını) bilgilendirmeden kullanması ortalığı karıştırırken Arap televizyonu El Cezire'yi bombalamak istemesinin oraya çıkması ciddi bir güvensizlik ortamı yarattı. Gazetecileri Koruma Komitesi konuyla ilgili Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'den açıklama istedi. El Cezire televizyonu Genel Müdürü Vaddah Hanfer, İngiliz hükümetiyle görüşmek için Londra'ya uçtu." www.acikgazete.com adresindeki AÇIK GAZETE'dendi... (YANDA) * AKLINA BAŞKA ŞEY GELMEK Başbakan’dan bir cümle: “Ama bunların kitabında böyle şey yok. Niyetleri bozuk. ‘Pazarlama’ dediğin zaman, akıllarına başka şey geliyor.” (Milliyet, 21 kasım) Kadınların iki saç telini, erkeklerin dizini görünce azan da ‘aynı bunlar’ mı acaba? * MÜLKİ YÜRÜYÜŞ Muğla Yatağan Kaymakamı Şehmuz Günaydın, halkla tanışmak ve kaynaşmak için bir yürüyüş düzenledi. Ama yağmur var diye, kimse gelmedi. Neticede Kaymakam, eşi ve Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık, 8 km.lik bir yürüyüş yaparak kaynaştılar. Türk milletini harekete geçirmek kolay değildir! Bugün, 21 kasım * ARAPLARIN SEVDİĞİ UÇAK TC Başbakan’ı için satın alınan (55 milyon dolarmış galiba maliyeti) A319 uçağından bir tane de Tony Blair talep etmiş, ama İngiliz Maliyesi ‘Çok para’ diye reddetmiş. İngiltere, Türkiye’den (milli gelir açısından) 7 kat zengin bir ülke oysa... Bu arada, haberi veren Vatan ‘Arap liderlerinin tercihi A319’ diyor. (Vatan, 21 kasım) Ben de yıllardır bizim imamilerin ‘taarüb’ peşinde olduğunu söylüyorum ya... * HAH ŞİMDİ YANDIK! Başbakan, Turgut Özal’ın ANAP’ını kast ederek ‘83 RUHU DİRİLDİ’ demiş. (Takvim, 21 kasım) Şimdi papazı bulduk... çünkü bu ‘83 Ruhu’nun altından nasıl bir talan, yolsuzluk çıktığını, ‘dikili bir ağacı bile olmayan’ Özallar’ın nasıl orman ‘diktiğini’ gördük. Yine başa mı dönüyoruz yani? * FARKLI BİR EKONOMİK HESAP Hükümet yanlısı kaynaklara göre, milli gelir üç senede 2’ye katlanmış (183 milyar dolardan - cari dolar kuruyla elbet - 358 milyara çıkmış) Bu arada kişi başına gelir de 2.634 dolardan 4.954 dolara çıkmış. Şimdi bu rakamlara bakarsanız, Türkiye’nin zenginleştiği söylenebilir. Ama şeytanın avukatı gözüyle bakarsanız, kıllık yapmak mümkün: Peki bu 3 yıl içinde iç ve dış borçlar ne kadar arttı, diye sorulabilir. Toplam borç, 216,5 milyar dolardan 343,2 milyar dolara çıkmış. Türkiye bu 3 senede 126,7 milyar dolar borç alarak 175 milyar dolar gelir yaratmış. Yahut da, her Türk vatandaşı gelirini 2.320 dolar artırmak için 1.810 dolar borç DAHA almış. Gazeteler, 21 kasım * DİE BATTI MI? Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) adı değişmiş, Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK) olmuş. (Zaman, 22 kasım) Niye böyle bir ihtiyaç duydular acaba? TÜİK bir üst-kimlik olabilir mi acaba * MÜJDE! Manşet: PETROL DENİZİ BULDUK - TÜRKİYE’NİN KADERİ DEĞİŞECEK... Bugün gazetesi pek sevinmiş, yavrucak! (22 kasım) Halbuki şu yarım yüzyıla yaklaşan ömrümde, ben böyle en az 10 tane haber okudum: kaç kere petrol denizi bulduk, kaç kere doğalgaz deposu, zengin bor madeni, dünyanın bin yıllık tüketimine yetecek altın, Karadeniz kıyısında dünyanın en zengin uranyum madeni... Türkiye’nin kaderi pek değişmedi! * E.T. Engin Ardıç, ‘Tek bir İslami kıyafet yok ve olamaz’ başlıklı yazısının bir yerinde “Üstelik mütedeyyin Mısırlı kadınlar bile türbanı bizimkiler kadar “ağır” sarmıyorlar, saçlarını ve boyunlarını şöyle bir örtmekle yetiniyorlar, bizim bazı “ibişler” gibi saçları arkada topatan kavunu gibi birikip uzamıyor!” diye bir benzetme yapıyordu. (Akşam, 23 kasım) Ben, Ardıç’ın sözünü ettiği o, saçını arkadan toplamış ve türbanı mümkün olduğu kadar sıkmış kızlarımızı, topatan kavunundan ziyade, E.T.ye benzetirim hep... * ROBERT SAMUELSON SOL AÇIK MI? Ekonomi sayfasındaki köşenin ‘Meğer Samuelson da yanılırmış’ diyen başlığına gözüm takıldı. Öğrenciliğimde Samuelson’u az buçuk okumuşluğum vardır, bakayım nerede yanılmış, diyecek oldum... ‘Robert Samuelson yirminci yüzyıl boyunca...’ diye başlayan paragrafı görünce vaz geçtim. Nobel ödüllü ekonomist Paul A.Samuelson’un daha adını bilmeyen ekonomisti ne okuyacaksın? Diyecek oldum ki, Haber Merkezi’nden bir arkadaş noktayı koydu: - Karısına kafa atan, Samuelson’un adını da kafasından atar! Akşam, 23 kasım * AH BİR DE KAFALARI İYİ İŞE ÇALIŞSA Adam elinden tuttuğu çocukla cep telefonu bayiine girmiş, karısı için telefon alacak. İki model arasında tereddüt edince, ‘Karım arabada, şunları bir gösterip geleyim, siz bir dakika çocuğa göz kulak oluverin...’ demiş. Gidiş o gidiş. Polisin sorguladığı çocuk ‘O adam benim babam değil, beni okula bırakacağım diye arabasına aldı’ demiş. Gözcü, 23 kasım * BİR YANLIŞ DAHA! Öyle Devlet Erkânı’ndan tanıdıkları olan, ‘Geçenlerde .. Bakanı ile oturmuş sohbet ediyorduk’ diye mangal körüklüğü yapanlardan değilim. Hem maalesef hem ne mutlu! Ama Hakkâri Valisi Erdoğan Gürbüz’ü (eğitim projeleri sayesinde) tanıdım. Valiliğini bilmem, ama ciddi, sorumlu bir insandır. Başbakan, Şemdinli’ye giderken, güya halkın (burada halkın ne isteyip ne istemeyeceğine kimin karar verdiğini biliyoruz) istemediği Vali’yi yanında götürmeyince ‘yanlış yaptı’ demiştim. Şimdi, ‘PKK’nın istemediği’ vali apar topar görevden alındı. İmza bile beklemeden yerine yeni vali tayin edildi. Vali PKK’ya yedirildi. Yine yanlış yapıldı! Gazeteler, 24 kasım * MOZAİK İNCELDİ 1995’teyde galiba, MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ‘Türk toplumu bir mozaiktir’ diyenlere zarafetle ‘Ne mozaiki ulan!’ diye tepki göstermişti. MHP’liler aradan geçen on senede fikren değişmedilerse de, incelmişler!!! MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aynı konuda şöyle dedi: “Türkiye mozaik olsa adının ‘Mozaikistan’ olması lazım...” Tercüman, 24 kasım * SUÇÜSTÜ Dincilerin Van 100.Yıl Üniversitesi gibi kadrolaşmak ve ele geçirmek istedikleri söylenen bir diğer SEMBOL ÜNİVERSİTE de Samsun 19 Mayıs. Üniversiteden uzaklaştırılanların avukatları, dincilere küçük bir tuzak kurmuşlar: Üniversiteye ‘birilerine yakın oldukları için’ alınacağını bildikleri 19 yardımcı doçentin adının geçtiği bir tiyatro oyunu yazıp, noterden tasdik ettirmişler. Ve... yurtdışında olduğu için müracaatta bulunmayan birinin dışında, adı noterde tasdikli 18 yrd.doçenç... üniversiteye alınmış! Rektör bu kadroların ‘ilanla’ doldurulduğunu iddia edip ‘Dava etsinler’ diye üste çıkıyor. Ama fena yakalanmışlar... Hürriyet, 25 kasım * EMİN ÇÖLAŞAN’IN BU YAZISI BENİ RESMEN BİTİRDİ... Hani Genelkurmay Başkanı bir açıklama yaptı ya ‘2006’da emekli olacağım, görev süremin uzatılması, emeklilikten sonra bir siyasi görev almam söz konusu değildir’ mealinde. Emin Abi bu açıklamayla RAHATLADIĞINI söyledikten sonra ekliyor: “Burada Korkut Özal, Fethullah Gülen gibi bazı şahıslarla birlikte İslamcı gazete ve televizyonları da bir kez daha uyarmak gerekiyor. Belli isimleri kullanarak, içinde yaşadıkları sırça köşklerden demeçler vererek ve Hilmi Özkök’ün arkasına sığınarak TSK’yı daha fazla yıpratmaktan artık vazgeçsinler. Bu hususu Özkök bile kabul ediyor. Dünkü yazılı açıklamada aynen şu ifade yer alıyor: Helal olsun Emin Abi’ye vallahi! Sanki iki hafta önce aşağıdaki yazıyı yazan kendisi değil: “Çankaya, başbakanlara bile daha tatlı ve çekici geliyor! * Hürriyetim’in haberi: BURSA'DA 126 KİŞİ SOBADAN ZEHİRLENDİ “Bursa'da, dün akşamdan itibaren etkili olan lodos nedeniyle, sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 126 kişi, tedavi altına alındı...” Burada yırtınıyoruz aylardır ‘Bursa’da dumandan zehirlenme sezonu açıldı, Allah aşkına ölmeyin!’ diye. Herhalde Bursalılar beni okumuyor... Hürriyetim, 25 kasım * ADALET Milliyet’in herhalde bilinçli olarak yan yana kullandığı iki ‘adalet skandalı’ haberi: (1) Hizbullah davası sonuçlandı. (Hani Hizbullah evlerinde, bahçelerinde domuz bağı denilen yöntemle boğulmuş insanlar bulunmuştu, bu dava.) 2 sanık ağırlaştırılmış müebbed, iki sanık (Biri başbakanlık görevlisi deniyor) 7,5’ar sene alırken yardım ve yataklıktan yargılanan 26 Hizbullahçı ise... ‘Pişmanlık Yasası’ndan yararlanarak beraat ettiler. (Yasa çıktığında herkes ‘Bunların maksadı PKK’yı çökertmek değil, Hizbullah’ı kurtarmak’ diye uyarmıştı!) Bu arada, ‘çeteci’ Van 100.Yıl Üniv. Rektörü hâlâ hapiste, Genel Sekreter adamcağız toprağın iki metre dibinde... Bir gün bir suç işlersem, aman beni Türk adaletine teslim ediniz... * STAR’IN MANŞETİ GÜZELDİ. Yaman Çelişki, diyor. “Özelleştirme karşıtlığında meydanı kimseye bırakmayan Türk-Metal İş Sendikası, kendi işlettiği 4 otul zarar edince, çareyi özel sektöre kiralamakta buldu!” Star, 25 kasım * İNEKLER VE ÖKÜZLER Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik “Siyaset kafa yorma işidir, insan işidir. İnekler hangi partiye üye olsak diye düşünmezler” demiş. Bakan haklı, siyasette pek inek göremezsiniz, ama - sözüm bu meclisten dışarı - ... öyle çok öküz vardır ki! Akşam, 25 kasım * VUR VUR! Eğitim-Sen’e bağlı öğretmenler Ankara’da topluca viziteye çıktı ve yürüyüş yaptı. Vatanı bölmeye ve kamu düzenini bozmaya çalışan (!) bu vatan hainlerine kahraman polisimiz geçit vermedi, itiş kakış yaşandı. (Hürriyetim, 25 kasım) Öğretmenler bu işi bilmiyor: Eğer kadınlar başına bir türban bağlasa, erkekler de kıçına bir çuval giyseydi... polis her türlü kanunsuzluğa göz yumardı! * GÜLDÜRMEYİN! O reklamı hemen değiştirmezlerse, OYAK’a olan güvenim sarsılacak. OYAKBANK reklamı “İYİLER MUTLAKA KAZANIR’ diyor. (Tercüman, 27 kasım) İyiler sadece eblehler için yapılan Amerikan filmlerinde kazanır. Dünyada ilk protein ortaya çıktığından beri değişmeyen bir kuraldın: GÜN UĞURSUZUN! * HİNDİSTANLI İŞADAMI... diyor Star. (27 kasım) Benim bildiğim ona Hintli derler. Ama ‘Hintistanlı’ bir üst kimlik olabilir! * İLERİYE KAÇMAK YAHUT GELECEĞİNDEN YEMEK Herşey çok iyi gittiği için, moral bozmak istemiyorum ama yukarıdaki ekonomi hesabıma ek, küçük bir bilgi notu: Cumhuriyet tarihinin en büyük dış ticaret açığını AKP verdi, diyor haber. 1923 yılından 2002 yılına kadar Türk ekonomisinin toplam dış ticaret açığı 57 milyar dolarmış. 2002-2005 yılında AKP açığı 47 milyar doları bulmuş. Hani ben ‘ekonomide Türkiye ileriye kaçıyor’ yahut ‘gelecekten yiyor’ diyorum ya, budur! Güneş, 27 kasım * CHP’NİN İMAJINA KATKI, diyor haberin başlığı. Deniz Baykal Parti Meclisi toplantısında, yanına genç ve güzel tiyatro oyuncusu (ve CHP Merkez Yürütme Kurulu üyesi) Şahnaz Çakıralp’ı oturtmuş. CHP gibi Cumhuriyet’le yaşıt bir partinin böyle bir güzel kadınla ‘vitrin yapmaya’ ihtiyacı olmasını anlamıyorum. Bunun adı resmen seçmeni aptal yerine koymak! Hani otomobil şirketleri ‘güzel kızlar sattırır’ mantığıyla fuarlarda, kataloglarda mayolu kızlar kullanır ya... Baykal’ın seçmenine bu gözle (abazan diye) bakmasına şaşmıyorum da, Çakıralp’ın bu ‘rolü’ kabullenmesi garibime gidiyor! Hürriyet, 27 kasım * BENZETMEYİ ANLAYAMADIM CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan, Türkiye’nin ‘PKK’ya ait’ diye kapatmak için baskı yaptığı Roj TV’ye çıkıp konuştu. Milletvekili kendini savunduğu gibi (‘Önemli olan yayın kuruluşunun kime ait olduğu değil, ne söylediğimizdir’ diyor. Yarın PKK’nın bir kongresinde söz alırsa, aynı mantıkla, ‘Çıktığımız kürsünün kime ait olduğu değil...’ diyebilir!) karşı saldırıya da kalkışıyor: “İyi niyetli çabama rağmen şimdi Roj TV olayının üzerine gidilmesi üzüntü verici. Bazı çevreler öküz altında buzağı arıyor.” Bu son cümleyi anlamadım. Öküz kim, buzağı kim? Hürriyet, 27 kasım * OLACAĞI BUYDU... Başbakan’ın Samsun konuşması (bağırması daha doğrusu) sırasında, vatandaşın biri pankart açmış: - Sayın Başbakanım Mavi Jeans ve Coca Cola noter onaylı rüyamı çaldı, şikayetçiyim. Hasan Öğretmen, rüyasında gördüğü reklamları gidip notere tasdik ettirdiğini, ama yukarıdaki iki firmanın reklamlarında rüyasını çaldığını iddia ediyor. Koskoca bir prof. rüyasında gördüğü şıhtan aldığı emirleri başbakana iletirse, öğretmen Hasan niye hakkını aramasın?
Çok kaba bir hesapla (ve elmayla armudu toplayarak) şöyle denilebilir:
Türkiye ve Türk insanı şu anda GELECEĞİNİ HARCAMAKLA meşgul!
‘İçinde yaşadığımız kritik dönemde Sayın Genelkurmay Başkanı, şahsına yöneltilen haksız eleştiri ve temelsiz iddiaları ortaya atanlara, esasen TSK’yı yıpratmakta olduklarını bir kez daha hatırlatmakta ve bunları yapanları sağduyulu davranmaya davet etmektedir.’
Özkök’ün sırtından siyaset yapıp ona sahip çıkmaya kalkışanlara bu sözler ders olsun!” (Hürriyet, 25 kasım)
Fakat uzun süredir ortalıkta başka bir isim daha dolaşıyor.
Hilmi Özkök!
Kendisi gelecek yıl 30 Ağustos’ta emekliye ayrılacak.
Fevkalade değerli bir kimsedir. AKP iktidarıyla büyük uyum içerisinde çalışmayı başarmış, onlarla adeta etle tırnak gibi ayrılmaz ve şiirsel bir bütünlük oluşturmuştur...
Ve her konuda!
Bence Cumhurbaşkanlığı makamına Özkök Paşa fazlasıyla layıktır!
Devletin başında ‘ilkeli, güçlü ve tutarlı’ kişiliği ile Özkök Paşa olmalı ve aynı işlevini bu kez Çankaya’da sürdürmelidir!
İçimden fışkıran şu ses hayırlara vesile olur inşallah!” (Hürriyet, 9 kasım)
(2) Adnan Hoca adıyla bilinen ve (tehditle menfaat sağlamak ve çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak suçlarından) 18 yıl hapis talebiyle yargılanan Adnan Oktar ve çetesi ... ZAMAN AŞIMI sayesinde kurtuldu. (Milliyet, 25 kasım)
Hürriyet, 27 kasım